ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dini eğitimden rahatsız olmak
-
anadil ile dini eğitimi bir tutan cahil beyanı.
biraz insan tanıyın gezin görün. kabuğunuz içine tıkılıp türkiye'nin %99u müslüman safsatalarına inanmaktan oluyor tüm bunlar. insanları ötekileştirmekte olduğunuzun farkına varın.
bir birey eğer sağlıklıysa herhangi bir dili konuşmak zorundadır ve konuşur. dolayısıyla bunun eğitimini de almalıdır. ama bir birey herhangi bir dine mensup olmak zorunda değildir. çocuğunu istediğin kursa gönderip istediğin eğitimi verirsin veya aldırırsın ancak bütün oğlanlar kızlar da aynısını alsınlar ı savunamazsın.
evladıma ortaçağ öğretilerini içeren bir eğitim vermek istemediğimden rahatsızım. doğal olan da bu zaten. sen evladına sadece bu ortaçağ eğitimini vereceksen devlet okuluna gönderme o zaman. kuran kursu var hırtı var zırtı var.
trendyol
-
aylar önceki bir siparişimde anlaşmalı dükkanlarından birinin iademi kabul etmeyip para iademi yapmadığı alışveriş sitesi.
hakem heyetine başvurup paramın iadesi yönünde sonuç aldım ve akabinde bunların asistanına bağlanıp ilgili dükkanın telefon numarasını istedim. bilin bakalım ne oldu? tabi ki vermediler numarayı. "biz sizinle ilgileneceğiz" deyip geçiştirdiler...
15 gün sonra icraya başvuracağım mecburen. uğraştığım para da inanın bir günlük harçlıktan hallicedir... kazıklanmaya tahammülüm olmadığından uğraşıyorum sırf.
20 yıldır internetten onlarca firmadan yüzlerce ürün almışımdır, hayatımda bu kadar iğrenç çalışan, müşteriyi sürekli kazıklamaya çalışan bir firma görmedim. kapalıçarşı esnafı ile yarışırlar.
trendyol pişmanlıktır arkadaşlar.
kot pantolonun bacak arasının erimesi
güldür güldür'ün yaptığı algı operasyonu
-
(bkz: işkilli büzük dingilder)
halbuki sabah'ın hiç üzerine alınmasına gerek yok. skeçe konu edilen şey gazete, tuvalet kağıdı değil.
5 kasım 2014 ışid'in yayınladığı video
-
videoyu baştan sona izledim. video'da görülen: koalisyon güçleri, türkiye vs. kürtlere yardımcı olmazsa 6 ayda orda kürt kalmaz. cidden bu adamların hepsi o yetenek ve kararlılıkla savaşıyorsa kürtleri bu coğrafyadan silerler. ışidlinin keleşle mevziye koştuğu sahneye millet bilgisayar oyunlarında cesaret edemiyor. daha önce birisi yazmış, bu adamlara karşı siperde bekleyerek bir şey yapamazsın, üzerlerine gidip süpürme harekatı yapacaksın. tabi buna pkk/pyd vs.'nin ne gücü, ne yeteneği, ne de cesareti var. eşiyle alışveriş yapan adamı sırtından vurmak daha kolay.
kurt cobain'in ölmek dışında bir olayının olmaması
-
(bkz: smells like troll spirit)
iş aramak
-
benligimde yarattigi hissiyat, takriben gorucuye cikartilmis 16 yasindaki sessiz, icine kapanik, daha once sevgilisi dahi olmamis bir genc kizin, yuzunde egreti bir makyaj, uzerinde vucuduna oturmayan tuhaf ve rahatsiz kiyafetler, elinde ancak ablasinin yardimiyla yapmayi becerdigi turk kahveleriyle birlikte, en ufak bir sevgi, ilgi veya yakinlik duymadigi, hatta basbayagi tiksindigi 39 yasindaki amcaoglunun onune iteklenerek ve titreye titreye ciktigi, ve de onun yavsak siritisi, kisisel bir hizmetci edinmenin sehvetiyle pirildayan gozleri ve suratindaki kendinden memnun iktidar ifadesi ile yuz yuze geldigi anda hissettiklerine denktir.
