hesabın var mı? giriş yap

  • berzahin yaptigi gibi, 5 duyu uzerinden yaradiliscilikla sentezlenecek bir sey degil: "canlıların dış dünya ile irtibat kurmalarını sağlayacak 5 duyu organının 5'inin de meydana geldiğini görüyoruz. bal gibi akıllı bir evrilme bu"

    organize dinler insanlari ne kadar antropomorfik (edit: anthropocentric olacak bu, insan-merkezci yani) hale getiriyor. bir kere insanlarda 5 "temel" duyunun otesinde bir duzine baska duyu var (dokunma bir cok duyunun birlesimi, kasinma ayri bir duyu), fakat bunun otesinde dis dunya ile irtibat kurmanin sonsuz yolu var:

    gorme dedigin sey, elektromanyetik spektrumun yuzde 10 uzeri -26'lik kismini algilamaktan ibaret. onda biri degil, binde biri degil, trilyonda biri degil, 26 tane sifir var orada. bu spektrumun baska kisimlarini algilayabilseydin, sonsuz sayida baska duyun olacakti.

    duyma dedigin sey, 20 kilohertzlik ufak bir araliktaki hava titresimlerini algilamaktan ibaret. ultrasonu algilayabilseydin bu baska bir duyu olacakti.

    koku ve tat dedigin kucuk bir grup kimyasali algilayabilmekten ibaret.

    bunlarin otesinde hava basinci, manyetizma, elektrik alanlari, radar, isigin polarizasyonu gibi dis dunyayla irtibat kurmaya yarayacak bir cok yontem tamamen biyolojimiz disinda. baska hayvanlar bu ozelliklerin bazilarina sahipler, bazi olasi duyular ise kimsede yok (zayif elektromanyetik kuvveti algilayan varsa beri gelsin. edit: zayif nukleer kuvvet olacak o *)

    daha ilginci, sinirli algimizin otesinde, varolan alginin neural-mapping'i (ben uydurdum, yani reseptorlerin beyinde yarattigi etki) sonsuz ayri sekilde olabilir. 650 nanometre dalgaboyu olan radyasyona kirmizi diyorsun ama bu yesil de olabilirdi, klasik muzik senfonisi de, hic hayal edemeyecegimiz bir duyu/algi da. sonsuz sayida kombinasyonun cok kisitli bir kismini tecrube edebiliyoruz.

    bunlara bakip da hala "usta oradan bi bucuk akilli tasarim, ustune azicik evrim ilave et" diyenin aklini tasarlayanin aklindan suphe edecek sekilde evrildim.

  • https://twitter.com/…?t=lqnfywnsnewruic7dyynva&s=19

    "türkiye ile norveç arasında yapılan anlaşma ile norveç vatandaşları türkiye'ye kimlikleri ile seyahat edebilecek, türk vatandaşları için vize zorunluluğu devam ediyor"

    bir kez daha ülkemle gurur duydum. ancak yine de biraz yetersiz gibi geldi bana. afgan, suriyeli ve pakistan vatandaşları ülkemize kimliksiz bile girebiliyorken, norveç halkından kimlik istememiz pek yerinde olmamış.

    edit: arkadaşlar biliyoruz biz de turizm, o, bu, bilmem ne... sizce trajikomik olan şey bu söyledikleriniz mi? çok mesaj geldi. yeter artık. norveç, isveç, herkes bize giriyor. biz giremiyoruz. hep bize giriliyo. olay bu.

  • beyazıt'taki öğrenci eylemleri zamanında, polisten kaçıp çarşıya sığınan bir çok öğrenciyi polise teslim etmesiyle ve iktidar destekçiliği ile bilinen esnafın eylemi. ayrıca bu kitle gezi zamanı işlerimiz durdu diye gezi'ye karşı sultanahmet meydanında eylem yapmayı planlıyordu.

    şimdi keserin sapı onlara döndü, insan her ne kadar içlerinden beter olsunlar dese de, gönül direnen insanları görünce karşı olamıyor. bu insanlara sokaklarn en güzel ve anlamlı sloganının gerçek olduğunu gösteriyor:

    (bkz: susma sustukça sıra sana gelecek)

  • doğrudur.

    - hı scholl
    + hı tecaher
    - how are you today
    + fine thanks and you
    - fine. biri tahtayı silsin

  • şöyle özet geçeyim:

    zack snyder 214 dakikalık çekim yapıyor.

    warner bros'a 140 dakikasını teslim ediyor.

    joss whedon filmin %70'ini baştan çekiyor ve 120 dakika ile sınırlıyor.

    hala aynı film olacağına düşünen yoktur herhalde.

  • 1500 avro maaş alan fransızlar benzin fiyatlarının 1.5 avro olmasını protesto ediyor. 1600 tl maaş alıp benzine 6.2 tl veren yurdum çomarları da avrupa karışıyor diye seviniyorlar. önce oturup kendi halinize ağlayın.

    adamlar belli ki fransız devriminin ruhunu kaybetmemişler. hakkını arıyorlar. macron'u seçtik, 5 yıl istediği şekilde bizi yönetebilir demiyorlar. arada rot- balans ayarı yapıyorlar ki yolundan şaşmasın.

  • "düşünen adam heykeli avrupada üniversite bahçesinde bulunurken, bizde aynı düşünen adam heykeli deliler hastahanesinde bulunmaktadır."

  • küçük çocukların parmaklarının burunlarına doğru kaydığını, burunlarını karıştırıp çıkanları ağzına attığını hepimiz tatsız bir şekilde izlemişizdir. bizler tabii ki bunu asla yapmayız.*

    sümük yemenin bilimsel adı mucophagy'dir ve burun karıştırmanın saplantılı bir alışkanlık haline geldiği durum da rinotillexomania olarak bilinir.

    sümük burnunuzdaki küçük tüyler tarafından yakalanan bakteri, virüs ve kirden oluşur. peki mucophagy ve rinotillexomania gibi davranışlar güvenli midir?

    bazı kişiler sümük yemenin bizler için iyi olabileceğini iddia ediyor. "hijyen hipotezi" mikroplara ve belirli enfeksiyonlara erken maruz kalmanın bağışıklık sisteminin gelişimini artırabileceğine dair bir teoridir.

    ancak sümük yemek konusunda faydalı olup olmadığını kanıtlamak oldukça zordur. tahmin edebileceğiniz gibi sümük yemek konusunda yapılacak bir çalışma için yeterli sayıda gönüllüyü bulmak oldukça zor olacaktır.

    bilimsel olarak faydasını kanıtlayamadığımıza göre bunun iyi bir fikir olmadığını söylemekte sakınca yoktur. ellerimiz bakteri veya virüs taşıyor olabilir ve burnumuzu karıştırırken bunları da burnumuza sokuyor olmak hastalıklara sebep açabilir. burnunuzu karıştırdıktan sonra ellerinizi uygun şekilde temizlemezseniz de bu bakteri virüsleri başkalarına da bulaştırma ihtimaliniz artar.

    bu nedenle bir dahaki sefere siz (yapmazsınız ya...) veya küçük çocuğunuz burnu burnunu karıştırma gereği hissettiğinizde bunu yapmak yerine peçete kullanmaya çalışmalısınız. büyük ihtimalle verebileceği fayda alacağınız riske değmeyecektir.

    kaynak

    dokunduğumuz birçok yerin dışkıyla kaplı olduğu gerçeği