hesabın var mı? giriş yap

  • videoyu 3-4 kez izledim gulmek icin. ilk izledigimde tam; "gulme lan senin de basina gelir melir" derken, nereden basima gelecek boyle bir mallik deyip, kahkahayi bastim ve hala guluyorum alabora oluslari gozumun onune geldikce...

    resmen batan geminin malları olmuslar, ya da alabora olan.

  • kendisi çok iyi teknik direktördür. ne yaptığını bilen ve sözünü sakınmayan birisi.
    son ropörtajında fenerbahçe ve türk futbolu hakkında şunları söylemiş.

    --- spoiler ---

    fenerbahçe günlerini değerlendiren advocaat, "fenerbahçe kariyerimde oyuncuların çoğu beni sevmezdi. bazı kalitesizlikleri yüzlerine söylüyordum. bu taraftara bu mücadele yakışmıyordu çünkü. yönetimle problemler oldu. kalsaydım takımda tahmin edilmeyecek değişiklikler olacaktı." dedi.
    özellikle bu sözleri tam futbolun özeti:
    advocaat, "türk futbolunda oyunculara aşırı romantiklik ve duygusallık yüklenmiş, kalitesizlik gizlenmiş. gerçekler sezon sonu acı tecrübe oluyor. bu paraların döndüğü alanda oyuncuların başarısız olması salaklıktır" ifadelerini kullandı.
    --- spoiler ---

    https://www.haberler.com/…nerbahce-13167314-haberi/

  • kafamda bayağı düşünce döndüren ilginç bir seridir star trek. özellikle günümüzdeki yeniden hayal edilmiş versiyonları gözönüne alındığında aslında bir anlamda çağını yansıtır. bu yazı dahilinde original series'tan çok the next generation'a değineceğim zira benim yetiştiğim seri o. belirtmeye gerek yok, buradaki söyleyeceklerim benim kendi düşüncelerim, yani öyle genelgeçerlik iddiam bulunmamakta.

    original series 1966'da yayına giren ve girdikten sonra bilimkurgu ile ilgilenen herkesin bir şekilde dimağına yerleşen bir seri. bu serinin ana karakterleri olan bir eli şeyinde diğer eli fazerinde kaptan kirk'ü, mantığını kullanan spock'u ve düz normal insan mccoy (doktor) bir anlamda id, süperego ve egoyu temsil ediyor bile denebilir. bu serinin hem dönemin hem de dönem bilimkurgusunun kadın/erkek kabullerini de yansıttığını düşünüyorum bu arada. yani erkeğin errrrkek olduğu, bir nevi amerikan kadirizminin alıp başını gittiği dönemlerdir bunlar. erkek dediğin göğüs kıllarını kesmez, evrendeki tüm "manitalara" yazar, tüm düşmanlarını da biçerdöver gibi keser. ancak tüm bunları dedikten sonra şunu da vurgulamak gerekir. bu seri dönemi için bayağı devrimcidir. 1950lerde sona ermiş bir mccarthycilik dönemine rağmen hala soğuk savaş gırla devam ederken kaptan köşkünde bir rus, malcolm x henüz ölmüşken ve ırksal gerilimler süregelirken zenci bir kadın göstermek falan çok risklidir. evet görece olarak küçük rollerdedir bu insanlar ancak yine de vardırlar.

