hesabın var mı? giriş yap

  • 10 lira kargo ücreti ile kedi evi satan mobilya firmasının yaptığıdır.

    genellikle x firması rezaleti olarak karşımıza çıkan türk firmalarından beklenmeyecek derecede güzel olay.

    mobilya üreten bu adamlar oturmuşlar hurdacıya satacakları (zarardan kar) malzemelere şekil verip ve paketleyip (maliyet) sadece 10 tl kargo parasına kedi evi olarak gönderiyorlar.

    taksit bile yapabilirsiniz. elinize mi yapışır bir paket sigara fiyatına kedilere ev kurun.

    kediye sahip çıkalım

    (bkz: adore mobilya)

    edit: felis margarita adlı yazara teşekkürler. ilk fark eden* oydu bu güzelliği.

  • diyecek birşey yok. yazık olmuş. en azından bir ufak teselli kimseye çarpıp günahsız kimselerin kanlarına girmemişler. kendi kendilerine ölmüşler.

  • 2019 draftinde 3 tane seçim hakkı (14, 20, 22) ve 2020 draftinde 2 tane seçim hakkı olan takım. 2020 memphis hakkı da ilk 6 korumalı ama 2021'de bu hak korumasız bir şekilde boston'a geçecek. celtics'in şu an itibariyle yapması gereken elini çabuk tutup bu senenin haklarını ve 2020 memphis hakkını bir paket haline getirip anthony davis'i almak yoksa bir daha göremezler kendisini. hazır memphis ışık vermiyorken şutlamak da akıllıca olur, tıpkı 2017'de yolladıkları brooklyn hakkı gibi değerini kaybetmeden yollamaları inanılmaz zekice olur.

    ama ondan da öte bu daftle beraber çok şey değişecek. öncelikle draft haklarının değeri çok daha fazla olacak. ilk 4'ten seçim yapma ihtimali %9.4 olan lakers'ın 4.sıradan seçmesi demek lotaryaya düşen her hakkın ekstra değerli olması demek. sürünenin daha fazla şansı olduğu sistemde dahi son derece değerliydi haklar, şimdi bitcoin gibi değerleri delirmiş bir vaziyette artacak. özellikle lotaryaya düşmesine kesin gözüyle bakılan haklar (2020 memphis, 2021 miami) çok çok daha değerli olacak. demarcus cousins'ın buddy hield ve 1 tane 1.tur hakkına alınması başlangıçtı, artık en kral oyuncuların değeri bile seçim hakkıyla belirlenecek. dolayısıyla anthony davis için de an itibariyle elleri en güçlü takımlar celtics, clippers, lakers (4.sıra sayesinde) ve knicks (2021 dallas hakkı ve bu senenin 3.sırası). atlanta'nın bile kaydadeğer bir şansı var şu an, bu sene 8. ve 10.sıralar kendilerinin ve 2020 cleveland hakkı da korumalı şekilde kendilerinin. cleveland hakkı ilk 10 korumalı ve ilk 10'da çıkarsa 2 tane 2.tura dönüşecek ama sistem değişmiş durumda. eski sistem olsa belki de çok bir değeri olmayacaktı o hakkın ama an itibariyle o hak seneye 11.sıra seçimi olup atlanta'nın kucağına düşebilir, o hakkın bile değeri artmış durumda.

    artık her şeyi draft haklarının belirlediği döneme girmiş durumdayız. belki tanking olayını rafa kaldırması açısından iyi oldu ama bundan sonra takas süreçleri inanılmaz zorlaşacak. lotaryaya düşecek haklar güç bela pakete dahil ediliyordu, artık belki de bahisleri bile geçmeyecek çoğu görüşmede. danny ainge'in 2013'teki soygunu sayesinde millet akıllandı ama bu yüzden takım değiştirmek daha da zorlaşacak muhtemelen. ama şu açıdan da iyi olmuş olabilir, artık chandler parsons, andrew wiggins gibi takımların maaş boşluğunun üzerine oturan adamlar biraz daha rahat takaslanabilirler. (john wall'un o kontratla 5 ilk tur hakkı gelse dahi yollanabileceğini düşünmüyorum)

    ama ne olursa olsun manyak bir serbest pazar izleyeceğimizden şüphem yok. davis ve irving'i celtics'te de görebiliriz, ikisini birden lakers'ta da görebiliriz, şu an ortası yok bunun. umarım lakers'ta görürüz tabi o ayrı konu.

    not: celtics'in baya dışına çıktım, affola.

    edit: cleveland pickinin o kadar değeri yokmuş, @woolrock'a teşekkürler.

