hesabın var mı? giriş yap

  • cenazesine hangi ülkelerden hangi düzeyde katılımın olduğuna bakınca somut olarak görülen durumdur.

    ziyaret ettiği ülkelerde 'burada istenmiyorsunuz' diye gazete manşetlerine çıkan, bütün otellerin 'yerimiz yok' diyerek rezervasyon yapmayı reddettiği, diplomatik rezalet çıkmasın diye evsahibi hükümet ricasıyla zar zor bir otelde yer ayarlanabilen birinin arkasından 'belki çaldığı kemiklerden bize de atar' diye koşuşturan zavallıların anlayamayacağı bir mertebedir.

  • kedi sahiplenmek isteyenlerden ricam ve onlara tavsiyem, önceliği engelli hayvanlara versinler.

    - öncelikle ne kadar engelli olursa olsun, kedi kedidir. kediliğini yapar. sizi kendisine aşık eder.
    - insanların aksine, kediler engellerini dert edinmezler. kendilerini eksik görmezler, kendilerini diğer kedilerle ya da sizle kıyaslamazlar. içiniz rahat olsun.
    - tek bacakları bile olsa, o bacakla hayata tutunurlar. bacakları yoksa, hayata tutunacak başka bir şey bulurlar. yeter ki yanlarında olun. bir kap mama, biraz sevgi, sıcak bir kucak onlara yeter.
    - engellerine bağlı olarak, bu kediler genelde daha ağırbaşlı ve uslu olurlar. özellikle apartmanda yaşayanlar için, geniş alan ihtiyacı görece az olan ve sokakta hayatta kalmaları çok zor, bazen imkansız olan bu kedileri sahiplenmek daha doğru bir seçim olacaktır.
    - sakat, kimsesiz, yapayalnız, korkmuş, hasta ve mutsuz bir canı evinize alıp, onun serpilip güzelleşmesini, sizinle oyunlar oynamasını, sizi gördüğünde sakat haliyle heyecanla size doğru atılmasını ve en çok da güvende ve huzurlu halini görmek gerçekten şu dünyada yaşanacak en güzel duygulardan, alınacak en büyük mükafatlardan biri olsa gerek.

  • bu soruyu soran insanın dedelerinin, halkı sömürerek kurduğu ve yabancılara toprak peşkeş çekilen saltanatın çökmesine vesile olan kurtuluş mücadelesinde yer aldılar. evde de istiklal madalyası duruyor, yeterli mi?

  • alkol aldıkça hissedilen vücut sıcaklığındaki artış, sadece hissedilen bir artıştır. çünkü aslında alkol alınca vücut sıcaklığı artmaz, sadece kan damarları genişler. soğuk havalarda yüzeyden ısı kaybının önlenmesi için normalde deriye yakın kan damarları daralır. alkol alınca bunlar genişler ve iç bölgelerdeki hayati organlar için saklanan kan yüzeye daha çok çıkarak deriyi ısıtır. ısı algı hücrelerinin deride bulunması nedeniyle deri ısınınca sanki genelde bir ısı artışı hissi oluşur. soğuk havada alkol almak yarattığı sıcaklık hissiyle insanı canlandırsa da, bu sıcaklık hissine güvenerek aşırı alkol almak, sokakta sarhoş olmak, zom olup sokakta sabahlamak, deriden sürekli ısı kaybı yaşanması nedeniyle normalde donulmayacak bir havada bile donmaya, can kaybına yol açabilir.

  • -123 hulusi?
    -burdayım öğretmenim..
    -156 serkan?
    -burdayım öğretmenim..
    -183 ercan?
    -ercan buradaaa.. ercan buradaaaa.. uzak mesafedeeeeaa… sırayla kaloriferin buluştuğu noktadaaaaa.. deniz tarafına bakan pencere kenarındaaaagh..
    -lan olm lan. bi sus lan! şimdi yiyeceksin benden beş kardeşi.
    -hayrettin yapmaaaa.. hayrettin yapmağhh..

  • o da ablası gibi dopingli çıkmıştır. madalyası dahil aldığı tüm ödülleri geri verecektir.

    peki bize yaşattığı yalancı gururu, ağlamıştım ulan ben sizi izlerken evde tek başıma bu yaşımda ilk kez başka birinin başarısıyla gururlanıp ağlamıştım yazıklar olsun

    şahsi fikrim, onun da ablasının da ibret olsun diye vatandaşlıktan çıkarılması, ağır olur mu olmaz mı bilmem ama ülkenin doping dosyalrına bakarsak artık birilerinin ibret olması için ceza alması gerek.

