ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
zeynep bastık'ın oynadığı penti reklamı
-
dun yapilan butun negatif yorumlari youtube’tan silmisler. eger youtube yorumlari sizi rahatsiz ediyorsa gidin atv’de reklam verin. bu kadar ozgurluk anlasilan size fazla gelmis.
ekşi sözlük
-
11 yıl olmuş burada yazmaya başlayalı. birçok insanla tanıştım, çok yazdım, çok okudum ve en önemlisi çok şey öğrendim.
bence öğrendiğim en önemli şey özetle şu: "el sikini görmeyen kendindekini keser sapı zannedermiş."
bir konuda çok heyecanlandığımda, o konuyu bir tek kendim bildiğimi ya da en iyi bildiğimi sandığımda ekşi sözlük'e bakıp boyumun ölçüsünü aldım. benim bilmediklerimi bilen, bildiğimin farklı yönlerini bilen ya da konuyu hiç anlamadığımı hissettiren o kadar çok entry gördüm ki. rahatladım artık, keser sapımı çıkarıp çıkarıp göstermiyorum.
bu rahatlığa da alıştım üstelik. biri saçma sapan bir şeyler yazdığında, nasılsa daha çok bilen, daha doğrusunu bilen, bunu daha düzgün anlatan birinin gelip düzelteceğinden, uyaracağından, doğrusunu yazacağından (ya da belki çoktan yazdığından) o kadar eminim ki, sallamadan geçiyorum. bu da güzel bir şey.
gel gör ki bu günlük hayatıma da yansıdı. bu aralar kafamı yoran bu. yeni insanlarla, hele de ekşi sözlük dışından insanlarla diyaloga girmekte zorlanabiliyorum bazen.
misal biri heyecanla bir şey anlatmaya başlıyor. bi şey öğrenmiş, bi şey fark etmiş ve çok emin ortamdakilerin bilmediğinden. hani bakıyorsun, troll de değil. bütün içtenliğiyle anlatıyor. uzun metrajlı çaylak entrisi gibi. bitmiyor da. konuşuyor, konuşuyor, sonra birileri katılıyor, konuşuyorlar, konuşuyorlar... kimse gelip gazlarını da almıyor. o aslında öyle değil ya da onun bu boyutu da var diyen kimse çıkmıyor. alışmışım ya, bekliyorum ben de. sonra dinlemeyi de bırakıyorum.
yaşın ilerlemesinden kaynaklanabileceğini de düşünüyorum bazen, ama yok. o bahsettiğim ortamlardaki insanlar da aynı yaşta. eee?
üstüne bir konuda bir şey anlatma heyecanıyla dolduğumda, bunu hemen buraya yazıp rahatladığım gerçeği de var. fıldır fıldır dolanmıyorum, kimi yakalasam da kime anlatsam diye. ben burada anlatıyorum. anlattığım birinin ilgisini çekerse okuyor, çok ilgisini çekerse mesaj atıyor da üstüne konuşuyoruz. hiç ilgisini çekmeyen bakmadan geçiyor. sırf bir şeyi anlatmak için yanıp tutuşuyorum diye kimsenin zamanını almıyorum, kimseyi bıktırmıyorum... ama gel gör ki artık kimseye de bir şey anlatmıyorum.
bir sonuca vararak bu entriyi bitirmeyi çok isterdim. ama açıkçası ben de sonucu bilmiyorum.
e onu yapamadıysam başka türlü bitireyim: bunca zamanda farklı birçok konuda keser saplarını buraya koymuş ve gazımı almış herkese teşekkür ederim.
demet akalın'ı takipten çıkıyoruz kampanyası
-
bir insan niye demek akalın'ı takip ederki? kitlesi de onun gibi olduğu için amacına varmayacak kampanyadır.
kız istemeye birlikte gitmek istenen ünlüler
-
uzun bir adam, kızı vermezlerse çalar getirir.
ankete katılmadı diye 1055 tl ceza kesmek
-
kapıya gelen gerçekten dolandırıcıymış demek ki.
oğuz atay
-
asagıdakı kıtapları okumus, gondermeler yapmış yada tavsiye etmiştir.