bir de (orf ve adetlerimize aykiri olarak) damat adaylarinin genc kizimizi almaya geldigini degil de, genc kizin kendini begendirmek amaciyla tiksindigini bildigi koca adaylarinin kapisina gittigini, kendini satmak icin her agzini actiginda nefesini kesen dehset hissini bastirmaya calisarak "beni alin ne olursunuz, omur boyu hizmet edecegim size!" diye yalvardigini tahayyul edin, halihazirda korkunc derecede sagliksiz iliskilere gebe olan gorucu sisteminin bir de bu sekilde tepetaklak edildigini dusunun, birkac aydir yasadiklarimi, pek cogumuzun yasadiklarini, anlayacaksiniz.
sunu da not duseyim, ileride is arayacak sozlukcuklerin kulagina kupe olsun:
sistem zannettiginizden (en azindan benim zannettigimden) cok daha kurnazmis, matrix'e inanmayanlar icin matrix'e sizmak dusundugumden cok daha mesakkatli bir ismis. kac tane meritokratik etiketi kiciniza yapistirmis olursaniz olun ("x harikulade lisesinden ciktim, dunyanin-her-tarafinda-vaaaaauuvvv-dedirten y universitesinden dereceyle mezun oldum, mezunlarina-herkesce-tapilan z universitesinde master yaptim, arada adini duyunca beni ayakta alkislamak isteyeceginiz bu, su, ve oteki sirketlerde staj yaptim, kisa ve uzun sureli calistim" vs, vs.), eger mustakbel isverenler hayatinizin bir doneminde goodbye to all that dediginizi, "kapitalizmin neferi olmak" klisesinin neden klise oldugunu sorguladiginizi, hatta busbutun "calismak" konusunda suphelere gark olup kendi dunyanizda inzivaya cekildiginizi sezerse, bir sekilde oyunu kurallarina gore oynamak konusunda gecmiste veya bugun tereddute dustugunuzun kokusunu alirsa (ki bu koku ne kadar yikansaniz, sirtinizi keseleseniz dahi cikmiyor, teninize bir sekilde siniyor), size nukleer artik havuzunda yuzup mulakata oyle gelmissiniz muamelesi yapiyorlar, ve tereddutsuz kapinin onune koyuyorlar. o noktada hicbir bilgi, yetenek, birikim, tecrube, ya da etiket fayda etmiyor.
lisa simpson'in vejetaryen olmaya karar verdigi simpsons bolumunde, lisa solucan kesmesi gereken biyoloji dersinde, "ogretmenim, bir hayvani kesebilecegimi dusunmuyorum, hayvanlari kesmenin yanlis oldugunu dusunuyorum" der de, ogretmeni de "ahlaki itirazina* saygi duyuyorum lisa" derken bir yandan da masanin altindaki uzerinde "independent thought alarm"* yazan kirmizi dugmeye basar ya hani? hah iste, icinize sinmedigi halde "is" ariyor, gozunuzun tutmadigi yerlere basvuruyorsaniz eger, isverenler de ayni "independent thought alarm"'a basiyorlar gizlice, ve de o alarmin sesi basvurmayi dusunebileceginiz tum is yerlerinde, cv'niz insan kaynaklari mudiresi'nin inbox'ina dustugu anda yankilanmaya basliyor.
şarapla iyi giden şeyler
-
belki birilerinin işine yarar umuduyla kısaca bir tablo çıkarıyorum. paylaşılmayan bilgi çöptür mantığıyla bu konuda bildiklerimin yaklaşık kırkta birini ihtiyacı olanlarla paylaşıyorum, umarım kabul olur.
