hesabın var mı? giriş yap

  • akp nin son icraatı. bunlar garibana düşman, onu biliyoruz da . gariban da inadına onlara oy veriyor.

  • üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra ekşisözlük'te bile ( başka yerde olsa bu kadar canım yanmayacak) savaş ay'ın pis bir katakullisi sonucu akıllara yanlış yer ettirilen "çişim geldi " cevabı ile aşağılanmaya çalışılan yıldız.
    efendim 1994 yılında türkiye dahil bütün dünyada beğeniyle izlenenen ve 1995 de oscar kazanan forrest gump filminin son sahnelerinin baş rol oyuncusu tom hanks'e ait unutulmaz repliği "çişim geldi " o yıl bir ödül töreninde tarkan tarafından tam yeri gelmiş bir pozisyonda filme gönderme olarak kullanılmıştır. mesele bundan ibarettir. savaş ay bile o gün yaptığı izleyiciyi yanıltma çabasından artık vazgeçmiş bu işten pişmanlık duyduğunu defalarca belirtmiştir. bunu temcit pilavı gibi her tarkan lafı geçtiğinde ısıtıp ısıtıp önümüze komaktan ve her seferinde yemekten bıkmadık mı?

    edit: forrest gump filminin bahsettiğmiz sahnesinin videosu:
    [http://www.youtube.com/watch?v=jsedbnslgok http://www.youtube.com/watch?v=jsedbnslgok]
    sevgili comptrol'a video ile ilgili verdiği bilgi için teşekkürler.

  • ömür boyunca başka hiçbir yerde görülemeyecek hürmettir. öyle bir hürmettir ki insana kendini değerli hissettiren şeyler listesinde ilk üçe girer. "bi şey lazım mı abicim?, bi salata daha ister misin?, çay da alır mısınız abicim?". iki ay uzak kaldıktan sonra ilk defa gören annemden daha iyi bakıyolar. kebapçıdan bi çıkıyorum sanırsın bir paşa, bir şehzade.

    ben bu hissi pizzacıda "hamuru incecik olsun mu?" sorusunda yaşayamıyorum. veya bir lira farkla kolanızı ve patatesinizi king boy ister misiniz? benim gururumu böylesine okşamıyor. ama bir "hemen yeniliyorum abi ezmeyi" beni mest ediyor. şimdi yolu adana kebapçılarına düşmemiş, kebap diye bir kısım et parçaları yedirtilmiş olan kitle ne diyor olm bu? diyebilir ama durum bu. diyeceklerimi buraların meşhur bir sözüyle sonlandırıyorum. "o yediğiniz abur cuburlar boy boy, şimdi bi acılı adana olacak idi oy oy."

  • bir teknolojiyi hakkıyla eleştirebilmek için hangi problemi ya da problemleri çözdüğüne bakmak lazım. tanıtım metninden gördüğüm iki problem zikredilmiş:

    1. "sokak adı değişiyor".

    ama sokak adı bir gece ansızın tabela cüceleri tarafından değiştirilmiyor? bürokrasisi var. yani sokak adı değişiminin teslimat sistemine entegre edilmesi gibi çok basit bir çözüm varken komple tüm adreslerin değiştirilmesi ve yeni bir sistemin getirilmesi garip değil mi? buna sonra geri döneceğim.

    2. "vatandaşın adresi veznede söylerken başkaları tarafından duyuluyor".

    bunun nasıl bir soruna yol açtığını, daha da önemlisi adres kodunun duyulmasından daha farklı nasıl bir probleme yol açtığını tam anlamadım. eğer farz etmem gerekirse, "adres kelimelerden oluştuğundan akılda tutması daha kolay" diyebilirim. bu da adres kodunun akılda tutmasının zor olacağını farz ettikleri anlamına geliyor, o zaman aslında düz adresten daha zor bir sistem getirdiklerini kendileri de kabul ediyor oluyorlar. mantıksal bir çelişki var.

    peki adresin etraftan duyulmasının yol açtığı problem ne? adresi akılda tutan kişi o isim ve adresle ne yapabilir? evine gidebilir. peki bunu adres koduyla yapmasını engelleyen ne? sadece akılda tutması zor denmişti ama o da telefon numarasından daha zor değil? telefon numaraları on haneli, bu kod ise dokuz haneli. yani aslında bahsedilen problemi çözmüyor. mesela 175-446-237 gibi üç tane sayıyı aklında tutmak "hacımusabey mahallesi, daldaban sokak, yerebatan apartmanı no:44, bağcılar, istanbul 34221" gibi bir metni aklında tutup sadece gerekli kısımlarını filtreden geçirme işleminden gerçekten daha mı zor? ben pek emin değilim.

