hesabın var mı? giriş yap

  • insanlar dertleriyle başetmek için "kader" diyebilirler, "alın yazısı" diyebilirler, "fıtrat" diyebilirler.

    devlet bunları diyemez. tüm sorumluluğu görünmeyen bir varlığa yıkmak için onca yetkiye ve paraya gerek yok zaten. devletin lugatında çözüm, yardım, sorumluluk, önlem, adalet olur, kader veya fıtrat olmaz.

  • malesef birçok sebebin bir araya gelerek oluşturduğu tablonun nedenleridir.

    terör olayları ve sonrasındaki darbe girişimiyle beraber batı'dan gelen turist ve öğrenci sayısı radikal şekilde azaldı. türkiye'yi darbeden sonra terkeden yerleşik yabancı sayısının da oldukça fazla olduğunu ekleyelim. sonuç olarak caddenin farklı kültürlerden gelen karışık yapısı türklere ve ortadoğulu turistlere bırakılmış oldu. halbuki istiklal caddesi'nin kozmopolit yapısı karakteristik niteliklerindendi.

    yeni gelen kullanıcı nitelikleri de caddedeki işletmeleri ve dokuyu şekillendirdi. daha doğrusu caddenin ziyaretçisi kitle ne isterse o satılır oldu. kitapçılar, barlar ve gece kulüpleri yerine nargile kafeler, baklavacılar ve arap restoranları açıldı.

    bununla beraber yeni şekli kendi hayat tarzıyla uyuşmayan bireyler de istiklal caddesi'ni -haliyle- terketmeye başladı. üniversite öğrencileri ve genç nüfus (özetle caddenin dinamik kesimleri) kadıköy ve beşiktaş'a kayınca da istiklal caddesi iyice yalnızlaşmaya başladı.

    yine de pek karamsar değilim ben açıkçası, eninde sonunda bu durumun sonsuza kadar devam edeceğini düşünmüyorum. beyoğlu'nun tarihini incelediğimizde istiklal caddesi ve taksim'in her on senede bir yeni bir kimlik sahibi olduğunu görüyoruz. böyle bir geçişin ardından daha kuvvetli şekilde sahneye döneceğini düşünüyorum. zira dünyanın hiçbir şehrinde istiklal caddesi kadar büyük potansiyele sahip bir cadde daha yok. eh, bizim de istiklal caddesini bırakmaya niyetimiz yok.

    konuyla ilgili hürriyet gazetesi'nde ara güler, ilber ortaylı, vedat milor gibi isimlerin katkılarıyla hazırlanan beyoğlu yazı dizisini incelemenizi tavsiye ederim. ben epey beğenmiştim.

  • mesela bu adamlara sorsan türban takmak özgürlük, kadının kendi tercihi. ama ben türban takmak istemiyorum, müslüman değilim dersen kesiyorlar.

  • silah dağıtımı (g3 ve kasatura) yapılmıştır. biraz saf bir çocuk olan kemal' in kasaturası çaktırmadan alınıp saklanmıştır. kasaturanın yokluğunu farkeden kemal, etrafındakilere sormuş ama cevap alamamıştır.
    kemal: (haykırarak) gomtanım! kılıncımı çalmışlar!
    biz: puahaha.
    uzman çavuş: gülmeyin lan ibneler, kim aldı senin kılıncını?
    kemal: bilmiyom gomtanım.
    uzman çavuş: verin lan adamın kılıncını!

  • zengin depresyona girince xanaxlar, prozaclar havada uçuşur, personal trainer eşliğinde spora başlar, tenis kursundan çıkıp golf kursuna gider, avmlere alışverişe gider eve dönüp kavanoz kavanoz nutella kaşıklar vs.

    fakir depresyona girince depresyon hırkasını giyer, buzdolabını açar, raftaki yarım limona bakar ve kapıyı kapatır.