hesabın var mı? giriş yap

  • bu konuda is bankasi ile aramizda gecen dialogu harfiyen aktariyorum:

    - iyi gunler. kredi kartimdan 27 eylul tarihinde 40 tl uyelik aidati kesilmis. iadesini talep edebilir miyim?
    - tabi efendim. kontrol ediyorum su anda.
    - peki.
    - kartinizin son 4 hanesini alabilir miyim?
    - 1234
    (30-40 sn.lik bekleme)
    - evet efendim, kontrollerini sagladigimda sistem, kredi kart aidatinizin iadesini onayladi. gelecek ay ekstrenize yansiyacaktir.
    - peki tesekkur ederim.
    - tesekkurler, iyi gunler.

    halbuki ben laflarimi hazirlamistim, "kimsiniz olm siz" tarzi cikismalarim hazirdi : )

  • kurban bayramı arefesinde alınan koyunun başka yer olmaması sebebi ile altıncı kattaki terasa çıkarılması, burada kapalı yer olmadığı için terasta bir yere bağlanmak zorunda olması ve komşu polis amcanın yardım maksatlı olaya dalıp, "gemici düğümü bilirim ben" deyip özel düğümü ile koyunu bağlaması, koyunun sabaha karşı düğümü çözüp altıncı kattan aşağı atlaması, başka bir komşunun arabasının arkasına düşüp arabanın arkasını haşat etmesi ama hala ayakta dolaşıyor olması, haşat arabanın sahibinin adının ibrahim olması, uzun bir süre kendisine gökten düşen koyun sebebi ile arkadaşları tarafından hazreti ibrahim şeklinde seslenilmesi..

  • "günde 5 saat çalışıp 2.750 tl maaş alan imamın görevi; günde 10-12 saat çalışıp 1300tl alacak olan asgari ücretlilere şükretmesini ögretmek!"

    (bkz: yılmaz özdil)

  • babam devlet memuruydu. ayın 15'nde maaş yattığı zaman ne yapar ne eder izin alır beni de yanına çağırırdı, okul olmadığı saatlerde. daha sonra beraber sırasıyla; su, elektrik ve telefon faturaları yatırırdık. ki şu an faturaları düzgün yatırma alışkanlığım buradan gelir. neyse.

    işin en güzel ve saçma olan kısmına gelirsek; her şeyi bitirdikten sonra mutlaka bana iskender ısmarlardı o maaş gününde. ama şöyle bir şey vardı. ben yerdim o karşımda her zaman ben aç değilim sen ye derdi, beni izlerdi. nereden bilebilirdim ki o zaman ki çocuk aklımla paranın yetmediğini, kendini boğazından kesmekten imtina etmediğini. ah be babam. özlüyorüm o günleri.

    yıllar yıllar geçti şimdi paramızı kazanıyoruz çok şükür. allah babamızı başımızdan eksik etmesin de geçmişte yiyemediği her şeyin acısını çıkarıyor şu an babam. baba çikolata alıyorum bana da al, baba muz alıyorum bana da al, baba magnolia alıyorum; ismi ilginçmiş bana da al. sen başımızda ol her şeyi önüne sererim babam. vefat etmiş babalara allah rahmet eylesin. babaları sevin, sarılın.

  • anneme alyans almak. beni ankara'da okutmak için alyansına kadar satmak zorunda kalmışlardı ailem maalesef, okulu bitirip stajyer avukat olarak ilk kazandığım maaşımla yaptığım ilk iş annemin alyansını almak oldu.

  • deja vu'nun tam tersi bir piskolojik gerilim.. kanimca sahane bir mutluluk..

    jamais vu'da daha once etut edilen bir deneyimi hic yasamadiginizi dusunebiliyorsunuz.. mesela her gün kosesinden dondugunuz apartmanin kosesinden sanki ilk defa donuyormuscasina tedirgin olabiliyor, her hafta sonu yediginiz cipura'nin tadina hayran kalabiliyorsunuz.. kisa süreli bir saskinlik olsa da yine de bir fenomen.. "ulan 6 yasindan beri metallica dinliyorum" dedikten sonra konserde birden hadiseye yabancilasmak da jamevu nun bir parcasi..

    ama sizofreniden öte olarak kısa süreli bir unutkanlik bu.. 4-5 saniyelik aldanma..

    bilimsel hikayesi de su ki, beyin bir hadiseyi duyular ile deneyimlediginde tak bilgileri depoladigi merkezi ariyor.. "bilader ben bişi yiyorum ama daha once yedim mi bilmiyorum. muz diyorlar.. nasildir sever miyiz?" falan diyor.. bir, bilemedin iki saniyede "ooo supperdir ya, saridir, anamurdakiler kücüktür, ilk kez 4 yasinda yemistik.. ilkokulda musa cantasinda getirmisti. canimiz cekmisti ama yiyememistik" gibi muz hakkindaki deneyimlerini gonderiyor o bilgi merkezi..

    ama an geliyor, bu bilgileri isteme, veya verme hadisesi gecikebiliyor.. işte o durumda jamais vu denen hadise gerceklesiyor.. hayat senleniyor..

  • kişisel gelişim kitaplarında (aslansın, koçsun, yaparsın sen kitapları) sıklıkla anlatılan bir deneyin sonucudur:

    bilim adamları pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiğini görür. birkaçını toplayıp 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar. metal zemin ısıtılır. sıcaktan rahatsız olan pireler zıplayarak kaçmaya çalışır ama kafalarını tavandaki cama çarparak düşerler. zemin sıcak olduğu için tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar. defalarca kafalarını cama vuran pireler sonunda zeminden 30 cm den fazla zıplamamayı öğrenir.
    deneyin ikinci aşamasında cam tavan kaldırılır. zemin tekrar ısıtılır ve gözleme devam edilir: tüm pireler eşit yüseklikte, 30 cm zıplamaktadır!..

  • bence serefsizlik. hani kanunan serefsizlik olmayabilir ama nasil suleyman soylu bence suc diyor ya ben de diyorum ki bence serefsizlik.

  • 8-6 çalışıp günlük işe git gel 2,5 saatin yolda geçsin. işe gidebilmek için sabah 7.00 da uyan.

    gün 24 saatten oluşuyor sen 13 saatini iş için harcadın, geriye kaldı 11 saat, günlük 7 saat uyusan kaldı sana 4 saat. banyo kişisel bakım, yemek gitti oradan 2 saat, boş vakit olarak harcayacağınız en fazla 2 saat kalır bu 2 saatte de kölelik kalktı diye yazabilirsiniz.

    ülkenin çalışan nüfusunun %50'si bu şartlarda çalışıyor bundan çok eminim. özellikle istanbul'da çalışanlar bu rakamı oluşturmakta.