hesabın var mı? giriş yap

  • kabin amirini çağırın ve durumu anlatım. kişi ikaz edilecektir ve yeri değiştirilecektir. eğer kişi kalkmıyor ve tacizi sürdürüyorsa sakın o kişi ile muhattap olmayın. tekrar kabin amirini çağırın durumun sizin için can güvenliği yaratabileceğini, veya sinir ile kendinizi kaybedip kavga çıkarabileceğinizi, iki durumun da uçuş güvenliğini riske atabileceğini sakince anlatın. uçuş güvenliği riski olabileceği için kabin memuru şahsa kelepçe takacak ve ağzını bağlayacak. uçak indiğinde ise havalimanında polise teslim edilecek.

    kulağınıza küpe olsun hayatta hiç bir zaman maşa kullanmak varken köze dokunup elinizi yakmayın. bu örnek özelinde demek istediğim şu: şahısla muhattap olmayın, görevliye durumu eskale edin.

  • aradım, vallahi de billahi de aradım.

    stocholm'de yolda yürüyen elemanın biri açtı ve "merhaba ben sweden" dedi :) vallahi de billahi de böyle dedi lan. nereden arıyorsun, adın ne filan klasik tanışma muhabbetleri.

    şahsen kıskandım. sadece bu kıskandım!

    gidip bi' yerlerde ölmek filan istiyorum..

  • gogol, 1800'lü yıllarda yazdığı portre adlı öyküsünde, çartkov isimli bir ressama kendi resimlerini yaptırmaya akın akın gelen insanlardan şu cümlelerle bahsediyor; bu öyküyle birlikte, eğer uygulayabilirsem, günümüz instagram çılgınlarına artık o kadar da kızmama kararı aldım:

    "...kadınlar çoğunlukla ruh güçlerinin, karakter yüceliklerinin yansıtılmasını istiyorlar; portrelerinin kendilerine benzemesinden çok, fazlalıkların törpülenmesini, kusurların küçültülmesini, hatta mümkünse eğer, bunların hiç gösterilmemesini önemsiyorlardı. kısacası, görüldüğü anda aşık olunacak değilse de bakılabilir bir yüzleri olmalıydı resimde. o nedenle de poz vermek için oturduklarında öyle birtakım havalara bürünüyorlar, öyle ifadeler takınıyorlardı ki, şaşıp kalıyordu çartkov. kimi melankolik, kimi hayallere dalmış bir havaya bürünüyor, kimi de ağzını küçük gösterebilmek için dudaklarını büze büze toplu iğne başı kadar bir ağız çıkıyordu ortaya. bütün bunların üstüne bir de, portrelerin zorlama olmaksızın, doğal biçimde kendilerine benzemesini istiyorlardı. erkeklerin de onlardan kalır yanı yoktu. kimi, portresinin, başları sert, enerjik bir biçimde yana dönük olarak yapılmasını istiyor; kimi, esin perisini arar gibi, gözlerini yukarı çeviriyordu. muhafız alayından bir teğmenin, gözlerinde savaş tanrısı mars'ın görünmesini istemesi ilginç taleplerden biriydi. yüksek makam sahibi sivil memurlar, yüzlerine dürüstlük, soyluluk anlamı vermeye çabalıyor, bu duyguyu güçlendirmek için de kapağında okunaklı şekilde 'her zaman dürüstlükten yanaydı' yazılı bir kitap tutuyorlardı ellerinde..."