ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
alişan ve eda erol'un ayrılması
-
bir roportajlarinda kadin andre rieu'yi cok sevdiginden bahsederken, alisan 'ririoui' diye dalga geciyordu. o kadin gec bile kaldi o barzoyu birakmak icin bence.
surda 9.40'tan sonra:
https://youtu.be/9gnwbrtikyi
efsanevi cimrilik hikayeleri
-
geçen gün televizyonda yarışma programında bir adam itiraf ediyordu. markette belli bir alışveriş karşılığında bedava sinema bileti veriliyormuş. abimiz 12 tane süt almış ve sinema bileti vermişler. eşiyle sinemaya gitmişler, dönüşte sütleri iade etmiş.
sayısal loto'nun 136. çekilişte de devretmesi
-
bunu oynayan arkadaşlar yeşillendirirse yeni bir çiftlikbank ve bitcoin platformu projem var onun sunumunu yapmak isterim.
bitmiyor arkadaş ülkede gerizekalı bitmiyor.
thy'nin 5.5 saat rötarı üzerine çıldıran yolcu
-
uçaktaki iki normal insandan biridir. o uçakta 5.5 saat bekleyip ses çıkarmayanları incelenmesi gereken vakalar olarak görüyorum.
bursa kaçık46 rezilliği
-
bir mekana giderken işletmecinin google yorumlarına verdiği cevaba bakarım. böyle saygısız cevap veren hiç bir işletmeciye para kazandırmam. yazarın haklı olup olmadığı ayrı bir olay. ama işletmecinin verdiği cevap tek kelimeyle rezalet.
"arkadaşlar iletişim hatası yapmışlar. kusura bakmayın yine bekleriz" yaz geç. işletmecilik bilmeyen insanların mekanlarıma gitmeyin. yarın daha kötüsü başınıza gelir. geceniz zehir olur.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: denizde ayagıma bakan gülüyo amk ne var ki
1. ne var delikanlı gibi söyleyin
http://c11.incisozluk.com.tr/…06/7/296347_o99b9.jpg
2. baş parmağından bileğine taksi tutsan 450 lira tutar amk
3. bu ayak istanbul'a 4.köprü olur amk
4. kafanın üstünde iki tur dönsen havalanırsın amk
5. sığıra tekme koysan hayvan kıyma haline gelir amk
ve en efsanesi..
6. baban kanguruya mı çaktı bu nasıl bir ayak amk
sabahtan beri gülüyorum lan haahahahaha :)
edit: imla
dört saatten çok uyuyorsanız mühendis olamazsınız
-
muhendisim. silikon vadisinde calisiyorum. gunde 7-8 saat temiz uyuyorum. butun is cevrem de benden farkli degil. gunde 9 saatten fazla calisan insan sayisi sirketin yuzde onunun altindadir. herkes mutlu ve bu duzen yillardir boyle isliyor.
bu zavalli hayatinda bir sik yapamayip sadece seminer veren ve boktan hayat anlayisini gencecik cocuklara enjekte etmeye calisan am beyinli insanlara inanmayin. calismak demek gunde 20 saat aptal aptal is yerinde pineklemek demek degildir. saglikli ve dengeli yasamayan muhendis kaliteli urun uretemez. davar ile muhendis arasinda cok kalin bir cizgi vardir ve davarlar az uyurlar.
poyraz karayel
türkiye'yi sımsıkı birleştirecek tek insan
-
ekrem yavaş
gelecek başbakanın profili daha düşük olacak
-
akp milletvekili aydın ünal'ın beyanı.
"diğer partilerde göremeyeceğiniz bir değişim sürecini yaşıyoruz. biz 21 ay boyunca hiçbir şeyi konuşmadık. sayın cumhurbaşkanı ile başbakan arasındaki meseleler konuşulmaz. aile içindeki mahrem konular ama çok kolay geçmiş bir süre değildi. bu sorunlar ortalığa dökülmeden çözüme kavuşuyor. sütliman bir süreç yaşamadık. sayın başbakanımız da ifade etti,
sayın cumhurbaşkanımız "güçlü cumhurbaşkanı, güçlü başbakan" demişti. ama böyle olduğu zaman türkiye'nin iyi idare edilmediğini gördük. güçlü cumhurbaşkanı ve güçlü başbakanın iyi sonuçlar doğurmadığını gördük. ikisini itham etmek mümkün değil.
cumhurbaşkanı ve başbakan ilişkileri hep sorunluydu. birbirlerini çok iyi tanıyan iki isim buna rağmen görüş ayrılıkları ortaya koydu. çok yumuşak bir geçiş gerçekleşti. bu süreç cumhurbaşkanımız tarafından yönetilmiş bir süreç değildir.
bundan sonra gelecek başbakanın profili daha düşük olacak.
fiili olarak oluşan durum bundan sonra da devam edecek. türkiye açısından daha sağlıklı olacak."
