ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
fight kulüp
-
nakaratı da bu:
"three, two, one, zero
başladı countdown sana kalan hero
köpürürsün blub, blub, blub
burası merkez fight gulub" evet klab yada kulüp değil, bildiğin gulub.
gerçekten bu mu? 4 kişi bir araya geldiniz o kadar reklamını yaptınız ve bu mu?? dinlerken başkası adına utandım, bunlar bi de gururla paylaştı helal olsun.
norm enderin taşak geçmek için yaptığı trap daha güzeldi lan.
aldatmalardaki inanılmaz artışın sebepleri
-
başkanlık sisteminin olmaması.
sosisli + ayran sadece 1 tl
-
1 tl'yi yemenin daha sağlıklı olduğu kombo.
michy batshuayi
-
bir beşiktaşlı olarak fener'e gelmesini ben de isterim.*
adamların derdi yokmuş gibi bir de batshuayi istiyorlar bunlar iflah olmaz amk.
abdülhamid han sondaj gemisinin logosu
paris'ten kayseri'ye limuzin ile gelen gurbetçi
-
absürt, anormal ama normal aynı zamanda. çocukluk hayali imiş, gerçekleştirmiş. ne var yani?
sosyal hayatta ve medyada beğeni için kırk türlü maymunluktan daha elim değil.
91'in 7'ye tam bölünmesi
-
70+21 şeklinde hayal edildiğinde daha anlaşılır olan durum.
sevgilinin daha çok sevildiği an
-
baba olacak sevgilinin şirinleştiği anlar. karnımla bıdır bıdır konuşması.
-kızıııım, ben senin babanım. babbaa. burdayım bak, vur bi bakiim. hadi kızım vur bi bakalım babanın eline. anne gitti korkma, vur sen.
biri içimde, diğerini de böyle içimde saklayasım geliyor.
insanlar büyüdükçe hayallerinin küçülmesi
-
düşündüm benimkiler de büyüdükçe çekti mi diye. çocukken en büyük hayalim neydi, şimdi ne diye... motorlu kanatlardı, yelek gibi giyiyorsun düğmesine basıyorsun çalışıyo. burada yok ama almanyada falan kesin yapmışlardır bunu. bizim de almanyada benim tanımadığım bi akrabamız oluyo, istanbul'a gelirken bana bunlardan getiriyo bi tane. her gün kanatlarımı takıp bizim sokağın üzerinde uçuyorum . bütün çocuklar bi tur istiyo, hiçbirine vermiyorum. yalnız oğuz isteyince onu da yanıma alıp uçuyorum. karşı apartmanın çatısına tünüyoruz beraber, orada çekirdek yiyoruz. çok spesifik olarak çekirdek ama. romantik buluyormuş olmalıyım.
yaklaşık 25 yıl geçti, şimdiki hayalim daha az mekanik. basit bir hamak. limon ağacının altında bir hamak, o kadar. yıldızları gören bir yerde olsun. bir de güzel bir ses sistemi olsun, müzik olsun hep. içimden geçen o anda çalınsın. karşımda bir dağ olsun. mümkünse hep gece olsun, ve hep dolunay yükselsin o dağın tepesinden. limon ağacının dalında bana arkadaşlık edecek bi cırcır böceği olsun yeter. hiç konuşmasın, sadece bi ayağıyla müziğe ritm tutsun sakin sakin, ki bileyim o da seviyor çalanı. karnım hiç acıkmasın ama limitsiz içecek olsun ve ne kadar içsem de hiç çişim gelmesin. bak düşündükçe hayal komplikeleşiyor. oysa haftalardır "sadece bi hamak" deyip duruyordum. belki de insan büyüdükçe hayalleri küçülmüyordur da, hayal kurmaya zaman ayırmadığı için detayları modellememiş, ilk aklına gelen dilekte yorulup bırakmış oluyordur?
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
asabi coğrafya öğretmeni en arka sırada uyuyan kemal'in yanındaki arkadaşına seslenir.
-yanındaki saygısıza söyle de kalksın, ders işliyoruz burada.
+kime hocam?
-yanındaki diyorum, kemal değil mi o?
+kemal değil hocam, benim paltom.
-kes sesini bana cevap verme!!!