hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: 145 boy kızda cok mu kısa beyler

    # 1.45 ne lan iddaa oranı gibi piç?
    # kısa değil, yok o kız. bulamazsın evde kaybedersin evlensen.
    # at gibi hatun severim demişsin buda midilli sayılır.
    # adam şirineye aşık beyler
    # kızın memleket shire galiba?
    # başı dahil mi?

  • şaşırtmamıştır.

    dünyada kedi köpek gibi birbiriyle sürekli dalaşan iki ülke var:
    1- rusya
    2- amerika birleşik devletleri

    hükümetimizin ise nasıl bir dış politika stratejisi varsa artık, bu iki ülke ile de vize sorunu yaşamayı başardık.

    bu çok eşsiz bir başarı lan bence. abd ve rusya tarihte belki de ilk defa bir konuda ortak fikirde olabilir.

  • tek süper kahramanımız keloğlan, o da ölüm döşeğindeki prensesi tarhana çorbasıyla iyileştirmeye çalışıyordu.

  • - i said saçlar no dedim!!
    - yes dedim anlaşıldı mı?
    - ok mum, i give up...
    - ohohoo... kanngraşüleyşıns!

  • pıtır pıtır boşanmakla son buluyor.
    kıtır kıtır da olabilir, bazen de şıkır şıkır.
    benimki patır kütür oldu mesela

  • yıl 2001 hacıhüsrev'e tayini çıkmış bir öğretmenim. maslak'ta yaşıyorum. o zamanlar metro sadece 4 levent'e kadar. sabah otobüsle trafikte metroya git. oradan mecidiyeköy'de in yine otobüs bekle. bindiğim otobüs hacıhüsrev'e girmiyor yokuşun altında kasımpaşa yolunda bırakıyor. sabahın köründe o yokuşu tırman, çekilecek dert değil. bisiklet aldım.

    maslak'tan bisikletle 4 levent'e geldim, oradan metroya attım bisikleti (bisikletten de ekstra geçiş ücreti istediler ve sabah bu saatlerde bisikleti sokma uyarısı da aldım aslında haklılar yer yok bisiklete) osmanbey durağında inip, feriköy üzerinden gittim okula. bu iş böyle olmayacak diye feriköy'de oturan arkadaşların apartmanına koymaya başladım bisikleti oradan okula gidiyorum ama 2 gün geçmedi bisikleti çalmaya çalışmışlar, kilidi kıramayınca da lastikleri parçalamışlar.

    bu alternatif de olmadı dilekçe yazdım metro amirliğine. otobüs bile geçmeyen yere tayin oldum çevreci bir araçla okula gidiyorum ama siz bisikletimden ücret alıyorsunuz diye yazdım. hemen cevap geldi, görüşmeye çağırdılar. bisikletinizden ücret almasak da o saat uygun değil gelin en iyisi osmanbey'e bizim metrodaki odalardan birine park edin bisikleti buradan alırsınız işe gidip gelmek için dediler. böyle gidip gelmeye başlamıştım.

  • anadolu çomü'lerine dert olan bira kutusudur. isteyen istediğini içer size ne kardeşim ha benim kafama takılan tek nokta kutuyu çöpe atsa iyiydi.

  • vay be bir efsane daha göçüp gitmiş dünyadan. tanım: formula 1 efsanelerinden olan üç kez dünya şampiyonu olmuş avusturya asıllı emekli f1 pilotu, takım yöneticisi.

    formula 1 fanları tarafından bilinen bir insan iken 2013 yılında gösterime giren ve james hunt’la arasında geçen rekabeti anlatan (bkz: rush) filmi ile dünya çapında yeniden üne kavuşan lauda için söylenebilecek ilk kelime disiplindir. işine olan saygısı, bağlılığı, teknik dehası, motive oluşu ile örnek bir karakterdir. formula 1 in bugün dünya çapıdaki ününe kavuşması ayrton senna ve alain prost arasındaki rekabet ile başlamıştır dense de (ki niki lauda ayrton senna’nın formula 1 e başladığı 1984 sezonunda mclaren takımında prost ile takım arkadaşlığı yapmış, şampiyon olmuş, senna ve prost ile yarışmıştır) konuda ilk kurşunu niki lauda ve james hunt sıkmıştır demek yanlış olmayacaktır. ikisi de kazanma arzusu yüksek olan pilotlardı. james hunt kırklı yaşlarında kalp krizinden vefat etmişti. bir yazarın beyanına göre birkaç ay önce, akciğer nakli geçirmiş ama tam başarılı olamamış ki hayatını kaybetmiş. sanıyorum ki akciğer sorunu 1976 yılında ferrari adına yarışırken almanya’daki katliam ve zorlu pist olan nürburgring’te geçirdiği ağır kazaya dayanıyor olabilir. söz konusu kazada yanan aracın içine sıkışıp kalan lauda’nın yüzünde ciddi yanıklar meydana gelirken (izi kalmıştır) ciğerleri de çok ciddi hasar almıştı. yukarıda belirttiğim rush isimli filmde ilgili kaza ve james hunt ile rekabeti güzel bir şekilde işlenmişti. niki laudayı (onu sevmeyenler fare lakabı takmıştır ama bunu olumlu yorumlayarak fare hayatta kalmayı bilir demiştir) yakından tanımak isteyenlere tavsiye edilir.

  • vakti zamanında (bkz: düşün ki o bunu okuyor) başlığına bir entry girmiştim. o entryden sonra 4-5 tane mesaj geldi. mesajlardan bir tanesinde kadın bir yazar yazdığım şeylere dayanarak kendisinin eski erkek arkadaşı olduğumu iddia etti.

    ilk 2 gün falan dalga geçtiğini zannettim, sonra ciddi ciddi bana ".....'sın işte kıvırma" , "bu başlığa yazacağını biliyordum" , "çok özledim seni, bir kere daha deneyelim" vb gibi abuk subuk mesajlar atmaya başladı. kendimi ispat etmek için ne yaptıysam inandıramadım. fotoğraf gönderdim " başkasının fotolarını atıp beni vazgeçiremezsin" diyerek iyice bokunu çıkarmaya başladı.

    sonra ver numaranı arayacağım diyerek numarasını istedim, arayıp da sesimi duyunca başkasına mı arattın dese de ikna oldu sonunda. bu sefer de 3 gündür konuşuyoruz bir kahve içeriz artık di mi deyince, durduk yere diyaliz merkezi aramamak adına her yerden engelledim.