hesabın var mı? giriş yap

  • zerre kadar samimiyeti hissettirmemiş reklam, yok efendim “çayımı aldım karşınızda içiyorum” yok “ipad’im yanımda”, yok “kronik hastalığınız var, dikkat edin” bir de kucakta çocuk falan hani sanırsın yardım kuruluşunun reklam filmi.

  • 4 milyon dolarlik evleri alip gotune sokabilecek olanlarin hic bulasmamasi gerektigi konu. varsin herkes insan olmasin, halden bilmesin.

    yardim eden de, ufak da olsa iyi niyetle caba sarf eden de sag olsun.

    kazandigi parayi paylasmak icin degil, sekil icin tutan da kahrolsun.

    humanizmden selamlar.

  • ahlaksız, devletin verdiği parayı dövize yatıran değil, halkın verdiği yetkiyle halkını satandır.

    edit: onlarca “silivri soğuktur” mesajı geldi. arkadaşlar bende biliyorum silivri'nin soğuk olduğunu. ama parasızlıktan dolayı doğalgaz açamadığım için evim de soğuk. ayrıca hapisten farklı bir hayat da yaşamıyoruz. velhasıl sayenizde gömüldüğüm tefekkürle, silivrideki bir mahkumdan farkım kalmadığını üzülerek fark ettim.

  • ekrem başkan, biliyoruz ki kindar değilsin, herkesi kucaklarsın başkan olunca...
    ama lütfen, bak lütfen diyorum, bunları kucaklama...

    bu kadar geniş olmak zorunda değiliz, bu kadar iyi olmak zorunda da değiliz, bunlar için gerekeni lütfen yap göreve gelince.

  • bu adam tüm ülkeye birşey gösterdi. bir insanı dış görünüşüyle yargılamanın ne kadar ahmakça olduğunu. ulan hırbolar, dingiller, hatta çok kibar olamıyacam ibnenin evlatları şu adamı dışarda görseniz, şuna bak satanist gibi amk dersiniz. ama işte gördünüz. o takım elbiseler içinde gördüğünüz saçı başı düzgün çoğu adamdan on gömlek daha kaliteli olabiliyormuş bu görünümde kişiler. ön yargılarınıza tükürdüklerim.

  • asistan olarak başladığım klinikte ilk iş günüm, sabah saat 8 sularıdır. günaydın dedim, işe yeni başlayan, henüz kimseyi tanımayan ama tanışmak isteyen hevesli kız olarak, sadece soğuk bir günaydın dedi. ne asık suratlı nemrut bir adam dedim içimden.
    büyük konuşmamak lazım demekki, kocam oldu sonra.

  • babamın asker arkadaşı.

    kütahyada beraber askerlik yapmışlar. hatta askerlik sırasında izmir'de konseri vardır ve babam rica eder ''benim valide ve pedere bilet ulaştırabilirmisin'' o da hay hay diye kabul eder. zeki müren tüm gün bizzat dedemin çalıştığı postaneyi arar ama karşına çıkan kadın tarafından terslenir. öyle o zamanların artık tarkan'ı falan. neyse tutar bileti kendi postaneye getirir ve o telefonlara çıkan kadın bildiğin bayılır.

    yıllarca bu hikayeleri dinledik, öldüğünde ise baya üzülmüştü babam. ayrıca askerlik yaparken tüm gece konser vermis koğuşta.
    edith: foto linki uçmuş, yine atta olacak o yuzden [sözlük yazarlarının zeki müren ile ilgili anıları @eksiseyler http://seyler.eksisozluk.com/…en-ile-ilgili-anilari buradan] görülebilir sekilde koyuyorum.

