ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
27 haziran 2016 italya ispanya maçı
-
ölüm grubu deniliyordu türkiye'nin grubuna harbiden öyleymiş. biz elendik hırvatlar elendi ispanya elendi. mükemmel bir ölüm grubu. herkes öldü amk.
tuğçe kazaz'ın charlie hebdo olayını çözmesi
-
çizgileri çizdim. ortaya israil bayrağındaki yıldız çıkıyor. hatun bilmiş. arkasında israil olabilir.
uçakta emniyet kemeri takmanın mantıksız olması
-
türbülans olayına zaten değinildiğine göre kemerin bir diğer faydası ise uçak düşüp parçalandığında tanınmaz hale gelen cesedinizin koltuk numaranıza göre teşhis edilebilmesine yarar.
öykü karayel
-
cahil, iyi niyetli ve cingöz meryem'i o kadar iyi oynamış ki, rolüne girmek için 5 yıldır beykoz'un mahalle-köylerinden birinde mahalleli ile iç içe yaşadığını, ramazanda her akşam teravihe gittiğini, mevlitleri hiç kaçırmadığını düşünüyorum. "esra erol'a bakıyom" derken kullandığı mimik, "abla" kelimesini telaffuz ederken b ile l'nin arasına soktuğu görünmez ı'nın profesyonelliği, postürünü bile ortalama bir meryem'e uygun hale sokuşu, elleri cebinde başı önünde hızlı hızlı yürümesi, kanepede kaykılmış, çukur'a bakarken ve dizinin tamamında nasıl göründüğüne dair en ufak bir kaygı gütmeden bedenini ve sesini kullanışıyla ayakta alkışlanası bir oyunculuk sergilemiş. 1 falsosu dahi yok, bir başkadır'daki oyunculuğu başlı başına sanat.
13 ocak 2014 chicago'da görülen ufo
-
siyah manav posetidir aslen.
yıldırım demirören
-
pkk'nın başına getirilsin, terör biter...
while my guitar gently weeps
-
white album'un yedinci şarkısı, george harrison bestesi.
bilindiği üzere şarkının efsanevi solosu, her ne kadar kendisine kredi verilmemiş olsa da, eric clapton'a aittir. george ilk teklif ettiğinde clapton stüdyoya gelmekten çekinmiş, diğer grup üyelerinin rahatsız olabileceğini düşünmüştür. bu yüzden çok yakın arkadaş olmalarına karşın george, clapton'ı ikna edebilmek için bin dereden su getirmiştir. clapton'ın endişelerinin ne kadar yersiz olduğu, stüdyoya gittikten sonra anlaşılmış. zira nerdeyse birbirinin boğazına yapışacak durumda olan grup üyeleri, clapton geldikten sonra sakinleşmiş, ortamın havası değişmiş. hatta the beatles get back belgeselinde george'un sinirlenip grubu bıraktığı bölümde, şaka mı gerçek mi anlamadığım bir şekilde, john lennon gruba eric clapton'ı alma fikrini atıyor ortaya. o denli iyi bir intiba bırakmıştır grup üzerinde. ayrıca lennon ve clapton bu şarkının kayıtlarından sonra iki iyi arkadaş olmuşlar ve daha sonra lennon'ın kuracağı süpergrup the dirty mac'te solo gitarı clapton çalmış.
george, garibim, yıllarca albümlere şarkı kabul ettirebilmek için neler çekti. bu lennon/mccartney ne fenadır bilmezsiniz siz*. bu şarkıyı da gruba ilk dinlettiğinde paul ve john'un pek ilgisini çekmemiş. clapton'ı bir emrivakiyle stüdyoya getirince şarkı tekrar gündeme gelmiş.
şarkı aslında ilk olarak akustik bir balad olarak düşünülmüş. anthology 3'teki versiyonu kullanılmak üzere kaydedilmiş.
ringo starr abimiz, albümdeki ilk altı şarkıda yok, grubu terk etmiş. bu şarkı, ringo'nun döndükten sonra çaldığı ilk şarkı. hatta diğer üyeler davulu çiçeklerle bir güzel süsleyip ringo'ya sürpriz yapmışlar.
eric clapton şarkıda gibson les paul marka gitar çalmış. bu gitarı daha sonra george ödünç almış ve cry baby cry'ın kayıtlarında kullanmış. daha da sonrasında clapton gitarı george'a hediye etmiş.