genc torless - robert musil
m.e.b batı klasikleri
cyrano de bergerac - edmond rostand
the picture of dorian gray - oscar wilde
benim universitelerim - maksim gorki
ulysses - james joyce
godot yu beklerken - samuel beckett
buzul çağının virusü - vusat bener
babalar ve oğullar - ivan sergeyevic turgenyev
sisyphe efsanesi - albert camus
karamazov kardesler - dosteyevski
yer altından notlar - dostoyevski
ecinniler - dostoyevski
budala - dostoyevski
niteliksiz adam - robert musil
içimizdeki şeytan - sabahattin ali
tristram shandy - laurence sterne
don kişot - cervantes
pale fire - vladimir nabokov
ficciones - jorge luis borges
tehlikeli ilişkiler - choderlos de laclos
the real life of sebastian knight - vladimir nabokov
hamlet - shakespeare
great expectations - charles dickens
der prozess - kafka
dun bugun yarın - dogan avcioglu
faust - goethe
the portrait of a lady - henry james
voyna i mir - tolstoy
la chartreuse de parme - henri beyle stendhal
anna karenina - tolstoy
das schloss - kafka
alice harikalar ülkesinde - lewis carroll
varolmanin dayanilmaz hafifligi - milan kundera
games people play - eric berne
zen and the art of motorcycle maintenance - pirsig
walden - henry david thoreau
körleşme - elias canetti
der untergang des abendlandes - oswald spengler
mai ve siyah - halit ziya usaklıgıl
kirik hayatlar - halit ziya usaklıgıl
tum eserleri halit ziya usaklıgıl
dünyanın lanetlileri - frantz fanon
yoksulluk kulturu - oscar lewis
palto - gogol
aşagıdakı yazarlarıda begenmiş, etkilenmiş,ya da başkalarına tavsiye etmiştir.
jean jacques rousseau
balzac
panait istrati
gorki
kemal tahir
andre gide
jean paul sartre
georges bernanos
graham greene
oswald spengler
oscar wilde
kafka
niçe
tolstoy
henri beyle stendhal
henry james
william faulkner
ece ayhan
cemal sureyya
virginia woolf
halit ziya uşaklıgil
joseph conrad
çehov
soren kierkegaard
thomas mann
henri rene lenormand
elias canetti
jean rhys
paul bailey
jacob lindt
gyorgy lukacs
ludwig wittgenstein
albert camus
arnold joseph toynbee
arthur schopenhauer
ve tabiki dostoyevski
kaynak: ben buradayım
yalnız başına içen kadın
-
bu akşam iş çıkışı markete uğradım. balık reyonu göz kırpınca bir dilim somon ve salata malzemelerini kapıp geldim eve.
balıklar fırına girerken daha bir duble rakı koyayım dedim kendime. salatayı yaptım, peyniri çıkardım. sonra kendime, evime, burada geçirdiğim her bir güne kadeh kaldırdım. hayatımda en az balığın yanındaki rakı kadar güzel olan ne varsa onların şerefine kadeh kaldırdım.
yalnız değilim, mutsuz değilim... güzelliklere içelim dedim bugün de...
bir üniversitede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
hoca matematiksel formülasyonu ifade etmek üzere uygulamalı eğitim yapmaya karar vermiştir. alelade 3 tip seçer, tahtaya kaldırır ve parmağıyla teker teker gösterir: "oğlum şimdi sen x ol, sen y, sen de sabit olacaksın". ardından diyalog gelişir...
hoca: isminiz ne sizin çocuklar?
x: ahmet hocam.
y: koray.
sabit: sabit hocam.
hoca: oğlum onu demiyorum yahu, ismin ne?
sabit: benim ismim sabit hocam!
amfi: (kopar)...
apple'ın kasasındaki nakit 203 milyar dolar
-
bana bir iskender ismarlasalar kimsenin ruhu duymaz ama yine de ismarlamazlar boyle boyle zengin oluyolar.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
durakta, elinde bir kagit tutarak bekleyen bir insani ilan dagitiyor sanip, elindeki kagidi alip uzaklasmaya baslamak.
adam arkamdan bagirinca farkettim ne kadar sacma bir sey yaptigimi. ama geri donup bakacak cesareti de bulamadim kendimde. bacaklarim gotume vura vura kactim. halbuki el ilani almaktan nefret eden biriyim. almam ama sonra da merak ederim icinde ne oldugunu, bu kez zincirleri kiracam, alacam demis idim, nereden bileyim boyle olacagini.