"aramızdan tam biatçı, kişiliksiz ve karaktersiz bir arkadaşı başbakan olarak göreve getireceğiz" demiş kısaca.
(bkz: yakışır)
sakal tıraşı gerektirmeyen bir işte çalışmak
-
(bkz: at hırsızlığı)
stroopwafel
-
şimdi amsterdam yolcularına bir tüyo vereceğim, umarım yaparsınız yolunuz düşerse.
dün amsterdam'ın ünlü ve neredeyse turist pazarı olarak bilinen albert cuyp (bkz: albert cuyp markt) pazarına gittim.
neden gittim, çünkü orada bir volendam'lı balıkçı var ve onun balık ekmeğini çok özlemiştim, daha doğrusu ekmek arası haring balığını. böyle çiğ çiğ yeniyor. evet 'ııııy' diyebilirsiniz, çünkü yiyen ya seviyor, ya da 'bir daha asla' diyor.
hani balık yeyince üzerine helva yenilir ya hep.
balıkçıdan çıktım ve üzerine bir de stroopwafel aldım tezgahlardan birisinden helva niyetine. bu başlık altında tanım yapılmış yeterince, tekrar üzerinden geçeyim:
stroopwafel çok ince gofretimsi arasında karamel/pekmez karışımlı bisküvittir ve burada sıcacık sunulur. hollanda'nın geleneksel bisküvilerinden birisidir.
tarihçesi:
ilk defa 19. yüzyılın başlarında gouda kentinde yapılmaya başlanmış ve ilk etapta 'gouda wafel' diye bilinmiş. o yıllarda diğer kurabiye artıklarının atılmaması ve arasına pekmezimsi tatlı sürülerek ve sıcak preslenmesi sonucu ortaya çıkmış.
yapılması çok maliyet istemediğinden, 'fakir fukura kurabiyesi' diye ün yapmış. (bizim kuru fasulyenin başlangıç kaderi gibi.)
1870 yılında gouda'dan tüm ülkeye yayılmış. o kadar bereketli ki, iyi preslenmeyenlerini küçücük kesiyorlar ve 'kırıntı' kurabiye olarak kese kağıdı içinde satıyorlar. bu şeklide kesinlikle çok lezzetli.
covid-19 dolayısı ile pazarda az tezgah vardı ve ilk gördüğümden stroopwafel aldım.
ben salına salına bisikletime doğru yürürken sağ taraftan birisi ingilizce seslendi:
+ 'excuses me, are you dutch or tourist?'
döndüm baktım, çok şirin bir stroopwafel tezgahı.
görsel
'turist değilim, buralıyım' dedim hollandaca.
+ 'gelin, gelin, lütfen size bir de benim stroopwafel'dan ikram edeyim' dedi.
elimdekini daha bitirememiştim, ama tamam dedim kırmayayım.
'biliyor musunuz, o aldığınız stroopwafel aslında 'turist' stroopwafel'ı' dedi.
devam etti:
'babam rudi tam 47 yıl önce bu pazara geldi ve bu tezgahı kurdu' dedi.
görsel
babası işi gouda'da bir ustadan gizli formülüyle öğrenmiş ve pazarın aslında en iyi stroopwafel ustasıymış. zaman içerisinde 6 tane başka turistik stroopwafel tezgahı gelmiş pazara, ama tarifin orijinali rudi'de.
ikram etti ve evet, kesinlikle büyük fark vardı.
şimdi tezgahı rudi'nin oğlu dennis sürdürüyor ve istanbul'dan çok ziyaretçisi olduğunu söyledi ve ekledi: türkiye'den gelenler hep 'çok güzel, çok güzel' diyorlarmış. bunu artık o da öğrenmiş ve türkçe söyledi hollandaca aksanıyla.*
bu stroopwafel tüyosundan ekşicileri mahrum edemem dedim ve yazdım.
bu tezgah pazarın neresinde?:
pazarda mutlaka 'altın melekli' binayı bulun.
47 yıldır tam onun önünde.
görsel
afiyet şeker stroopwafel olsun. *