1. koyu renkli, karmaşık kırmızılar
örnek üzümler: malbec, syrah, bordeaux blend, mourvedre, petite syrah, cabernet sauvignon, meritage, touriga nacional, pinotage vs.
güçlü eşleşmeler:
dana ve kuzu eti
her türlü ızgara ve mangal
fırında uzun süre pişirilmiş soslu yemekler
sert peynirler (cheddar, pecorino, manchego, asiago, parmesan)
bol karabiberli yemekler
olası alternatif eşleşmeler:
patates
unlu mamuller
soslu makarnalar
tortilla
beyaz pirinç
kompleks ekmek çeşitleri
bol baharatlı yemekler
kırmızı biber baskın yemekler (aleppo, chilli, ancho, chipotle vs)
mantarlar
domates ve patlıcan baskın yemekler
soğan ve sarımsak baskın yemekler
roquefort, gordonzola vb peynirler
füme etler
domuz eti
işlenmiş etler (salam, sucuk, proscuitto vb)
2. daha açık, damakta aromatik kırmızılar
örnek üzümler: barbera, nebbiolo, sangiovese, tempranillo, merlot, zinfandel, cabernet franc vb.
güçlü eşleşmeler:
baskın aromalı yardımcı bitkiler (tarçın, zencefil, anason, kekik, safran vb)
kırmızı biber baskın yemekler (aleppo, chilli, ancho, chipotle vs)
mantarlar
domates ve patlıcan baskın yemekler
soğan ve sarımsak baskın yemekler
roquefort, gordonzola vb peynirler
füme etler
domuz eti
olası alternatif eşleşmeler:
dana ve kuzu eti
işlenmiş etler (salam, sucuk, proscuitto vb)
kümes hayvanları
ızgara ve mangal
yumuşak peynirler
kremalı yemekler
sert peynirler (cheddar, pecorino, manchego, asiago, parmesan)
fasulye ve akrabası olan sebzeler
patates
unlu mamuller
soslu makarnalar
tortilla
beyaz pirinç
kompleks ekmek çeşitleri
3. hafif kırmızılar:
örnek üzümler: pinot noir, carignan, gamay, grenache vb.
güçlü eşleşmeler:
işlenmiş etler (salam, sucuk, proscuitto vb)
kümes hayvanları
kızartmalar
yumuşak peynirler
mantarlar
olası alternatif eşleşmeler:
patates
kepekli ve esmer unlular
baskın aromalı yardımcı bitkiler (tarçın, zencefil, anason, kekik, safran vb)
unlu mamuller
soslu makarnalar
tortilla
beyaz pirinç
kompleks ekmek çeşitleri
hafif baharatlar
çerez ve kuruyemiş
soğan ve sarımsak baskın yemekler
füme etler
ızgara ve mangal
4. rose şaraplar
güçlü eşleşmeler:
kabak yemekleri
kökü tüketilen sebzeler (pancar, havuç vs)
olası alternatif eşleşmeler:
geri kalan herşey.
5. güçlü beyazlar
örnek üzümler: chardonnay, semillion, viognier, marsanne, rousanne vb.
güçlü eşleşmeler:
yumuşak peynirler
mantarlar
karides
ıstakoz
yengeç
kümes hayvanları
olası alternatif eşleşmeler:
pişmiş ve çiğ her türlü balık
kızartmalar
haşlamalar
soğan ve sarımsak baskın yemekler
sert peynirler (cheddar, pecorino, manchego, asiago, parmesan)
kabak yemekleri
kökü tüketilen sebzeler (pancar, havuç vs)
çerez ve kuruyemiş
hafif baharatlar
soslu makarnalar
tortilla
beyaz pirinç
kompleks ekmek çeşitleri
patates
6. hafif beyazlar
örnek üzümler: sauvignon blanc, pinot blanc, albarino, vermentino, gargenega, pinot grigio vb.
güçlü eşleşmeler:
hafif baharatlar
fasulye ve akrabaları
yeşil sebzeler
haşlamalar
balıklar
olası alternatif eşleşmeler:
kümes hayvanları
midye ve istiridye
karides
ıstakoz
yengeç
kızartmalar
her türlü peynir
soğan ve sarımsak baskın yemekler
çerez ve kuruyemiş
acılı yemekler
unlu mamuller
patates
7. köpüklü şaraplar
örnek: şampanya, prosecco, cremant, cava, metodo classico vb.
güçlü eşleşmeler:
istiridye
havyar
midye
olası alternatif eşleşmeler:
geri kalan herşey.