  • ertuğrul kürkçü anlatıyor:

    ben, deniz'in 70'in sonbaharında odtü'ye geldiğinde bana söylediği sözleri hatırlıyorum, onlar oldukça kritik sözlerdi. bazı kararlarımı hep o sözleri aklımda tutarak verdiğimi hatırlıyorum. rastgele bir tartışma içerisinde ama çok ciddi bir tartışma içerisinde deniz, şöyle bir öngörüde bulundu:"bütün türkiye'ye sıkıyönetim gelecek, herkesi cezaevine dolduracaklar. orada herkesin bir koğuşu olacak, her eğilimin bir koğuşu olacak." o zamanki adlara bağlı olarak, "kırmızı aydınlık koğuşu, beyaz aydınlık koğuşu, sendikacılar koğuşu...ziyaretçiler tavuk getirecek, onlar, bu tavukları nasıl paylaşacaklarını tartışacaklar." şimdi hatırlamıyorum kimdi, birisi: "peki ya biz ne yapacağız" diye sordu. deniz, "biz öleceğiz oğlum" dedi, "çünkü biz dövüşeceğiz. ve esas oportünizm nasıl bir şeydir, mücadele nasıl bir şeydir, devrimcilik nasıl bir şeydir onu o zaman herkes görecek."

  • yazın otobüste giderken, bir teyzenin "yavrum şu camı açar mısın çok sıcak oldu" cümlesinden sonraki, otobüs sakinlerinin camı açabilecek mi bakışları altında, uğraşıp camı açamamak.

  • şahsen öncesinde hiç bilmediğim olayın, netten tarayınca ortaya çıkan ayrıntılarının kompakt hali. benim gibiler faydalansın.

    2009 johnny depp “the rum diary” filmindeki rol arkadaşı amber heard’le tanışır. öyle aralarında pek bir şey olmaz.
    2011 amber vogue dergisine, “johnny ile çalışmak işkence gibiydi, olmaz olsun öyle rol arkadaşı” diyerek çemkirir.
    2011’in sonları ya da 201’nin başları bu ikisi çıkmaya başlarlar.
    2014 amber’ın parmağına yüzüğü takar. johny depp de evet nişanlandık, çatlayın der.
    https://pbs.twimg.com/…goml?format=jpg&name=900x900
    2015 la’deki evlerinde aile arasında yemekli bir cemiyetle evlenirler.
    2016 amber johnny’e fiziksel şiddete maruz kaldığı gerekçesiyle boşanma davası açar. mahkeme de johnny’e uzaklaştırma kararı verir. hanım kız der ki bu adam bana telefonunu fırlattı, yüzümde çürükler oluştu buyrun bakın. johnny depp, külliyen yalan der.
    2016 amber uzaklaştırma kararını kaldırtır, 50.000 dolarlık nafaka talebini geri çeker. johnny ile birlikte ortak basın açıklaması yaparlar, yok şiddet middet yok derler.
    2017 sonunda boşanırlar.
    2018 amber gazeteye şiddete maruz kaldığını yazar. ama johnny yaptı demez. haydaa.
    2019 johnny amber’a gazetedeki karalayıcı demeci yüzünden 50 milyon dolarlık dava açar.
    2020 ocak, medyaya amber’ın johnny’i darp ettiğini ifade ettiği ses kayıtları sızar.
    2020 temmuz 3 hafta sürecek iftira davası başlar. karşılıklı olarak fiziksel şiddet şikayetlerinde bulunurlar.
    2020 kasım mahkeme depp aleyhinde karar verir. 4 gün sonra da johnny depp fantastik canavarlar 3 filminden ayrılmasının istendiğini söyler ve ayrılır.
    2021 mart, johnny’nin temyiz talebi reddedilir.
    2021 nisan, karşılıklı olarak yine davalaşırlar. 100 milyon dolarcık.
    dava aşamasında
    1. johnny mahkemede, amber ilişkileri sırasında şiddete ihtiyaç duyuyordu gibi bir açıklama yapar.
    2. tartıştıktan sonra parmağını votka şişesiyle kestiğini söyler.
    3. ayrıldıktan sonra amber’ın bir arkadaşının bunların yatağında kakasını yaptığını ifade eder.
    4. ha bir de amber johnny’nin yüzünde sigara söndürmüş, johnny’nin ifadesine göre.
    dava sürüyor.