    devamında gelen the next generation ise belki bir milletler cemiyeti, bir birleşmiş milletler cinsinden bir idealizme sahiptir. aksiyon adamı kirk gitmiş, diplomasiyi ön plana koyan bir picard gelmiştir - gerçi bu geliş biraz yavaştır 1. sezon serinin diğer sezonları ile kıyasla tam bir kepazeliktir, 2. bölümde tüm geminin orjiye falan bağlamasının nasıl bir akıl fikir sonucu olduğunu hala merak ederim. ancak devamında, karakterler oturduktan sonra, dönemi için bir bilimkurgu eserinde olmayacak derecede ciddi konulara girer. mesela ilk sezonda çok da sallanmayan prime directive konusu burada önemli bir yer tutar. bir anlamda sömürgecilik döneminin ciddi bir eleştirisidir bu. nitekim bu dönemde yapılan neredeyse tüm müdahaleler "beyaz adamın yükü" olarak temellendirilmiştir. sömürge altındaki ülkeleri başka gezegenler olarak hayal ederek aslında bu yükün ne kadar varolduğunu sorgular tng bu kavramla. ancak dizinin bu konuda çok oynak bir çizgide hareket ettiğini ve kesin bir fikir belirtmediğini söylemem gerekir - son tahlilde olay "uzay yolculuğu yapamayan medeniyetleri ellememek gerekir, picard aksini düşünmedikçe"'ye bağlar. ne yalan söyleyeyim bu beni hayal kırıklığına uğratan bir istisnai düşüncedir - bu konuyu tartışmaya açıp en nihayetinde amerikan istisnacılığına benzer bir biçimde picard istisnacılığına bağlamak da ne bileyim bana oldum olası yavan gelen bir sonuç oluyor.

    tng'nin konu aldığı bir diğer olay da "insan olmak nedir" sorusudur data özelinde. bu aslında spock ile beraber tos'ta da ele alınan bir konu olmakla beraber, canlı olmayan bir varlık özelinde sorulması bu soruyu daha özel kılar. data belki de terminatör sonrası bilimkurgu evreninde insanlığı yoketmeye çalışmayan nadir yapay zekalardandır. asimov'un r. daneel olivaw'ıyla kıyasla robotik görünür - hatırladığım kadarıyla asimov'un çelik mağaralar adlı kitabında dedektif baley olivaw'ı ilk gördüğünde bir robot olduğunu anlayamaz - ama bende bıraktığı intiba daha insani bir varlık olduğu yönündedir. burada en büyük etki sanıyorum olivaw'ın robotluğundan son derece memnun olup insanlaşma konusunda çok da bir çabasının olmaması ve insanlarla beraber bir ekipte yer almamasıdır. data robot da olsa bir yaşam formu olarak görülür - bu konu zaten bir bölümün başlıbaşına konusudur (https://en.wikipedia.org/…rek:_the_next_generation)).

    robot demişken borg'a da değinmek gerekir. borg tng dahilinde sanıyorum en korkulan rakiptir. bunun temel sebebi olarak teknolojik üstünlüklerinden ziyade tek tip ve empati kurulamayacak derecede olmalarını görüyorum ben. borg, mekanik bir toplumun aşırılaşmış halidir. herşey belli bir düzende yapılır - bu düzene uymayan şeyler de ya yok edilir ya da zorla "uydurulur". bu, çoğulculuk ile kendini ifade eden federasyon için tam bir antitezdir. yani romulanlar bile bu kadar nefret ve tiksinti uyandıracak şekilde tasvir edilmezler. evet belli bir habislikleri vardır ama en nihayetinde diplomatik ilişki kurulabilir, laftan anlayan bir medeniyettir.

    gelelim günümüzdeki tekrardan hayal edişlere. filmler eski seriyi konu alsa da önümüze çok değişik bir federasyon konsepti çizer. bu federasyon silah araştırması yapmaktan çekinmeyen, gizli örgütlere sahip olan, tng'nin federasyonu ile kıyasla vahşi denebilecek bir yapılanmadır. benim bildiğim kadarıyla tos ve tng'de section 31 gibi bir yapılanmadan bahsedilmez - ki zaten federasyonun ilkelerine de aykırıdır. her şeyi demokratik biçimde, diplomasi ile halletmeye çalışan, tüm çözüm yolları sona erdiğinde şiddet kullanan bir yapılanmada gölgeler içinde hareket eden bir örgüt nasıl ve nereye konumlanacaktır tartışılır. ki deep space 9'da da konu alınması 1998lerdedir. yani soğuk savaşın bittiği ve geleceğe yönelik o idealizmin şaşırtıcı biçimde kırıldığı yıllardır bunlar - 3 sene sonra zaten 9 eylül saldırıları olacak ve akabinde ilginç sonuçlar doğuracaktır. zamanın değişen çizgisine star trek'de eşlik eder - o kadar temiz ve idealist bir star trek değildir artık bu. ki voyager hakkında duyduğum bazı şeyler bu kafanın daha da ilerlediğini söylüyor, şahsen izlemediğim için yorum yapmayacağım.

