hesabın var mı? giriş yap

  • saglam bir fenerliyim.
    adamin sevinmesi ve bunu paylasmasi normal bir sey.
    normal olmayan bizim futbol kulturumuz, bizleriz.

    sonuna kadar kutlasin, yeter ki sporla ilgili belediye faaliyetlerinde tarafsiz olsun.
    baska bir seye gerek yok

  • adının meryem azra, hayrünisa ece ya da ümmügülsüm su olmasının hiç bir şey ifade etmez. anneciğinin halinden de anlaşılacağı üzere bir birey olamayacaktır. 2023'te türbana, 2030'da çarşafa girecek, doğru düzgün okutulmayacak, bakan amcasının da istediği gibi annelik kariyerinin önüne başka kariyer almayacaktır. annelik mesleğinin zirvesindeyken, lohusayken bile annesi gibi fotoğraflarda bir karartı olarak yer alacak, suçluymuş gibi başını öne eğip bekleyecektir.

    önce babasının, sonra kocasının, ardından da çocuklarının kölesi olup bu dünyadan göçüp gidecektir. zaten devlet de, babası da, görüp yaşayabildiği hayat bundan ibaret olan anası da ondan bunu isteyecektir.

    yine de dilediği gibi bir hayat yaşamasını, en önemlisi mutlu olmasını temenni ederim.

  • ablamın bir ortaokul arkadaşı vardı. 5 kardeşlerdi, durumları kötüydü. bir gün birlikte okula giderken annem ayakkabısını görmüş. yırtık ve giyilemeyecek bir haldeymiş. annem çok kafaya takınca bu durumu, babamla birlikte üçümüz bot almaya gitmiştik. ben 6 yaşındaydım. tutturmuştum bir de kazak alalım diye. sonra ablamla ve arkadaşıyla buluşup vermiştik hediyesini. ben "beğendin mi?" diye soruyordum ısrarla. kız inanılmaz mahçup oluyordu, çocukluk işte anlayamıyordum o durumu.

    yıllar sonra ablamın düğününe geldi, orada gördük. avukat olmuş, çok da güzel ve özgüvenli bir kadın olmuş. bana sarıldı ismimi hatırladı, şaşırdım. "unutur muyum seni bana seçtiğin kazağı çok beğenmiştim." dedi güldü. ablam söylemiş kazağı kardeşim seçmiş diye, gülmüşler aralarında çocukken. içim cız etti öyle diyince. bana ilham oldu. karakteriyle, azmiyle, hayatıyla.

  • "avrupa birliği neden mültecileri almıyor" gibi abuk sabuk bir rte beyanından daha mantıklı olan bir cümle.

  • biz lise okuduğumuz zamanlarda(sene dea 1997-2000 arası) akat perspektif isimli bir parfüm vardı birebir calvin klein one isimli parfümle aynı kokuya sahipti. ancak 100ml calvin klein one 160 milyon lira iken 100ml akat perspektif 20 milyon lira idi. ayrıca birebir aynı koku olmasına rağmen calvin klein 24 saat zor dayanırken perspektif 3 gün çıkmazdı kokusu. elif parfümeriye gider 1 şişe calvin klein one 2 şişe de akat perspektif alırdım. calvin klein olana pek kıyamazdım ama perspektif olanı da hunharca kullanırdım(hatta benim ekşi sözlük nikim bile biraz da o zamanlara dayanır). neyse üniversite ve sonrasında kendi paramızı kazanmamızla birlikte kullanmadığım parfüm kalmadı ancak. hiçbir parfümden lise ve dersane zamanlarının perspektifinden yediğim ekmeği yememişimdir(hızlı kazanovaydık tabi o zamanlar).

    sonuç olarak benim hayatımda gördüğüm en effective en progressive erkek parfümü akat perspektifdir arkadaş. ötesi de olabilemez. bilen de iyi bilir bu parfümü(1982-1988 nesli).

  • doktora gitseler yok karımın saçını gördü yok şöyle oldu böyle oldu diyecek ve arıza çıkaracak, belki de doktora saldıracak tipler bu hocalara hiç seslerini çıkarmıyorlar. adam, kadına başka bir şey yapsa hiç itiraz edecek gibi görünmüyor. cidden şu zihniyeti anlamak mümkün değil.

  • değişmesinin oy kaybı veya karşı propaganda olarak kullanılacağı yönünde düşünenlere kesinlikle katılmıyorum. melih gökçek nasıl ki bunu 90'ların özgürlük ve laiklik esintilerinin gölgesinde "sikinde olmadan" değiştirdiyse aynısı bugün yapılmalı. mücadele böyle edilir. sinerek, aman oy kaybederiz diyerek değil. istanbul, ankara gibi illerde logolar ve zihniyet artık değişmeye başlamalı. hemen bugün.