  • an itibariyle beni bir kafka romaninin icine isinlamis kurum, halen oradayim, bir zahmet gelip cikarin.

    internetten bilet alayim dedim, son etapta onay sayfasi cikmadi, page timeout hatasi verdi. biraz bekledim olasi emailler icin, gelmeyince ayni islemi tekrarladim, ayni noktada yine hata verdi.

    dedim bunlar kesin ıp'leri kontrol ediyorlardir, kredi kartinin ulkesiyle uymayinca hata mesaji vermeye calisiyorlardir, ama bu isi 3 kurusa calisan bir stajyere yiktiklarindan dogru duzgun bir hata sayfasi bile cikmiyordur. bir vpn vasitasiyla baska bir ulke ıpsinden girdim, bu sefer islem basariyla bitti. ama basariyla biterken ile ufak bir pop up penceresinde "problem" yazisi cikti. saka gibi.

    tam rahatladik derken birkac dakika icinde yaptigim uc islem icin de rezervasyon onay emailleri gelmeye basladi. ulan ne dandik sistem. hem onay sayfasini gosteremiyor, hem de rezervasyonu yapiyor, ustune onay emailini de yollamasi 30 dakikayi buluyor. 30 milyon dolarlik hisse senedi satmanin 1 milisaniye surdugu bir dunyada 30 dakika ne yapiyor acaba bunlar, sorgu yaptiklari veritabanlari komurle mi calisiyor nedir.

    nurtopu gibi ücüz rezervasyonumla bir sure komsulara hava attim, sonra online iptal etmeye calistim, "ederiz ama islem bedelini vermeyiz" diyor sistem. haydaa, gaspciya bak. o 10 liralar birike birike messi'ye reklam parasi oluyor herhalde.

    10 lira icin inat ettim, gittim sikayet formu dolduruyorum. guzel secenekler koymuslar, rezervasyon -> talep -> bana geri donsunler vs vs, sonra derdimi anlattim, kopya olan rezervasyon numalarini yazdim, yollaya bastim ve yollanamamasini izledim. herif yine hata verdi: "hatali bir islem gerceklestirdiniz, geri donus". ben mi gerceklestirdim it, sen yapamadin? neyi yapamadigini da yazmiyor. neyse, hicbir halta yaramasa da en azindan hata mesaji var. yapilacak tek seyi yapip geri dondum, yazdiklarim gitmis.

    denemek icin kisa bir cumleyle ayni islemi tekrarladim, yine hata. baska bir geri bildirim formunu denedim (daha genel bir form), bu sefer iyice costu, en sonunda hata vermekle kalmiyor, dropdown menulerden secenekler yaptikca 404 hatalari veriyor. (sehir = istanbul deyince havalimani listesini guncelleyecek, onu beceremiyor kendi sunuculariyla baglanti kuramadigi icin)

    deliricem. "web siteniz hakkinda sikayet ve talepte bulunacagim, ama sitenin dandikliginden dolayi sikayet formu calismiyor" diye baska baska formlar dolduruyorum ve onlar da calismiyor.

    internetten hayir yok, gittim bunlarin call center'ini aradim. 444 0849. 1 dakika filan otomatik mesaj dinledik, sonra cat diye biri acti. sasirdim, bir iki gun bekleriz saniyordum, erzaklari depolamistim. derdimi anlattim, karsimdaki de epey profesyonel ve ne yaptigini bilen biri izlenimini verdi, umutlandirdi beni, bilgilerimi aldi, birtakim tus sesleri geliyor, ilerleme isaretleri bunlar. adam bilgiye ac, surekli soruyor, uyelik numaralari, bilet kodu, rezervasyon numaralari hepsini istiyor, butun alfanumerik bilgi dagarcigimi olaganca hizla kodluyorum. suratimin rengi dahil, durumum ayni su: http://www.youtube.com/watch?v=ipphyjkxnpc

    ve cevab verdi: sistemimiz guncelleniyor, hicbir bilginize ulasamiyorum, bir 15 dakka sonra arayin.