    star trek discovery ise... benim picard ile kurduğum birleşmiş milletlervari federasyon'a tam ters giden bir istikamette konumlanıyor. nereden başlasam bilemiyorum, ancak ilk bölümde sarek'in yetiştirdiği söylenen ama kaptana gider yapan, hatta isteği olmayınca bir nevi darbe yapan bir first officer olunca hafiften bir spock kaş kaldırması yaşatıyor. böyle radikal dinci, ten rengine falan sahip klingonlar görünce de insan "abi naaptınız siz" sorusunu ister istemez soruyor ekrana karşı. kabul, klingonlarda her zaman dini bir tandans vardı da bu gidip isisvari bir biçimde tezahür etmiyordu en azından. spoiler vermemek adına daha ötesine gitmeyeceğim ama dizinin ilerleyen bölümleri de teknik olarak şaheser olsa da senaryo ve anlatı açısından çok alakasız yerlere gidiyorlar.

    şimdi ben şu konuyu açığa kavuşturayım, şahsen tos döneminde bir dizi yapılması beni rahatsız etmiyor; karakterin sarek ile olan bağlantıları hariç karakter özelliklerinde de sorun yok, yani sorunlu bir karakter ilginç bile olabilir - ama bu reimagined dizi ve filmlerin illa tos'tan bir karakterle organik bağlantı kurma ihtiyacını çok anlamlandıramıyorum. bir yeni yapımda da spock veya sarek duymayalım ya. hayır karakterleri bu şekilde temellendirince ben ister istemez "bu karakteri sev çünkü sarek ve spock ile kanka. kankalık müessessi! seveceksin! sevmezsen bu karakterleri de sevmiyorsun" temelli bir yancılık hissi hissediyorum.

    bakın federasyon ve star trek evreni devasa bir evren, devasa bir yapı. şu anda öyle bir hale geldi ki tüm evren spock etrafında, picard etrafında falan dönüyor. şu gerçeğin farkındayım, eski serilerde de diğer serilerden karakterleri görüyorduk ama atıyorum picard'ın büyükbabası kirk falan değildi veya data'yı spock bulmuyordu. tng'nin ilk bölümünde bones gemiyi ziyaret edip gidiyordu mesela.

    picard'ı izlemedim, o yüzden bir yorum yapamayacağım ama izlediğim diğer reimagined eserlerden temelli büyük hayallerim yok, bilakis hayalkırıklığı olacağını düşünüyorum. patrick stewart'ı nasıl ikna ettiler ("money, dear boy" dediğini duyar gibiyim ama umarım öyle değildir) bilmiyorum ama star trek günümüzün dünyası için fazla, hem de çok fazla, idealist kalan bir evren. bu evreni gerçekçi kılmak adına cinsiyet politikalarını, ayrımcılığı ve günümüzün diğer sorunlarını ekleştirdiğinizde ortaya çıkan şey, orjinalinden çok alakasız bir şey oluyor. bakın, tekrardan altını çizeyim - bu yeniden çekilenler atıyorum star mrek olsaydı ve kendi başına bir evren tasvir etseydi bu güzel bile olabilirdi, ama star trek evreni izdüşümünde gerçekten çok alakasız bir yere düşüyorlar.

    bu kadar yazdık, her kültür ürünü kendi çekildiği zamanın değer ve kabullerini yansıtır. star trek de bundan azade değil tabii ki. ama şu yeni dizileri izlediğimde sorunun bizde olduğunu düşünmeden edemiyorum. gene roddenberry'nin hayal ettiği star trek bizim kirli günümüzde o kadar ütopik, o kadar inanılmaz kaçıyor ki, kendileştirdiğimiz zaman özünü kaybeden bir hale geliyor. biz, onun hayal ettiği gibi ilerleyemedik, daha iyi bir insan medeniyeti olamadık gibi duruyor kısacası.

    okuduğunuz için teşekkür ederim.

