hesabın var mı? giriş yap

  • son günlerimin belası felsefi akım.
    "stoacılık, yalnızca öğretinin kurucusu olan kitionlu zenon un felsefesini değil, aynı zamanda da bu okulu yöneten öğrencileri ve öğreticileri de kapsar." böyle bir giriş yapıyor jean brun, le stoicisme'ye. (stoacılık, jean brun, sf:11, iletişim yay.)
    bu okulun tarihçesi geleneksel olarak üç büyük döneme ayrılır;

    1- eski stoacılık: i.ö. iii. yy.'da merkezi atina. en büyük hocalar; zenon, kleanthes ve khrysippos
    2- orta stoacılık: i.ö. ii. yy.'da, latinleşmiş stoacılıktır. mühim isimler; babilli diogenes, tarsuslu antipater, rohodoslu panetius, apameli posidonius
    3- imparatorluk dönemi stoacılığı: i.s. i. ve ii. yy.'da temelinde romalılar olan dönemdir. ve konu olarak kendilerine ahlakı aldıklarından, mantık ve fiziği tamamiyle bırakmışlardır. (yine karşımıza çıkan romalı pragmatist karakteristiği!) dönemin mühim isimleri; seneca (seneca 'nın filozofluğu, saraydaki yaşam biçiminden ötürü tartışmalıdır.), musonius rufus, epiktetos ve marcus aurelius

    çok karışık bir felsefi coğrafyada ve dönemde; aslında birbirlerine rakip olan iki okul; epikurosçuluk ve stoacılık aslında özde aynı şeyi vazife edinmişti; insana, yaşamın kurallarını verebilecek kesinlik ölçütlerini ve onu doğayla barıştırmaya elverişli eylem ölçütlerini öğretmek; ortak istence; doğayla uyumlu yaşamak!
    fakat yöntemler farklıdır; epikuros düşünce sisteminde; 'insanın, doğrunun ve iyinin ölçütü olarak verilen duyumlamaya boyun eğerek doğayla uyumlu yaşama' söz konusu olduğundan, bu düşünce biçimi, duyumlayıcılık ve hazcılık olarak da gelişir. karşı tarafta ise, stoacı zenon; insanın, tanrının istencini ifade eden olaylar düzenine uyarak doğayla uyumlu yaşamasını ister ve böylece stoacılık bir maddecilik ve ahlaki akılcılık olarak gelişir.

    stoacı doğalcılığın bilgeliği kurmaya elverişli bir doğanın bilgisini içerir ve fiziğin kimi zaman bir başlangıç noktası ve felsefenin temeli, kimi zaman da bir varış noktası olduğu ve felsefenin serpilişi için verilmiş olduğu anlaşılacaktır. zira bilge, akla uygun olarak doğayla uyumlu yaşayan kişidir. felsefe de, sayesinde doğaya uygun olarak , yani tanrının istencine uygun olarak, akla uygun olarak yaşamakla düşüncelerimize ve eylemlerimize birlik vereceğimiz bir bilgidir.

    stoacılar için dünya bir canlıdır, tıpkı içiçe geçtiği tanrı gibi (spinoza, deus sive natura), yönelim ve duygudaşlık yapısına yön verir ve insan için yaşamak, evrensel yaşamla uyum içinde yaşamaktır. bu nedenle stoacı deneyimcilik, aristoteles'te olduğu gibi niteliksel iletinin deneyimciliği değil de insan ve dünyanın birbirlerinin içine işleyişlerinin deneyimciliğidir: duyumlamak dışta bulunan tarafından dönüştürülmüş duyulara ve ruha sahip olmaktır, bu dönüşüm, kendisine yol açanla uyum içinde olabilir ve bu durumda doğrunun içindeyizdir ya da onunla uyuşmazlık içinde olabilir ve bu durumda da hatanın ve tutkunun içindeyizdir.

    aristotelesçi akıl yürütme; "sokrates bir insandır, bütün insanlar ölümlü olduğundan, sokrates de ölümlüdür." şeklinde örneklenirken, stoacı akıl yürütme ise zamanla alakalı olduğundan; "kadının sütü varsa, doğurmuştur." şeklinde vücud bulur. aristoteles için zaman, herşeyden önce türeyişin ve bozuluşun zamanıyken, stoacılar için zaman, yalnızca tanrısal bilgeliğin ifadesi değil, aynı zamanda da evrensel yaşam dinamiğinin ve onun uyumunun da ifadesidir. öyleyse bilgelik, zamana yani yaşama, dünyaya ve tanrıya boyun eğiştir.