8. tatlı şaraplar
örnek üzümler: chenin blanc, riesling, gewurztraminer, moscato vb.
güçlü eşleşmeler:
meyveler
tatlı sebzeler (tatlı patates, yucca, pancar vb)
baskın baharatlar
acılı yemekler
çerez ve kuruyemiş
hafif baharatlar
soslu makarnalar
tortilla
beyaz pirinç
kompleks ekmek çeşitleri
işlenmiş etler (salam, sucuk, proscuitto vb)
olası alternatif eşleşmeler:
dondurmalar
vanilya ve karamelli tatlılar
her türlü baharat
unlu mamuller
kırmızı biber
her türlü sebze
her türlü peynir
deniz ürünleri
9. fortified şaraplar
örnek: port, passito, sherry, madeira şarabı,muscat, pedro ximenez vb.
güçlü eşleşmeler:
çikolata
kahve
baskın baharatlar
peynir çeşitleri
olası alternatif eşleşmeler:
füme etler
meyveler
tatlılar
that's all i can.
suda sağlık, şarapta hakikat vardır.
yaran diyaloglar
-
based on a true story..
gencimiz birleşik devletlere henüz gelmiştir. hava değişimi bir yandan, jetlag bir yandan, bünye mavi ekran vermeye başlar. büfenin birine yanaşır:
- can i have a selpak please?
ulan bi dakka, ne dedim ben, diye düşünmesine fırsat kalmadan büfeci bir adet kleenex uzatır:
- burda ona öyle demezler yeğenim..
(bkz: markanın malzeme adı gibi benimsenmesi)
(bkz: yurt dışında türk ile karşılaşmak)
özlem tekin vs şebnem ferah
-
şebnem ferah bu başlığı okur üzülür, özlem tekin'in s.nde olmaz.
mdma
-
kimse yazmamis, tarihi hakkinda biraz bilgi vereyim istedim. yapan ne yaptigini bilsin, yapmayan da aslinda isin ne oldugunu, neye neden/ne dendigini ogrensin diye.
50'li yillarda amerika'da alexander shulgin (aka sasha) adi verilen bir bilim adami, 16 yasinda harvard'dan (kimya veya biyoloji dallarindan birinde, net hatirlayamiyorum) burs kazaniyor. bir süre sonra kendi calismalarina odaklanmak icin okulu birakiyor- tam bir klasik zeki adam tribi yani. bu calismalar ise genellikle saykadelik psikoloji üzerine. her seyi, bütün kimyasal reaksiyonlardan teorik islere kadar her seyi kendi laboratuarinda yapiyor ve bu sekilde bir sürü saykadelik ilac cesidi üretmeye basliyor. yamulmuyorsam karisinin beyanina göre yilda 200 farkli cesit demisti bir ropörtajda. bunlari da kendi ve karisi üzerinde deniyor ama halka dagitima gecmiyor bunlar.
sasha fazlasiyle zeki birisi ve bu ilaclarin insan beyni (brain degil tabi bundan kasit, mind) üzerindeki etkilerini cok ilginc buluyor. 1976 yilina kadar hem kendi individual calismalarina hem de dow adi verilen bir firmada calismalarina devam ediyor -hatta bir süre de ordu icin calisarak karsi ülkelerin askerlerinin üzerinde savas sirasinda halüsünasyon/fiziksel kontrolsüzlük gibi semptomlar olusturan ilaclar da kesfediyor.