şarkı o dönem hit olmamasına rağmen, zamanla değerini bulmuş ve beatles klasikleri arasına girmiş.
grubun hindistan gezisine eşlik eden sanatçılardan biri de donovan'dı. donovan'ın white album'deki etkisi büyüktür. özellikle fingerstyle ve clawhammer tekniklerini gruba aşılayan adamdır donovan. julia, dear prudence, blackbird gibi akustik gitar şarkılarında bu açıkça görülüyor. donovan bunu bir röportajında da dile getirmiştir. john lennon kendisinden clawhammer tekniğini kapmış. george harrison ise daha çok donovan'ın kullandığı akor yapılarından etkilenmiş. bu şarkıda yaptığı la minör düşüşü de, donovan'dan aldığı bir hareketmiş.
tahmin edileceği üzere bu şarkı, george harrison konserlerinde en çok çaldığı şarkı olmuş.
bilkentli kızlar vs boğaziçili kızlar
-
bilkentli kızlar vermez. boğaziçili kızlar da vermez. hadi yat uyu artık.
edit: başlık başıma kalmış. şaşırmadım.
x-men'de quicksilver'ın hızını hesaplamak
-
x-men'de şu efsane sahneyi: https://www.youtube.com/watch?v=znzqb5z75zi herkes bilir, videonun başında bir arı kanatlarını slow motion olarak çırpar.
bir arı ortalama saniyede 230 defa kanat çırpar.
bu sahnede, arının kanatlarını çırpması 3 saniye sürüyor. bu şekilde lineer devam ederse, gerçek hayatta bizim için 2400 saniye geçmiş olur, yani 40 dakika.
bir patlamanın ortalama patlama hızı 7150 metre/saniyedir. filmdeki sahne 2 dakika 24 saniye sürüyor - yani 144 saniye.
filmdeki villa (x-mansion) eğer tam kare olduğu varsayılırsa, her bir zemin 4,672.584 metrekare, yani her kenar 37.737288 metre çıkar. bunun yarısı 18.86712 metre eder, yani merkeze olan uzaklık, yani jet'in patladığı yer.
yani 1/7150 saniye x 18.86 = 0.002 saniye.
yani patlama 20 microsaniye'de gerçekleşti demektir.
bu sahnede quicksilver villaya defalarca girip çıkıyor, fakat en hızlı olduğu an raven ve diğerlerini kurtardığı an.
villaya varması 4 saniye sürüyor,
4 / 144 = 1/36
20 microsaniyenin 1/36'sı = 555,5 nanosaniye.
555,5 nanosaniyede quicksilver 18.86 metre yol alıyor.
1 nanosaniyede 0.033 metre yol alıyor.
yani saatte 11,879,998.8 kilometre (saatte 12 milyon km'ye yakın !) yol alıyor!.
ışık hızı saatte 1.080.000.000 km yol alır, yani quicksilver yaklaşık olarak ışık hızının 90'da biri hızda hareket ediyor.
yani ışık hızının yaklaşık olarak %1.1'i hızla.
yani saatte 11.880.000 km hızla.
şuradaki sahnede ise balkondan çarşafları hazırlayarak fırlattığı insanları düşünürsek ( şu sahne: https://youtu.be/znzqb5z75zi?t=158);
normal şartlarda bu hızla o insanları türkiyeden fırlatan birisi, fırlattığı insanları hindistana yollamış olurdu. ama film icabı çarşaflara çarpıp duruyorlar tabii.
kısaca, quicksilver gerçekten "quick" diyebiliriz. yani baya hızlı *.
ordu-giresun havalimanı
-
dülülülü dülülülü
-alo?
-- hoca ben nereye gelicem?
- orgiye gelceksin.
-- hö? nası ya?
- bak orgiye gelince sizi karşılayacak kalabalık grup olacak, ben aralarından senin adın yazılı bi karton kaldırırım.
-- abi naaptın ya? yanımıza almamız gereken bişi var mı peki? ne biliyim madem orgiye gidiyoz, hazırlıklı olalım.
- yav sadece taksiciye verecek kadar olsa yeter.
-- bi de taksiciye mi vercez?
- vermezsen binemiyosun.
-- kapat telefonu abi, ben fena oldum bir an...
- alo?
......
mini elbiseyle otomobil kullanan teşhirci kadın
-
halk otobüsünde önündekini fortlayıp aynı zamanda yolda giden arabaların içini dikizleyen sapık piçleri azdıran kadındır.
24 ocak 2020 elazığ depremi
-
elazığ'da yaşıyorum. dışarıda kalan, korkan, bir ihtiyacı olan varsa veya bir yakını olan varsa bir mesaj uzağınızdayız.
arkadaşlar şunu düzelteyim, ben ve kardeşim fiziksel engelliyiz. bu nedenle gidip yardımcı olma imkanımız yok. ama misafir edebiliriz. bu nedenle yazdım.