hesabın var mı? giriş yap

  • komik bir anımı hatırlatan olay.
    bir yaz vakti tren ile seyahat ederken vagon arasında bira sigara haylazlık yapıyorduk. bir tinerci de gelip muhabbetimize katıldı. gır gır şamata derken bizim bi arkadaş açık kapıdan aşağıya doğru sarktı.
    tinerci: ''olm böyle gündüz vakti kafanız güzel salak salak hareketler yapıyorsunuz, allah muhafaza aşağı düşsen, ya da ne biliyim hızlı giderken kafanı şu tabelalardan birine vursan geberip gitsen hiç biriniz ailenize biz trende içip salak salak işler yapıyorduk demeyeceksiniz, sonra tinerci trenden aşağı adam attı diye gene biz haber olacağız..''

  • masalsı öğeleri gerçekçi karakterler arasında, gerçekçi bir ortam içinde sunan edebiyat akımı.
    böyle diyince tam anlaşılmasa da gabriel garcia marquez ve jorge luis borges diyince şıp diye anlaşılıyor.

    bu akımın modern yüzyıllarda yaşamasına rağmen, dinin günlük hayatta ve ilişkilerde önemli yer kapladığı kültürlerde ya da çok eski ve köklü medeniyetlerin yaşadığı topraklarda, onların torunları olarak yaşama durumunda ortaya çıktığı öne sürülüyor. bu sebeple güney amerika'da ve ortadoğu'da bu akım oldukça kuvvetli imiş.

  • polis memuru shawn currie, bir feribot iskelesinin park yasağı bulunan bölümüne motosikletini bırakan declan’a ceza kesti. neyse ki küçük declan’ı üzen ceza babasının tertiplediği bir şakadan ibaretti.

    okumayı öğrenirsek, muz cumhuriyeti olmaktan kurtulabiliriz belki

  • "komşudan gelen kısır tabağının "boş göndermek olmaz" denilerek kısır koyulup geri gönderilmesine kısır döngü denir."

  • kendisinin kel kafasını öptüğümü söylemiş miydim?

    fenerbahçe'den kovulduktan sonra, türkiye'den ayrılmadan 2 gün önce acarkent'te yer alan evine gittim. zar zor ulaşabildiğim aslanlı ev tariflerinden yola çıkarak evini buldum. kapıda nakliye için bir kamyon, 3-4 tane taraftar, bedri baykam ve asistanı vardı. benim boynumda boyunluk, 10 gün önce talihsiz bir kaza ile boynumu kırmıştım. sağa sola robocop gibi bakınıyorum. sonra kamyona eşya taşıyan alex de souza geldi kapıya, ayağında terliklerle.

    tanıştım. alex de souza ile tanıştım. ben adımı söyledim. merhaba ben alex dedi. mütevazı kelimesinin içini dolduran bir adam. kendisine dert yandım, başkan aziz yıldırım ve aykut kocaman hakkında serzenişte bulundum. problem yok dedi. sanki kovulan benmişim gibi, o kadar sakin ve vefalıydı. o kadar fenerbahçeliydi. ve bir o kadar mutsuz ve üzgündü.

    ben aslında ingilizce konuşuruz diye düşünüyordum ama başından itibaren bütün sohbet türkçe gelişti. çocukları, eşini falan sordum. alex de souza'ya bildiğin halini, hatırını sordum yani. kendisi için hazırladığım ufak bir hediye verdim. sonunda nasıl oldu bilmiyorum, bir anda eğil kafandan öpücem dedim. güldü ve kafasını eğdi. ben alex'in kafasından öperken, bedri baykam'ın asistanı fotoğrafımızı çekiyordu. sanki iki eski arkadaşmış gibi tokalaştık, beraber atkı açtık, sarıldık ve vedalaştık.

    o anlar hayatımın unutulmaz anları arasında yerini aldı. gecenin bir vakti fitbol dergi'de samet güzel'in yazısını okurken geldi aklıma ve yazmak istedim. bu adam kesinlikle bir futbolcudan fazlası. ciddi anlamda duygusal ve iyi bir insan. saha içi ve saha dışında kesinlikle aynı yapıda olan, hayatımda arkadaşım olarak temasta kalmasını isteyebileceğim bir insan. yolu hep açık olsun.

  • rahmetli olan bir arkadaşım ve yine onun rahmetli olan babasından muhteşem bir diyalogtur.
    bizimki evde canı sıkıldıkça telefonu bilmemne polis karakolu buyrun diye açardı babası arıyor bir gün
    bizimki- iyi günler bilmemne polis karakolu buyrun
    babası-oğlum ?
    bizimki-baba?
    babası-oğlum karakolda ne işin var senin???

  • görüntü kalitesi düşük olduğundan dolayı bu olayı kınıyorum.

    edit: olum favlamayın şu entryi. kendimi sapıkların lideri gibi hissediyorum. amacım sadece gözümle görmediğim bişeyi yargılamamaktı…

    aylar sonra gelen edit: başlık yine hortlamış yine bütün sapıklar toplanmış. kadın yine gündem olcak bi şey yapmış. ama bu sefer çekim kalitesi iyi. hadi yine iyisiniz küftehorlar.

  • buna göre papa'nın ülkesi de vardır. umarım diyanet işleri başkanı'na ülke hediye etmez sayın cumhurbaşkanı.

  • hmm, başarılı...

    ulan köy kahvaltısı yapıyoruz, adam domatesten bir ısırık aldı ve bunu söyledi.

  • videosunun altındaki "the drill was made in china, wasn't it?" yorumu ile yarmıştır.