  • erken seçim olması durumunda hangi partiye oy verirsiniz?
    kararsızlar dağıtılmadan
    chp %25,1
    akp %23,3
    iyip %11
    hdp %11,4
    mhp %5,3
    deva %5,2
    gelecek %1,6
    saadet %1,5
    memleket %0,9
    dp %0,9
    tip %0,9
    btp %0,7
    diğer %0,7
    kararsız %11,5

    kararsızlar dağıtıldıktan sonra
    chp %28,4
    akp %26,3
    iyip %12,4
    hdp %12,9
    mhp %6
    deva %5,9
    gelecek %1,8
    saadet %1,7
    memleket %1,1
    dp %1,1
    tip %0,8
    btp %0,8
    diğer %0,8

    cumhur ittifakı (akp, mhp) = %32,3
    millet ittifakı (chp, iyip) = %41,3

    erken seçim yapılması durumunda ittifaklar aşağıdaki gibi olursa hangi ittifaka oy verirsiniz? (kararsızlar dağıtılmadan)
    cumhur ittifakı (akp, mhp, bbp) = %31
    millet ittifakı (chp, iyip, saadet, deva, gelecek, dp, memleket, btp) = %44,4
    3. ittifak (hdp, tip, sol parti) = 12,5
    başka partilere oy veririm = %1

    erken seçim yapılması durumunda ittifaklar aşağıdaki gibi olursa hangi ittifaka oy verirsiniz?
    cumhur ittifakı (akp, mhp, bbp) = %34,87
    millet ittifakı (chp, iyip, saadet, deva, gelecek, dp, memleket, btp) = %49,94
    3. ittifak (hdp, tip, sol parti) = 14,06
    başka partilere oy veririm = %1,13

    cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turunda adaylar aşağıdaki gibi olursa hangi adaya oy verirsiniz?
    recep tayyip erdoğan (akp adayı) %24,9
    kemal kılıçdaroğlu chp adayı) %26,5
    meral akşener (iyip adayı) %9,6
    selahattin demirtaş (hdp adayı) %8,9
    devlet bahçeli (mhp adayı) %4,3
    ali babacan (deva adayı) %6,9
    ahmet davutoğlu (gelecek p. adayı) %2,1
    muharrem ince (memleket p. adayı) %2,4
    diğer %1,9
    kararsız/ oy kullanmayacak %12,5

    yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde recep tayyip erdoğan'ın karşısına muhalefetin çatı adayı olarak mansur yavaş gösterilirse hangi adaya oy verirsiniz?
    mansur yavaş %46,4
    kararsızım ama büyük ihtimalle mansur yavaş %14,6
    recep tayyip erdoğan %29,8
    kararsızım ama büyük ihtimalle recep tayyip erdoğan %4,1
    oy kullanmam %5,1
    mansur yavaş toplam = %61
    recep tayyip erdoğan toplam = % 33,9

    yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde recep tayyip erdoğan'ın karşısına muhalefetin çatı adayı olarak ekrem imamoğlu gösterilirse hangi adaya oy verirsiniz?
    ekrem imamoğlu %48,6
    kararsızım ama büyük ihtimalle ekrem imamoğlu %12,2
    recep tayyip erdoğan %31,1
    kararsızım ama büyük ihtimalle recep tayyip erdoğan %5,6
    oy kullanmam %2,5
    ekrem imamoğlu toplam = %60,8
    recep tayyip erdoğan toplam = %36,7

    yapılacak cumhurbaşkanlığı seçiminde recep tayyip erdoğan'ın karşısına muhalefetin çatı adayı olarak kemal kılıçdaroğlu gösterilirse hangi adaya oy verirsiniz?
    kemal kılıçdaroğlu %45,3
    kararsızım ama büyük ihtimalle kemal kılıçdaroğlu %10,1
    recep tayyip erdoğan %30,6
    kararsızım ama büyük ihtimalle recep tayyip erdoğan %6,2
    oy kullanmam %6,8
    kemal kılıçdaroğlu toplam = %55,4
    recep tayyip erdoğan toplam = %36,8

