ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
inci sözlük'teki gelecekten gelen adam
-
2050 den gele gele inci sözlüğe mi gelmiş diye yorumlayacağım kişidir. eğer bir incici olsaydı koşarak iddia bayiisine giderdi çünkü.
soylu'nun imamoğlu'na seni pejmürde ederiz demesi
-
edit: (bkz: hadi bilgi yarışması dolandırıcılık rezaleti) bunu da buraya koyayım da belki birkaç kişiye fazladan ulaşır, sizi her platformda rezil edicem türkcell ve şürekası.. insanları dolandırmak neymiş görün, çiftlikbank bile sizden iyiydi be!
bu arada pejmürde etmek ne diye sormuşlar
pejmürde etmek: kazanamadığı belediyeleri kayyum yoluyla teröre destek verdi bahanesi ile ele geçirme işi...
hadi et la...
valla et... et de bak bi daha ki seçimde barajı geçebiliyor musunuz görelim hadi!
çırpının bakalım nereye kadar çırpınacaksınız, ders almıyor da adam... bu söylemlere belediyeleri komple kaybettiler, şimdi kayyumlar ile geri alırız zannediyor, e genel seçimlerde ne yapacaksın?
böyle devam et arkadaş, hiç bozma, bence görevden de al gücün yetiyorsa imamoğlunu, al da kendi ellerinle 2023 e cumhurbaşkanını tayin et ;)
git sen de ona vur diye gaz veren ebeveyn
-
(pazartesi)
- anneeeaaa alikerem benim oyunumu aldi serviste, geri isteyince de vurduuu
- oglum, yarin guzelce iste, baskasinin malini almak hirsizliktir diye anlat, isterse paylasacagini da soyle, eminim geri verir.
(sali)
- aneeaaaa alikereme soyledim, paylasirim da dedim, bu sefer tekme atti
- oglucum, sen uzulme, eminim alikerem'le ortada bir yol bulursunuz, anlasirsiniz, oyunu aldin mi?
- alamadim, kafani servis kapisina takar suruklene suruklene okula kadar gidersin dedi (ne manyak cocukmus lan bu da, alt tarafi 8 yasinda).
- tamam, kendi aranizda cozemiyorsaniz servis ablasindan yardim isteyin o zaman.
(carsamba)
- anneeeaaa alikerem kolumu isirdi, gozume de yumruk atti, oyunu da alamadim. bi daha istersem tenefuste beni lise binasinin bahcesine goturup dovecekmis, oyle dedi.
- yarin git sen de ona vur o zaman
(persembe)
- anne, oyunumu aldim.
- hmm... iyi oglum. (irdelemiycem, allahim naaptim ben?)
(persembe saat 19:30, telefon calar)
- aloo, ben alikerem'in annesi bilmemne, oglunuz alikerem'i dovmus. (ahanda!)
- allah allah, cok ilginc. ne olmus, neden kavga etmisler?
- bilmiyorum valla, anlatmadi alikerem.
- bi sorun bakalim.
(on dakika sonra)
- alo, sizin oglan durup dururken vurmus, servise biner binmez yumruk atmis.
- hanfendi, ben aralarinda halletsinler diye uc gundur ugrasiyorum (olayi bildigim kadariyla anlatirim), oglunuzla uzlasmasmaya calistigina eminim oglumun, ama sonunda boyle halletmisler iste.
- nesi hallolmus? kaba kuvvetle mi hallolurmus. ne bicim annesiniz siz, ne bicim cocuk yetistiriyorsunuz? mudure sikayet edecegim oglunuzu.
- buyrun edin. bu arada, alikerem kac yasindaydi pardon?
- 8
- benimki 6 oldu, cuma gunu. (ne diyorum ben? bu ben olamam? ama nasi da dovmus kendinden buyuk cocugu) iyi aksamlar (nezaketin batsin zkurmus, kari suratina kapadi telefonu)
(cuma)
- anneee mudurun odasina gittim yine
- (bilmezden gel zkurmus, sakin ol) aaa neden?
