hesabın var mı? giriş yap

  • maya ve aztek inancına göre tarım, bereket, yağmur ve ölüm tanrısı. başlarda sadece yağmur ile ilişkilendirilirken sonrasında onun getirdiği yaşam ve bereketin de sembolü olmuştur. inanca göre doğudan gelerek tüm orta amerika halklarına tarımı öğreten ve onları medenileştiren odur. kardeşi, daha karanlık bir tanrı olan tezcatlipoca ile mücadelesi maya dininin iyi ile kötü arasındaki savaşını oluşturur. zamanla maya inancının en kuvvetli tanrısal öğesi haline gelmiştir. insanlarına tarım ve yerleşik hayatı öğrettikten sonra onları terk edişi ve bir gün geri döneceğine olan inanç onu aynı zamanda ölüm ve yeniden doğumun bir sembolü haline getirmiştir.
    mayaların takipçisi konumundaki aztek kültürü tarafından da benimsenmiş olan quetzalcoatl'ın bir gün döneceğine olan inanç yüzünden orta amerika kültürü, en önemli darbeyi bu en renkli figürünün elinden yemiştir. doğudan denizi yaran dev araçları ile gelen yüzü kıllı yabancı adama (ki quetzalcoatl'ın kelime anlamı tüylü yılan'dır) aztek kralı montezuma onları yeni bir altın çağa taşıyacak olan tanrıları olduğu umuduyla kapılarını açar ve bu da orta amerika'da yüzyıllar sürecek ispanyol hakimiyetinin ünlü işgalci hernan cortes tarafından başlatılması anlamına gelir.
    aynı zamanda harfleri doğru konuşlandıramamış olsam da (pek çok değişik kaynakta pek çok farklı yazılışına rastlanabilir) nickimin çıkış noktasıdır.

  • bunlar böyledir, kim güçlüyse ondan yana olup mevcut iktidarı över durur, hiçbirşeyine karşı laf etmez, en sonunda yurtdışına kaçar ülkeyi bize kitler gider, bunlar böyledir..

  • şimdi size bir olay anlatayım karakterler ve yaşları aşağıdadır.

    aliko ; esas oğlan (çünkü benim oğlan). 2 yaşı yeni geçti.
    ılgın : esas kız 2 yaşı yeni geçti oda (arkadaşımın kızı)
    çağan : bu da arkadaşın oğlu ve üç yaşına yaklaşıyor.

    şimdi; çağan, biraz büyük olmasından mütevellit biraz sert, oyuncaklarını çok paylaşmaz özellikle ılgın 'a karşı daha bir sert. biraz da artist. bizim aliko da oyuncak konusunda sıkıntı çıkarabiliyor ama sıkıya gelince verir, başka bir oyuncağa geçer. ben diyeyim efendi siz deyin tırsak. ılgın kızımız ise bu iki erkekten sıra bulursa oynuyor garibim. biraz da sessiz mizaçlı biz kızımız.

    neyse olaya dönersek;

    ılgın ısrarla o anda kimsenin yüzüne bakmadığı bir oyuncağı aldı. ev sahibi olmanın etkisi ile çağan onu elinden aldı ve yere attı. ılgın yine aldı. çağan bu sefer de yere atınca kızımız hali ile ağladı.

    işte o zaman devreye bizim oğlan girdi ve oyuncağı çağan 'ın yanından aldığı gibi ılgın ' a verdi.

    ve o zaman işte o acı gerçekle ilk defa karşılaştı;

    ılgın kızımız oyuncağı eline alır almaz bizimkinin kafasına geçirdi ve çağan 'a gülümsedi.

    aliko, hatunların efendi adam yerine piç tercihi ile ilk defa karşılaştı. bunun son olmayacağını da zamanla öğrenecek heralde.

    üçüne de allah uzun ömür versin bu arada.