    son milletvekilliği seçimlerinde oy verdiğiniz partinin bulunduğu ittifakta olmasından memnun musunuz?
    akp seçmeni
    evet memnunum %73,2
    hayır memnun değilim %26,8

    mhp seçmeni
    evet memnunum %54,5
    hayır memnun değilim %45,5

    chp seçmeni
    evet memnunum %91,9
    hayır memnun değilim %8,1

    iyi parti seçmeni
    evet memnunum %88,2
    hayır memnun değilim %11,8

    oy vereceğinizi belirttiğiniz partinin hangi ittifakta olmasını istersiniz?
    hdp seçmenleri
    cumhur ittifakında olmasını isterim %5,6
    millet ittifakında olmasını isterim %72,4
    iki ittifakta da olmasını istemem %22

    deva seçmenleri
    cumhur ittifakında olmasını isterim %6,9
    millet ittifakında olmasını isterim %76,5
    iki ittifakta da olmasını istemem %16,6

    gelecek partisi seçmenleri
    cumhur ittifakında olmasını isterim %9,1
    millet ittifakında olmasını isterim %69,2
    iki ittifakta da olmasını istemem %21,7

    diğer ittifak dışı partilerin seçmenleri
    cumhur ittifakında olmasını isterim %5,9
    millet ittifakında olmasını isterim %75,9
    iki ittifakta da olmasını istemem %18,2

    erken seçimi destekler misiniz?
    evet desteklerim %63,5
    hayır desteklemem %25,9
    fikrim yok %10,6

    sizce türkiye'nin en önemli problemleri nelerdir?
    ekonomi %61,3
    demokrasi %16,1
    adalet, yargı %7,8
    eğitim, sağlık, güvenlik %6,7
    kürt sorunu %4
    diğer %4,1

    son 1 yıl içerisinde alım gücü ne ölçüde değişti?
    alım gücümüz azaldı %66,9
    alım gücümüz değişmedi %28,9
    alım gücümüz arttı %4,2

    hükümet politikalarını başarılı buluyor musunuz?
    başarılı buluyorum %27,5
    başarısız buluyorum %63,4
    kısmen başarılı buluyorum %9,1

    hükümetin genel politikalarını düşündüğünüzde iktidardan ne kadar memnunsunuz?
    memnunum %29,3
    kısmen memnunum %8,4
    memnun değilim %62,3

    muhalefeti ne derece başarılı buluyorsunuz?
    başarılı buluyorum %40,3
    kısmen başarılı buluyorum %16,9
    başarısız buluyorum %42,8

    son 3 yılı düşündüğünüzde hükümetin performansı sizce nasıl değişti?
    olumlu yönde değişti %4,7
    olumsuz yönde değişti %57,2
    olumlu buluyordum değişiklik olmadı %29,6
    olumsuz buluyordum değişiklik olmadı %8,5

    son 3 yılı düşündüğünüzde muhalefetin performansı sizce nasıl değişti?
    olumlu yönde değişti %48,2
    olumsuz yönde değişti %21,5
    olumlu buluyordum değişiklik olmadı %4,2
    olumsuz buluyordum değişiklik olmadı %26,1

    araştırma 24-31 ocak arasında 1860 kişi ile yapılmıştır.
    kaynak

    ankete göre recep tayyip erdoğan'a karşı en güçlü aday mansur yavaş, %0,2 fark ile onun hemen arkasından ekrem imamoğlu geliyor mhpli seçmenin %45'i cumhur ittifakında yer almaktan memnun değil. eğer muhalefetin adayı mansur yavaş olursa mhplilerin %40'ı mansur yavaş'a oy vermeyi tercih edebilir recep tayyip erdoğan 2018'de ittifakın toplam oy oranından %1 daha az oy almıştı bu sefer ittifakın toplam oy oranından %4 kadar az oy alabilir.
    ankete göre imamoğlu'nu direkt tercih eden seçmen oranı daha fazla mansur yavaş ise kararsız dediğimiz kesimden daha fazla oy alıyor, imamoğlu muhalif seçmenden daha çok garanti oy alabiliyor. mansur yavaş ise daha önce erdoğan'a oy vermiş seçmenin kafasını karıştırıp erdoğan'ın daha düşük oy almasına neden oluyor.