    psikopat iste. bastan soylemiyor. o kadar kodla ben skynetle tum felsefe tarihini tartisip bitirmis olurdum. aradim 15 dakika sonra, tabii ki guncelleme bitmemis. 90'lara donmek ne guzel, "guncelleme"nin sihirli bir sozcuk oldugu, soylenince akansularin ve 200 ulkeye ucus yapan hayvan gibi bir havayolunun hem internet sistemlerinin hem de telefon sebekesinin durdugu o masum yillar.

    simdi ariyorum, bu sefer hatlar dolu sanirim. bence thy diye birsey yok aslinda. yani o web sitesi herhalde ikisi hata mesaji veren toplam dort sayfanin kombinasyonlarindan olusuyor ve cayman adalarinda isaretsiz bir depodaki bir sunucuda host ediliyor. call center desen hindistan'daki bir kadinin evinden islettigi bir kobi sanirim. o da hatlar karisti saniyor ne zaman biri ucuslar icin arasa, derdi kozmetik satmak aslinda. thy ile daha once uctum diye hatirliyorum ama ustune kirmizi rujla thy yazilmis bir lufthansa ucagi da olabilirdi. yedigimiz yemekler, hostesler filan hepsi ayni yalanin bir parcasi olmali. ankara eskisehir treninde giderken cayimiza ilac atip uyuttular, inception yaptilar, thy'nin dunya capinda, profesyonelce isletilen bir kurum olduguna inaniyorum o yuzden yillardir, baska bir aciklamasi olamaz bunun.

  • şu anki ev sahibimin içinde bulunduğu keyif verici durum.

    bizim sülale hep artist, okumuş insanlar. kanundan korkarlar, nizama uygun harekette bulunurlar hep. böyle ahlaki, (namuslu) davranarak vatan için, millet için toplum için faydalı bireyler olduklarını düşünürler. beni de maalesef böyle yetiştirdiler. bunların hepsini "medeniyet" çatısı altında yaptılar.

    ama ben şu an kimin evine kira veriyorum?

    60-70 li yıllarda istanbula gelip, hazine arazisine gecekondu dikip ilk seçimde tapu alan ve şu an bu arsa yüzünden 26 dairesi olan malatyalı ilkokulu bitirmemiş birine. 3000 lira da kiram var. ev sahibimi görseniz gider bir lokantada karnını doyurursunuz.

    ben kimim? yüksek lisansını yapmış biri maaşımın yarısı direkt bu insana gidiyor yani. evet bazılarınızın o meşhur vergileriyle aldığım maaş.

    peki bu insanın vatana millete ne gibi bir katma dağeri var, ben görmedim. belki gizliden gizliye bir şeyler yapıyordur ama şahit olmadım.

    şimdi aileme dönelim, medeniyet çatısı altında vatana millete hayırlı olsun diye yetiştirdikleri çocuk, kirasıdır marketidir yoludur yemeğidir bir tiyatroya bir sinemaya bile ayıracak bütçeye sahip değil. hayatı metroda, metrobüste, tramvayda ayakta yolculuk yaparak geçiyor. çok meraklı olduğu tarih için türkiye dışına dişinden tırnağından arttırarak nadiren çıkabilmiş, vatana millete bir entelektüel olarak dahi katkıda bulunamıyor. fikirleri hiç olmuş öyle solup gidiyor.

    bunu kendim için söylemiyorum, burada bu yazıyı okuyan binlerce insan benim gibi. benden çok daha kaliteli insanlar ulan akşam ne yiyeceğim diye düşünüyor. ticari, ekonomik fikirleriyle istihdam yaratacak, ülke ekonomisine katkı sağlayacak pırıl pırıl binlerce genç, beylikdüzünden levent'e metrobüsle geliyor.

    her neyse başlığa dönelim.
    harika bir olaydır evet.
    istanbul'da 26 evim olsa ne olurdu? aylık 80 bin lira kazanç demek. hadi 10bini düşelim aylık 70 bin. kendi açımdan söylüyorum, ben dünyayı gezerdim. sağlığım oldukça da harika bir hayat sürerdim.
    bunları neden yapamıyorum. ailem medeni, kanuna saygılı bir aile olduğu için.

    hayat mı merhametsiz, biz mi, bilemedim.

    herkese, başar sabuncu'nun namuslu filmini önererek entrymi sonlandırıyorum.