1976 yilinda ise, ilk olarak 1910’lu yillarda kabaca bulunmus olan mdma, kendisine, ögrencilerinden biri tarafindan üzerinde calismasi icin öneriliyor. mdma üzerinde calismalari sonuc veriyor ve zamaninda tam dogru olarak kesfedilememis olan mdma, kendisi tarafindan yeniden kesfediliyor, farkli bir formül farkli bir yöntemle. ılk mdma tecrübesini ise sasha su sekilde anlatiyor (ingilizce):
''ıt was a new type of action. ı found myself able to remain completely clear, completely lucid, ı had excellent recall. ı had none of the cloudiness of recall that sometimes does come with some of the delusional drugs. none of that was there at all. ı found myself being able to think honestly. that's a strange term because you think of honesty as interaction between two people. but to be able to be honest with yourself and think, 'why did ı do that? well, ı'll tell you, ı did that because of such and such', was fantastic. ıt was an honest answer in an area where we're so used to denial or to disavowing, or to just hiding our feelings. ı felt myself come open. ı found it extremely exhilarating because ı'd discovered a completely magical place. as it began dropping - after about an hour and a half the effects very quickly went away - ı found myself thinking that ı'd been in a remarkable place which ı would probably visit again. but first, ı wanted to find out more about what happens to mdma in me and what happens to me as a consequence of the interaction. ı had to study that before ı could go much further with it. ''
bir belgeselde izledigim özetiyle diyor ki: ‘kendimi kafa olarak cok temiz hissettim ve tamamen dürüst olabiliyordum. birisi bana bir sey sordugunda normalde yalan söyledigim konularin aksine kendimi yanlislarimla kabul edebilip bunlari cok daha kolay dillendirebiliyordum, bu da bana ikili iliskilerimde inanilmaz bir dürüstlük, temizlik ve ilerleme kaydetmeme yardim ediyordu’. kendisi saykodelik ilaclarin en cok empati kismina önem veren, o kismindan etkilenen bir kisi idi. ve empatiyi bu seviyelere getirip insanin kendisini tanimasina yardimci oluyor olmasi onun icin en önemli etkenlerdi. sasha’nin esi ise mdma’i aldigi zaman kitabini yazmaktan cok keyif aldigindan, kendisine düsünce temizligi sagladigini söylüyor.
ardindan mdma bu etkileri sebebiyle psikoterapide kullanmaya baslaniyor ve etkileri 83% oraninda pozitif oluyor. eski zamanlardan kalma videolar var bu konuda internette. mdma alan cok sorunlu bir ciftin etki altindaki videolari ve iletisimleri gercekten ilgi cekici.
bir süre sadece psikolog muayenehanelerinde kullanilan bu ilac bir noktada tabi ki disariya sicriyor. halka. yavas yavas insanlar gece kulüplerinde, danslarda, festivallerde bu ilaci kullanmaya basliyor ve cok seviyorlar. sokak adi ecstasy tabi, icine katilan baska seyler ile beraber saf mdma olmaktan cikiyor. bu kullanim artisi devleti rahatsiz ediyor, bunun sebebi ise ‘insanlarin bu kadar yüksek bir sekilde bu kadar cok eglenmesinin tehlikeli olabilecegi’, ancak ironiktir ki terapide kullanilirken kimseyi rahatsiz etmiyordu bu ilac, yani aslinda bu noktada saykadelik ilaclara (veya spesifik olarak mdma/ecstasy’ye) olan karsi görüsün neden ciktigini ve neden bu kadar sertlestigini anlamak cok mümkün degil. kendini eglendirmekten keyif alan insanlarin eglencesinden rahatsiz olan devlet büyükleri sorunun basi oluyor. ki o noktada mdma’in kanitlanmis yan etkileri yok bile.
neyse bunlarin üzerinden bir süre geciyor, bu süre boyunca da insanlar cilginca egleniyorlar, her sey cok güzel. ama sonunda tabi ki ecstasy’nin yasaklanmasi ciddi olarak konusulmaya baslaniyor. buna tepki olarak ise insanlar amerikada bir festivalde toplanip hep beraber ex almaya karar veriyorlar. burda söyle ufak bir komplikasyon oluyor; bu festivaldeki haplar, oradaki kisilerin bilgisi dahilinde olmadan, icermesi gerekenden 5 kat fazla madde iceriyor ve alan kisilerin cogu icin bu miktar haliyle cok fazla. gecenin sonu cok fazla sayida kisi icin hastanede ates nöbetleriyle geciyor ve hayat kayiplari da yasaniyor. ecstasy tamamen yasaklaniyor. bu noktadan sonra alttan gelen nesil icin ise drug denilen sey bir tabu oluyor, zira halka kötülemesi/negatif empozesi o kadar iyi yapiliyor ki, distopyalarda bebeklere elektrik vererek egitme sisteminden cok farkli olmuyor bu durumun. polislerin bakis acisindan ise sadece bir yükselme hirsi oluyor uyusturucular. kimse bunun ne oldugunu arastirmiyor ve sadece bunu engelleyip devlet adamlarinin/üstlerinin gözlerine girmek derdine giriyorlar. bu da bize sasha’nin basta hedefledigi seyin ne kadar uzagina geldigini gösteriyor konunun.