  • 1. ana karakterlerinizi şablona göre önceden belirleyin:

    erkek kahramanda aranılan özellikler:
    30 yaşından gün almış,
    tercihen iki yabancı dile hakim,
    prezantabl,
    seyahate engeli olmayan,
    akademik çevreye aşina.
    yoğun çalışma saatlerini değerlendirebilecek.

    hatun kahramanda aranılan özellikler:
    40 yaşından gün almamış,
    4 yıllık fen bilimleri (tercihen matematik, fizik) mezunu,
    tercihen master, mba,
    en az iki yıllık iş tecrübesi,
    referans gösterebilecek,
    fiziği düzgün.

    araya giren üçüncü kişi:
    50 yaşının üzerinde,
    yöneticilik deneyimi olan,
    gizli işler çevirebilecek, güvenilir,
    ordu personeli, bilim adamı, apartman yöneticisi, indiana jones rollerine yatkın,
    tercihen özürlü,
    not: adayların hatun kişi tarafından baba yarısı olarak görülmesi tercih sebebidir.

    2. hikayeyi adım adım oluşturun:
    a) hikayemiz "lan burda biri öldü ama kim acaba" konseptiyle başlar.
    b) "aa .. hassiktir! bakın lan hilmi abiyi vurmuşlar"
    c) konu açıklığa kavuştukça cinayet gizemini arttırmaktadır.
    d) bu işi olsa olsa robert langdon çözer.. ramboyu çağırın.
    e) robert langdon: -ah keşke hilmi abi burda olsaydı da ona danışsaydım bu bulmacayı..
    f) aşağıdaki diyalogları zenginleştirerek 200 sayfaya yayın
    robert langdon: -aa .. hassiktir! bakın lan hilmi abiyi vurmuşlar.
    baba yarısı: -günaydın. ben vurdum. dünyanın iyiliği için.
    taş hatun: bilgisayara virüs girmiş!
    robert langdon: -ne alakası var salak karı.. bak burda yazıyo işte isa, meryem, bişey bişey..

    3. hikayeye birden fazla kötü adam eklemeyi unutmayın:
    kel behzat: başından beri gaddarlığı ile herkesin nefretini kazanmıştır. arada ölür bu kesin.
    peder ozonyo: aslında çok iyi bir insan gibi görünür ama kitabın ortalarına doğru sapıtmaya başlar, en sonunda masum olduğu anlaşılacaktır.

    4. çarpıcı bir tarihsel mucize bulun. teknoloji ve bilim karıştırın:
    örn: leonardo da vinci bir eserine 1024 bit rsa keyi ile şifre koyar ve romaya gömer, gelecekte müteahhitler buraya vatikan yada cam piramit yapacaklardır. malesef şifrenin çok önemli bazı şeyleri ölen abinin yüzüğüyle ortadan kaybolur...

    5. son olarak kitabınızın tamamlandığında a4 şeklindeki taslakları balkondan atın, sonra asansörle aşağı inip kağıtları bulduğunuz sıra ile istifleyerek toparlayın. kitap yayına hazır. afiyet olsun.

  • sözlükçülerin ne kadar pis boğaz olduklarını gördük sayelerinde. kimseler mükemmel güldal yağ çözücüden bahsetmemiş. mr. muscle halt etmiş onun yanında.

  • blokflütünü alıp ona yedirmek isterdim. ki zannedersem bu o kadar da zor olmazdı; zira helvacıoğlu markaydı flütü. parçalarına ayırıp ayırıp, temizleme çubuğuyla boğazından aşağı ittire ittire yedirmek isterdim ona.

    çünkü bu komşu çocuğu ne zaman canı sıkılsa blokflüt çalışırdı. çalardı demiyorum bakın, hakikaten "çalışırdı". ve ben onun bir kat üstünden, seneler senesi ılgaz anadolu'nun sen yüce bir dağısın'ı dinledim. süper baba'nın müziği millet için nostaljik ve hoş bir hatıra olarak kalmışken sinir yaptı bende, stres yaptı hep.

    flütünün içinin ne zaman tükürük dolduğunu bile anlar hale gelmiştim, sesin o ıslak, detone ve kontrolsüz kayışından...