    akp yaptığı elektrik zammının acısını çekmeye başlamış, konutlara ve iş yerlerine gelen yüksek faturalar var, %50'lik asgari ücret zammının fiyatlara yansıması sonucu oluşan enflasyon henüz ocak ortasından sonra hissedilmeye başlandığından akp'nin oylarının düşme eğiliminde olması anlaşılabilir. halkın hissettiği enflasyon nedeniyle nass var faizi düşüreceğiz söylemleri uzun süre askıya alınacak gibi duruyor, eğer merkez bankası faiz düşürürse kur yükselmeye başlar dolayısıyla halkın fiyat artışlarından dolayı hissettiği enflasyon katlanarak artar.

    anket chp genel merkezinde mi yapıldı? diyen arkadaşları "fiyatların çıldırmış olması" başlıklarına alalım ve elektrik zammı protestolarını seyretmeye davet edelim. ısparta'daki elektrik kesintisinin 36 saattir sürdüğünü ve 1 hafta boyunca tüm fabrikalarının durma maliyetinin henüz ürünlere yansımadığını da hatırlatalım. %93,53 olan üretici enflasyonu 2 ay sonra sofralarımıza yansıdığında diğer anket başlıklarında görüşürüz.

    recep tayyip erdoğan'ın %52,59 aldığı cumhurbaşkanlığı seçiminde %58 aldığını iddia eden ekşisözlük'ün tescilli aktroll'ünün entrysini dikkate almamanızı tavsiye ederim. 2018 yılındaki seçim anketlerinde muharrem ince dahil herhangi bir adayı recep tayyip erdoğan'ın önünde gösteren herhangi bir şirketin kamuya açıklanan tek 1 anketi bile yoktu. avrasya araştırma şirket sahibinin şirketimi kapatırım dediği seçim ise cumhurbaşkanlığı seçimi değil 2017 referandumuydu o referandum oylamasında da mühürsüz oy pusulalarının kabul edildiği herkesin malumudur, yine de şirketini kapatmalı mıydı evet kapatabilirdi ama kapatmamış. güle güle aktroll kendine iyi bak, bu sefer olmadı bir dahaki sefere artık. dersine iyi çalış da maaşını kesmesinler.

  • (bir gün arabayla kreşten dönüyoruz)
    ben- naaptınız bakiim bugün okulda(kreş)?
    o- (3,5 yaşında..) hiçbişi....

    (başka bir gün)
    ben- naaptınız bakiim okulda bugün?
    o- hiçbişi

    (bir başka gün)
    ben- ......... (sessizlik)
    o- ........
    ben- .........
    o- baba!
    ben- efendim oğlum?
    o- bugün okulda naaptığımızı sormicak mısın?
    ben- (sevinç, ilgi ve merakla) aaaa eveett... naaptınız okulda bugün?
    o- hiçbişi...... hihohahahahaa......
    ben-?!?!?!

  • blade - imdb
    çoğu kişi bilmez, aslında bir çizgi roman uyarlamasıdır. wesley snipes'ın blade karakterini adeta yaşadığı filmdir. dünya genelinde çok başarılı bulunması üzerine 2002 ve 2004'de yayınlanan devam filmlerinin ardından, 2006 yılında dizi haline getirilmiştir, dizide wesley snipes oynamamıştır. filmin bana göre en efsane sahnesi ise giriş sahnesidir.
    1 2

    only lovers left alive - imdb
    insanlık tarihine çok uzun zamandır tanıklık eden ve bunun etkisiyle çoğu şeye karşı inancını yitiren iki ölümsüz aşık, iki depresif vampir. harika müzikler ve tabii ki tilda swinton. sadece aşıklar hayatta kalır.