    zenon, onay verme ve bilim'i şöyle örneklemiş ellerinde;
    "tasarım buradadır;" parmaklarını uzatmış halde ellerini göstererek
    "işte onay verme de buradadır;" parmaklarını biraz kıvırarak
    "anlama da budur;" yumruğunu göstererek (şimdi hoş mu bilmem, ilginç bir tesadüf dikkatimi çeki, geçen sene şu meşhur kıbrıs referandumu sırasında, mhp'li gençlerin hazırladığı bir afiş duvarları süslüyordu, afşte bir yumruk, ve yumruğun etrafında ab yandaşları ve çeşitli kişiler bulunmaktaydı. ve tabi o unutulmaz yazı: "onlar bundan anlar!" meğerse o gençler de zenon takipçisiymiş.. behey.. ) bu anlama hadisesine de, zenon, katalepsis adını vermiş.

    ve son olarak; sol elini, kapalı yumruğa yaklaştırmış ve ardından onu kuvvetlice sıkı sıkıya tutmuş. işte bu da, bilge'den başka hiç kimsenin sahip olmadığı bilimin burada olduğunu simgelemekteymiş. bu bilim, aslında doğanın zamanı doğrultusunda çıkagelene rıza gösterilmiş bir katılma yoluyla kendini ifade eden bir bilgeliğin kalkış noktasıdır. bilim insanın, kendisini taşıyan doğanın yapısına katılmasını sağlayan şeydir, böyle bir edimle insan, belli bir biçimde tanrının kendisiyle de uyum içine girer çünkü "akıl, tanrısal tinin, insanların bedenine gömülmüş bir parçasından başka bir şey değildir." (seneca, epistulae, 66, 12)

    doğayla uyum içinde yaşamak için, onunla uyuşmak gerekir, bu uyuşma, var olanla bir yakınlaşmayı, bir duygudaşlığın bilincini elde etmeyi içerir; bu nedenle stoacılar için duyumlamalar, ruhun nesnelere doğru gidişinde izleyebileceği farklı yolları temsil eder.

    stoacılar için; doğa, tanrı ve ateş terimleri eşanlamlıdır. doğayı tanrısallaştırmak ya da tanrıyı doğalaştırmak, insana tanrıyla ilişki kurma olanağını ve kendisini saran gerçekliğin içinde, kendi yaşamına düzenli bir anlam vermeye uygun bir kararlılık bulma olanağını verir. bu yüzden stoacı fizik, kendini asla bilgi insancılığının akılsal bir sistemi olarak sunmaz, ama aynı zamanda bir kosmoloji olan bir teoloji olarak ve ifade garip görünse de tinselci bir maddecilik olarak sunar.

    entiriyi marcus aurelius 'un bir sözüyle kapamak istiyorum;

    "..ey dünya, sana uygun gelen herşey bana da uygun gelir. senin için mevsiminde olan hiçbir şey benim için erken ya da geç değildir. saatlerin bana getirdiği herşey, benim için lezzetli bir meyvadır; ey doğa! herşey senden gelir; herşey senin içindedir; herşey sana döner." (pensees, iv, 23)

  • ercüment hocamızın covid 19'da kullanılabileceğini söylediği ilacımız.
    (bkz: rekombinan insan dnaz) ın tıbbi adıdır. human dnaz 1
    enziminin rekombinant formudur, bu nedenle “(bkz: rekombinant human dnaz)” ((bkz: rhdnaz)) olarak da adlandırılır.
    bu ilaç, (bkz: kistik fibrozis) hastalarının mukusundaki nekroza uğrayan (bkz: nötrofil)lerden açığa çıkan çok miktardaki serbest dna'yı yıkmak ve böylece solunum yolu sekresyonlarının (bkz: viskoelastisite)sini azaltmak, mukusun (bkz: klirens)ini artırmak ve solunum yolu enfeksiyonlarının sıklık ve âiddetini azaltmak
    yoluyla akciğer fonksiyonlarını korumak ya da iyileştirmek amacıyla geliştirilmiştir.
    pulmoner sitotoksik etkileri yönlendiren sitoplazmik proteinlerle kaplanmış bir dna omurgasını içerir.
    dornaz alfa, (bkz: aerosol) şeklinde olup 2.5 ml içinde 2.5 mg etken madde bulunan berrak, renksiz bir solusyondur. buzdolabında saklanmalı ve ışıktan korunmalıdır. ototoksik akciğer infeksiyonlarında -infeksiyon ve enfeksiyon farklıdır- entübasyon yapılmayan hastalar için, dornese alfa tedavisi negatif basınç odalarında güvenle nebülize edilebilir.
    sık görülen yan etkileri ses kısıklığı, farenjit, larenjit, döküntü, göğüs ağrısı ve (bkz: konjonktivit)tir.
    yapılan araştırmalarda (bkz: sivelestat) ve (bkz: anakinra)nın da dornase alfa ile kombinasyon tedavisinin umut verici olduğunu görüyoruz.