- bilmiyorum ki, birinin koltugunu tekmelemisim galiba serviste
- hmm, alikerem'e vurdun diye olmasin?
- yok ya, vurmadim bile, oyunumu ver yoksa seni bayiltana kadar doverim dedim, odu koptu.
- aaa baak koca bir karga gecti disarda. (naaptim ben, naaptim?)
prix renaudot
-
adını théophraste renaudot'dan alan ve 1926'dan beri her yıl gazeteciler tarafından verilen prestijli bir edebiyat ödülüdür. prix goncourt'a alternatif sayılır.
bu ödülün çıkış hikayesi ise çok ilginç:
"drouant restaurant'ında, yani goncourt ödülü'yle aynı yer ve günde açıklanan renaudot ödülü'nün tarihi 1925 yılına kadar uzanıyor. 1903 yılından beri goncourt sonuçlarının açıklandığı drouant restaurant'ında bekleşen gazeteci grubu 1925'te komşu restoran la fontaine gaillon'a yemeğe gidiyor. orada gaston picard'ın önerisiyle kendileri de bir ödül verme kararı alıyorlar. bu ödüle de 17. yüzyılda yaşamış, fransa'nın ilk gazetecesi kabul edilen theophraste renaudot'nun adını veriyorlar.
1925 yılında goncourt ödülü'nün biçimsel açıdan bir taklidi olarak ortaya çıkan teophraste renaudot ödülü, zaman içinde fransa'nın saygın edebiyat ödüllerinden biri haline geliyor. 1926 yılından bu yana her sonbahar sahiplerini bulan ödül, ünlü ve çok okunan yazarlara verilen goncourt'a bir cevap olarak algılanıyor. renaudot'yu alan yazarlar louis ferdinand celine (1932), louis aragon (1936), georges perec (1965), michel del castillo (1981), ahmadou kourouma (2000) gibi genellikle tutucu edebiyatçıların görmezden geldiği, farklı arayışlar içindeki isimler."
yıl yıl kazananların listesi ise şöyle:
1926 armand lunel nicolo-peccavi ou l'affaire dreyfus à carpentras
1927 bernard nabonne maïtena
1928 andré obey le joueur de triangle
1929 marcel aymé la table aux crevés
1930 germaine beaumont piège
1931 philippe hériat l'ınnocent
1932 louis-ferdinand céline voyage au bout de la nuit
1933 charles braibant le roi dort
1934 louis francis blanc
1935 françois de roux jours sans gloire
1936 louis aragon les beaux quartiers
1937 jean rogissart mervale
1938 pierre-jean launay léonie la bienheureuse
1939 jean malaquais les javanais
1940 jules roy la vallée heureuse
1941 paul mousset quand le temps travaillait pour nous
1942 robert gaillard les liens de chaîne
1943 andré soubiran j'étais médecin avec les chars
1944 roger peyrefitte les amitiés particulières
1945 henri bosco le mas théotime
1946 david rousset l'univers concentrationnaire
1947 jean cayrol je vivrai l'amour des autres
1948 pierre fisson voyage aux horizons
1949 louis guilloux le jeu de patience
1950 pierre molaine les orgues de l'enfer
1951 robert margerit le dieu nu
1952 jacques perry l'amour de rien
1953 célia bertin la dernière ınnocence
1954 jean reverzy le passage
1955 georges govy le moissonneur d'épines
1956 andré perrin le père
1957 michel butor la modification
1958 édouard glissant la lézarde
1959 albert palle l'expérience
1960 alfred kern le bonheur fragile
1961 roger bordier les blés
1962 simonne jacquemard le veilleur de nuit
1963 j. m. g. le clézio le procès-verbal
1964 jean-pierre faye l'écluse
1965 georges perec les choses
1966 josé cabanis la bataille de toulouse
1967 salvat etchart le monde tel qu'il est
1968 yambo ouologuem le devoir de violence
1969 max-olivier lacamp les feux de la colère
1970 jean freustié isabelle ou l'arrière-saison
