ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
atm önünde çektiği parayı sayan adam
-
kameranın önünde saymak için duruyordur.
dışa bağımlılığı bitirecek keşfin arefesindeyiz
-
damadın açıklamasıdır.
hani biri borç istemeden önce, "abi şuradan büyük para bekliyorum" diye önden bi güven vermeye çalışır ya, sanki damat da tam olarak onu yapıyor.
bu arada hani dışa bağımlılık bitmişti, hani imf bizden borç istiyordu.
edit; imla.
ludovico einaudi
-
hani insanın turistken 5 duyusu birden on kaplan gücünde çalışır ya... gözleriniz fıldır fıldır ilginç bir manzara arar, hayatınızda 5 kuruş vermeyeceğiniz şarapları tatmak için dünyanın parasını bayılırsınız... en basit küçücük bir şehri bile ilgi çekici hâle getirebilir turist bünyesi. işte bu adam da benim turist kulağıma aynen bu şekilde çalınmıştı. berlin'de bir kitapçıda gezinirken kendisinin müziğini duyar duymaz takıldım kaldım. en sonunda dayanamayıp görevli bayana bunun kim olduğunu sordum kırık dökük almancamla -aslında hiç de kırık dökük değil ama böyle söyleyince daha melankolik bir atmosfer oluyor. kendisi de cd kutusunu çıkarıp üzerine yapıştırdığı bir post-it'e aynen şöyle yazdı: "ludovico einaudi - i giorni. istanbul'a dönüşte edindiğim o ilk cd ve daha sonrasında aşağıdaki diskografinin tamamı ile einaudi, yann tiersen'dan sonra başıma gelen en güzel sürpriz olmayı başarmıştır. kendisiyle tanışıklığımı -çok matah bir hikâyesi varmış gibi- ballandıra ballandıra anlatmam da ondandır.
le onde (1996)
stanze (1997)
eden roc (1999)
i giorni (2002)
echoes: the einaudi collection (2004)
una mattina (2004)
diario mali (2006)
divenire (2007)
şato sahibi olunsa yapılacak ilk şey
-
doğalgaz, elektrik, su aboneliğini yaptırmak.
stannis baratheon
yaran olaylar
-
yıl 2007, istanbul üniversitesi avcılar kampüsü' nde açıköğretim vize sınavına yetişmem gerekiyor, lakin sınava çok az bir süre kalmış ve yan yolda trafik felç. öğrenciler sınav telaşıyla otobüslerden, otomobillerden inip koşmaya başlıyorlar. baktım olacak gibi değil, ben de indim ve koşmaya başladım. kızlı erkekli birçok kişi kampüse doğru koşarken önümde bir çocuk görüyorum. koşan insanlara bakıyor, yavaş yavaş hızlanıyor ve o da koşmaya başlıyor. koşarken bana yaklaşıp soruyor: "abi kavga nerde?"
protesto için burger king kuryesini eve çağırmak
-
burger king kuryeleri bildiginiz gibi yonetime cok yakin adamlardir. protesto edilen kurye direk bu sikayetleri direk burger king ceo'su daniel s. schwartz'a iletmistir. cok ise yaradi yani kisacasi.
filtre kahve
-
burada filtre kahve özentiliktir çay candır yazan kekolara bakmayın. kahvenin türklerde kökeni 500 sene çok övdükleri çayın türkiye'deki ömrü 80 sene.
kahve önce bizden batıya geçmiş iletişim imkanları ve yabancı sermayenin güçlenmesiyle bize geri dönmüştür.
"üç sene önce nescafe içiyordun şimdi kenya kahvesi içiyorsun" diyen de salağın önde gidenidir. dört senede mühendis beş senede doktor oluyorsun. damak tadının gelişmesi için altı ay bile yeterli. istiyorlar ki herkes kendileri gibi yerinde saysın.
herkes iyi kahveyi anlayıp tercih edebilir. çok basit bir gelişme süreci bu. benim gözlemlediğim türkler asidik kahveleri çok sevmiyor. bu açıdan yolun başındaysanız iyi bir filtre kahve içmek isterseniz genel karakteristiği asidik olan afrika kahvelerinden ziyade daha gövdeli ve fıkdıksı tatlara sahip olan orta ve güney amerika kahvelerini tercih edebilirsiniz(brezilya hariç). mesela guatemalalar risksiz kahvelerdir. uçmaz kaçmaz ama pişman da etmez. örneğin iki senedir piyasaa dolaşan guatemala antigua diye bir çekirdek var hem hesaplı hem de lezzet açısından fena olmayan bir çekirdek. gördüğünüz kavurucudan alabilirsiniz.
benim en sevdiğim kahve çeşidi natural afrika kahveleri(natural demek kahvenin kabuğunun güneşin altında kurutularak ayrıştırılmasına verilen yöntemin adı. bir çok farkı yöntem olsa da genelde natural ve yıkanmış olarak iki ayrı ayrıştırma yöntemi var. natureller karakter olarak daha tatlı kremamsı oluyor, yıkanmışlar işte suyla ayrıştırıldığı için daha asidik kahveler oluyor.) .
afrika kahveleri konusunda türkiye'de en sevdiğim kavurucular boxx ve coffee department. bu iki dükkandan çok iyi afrikalar çıkıyor. montag ve probador collectiva'nın da orta ve güney amerikalarını seviyorum. son altı ay boyunca montag'dan natural bir kolombiya içtim (la conchita'ydı adı) çok başarılı bir fiyat performans kahvesiydi.
c. ronaldo'nun hesaba 10 bin dolar göndermesi
-
ronaldo havale yapmış kendisi de iş bankası müşterisi ya o yüzden.
başarısız kurgu denemesi.
tek başına tatile çıkmak
-
hayatta 4-4-2 yerine 1-2-1 taktiğini uygulamaya çalışmaktır.
1 kişi çıkılır tatile, her şey yolunda giderse 2 kişi tatil yapılır ve eve yine 1 kişi dönülür.
görüldüğü üzere orta sahayı kalabalık tutmak bu taktikte de çok önemlidir.
selvi kılıçdaroğlu'nun 1199 tl'lik sweatshirtü
-
muhtemelen 3 ay önce 400 tl olan giysiydi. hamdolsun erdoğan sayesinde 1199 tl olmuş.
game of thrones
uçakta alkol almak
-
sokakta ya da evde alkol almaktan farkı yoktur. yasaklanmasını isteyen bazı gerizekalılara soruyorum. islam için öldürülen insanlar için islamı yasaklıyor muyuz? zira işinize gelince münferit. mertçe örnek vermeden söyleyin dinim alkol alınmasını kabul etmiyor ve ben bundan dolayı yasaklansın istiyorum deyin. neden kasıyorsunuz?
not: bana 1 adet alkollü yolcu yüzünden düşen uçak bulun. gerçi hemen münferit ve "gerçek yolcu bu değil" derim ben de:))