ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
pasaport polisleri ile girilen diyaloglar
peter pan sendromu
-
ilk olarak sindrella kompleksine nazire başlık olarak açılmak istenmekle beraber, bilumum örnekle dallanıp budaklanan amma velakin sistematiğe indirgendiğinde basitleşen, eeeh bir de sözlükte aratınca çıkan, sıklıkla erkeklerde görülen modern hayat sendromu.
sendrom, kompleks, sistematik eeeh eytere beah dedirtebilir. ama hangimiz şu akıp giden zamanda, şu globalleşen dünyada, interaktif hayatta, bir sendromdan bir kompleksten bir alerjiden bir nezle bir gripten muzdarip değiliz? tabi ki aslında mağara adamlarından farkımız yok kendimize yeni kompleksler icad etmeye şimdilerde meraklıyız. amma velakin
olayı bir de modern zamanlarda ask müessesesi yönünden değerlendirmek istiyorum.
erkeklerde bu sendromun tezahür etmesi sıklıkla şu emarelerle başlar:
- erkek büyümek, boyunduruk altına girmek istemez. bu sabittir. lakin boyunduruk tabir edilen bağlantı oldukça geniş bir skalaya yayılmaktadır bu erkek vatandaşların gözünde. kimi evlilikten korkarken, kimi günü birlik iltifat etmekten tırsar. kimi kadının one night stand'den sonra en ufak isteğini "aha bu benimle evlenmek de ister şimdi" diye algılar. çünkü kendi yetişkin olamamıştır, medeniyetten sorumluluktan, paşa paşa derdini karşısındakine anlatmaktan depar alarak kaçar.
- kimi kadınları hır gür cıkarmaya meyilli insan evlatları adleder ama kendinin ne bok yediği kesinlikle önemli değildir. her halükarda kendisi mantıklı, kadın mantıksızdır. bu adamcıklara "i don't want to be yelled at persons" diyoruz. yani mızmız çocuklardan farkları yoktur. "yaa bana bagırmasınlar" der dururlar. hiç bir anda zaman ve mekan çizelgesinde nerede durduklarını sorgulamazlar. çünkü haklıdırlar. çünkü büyümek, bencilliklerini sindirmek istemezler.
külkedisi ablalarla bu peter pan abiler absürd sınırlarını zorlayan ilişkilere ve bitişlerine imza atarlar.
- bir de bu sendromun pozitif versiyonu vardır. erkekler büyümezler ama çocukluklarını sempatik bir şekilde aktarırlar. sorumluluktan kaçmak için değil hayatı güzel kılmak için kullanırlar. işte bu tip adamlar insanı mutlu ederler.
bu da böyle bir sendromdur nazarımda..
papaz ile rahip arasındaki fark
-
rahip kilisede bulunur papaz 52lik destede. neyseki kulturlu adamim. birilerine faydam olmasi guzel bisey asdfakdf.
koku hafızası
-
koku hafizasi ne guzel bir sey lan; yurunen yol ustunde insaat kumu vardir, gorunce cok sey ifade etmez ama yanindan gecerken hissedilen islak insaat kumu kokusu birden 25 yil geriye goturup mutlu eder insani. laz muteahhitlerdeki insaat tutkusunun nedenini simdi anladim, kum koklamak istiyor adamlar.
(bkz: çocuklukta bir oyun aracı olarak inşaat kumu)
düğünde oynama kabusu
-
insanı durduk yere 3-5 yıl yaşlandıran durum. özellikle de çevreniz oynamaktan, ortamın odak noktası olmaktan çok hoşlanan insanlardan kuruluysa. artık düğünlerde, düğünün başlangıcından itibaren, nikahtır, fake pastanın kesilmesidir, takı törenidir, oynamaya kalan süreyi kafamda hesaplayabilme yeteneği kazandım. 45 dk kaldı, 30 dk kaldı. özellikle de evlenen kişi yakın arkadaş - akraba ise.
bu konuda çok da öküz sayılmam aslında, halay türü ve senkronize oynanan kalabalıklar içerisinde kendinizi unutturabileceğiniz, takım çalışması ile icra edilen oyunlara kendi isteğimle katılarak, çiftetelli türü oyunlarda oyunlara çağırılınca, "aabi yorulduk be, siz oynayın" diyebilme çakallığını keşfettim kendimce. çünkü göbek atmalı oyunlarda her türlü hırboluğa maruz kalıp kendinizi bi anda el ayak çırpan 8 - 10 kişinin ortasında zenne gibi bulabilirsiniz. düşman başına.
hayır bir de ailede bu konudaki tek sığır adam benim diğerleri, utanmasalar "düğün olsa da ortada dönsem" diye evde pratik yapan insanlar, sırf bu yüzden bile "lan acaba gerçek anam babam kardeşim mi lan bunlar" diye düşündüm. abim, tam bir disko kralıdır. benimse kenarda el çırpma yeteneğini kazanmam 25 yılımı aldı. adam bi dalar ortaya bi damadı çeker kenarı 1-2 dakika altından üstünden girer ordan burdan fırlar, bi anda yanınızda biter. adam tam olarak şöyle. tövbeler tövbesi, ben bu özgüvene sahip olabilmeyi rüyamda bile göremiyorum lan.