    dönelim "sokak adı değişiyor" problemine. günümüzdeki alışıldık adreslerde kelime yazım hataları ptt tarafından tolere edilebiliyor. muharrem sokak yerine muharem sokak yazınca sorun olmuyor yani. ancak bu 9 haneli sistemde tek bir hane değişimi tamamen alaksız semte, hatta alakasız bir şehre teslimata bile yol açabilir. onu nasıl çözeceklerini anlamadım. mesela "muharrem" yerine "muharem" dediğinde veznedeki görevli düzeltip "muharrem" yazıyor. ama sen 235 yerine 335 dediğinde paketin kahramanmaraş'a gidecek?

    rol modeli olarak gösterilen ingiltere'nin sistemi ise "adres + kod", sadece adres kodu değil. adresi yine kullanıyorsun. yani mesela "10 downing street, somerset, sw1a 2aa" gibi bir şeyler veriyorsun adres olarak. dolayısıyla hata telafisi imkanı var. hatırlama kolaylığı var. oysa bizimkilerin çözmeye çalıştığı "veznede etraftan insanlar duyuyor". e ingiltere öyle bir problemi çözmemiş bile? onlarda etraftakiler adresi duyunca niye sorun olmuyor? yani ortaya serilen problem ve çözümde ile örnek gösterilen ingiltere arasında da çelişki var.

    kısacası ben haberde okuduğum açıklamalardan bahsedilen problemlerin ciddiyetine de çözümün doğruluğuna da ikna olmadım.

    p.s.: veznede adresinizin duyulmasından endişe ediyorsanız cep telefonunuzdan, kağıttan falan gösterin.

  • resmen beyninizi kurtarır.
    mesela bir yerle iş görüşmesi mi var? evet işte bunu kimseye söyleme! bir iş mi düşünüyorsun işte bunu söyleme!
    hele sürekli didik didik eden bir annen varsa asla ve asla söyleme. ulan iki günde bir sorar, yorum yapar aman tanrım kabus.
    20 yaşımdan sonra bunu öğrendim ve işe başlayacağım gün girdiğimi, bir şeyi aldığım gün aldığımı vs. şeklinde bir politika ile devam ettiriyorum.

    öneririm.

  • aklı olan bu tipleri içeri alan aqua parklara gitmez. geldiği ülkede aşı politikası diye bişey olmayan insanların getirdiği hastalıklar yüzünden hiç adını duymadığım hastalıklar duydum bu sene çocuklarda. isterseniz ırkçı deyin faşo deyin türkiye'nin bunlardan temizlenmesi şart.

  • birisine kendi seçmeni bile rte diyor, birisine kendisinden nefret eden seçmen bile ata diyor. varsın neler döndüğü belli olmayan, sonucunu mal sürüsü cahillerin belirlediği seçimi rte kazansın. aslında nihayetinde kimin galip olduğu başlıktan bile anlaşılıyor.

    zorunlu edit: başlığı açan troll entrysini sildiği için başıma kalmış bu utanç verici başlık. tanım yazalım da adet yerini bulsun: karşı devrimci göd kıllarının kendi kendilerini tatmin etmek için uydurdukları en son kavramlardan birisi. gülücüğe odaklanın ipneler.

  • kurala uymayan taksicileri cezalandıran polis memurlarını tebrik ederim. acımadan bu kuralsızlara cezalarını vermeye devam etsinler. bu konuda müsamaha göstermek halka yapılan kötülüktür çünkü.

    umarım bu kural tanımayan zümreye cezalar daha da artar.

    eyüp aksu'nun aranmaya çalıştığı ceza hadisesi.

  • evde makarna yapılır. bol salçalı.
    eh yoğurt yok.

    anne lavabo altındaki boşluktan coca cola 1 litrelik şişelerini aldırır bakkala gönderir. şişeleri satar yoğurt alırsınız.

    bir tencere makarna ve yanında yoğurt ile doyarsınız. babanız akşam "aaa eve para bırakmamış mıyım" der. (o da biliyordur bırakmadığını) maaşı ilk aldığı gün eve saralle gelir ve 2-3 gün olmadan su bardağı sayınız bir adet artar.

    edit: imla.