    i am legend - imdb
    norveç asıllı abd'li bilim kurgu ve korku yazarı richard matheson'un 1954 yılında yazdığı romanı ben efsaneyim'den uyarlanmıştır. post apokaliptik atmosferi ve zombiye benzeyen vampirleri ile alışılageldik vampir filmlerinden farklı bir filmdir.

    bakjwi - imdb
    güney kore'li efsane yönetmen chan-wook park'un en iyi filmlerinden biri. vampir filmlerine yeni bir soluk getirmiş bir film bana göre. yer yer absürd sahnelerin de kullanıldığı bu filmin türünü kestirebilmek çok zor. ben vampir draması diyorum.

    30 days of night - imdb
    alaska, insanın kıçını donduran soğuk, sürekli karanlık bir hava ve tabii ki ortalıkta cirit atan vampirler. en başta harika bir atmosferi var filmin, çok da kanlı bir film. türü sevenlerin kesinlikle beğeneceğini düşünüyorum. finali de ayrı bir güzel.

    lat den ratte komma in - imdb
    john ajvide lindqvist'in aynı isimli romanından uyarlanan isveç yapımı vampir filmi. roman ve film arasında farklılıklar vardır. oyunculukların muhteşem olduğu bir filmdir, başrol oyuncularının seçim süreci bir yıl sürmüştür. 2010 yılında let me in isimli yeniden çevrimi vizyona girmiştir.

    interview with the vampire - imdb
    yine bir roman uyarlaması, anne rice'ın aynı isimli romanından uyarlanmıştır. başrollerinde tom cruise, brad pitt, kirsten dunst ve antonio banderas gibi büyük oyuncular vardır. izlediğim en iyi vampir filmlerinden biridir, sanki roman okur gibi izlersiniz tüm filmi, akar gider, kendinizi kaptırırsınız. filmi izledikten sonra vampir olmayı istediğimi hatırlıyorum, öyle etkilemişti beni. film hakkındaki ilginç notlardan birisi de, tom cruise'un gölgesinde kaldığı için brad pitt'in nefret ettiği filmler arasında gösterilmesidir.

    from dusk till dawn - imdb
    en eğlenceli vampir filmlerinden birisidir. yıllar önce adını hatırlamadığım bir türk kanalında, gecenin bir yarısı, quentin tarantino, george clooney, juliette lewis, ve salma hayek ile beni tanıştırmıştır. gerçekten de sabahın ilk ışıklarına doğru bitince, günbatımında şafağa muhteşem bir vampir filmi izlemiştim.

    the hunger - imdb
    ridley scott'ın kardeşi tony scott'ın yönettiği, başrollerinde catherine deneuve, susan sarandon ve david bowie'nin olduğu, 80'lerin havasını yansıtan, en başarılı vampir filmlerinden bir tanesi.

  • az önce markete giderken bu manzarayla karşılaştım. market sahibi, birkaç belediye çalışanının sessiz sedasız, kimseye reklam yapmadan gelip defteri hesaplattığını, sonra da ödeyip gittiklerini söyledi. twitter'dan mansur yavaş tagine baktığımda da tek marketin bizimki olmadığını fark ettim. ne diyeceğimi bilmiyorum, bir oy en fazla bu kadar hak edilir, bir şehir en fazla bu kadar iyi yönetilirdi sanırım.

    t: sosyal devlet vizyonunu tek başına üstlenmiş başkanın yeni icraatı.

    edit: uyarı üzerine eksiup linki değiştirildi

    bir alttaki susere ithafen edit2: zaten şehrimizde ihtiyacı olup başvuru yapan ailelere gıda yardımı yapılıyor. ben öğrenciyim, benim de borcum vardı, gelip kapatmışlar. oturduğum yerde de öğrenciler ve emekli insanlar var genelde. sizin kalplerinize kötülük hakim olduğu için iyilik kavramından haberiniz yok. mansur yavaş'ın bu kadar iyi çalışması kimyanızı bozdu biliyoruz. korkunuzda da haklısınız çünkü bu adamı cumhurbaşkanı yapacağız