  • insan beyninin anlasilmasi icin belki de yasayan en degerli ornek; bu kadar olaganustu yetenekle ve beyin taramalari sonucu ortaya cikan bircok fiziksel anomaliyle adam basli basina bir arastirma alani.

    adettendir, manyak bir baska ozelligini de ben soyleyeyim (scientific american aralik 2005): adama herhangi buyuk bir sehirde iki adres verildiginde yahoo maps gibi yol tarifi yapabiliyormus. allah sahibine bagislasin. bir de bir yanlisi duzeltelim, adam otistik degil. bazi semptomlari benzese de otisizm tanimi konulacak kadar ortusmuyormus, zaten savantlarin da ancak yarisi otistik. mesela bircogunun aksine, kim efendi sadece hafizadaki seyleri saymakla kalmiyor ayni zamanda onlarin anlamini kavrayabiliyor, yani neyi ezberledigini biliyor. hatta kendisini neredeyse 20 yildir arastiran herifleri de sasirtarak, sadece klasik muzik parcalarini ezberlemekle kalmamis, notalarin anlamini ogrenmis, sonra da enstruman calmaya baslamis ufaktan.

    bir de bu soyut kavramlari kuramama kalibina da tam uymuyor. mesela buna biri lincoln'un "gettysburg adress"ini sormus (konusma, seslesis, nutuk babinda) bu da herifin gettysburgda sadece bir gece kaldigi evin adresini vermis. sonra soruyu soranlar gulunce adam yaptigini kavrayip, bunun espriye dokmus. ve daha ilginci ezberledigi seyleri kombinasyona sokup, tipki bir muzisyen gibi yeni ve orjinal seyler uretebiliyor. iste bu yuzden dunyadaki en degerli beyinlerden biri olmali.

    corpus callosumu yani iki beyin yarimkuresi arasindaki baglantisi yok. bazi epileptikleri tedavi etmek icin yaptiklari gibi sonradan kesilmemis, boylece split brain sendromu yasamiyor. onunkisi dogustan yok, o yuzden bir sekilde yarimkureleri adapte olmuslar bu duruma, hatta belki de tam fonksiyonel birer beyne donusmusler. bu da savant yetenekleri gozonune alindiginda su soruyu akla getiriyor: bu tip beyin hasarlari ve eksiklikleri beyni baska sekillerde kendini kompanse etmesi icin tetikliyor mu yoksa zaten beyinde mevcut olan baska yapilarin daha etkin kullanilmasina mi izin veriyor?

    daha ayrintili olarak, asil hasarli olan tarafi sol yarimkuresi tum savantlardaki gibi. buradan da neden genelde erkeklerin savant veya otistik olduklarina dair bir teori var. erkek fetusler gelisirken, kan dolasiminda daha fazla testosteron oluyor bu da asiriya kacarsa beyin gelisimine zarar verebiliyor. normalde sol yarimkure de sagdan daha gec ve yavas gelistiginden, testosteronun bu potansiyel olarak zararli etkisine daha uzun sure maruz kaliyor. buraya kadar eyvallah. asil soru da, hasar sonucu sag yarim kurenin kompanse etmek icin baska dokulara el koymasi mi insani savant yapiyor yoksa halihazirda varolan mekanizmalari domine edecek bir sol yarimkure kalmamasi mi? belki bu sol yarimkurenin baskisindan kurtulan kisimlar insana bu tip yeni yetenekler kazandiriyor.

  • debe'ye girdiği gibi "uzay boşluğunun rengi" falan değildir. tüm galaksilerin renk ortalamasıdır. yani renge uzay boşluğu dahil bile değil. ufkunuzu iki katına açana kadar okuduğunuzu anlamaya iki kat zaman ayıraydınız da doğru idrak edeydiniz.

  • caner in sahada hırçın ve agresif olmasının tek sebebi.
    sonra diyorlar ki niye yerdeki topçuya tekme atmış.
    sizde de böyle avrat olsa keleş ile tararsınız en yakın köy kahvesini.

  • sabah sabah ağzımı kötü kötü sözlerle açmama sebep olan müthiş açıklama.

    http://tvarsivi.com/…php?y=11&z=2011-10-28 08:25:00

    kalktım, birşeyler atıştırdım, açtım televizyonu. hazırlanıyorum bir yandan işe gitmek için, bir yandan da göz ucuyla sabah haberlerini takip ediyorum. neyse, milli eğitim bakanımız ömer dinçer paris'te açıklama yapıyordu.

    "atanamamış öğretmenler diye uyduruk bir sorun çıkardılar, her cuma gelip bizim bakanlığın önünde toplanıyorlar, geliyorlar bizi öğretmen olarak alın diyorlar"

    bizim ülkede hiç atanamayan öğretmen mi olurmuş.