sasha calismalarini paylasmaktan hic cekinmeyen bir kisi, kendisine sorulan sorulara acik acik uzun uzun cevap vermesi de ecstasy’nin yayilmasinda önemli bir etken. kendisi, aksine, calismalarini paylasmak ve buldugu bu seyden dünyanin mahrem kalmamasini istiyor. bunun icin ise, pihkal adi altinda bir kitapta bütün arastirmalarini, calismalarini, deneylerini ve sonuclarini en ince ayrintisina kadar yayimlamak istiyor. yayimevinden reddediliyor, esiyle beraber kendileri basiyorlar.
sasha’ya, o zamana kadar calismalari bilimsel amacli ve ilerlemeye yönelik olduklari icin müdahele etmeyen dea, pihkal sebebiyle müdahele ediyor ve kendisinin lisansi alinarak calismalari sonlandiriliyor. 3 adet incelemeye ragmen pihkal’de herhangi aykiri bir sey bulamiyorlar. ancak bu kitap bircok baskin mekaninda cookbook olarak kullanilirken bulunuyor.
sasha 2014 yilinda, 88 yasinda ölüyor.
bu günlerde ise mdma eski savas veteranlari üzerinde psikoterapide deneniyor. afganistan’da ırak’ta savasta travmaya maruz kalmis askerler üzerinde yine 80%‘in üzerinde bir basari sagliyor, saglamakta. yillardir ailesiyle iletisim kuramayan, geceleri halüsinasyon ve rüyalardan uyuyamayan kisilerin travmalarini ve halüsinasyonlarini bitirmekten, iletisimsizlikten bitme seviyesine gelmis evliliklerini kurtarmaya kadar gidiyor mdma’in basarilari. bunun disinda artik mdma üzerinde calismak legal. institülerde,üniversitelerde calismalar yapilabiliyor, ve artik bir ilac olarak receteyle yazilabilecek noktaya 2021 yili icerisinde gelmesi bekleniyor.
26 şubat 2013 barcelona real madrid maçı
-
bu maçta barcelona kalecisi pinto; hayrettin demirbaş penaltısı yedi.
bugün literatürde panenka penaltısı var, hayrettin demirbaş penaltısı yoksa bu bizim ayıbımızdır. nasıl panenka'nın kendine özgü bir penaltı atma stili varsa hayrettin'in de kendine özgü bir penaltı yeme şekli vardı.
17 penaltı yediği 28 kasım 1996 gençlerbirliği galatasaray maçında zirve yapan hayrettin demirbaş penaltısının özelliği şuydu; hayrettin, penaltıcı topa vurmadan önce bir tarafa ayakları üstünde hareket eder sonra diğer tarafa uçardı. böylelikle iki köşe birden boş kalmış olurdu. bir miktar diğer tarafa hareket ederken diğer tarafa uçmaya hazırlandığı için hareketlendiği tarafa atılan penaltıyı kurtarma şansı yoktu. ortada durmayıp bir tarafa hareketlendiği için diğer tarafa uçsa dahi köşenin yakınlarına dahi yetişme şansı yoktu. kabaca; penaltı atılırken olduğu yere otursa, penaltıyı kurtarma şansı daha fazlaydı.
pinto tam olarak hayrettin demirbaş penaltısı yemeyi başardı. bir tarafa gider gibi yapıp diğer tarafa atladı ve köşeye giden topa yetişemedi.
hayrettin, bir kuşağa neler ettin gör işte... bir yanda el clasico oynanırken nerelere gidiyoruz...