1971 pierre-jean rémy le sac du palais d'été
1972 christopher frank la nuit américaine
1973 suzanne prou la terrasse des bernardini
1974 georges borgeaud le voyage à l'étranger
1975 jean joubert l'homme de sable
1976 michel henry l'amour les yeux fermés
1977 alphonse boudard les combattants du petit bonheur
1978 conrad detrez l'herbe à brûler
1979 jean-marc roberts affaires étrangères
1980 danièle sallenave les portes de gubbio
1981 michel del castillo la nuit du décret
1982 georges-olivier châteaureynaud la faculté des songes
1983 jean-marie rouart avant-guerre
1984 annie ernaux la place
1985 raphaële billetdoux mes nuits sont plus belles que vos jours
1986 christian giudicelli station balnéaire
1987 rené-jean clot l'enfant halluciné
1988 rené depestre hadriana dans tous mes rêves
1989 philippe doumenc les comptoirs du sud
1990 jean colombier les frères romance
1991 dan franck la séparation
1992 françois weyergans la démence du boxeur
1993 nicolas bréhal les corps célestes
1994 guillaume le touze comme ton père
1995 patrick besson les braban
1996 boris schreiber un silence d'environ une demi-heure
1997 pascal bruckner les voleurs de beauté
1998 dominique bona le manuscrit de port-ébène
1999 daniel picouly l'enfant léopard
2000 ahmadou kourouma allah n'est pas obligé
2001 martine le coz céleste
2002 gérard de cortanze assam
2003 philippe claudel les âmes grises
2004 irène némirovsky suite française
2005 nina bouraoui mes mauvaises pensées
2006 alain mabanckou mémoires de porc-épic
2007 daniel pennac chagrin d'école
2008 tierno monénembo le roi de kahel
2009 frédéric beigbeder un roman français
2010 virginie despentes apocalypse bébé
2011 emmanuel carrère limonov
2012 scholastique mukasonga notre-dame du nil
2013 yann moix naissance
2014 david foenkinos charlotte
2015 delphine de vigan d'après une histoire vraie
2016 yasmina reza babylone
2017 olivier guez la dispairition
2018 valérie manteau le sillon
2019 sylvain tesson la panthère des neiges
2020 marie-hélène lafon histoire du fils
2021 amélie nothomb premier sang
edith piaf: güncelleme
evden çıkarken ampulü söken kiracı
-
ev sahibine ders vermek isteyen kiracidir. evet, ampülü söküp goturmek biraz ucuz kaliyor ama evde oturdugu surec icerisinde ev sahibi tam bir hiyar ise cok iyi yapmistir. eger eve girildiginde ev bir virane iken ev sahibi yapmasi gereken hicbir seyi yapmamissa, tuttugu evi cok sevdigi icin onu evi yasanabilir ve hatta muthis hale getiren kiraci ise, ev sahibi denilen hiyar hicbir seye elini uzatmadigi gibi her ay aksatilmadan aldigi kiranin artisini beklemis ise, buna karsilik her yil kanunun ongordugu sekilde bekledigi artisi almis olmasina ragmen daha fazlasini talep etmek icin kiracisini avukat araciligi ile taciz ettiyse, kiraci cikip giderken degil ampülü, yaptirdigi her seyi mentesesine, vidasina kadar söker goturur. kullanip kullanamamasinin hicbir onemi yok, kapinin onundeki cope atar, eskiciye verir ama ev sahibine yar etmez. hayat dersi: herkese hak ettigi sekilde davranilir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"hacca giden diyarbakırlı bir grup, şeytan taşlama esnasında hızını alamayıp şeytana molotof attı..."
mafia
-
adamlar film yapmış,aksiyon sahnelerini de bize oynatıyorlar.
aslanlar gibi askerliğini yapmış sözlükçüler
-
asker çocuğuyum ve askerliğimi asteğmen olarak diyarbakır’da yaptım.