abim evlendiğinde bile damatlıklarla pistin orta yerinde hani şu romanların mı bilmiyorum tam, yerde dizlerinin üstünde çamaşır yıkarcasına yaptıkları dans figürünü icra edip, müstabel kayınpederini renkten renge sokmuş adamdır. off yazarken bile içim şişti yeminne. adam orda "noluyo lan, kimlere veriyoruz bu kızı, bu nasıl damat, azcık ağır ol lan" demiştir içinden. ama yeni taktik de buldum tabi fotoğraf makinasını kullanıyorum artık, insanlar oynarken ben fotoğraflıyorum, nerden baksan 1 saat kazandırıyo bana, 4 kere de sigaraya çıksam 10'ar dakikadan 40 dakika. 1 kere de telefonla konuşuyorum ayağı çektim miydi. nerden baksan 1 saat falan kalır köşe kapmaca oynayacağım.
bak gerçekten, yılların birikimi bunlar, biliyorum bizim sayımız çok fazla, sessiz bir kalabalığız biz oynayamayanlar. partisini kursak iktidarı sallarız. örgütlensek, liderler seçim öncesi ziyaret eder.
ünal aysal
-
türkiye'ye getirdiği adamlar:
2010 şampiyonlar ligi finali / man of the match : wes sneijder
2012 şampiyonlar ligi finali / man of the match : didier drogba
şöyle bir tablo yani.
bak şimdi batak oyunu vardır bildin mi? ''yan batmak'' diye bir tabir vardır, yandan batmak da derler; fazla el alırsın yandan batarsın. şimdi ben koyu bir fenerbahçeliyim, o kadar çok kıskandım ki, kıskançlıktan yan battım. yani kıskanamadım bile amk. kıskançlık eşiğimin üstünde bir iş çünkü bu. ne bileyim cambiasso gelse kıskanırdım, ne bileyim forlan'ı falan dahi kıskanırdım. bu ne len? kıskanamadım bile! işte o denli iyi bir iş çıkardı bu adam.
ümit özdağ'ın kılıçdaroğlu'nu tartışmaya çağırması
-
az önce böyle bir şey gördüm. vatansever chp seçmeni önünde televizyonda vs. vs.
kılıçdaroğlu yetkli bir makamda değil. göçmen ve sığınmacı politikasından memnun değilsen hükümetten birilerini çağırırsın. erdoğan daha dün dedi, biz ensar terbiyesiyle büyüdük, sığınmacıları göndermeyeceğiz diye.
sonuç olarak komik, anlamsız bir çağrıdır. kılıçdaroğlu'nun alakadar olacağını sanmam.
ekleme: ümit özdağ'ın çağrısı
kılıçdaroğlu'nun cevabı
squid game
30 km ray ile yurdu demir ağlarla örmek
-
ancak akp iktidarında gerçek olabilirdi, oldu da. zira olmayan yerli üretim uçağı seçim öncesinde yine göklere çıkarmayı başarmış olan tek parti akp idi. baktılar bu eyyamları halk çok beğeniyor, 24 km ray ile yurdu demir ağlarla döşediklerini iddia ettiler, ilki çok beğenilince, olmayan uçağı gökyüzüne çıkaranlar bu sefer olmayan rayları yeraltına indirdiler. oysa bakıyorsun karşılarına aldıkları, rakip gördükleri 1920'lerin iktidarı yılda ortalama 180 km ray döşemiş.
şimdi birileri çıkıp diyecek ki "o zamanki raylarla bu zamankiler bir mi? her şey elektronik falan" o zaman ben de diyeceğim ki "be pezevenk, savaştan yeni çıkmış, parası olmayan, iş gücü olmayan, yorgun, bitkin, kafasını kaldırmaya çalışan türkiye cumhuriyeti ile bugünkü türkiye'yi kıyaslamasını biliyorsun ama!?"
hintlerin dünyanın en çirkin milleti olması
-
dünyada bir milyardan fazla türk olsaydı muhtemelen çirkinliğin tanımını değiştirirdik! hepi topu 70 milyonla çok iddialı işler çıkarabiliyoruz.
yazarın notu: ne kadar ırkçı ve ayrımcı bir başlık lan bu! sözlükteki hindistanlı arkadaşları klavye başına çağırıyorum.
2017 ygs'yi kaçıran çocuklar
-
sınavdan önce 09:45'te kapıların kapanacağı söylenmiş mi ? söylenmiş. arada kalan 15 dakika içerisinde sınavla ilgili bilgilendirme ve kitapçığa işaretleme işlemleri yapılacak. bu arada öğrenciler doldurmaları gereken yerleri öğretmenlerin direktifleriyle dolduracak. bu süre bunun için var. sen 09:47'de geleni içeri alırsın. 09:50'de gelen onu aldın beni de al der. 09:55'te gelen 5 dakika önce gelen girdi ben de gireceğim der. sınav başladıktan sonra 0.1 puanın bile hayati önem taşıdığı bir durumda geç kalmış bir öğrencinin kitapçık doldururken sürekli öğretmene soru sorup konsantrasyonunuzu dağıtması da hiç hoş olmaz. sınav nasıl başlarsa öyle gider. içerideki 29 öğrencinin geç kalan 1 öğrenci yüzünden bir paragraf sorusunu tekrar okuması 30 saniye kayıp demek. tabii ki ellerinde olmayan sebeplerden dolayı geç kalmışlar ama bence bu durumda yapacak bi'şey yok.
imamoğlu'nun kamerasından 99 depremi
-
kendisi bu iş için doğmuş. derdi millete hizmet. gurur duydum.