hesabın var mı? giriş yap

  • 2012 temmuz ayındaki elektrik faturasında 0,42 tl iken ağustos ayındaki faturada 0,85 tl'ye çıkan bedel. sayaç okumak mı zorlaştı noldu anlamadım.

  • asıl ilginç olan kıllı koları değil parmaklarına oje sürmesidir bana göre. zira oje parmağa değil tırnağa sürülür.
    türkçe konuşmaktan aciz tiplerin diline sakız olmasın. kollarına ağda yapsın, ojelerini de tırnağına sürsün.

  • her dizide birileri kadın dövüyor, sonra da o kadın o adama ya aşık oluyor ya da onu affediyor. ben daha dizilerde dayak atıp yargılanan, bunun sorumluluğu altında ezilen erkek görmedim.

    sonra bu hikayeleri yazanlar şov uğruna bildiri yayınlarlar. önce bokunuzu temizleyin.

    ozan güven de bokunda boğulsun.

  • "ulen adam topu atiyor, vurursa vuruyor karsisindaki vuramazsa da vuramiyor işte büyütmenin alemi ne" diyenler vardir muhtemelen. öyle degil işte.. beyzbol'un güzelligi olayin neredeyse tamamen aticida olmasi.. yani simdi ben cikarim o sahaya, haspel kader topa vururum, kollarim da kasli masli alirim topu atarim avuta.. hop kolbasti oynaya oynaya kosarim alirim sayimi.. gercekten yapabilirim bunu.. işte bunu yaptirmamak tamamen aticinin elinde..

    öyle taktikler vardir ki "vursun ama dandik vursun" der mesela atici.. zira dandik vurdurmak da hikayedir.. ya vurdurmayacaksin, ya da dandik vuracaksin.. baktin karsinda atani vuran bir adam var, oyunun sonuna da gelmissin, attigin kolun bir şekilde "abi bu kadar benden" demiş hop o zaman diğer kolunla atabilirsin.. sergen misali bir solak olabilirsin, sagini hic kullanmiyor olabilirsin ama bu da bir taktik.. ama tabi iki noktaya dikkat etmek gerek.. birincisi aticinin vurma alani icindeki bolume topu atabilmek, ikincisi.... aslinda bir tane dikkat edilmesi gereken sey varmis.. işte o arkadaki hakemin gorevi tamamen bu.. aticinin vurabilecegi alani belirliyor.. bakiyor arkadan "vurabilirdin kocum vurmadin topa" diyor.. bilmem anlatabiliyor muyum.. aleni olarak bir ölçüt olmadigindan da en cok hakem munakasasinin yasandigi sporlardan birisi bu.. futbolla eş koşarsak kalenin direkleri olmamasi gibi bir durum.. direkler olmasaydi "adamin gol dedi" den öteye ilerleyemezdik sanirim.

  • 1. rektör
    2. fotokopici
    3. dekanlar

    şeklinde bir hiyerarşi vardır üniversitede. fotokopicinin de cumhurbaşkanı tarafından atanması gerektiğini düşünürüm hep. korkunç bir sermaye kayması yaşanmaktadır. adamlara hem para akıyor, hem de bilgi akıyor. birleşip dünyayı bile ele geçirebilirler.

  • podolski ile kıyaslayanlar olmuş. şahsen bir galatasaraylı olarak ben hiç düşünmeden podolski derim. çünkü düşünürsem nani derim.

  • bunu bir yazar çok detaylı olarak 1 ay önce kadar açıklamıştı. o yazara buradan ciddi ciddi saygılarımı iletiyorum

    edit: (#124278114) valla araştırdım buldum, bu adam tam bir sherlock. kahvenizi alın okumaya başlayın.

    edit2: entry sahibi yazar bir kadınmış. sevgiler, saygılar.

  • dram içerir.
    gönül isterdi '' sadece fazla düşünme sorunu yaşayan insanların anlayabileceği şeyler'' diye bola döke başlık açabileyim. hepinizin malumu yine karakter sınırına takıldım.
    ben de fazla düşünme sorunundan muzdarip olduğumdan acımı paylaşmak, benim gibileri görüp daha normal hissetmek için gündemde bu konuya da yer vereyim dedim.

    1) her zaman, her yerde kafasının içinde konu ve konumla alakasız bir sürü şey vardır;
    en yakın arkadaşın nasıl aldatıldığını göz yaşları içinde anlatırken, sen bir yandan onu dinliyor gibi yapıp bir yandan arkadaki masanın ceviz ağacından mı olduğunu, kahve içmeyi, saatin kaç olduğunu ve aynı anda bir sürü şeyi daha aklından geçirirsin.

    2)pratiktirler;
    hemen her konuda baştan savma bir çözümleri vardır. bira kapağını kilit karşılığı ile açmak gibi harika yöntemlerle hızlı ve bir o kadar da kirli sonuçlar elde ederler.

    3)çok yönlüdürler;
    fotoğrafçı olmaya karar verip bunun için yanıp tutuşurken, bir anda aslında kısa film çekmenin de ne harika bir fikir olduğunu düşünüp bununla alakalı derin araştırmalara girebilirler. odaklanma sorunları hayatları boyunca yakalarını bırakmaz. çevrelerindeki herkes potansiyellerinin farkındadır fakat maymun iştahları yüzünden hemen her şey proje evresinde kalır.

    4)bir dönem gece kuşu, bi dönemse yalnız kurt pozlarına girerler;
    çevrelerindeki kimse buna bir anlam veremez. gecelerin aranan isminden kıvrak bir hamleyle ev kuşuna evriliverirler.

    5)geçmişlerindeki herhangi saçma ve küçük bir hata ansızın akıllarına gelebilir;
    obsesiftirler, gece uyumakta güçlük çekerler ve yaratıcı olmalarına rağmen odaklanma problemi yaşadıklarından bunu üretime dökemezler.

    edit: ''dün gece çok uzun zamandan sonra ilk kez yalnız hissetmedim. teşekkürler herkese...''

    şöyle bir yazarların bulunduğu destek grubumuz var