övünülecek bir yanı yok bunların, zorunlu askerlik yanlıştır. oğlum olsa bedelli yaptırırım. asteğmen olup muvazzafların yerine nöbet tutması veya er olup araba yıkaması için yetiştirmiyoruz çocukları.
yalnız hissettiğinde içine kapanan insan
-
rivayettir;
derviş baba dağ başında tek başına oturmakta, zikretmekte, tefekkür etmekte imiş. bir adam gelmiş ve demiş ki "be hey derviş! burada bir başına ne yapmaktasın?"
derviş baba usulca kaldırmış başını, adama bakmış ve cevaplamış "sen geldin, yalnız kaldım."
insanın en hastalıklı duygusu
4 iyi parti'linin mhp'lilerce bıçaklanması
-
biri de demiş ki "eskiden ülkücü dendi mi bir ağırlığı olurdu".
arkadaş ben hangi ülkede yaşıyorum lan. ben kendimi bildim bileli ülkücü-milliyetçi dendi mi aklıma; kaba-saba, neye inandığını bilmeyen, ağzı bozuk, eli tespihli, beli silahlı, boş-beleş mahalle kabadayıları geliyor.
hazar ergüçlü
-
ermenilerin yalanlarını anma günü olan 24 nisan tarihinde “bazı yaralar zamanla iyileşmez” paylaşımı yapan şahıs.
bu paylaşımının ardından içerisinde “sesi saraya kadar gitsin!, kıbrısta barış engellenemez” sloganları atılan kendisi gibi bir avuç cahilin yer aldığı video paylaştı.
atalarının canını kast eden, kanlarında boğan, malına mülküne çöküp, işkencelerden işkence beğendirip diri diri yakan rum kesimine de değil mesajları, kendilerini kurtarmak uğruna tüm dünyadan ambargo yiyen, yoklukta bir dilim ekmeğini bölüşen garip anadolu halkının devleti olan türkiye cumhuriyetine. neymiş, “saray duysun”. sizi rum vahşetinden kurtaran saray değil, türkiye cumhuriyetiydi. hazar ergüçlü denen sözüm ona türk, eşine dostuna atalarına yapılan işkenceleri katliamları sineye çekebiliyor ve yaraları iyileşebiliyorken, kıbrısta türklere yapılanın bir başka versiyonunu ermenilerin anadolu’da yaptığını başta ermeniler olmak üzere herkes bal gibi biliyorken “bazı yaralar zamanla iyileşmez” paylaşımı öncelikle kendisine yedirilip yutturulup, şahsi düşüncesine göre ‘soykırımcı’ olan bu milletin sırtından kazanç elde edebilme hakkı sonlandırılıp erivana gönderilmelidir. bakalım “masum ermeni halkı” kendisine kaç gün yaşama hakkı verecek, gidip yerinde görsün.
türkiye cumhuriyeti topraklarında yaşayıp, ekmeğini yiyip suyunu içeceksin, sonra da kalkıp katil ilan edeceksin. türkiye öyle bir ülke oldu ki, uğruna gözünü kırpmadan canını verebilecek olanlar kodeslerde çürütülüp, vatan haini ilan ediliyor, tarih bilmez, utanmaz, içerisinde türk geçen bir şey varsa ‘kesinlikle karşısında olmalıyım’ kafasındaki bu kadın gibileri rüyalarında göremeyecekleri refah ve zenginlik içerisinde yaşayıp baş tacı ediliyor. yaptığı paylaşımın, içerisinde yaşadığı halkı rencide edeceğini de biliyor, paylaşımlarını yorumlara kapatmış. amacına ulaştı, katil olarak yaftalanmak bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak beni rencide etti, savcılara açık çağrımdır; türkleri soykırımcı bir millet olarak yaftalayan kampanyaya katılımını bildiren bu hanımefendiyi huzurunuza çağırıp, haddini bildirin. ibret olsun, tüm türk düşmanlarına.
marketler kırtasiye malzemesi satmasın
-
durumu olmayan vatandaşı daha rahat skin diye değil mi?
kırtasiyeler basit bir ürünü bile ne kadar farkla satıyor biliyoruz.