    kısaca özet geçersek bu ilaç bir zamanlar hocamız olan şimdi özel bir hastanede çalışan çok sevdiğimiz prof. dr. (bkz: ercüment ovalı) tarafından covid 19'a etkili olduğu belirtilmektedir. fakat yurt dışı çalışmalarında yazılan bir makalede hocamızın çalışmasına benzer bir yayın yapılmış bu yüzden sanırım 23 nisan yayın tarihi erkene çekilerek hem tedavinin başlaması hem yayın haklarının elinde tutulması amaçlanmıştır.
    ilacın ana etkisiyle beraber hastalığın akciğerler üzerinde yıkıcı etkisi durdurulmakta böylelikle dispneye giren hastaların oksijen yetersizliğinden doğan sorunları ve mortalitesinin azaltılması amaçlanmaktadır. yakın zamanda çoğu tıp dergisinde bu çalışmanın yayımlanacağını gururla belirtmek isterim. tabi ki hastalığın kalp ve böbrekler gibi diğer organlara olan hasarını malesef engelleyememektedir fakat mortalitenin en büyük etkeni olan akciğer harabiyetini çözmüş olabilir.
    başta ercüment hocama sonra tüm insanlığa hayırlı olsun. umarım güzel yarınlara uyanabiliriz.

    virüsle ilgili bilgilere daha önce yazdığım (bkz: #103039784) entrisinden ulaşabilirsiniz. yii geceler türkiye.

    edit: revizyon çalışmaları

  • "asıl yükseliş, iktisat sahasında yükseliş olacaktır.bu istikâmetteki muvaffakiyeti türk milleti anladığı zamandır ki en büyük zafer tecelli edecektir."

    - anlayamadı.

  • işte kara mizah budur dediğim film. milletin ne düşündüğü umurumda değil…

    son akşam yemeği ve aslında her şeye sahiptik göndermesi ile beni tavladı..

    bir konuya da açıklık getirmek üzere bu yazımı yazıyorum.

    hepiniz general neden 10 ar dolar aldı ki diye merak içerisindesiniz değil mi? bu aslında askeriye ye bi gönderme. penatagonun yıllık bütçesi 700 milyar dolar. evet yanlış duymadınız milyar dolar. 350 milyon amerikalı da olduğunu düşünürsek her amerikalı yıllık 2000 dolar günlük ise yaklaşık 5 dolar ödüyor pentagon denen şeye. su ve atıştırmalık 2 ürün toplam maliyet 10 dolar. peki iyi de en doğal hakkı olan yaşama hakkı bedava iken neden bu para veriş?

    bizde de diyanet bütçesi 16 milyar tl. yaklaşık 80 milyon kişi olduğumuzu düşünürsek her birimiz yıllık 200 tl veriyoruz. ne için? ama bir imam gelip sizde 10 tl alıp çarpsa bunu sonsuza kadar düşünürdünüz değil mi?

  • sürekli "o bütçeyi kime versen başarılı olurdu" diyenler için, gelin ne kadar bütçeyle ne yapmış bir bakalım.

    2015 yılı :
    ------------
    fenerbahçe bütçe olarak cska, barcelona ve real madrid'in gerisinde. bu sene final four'a kalıyorlar ve 4. oluyorlar. (kaynak)

    2016 yılı :
    ------------
    fenerbahçe cska'dan sonra en yüksek 2. bütceye sahip takım. finalde cska'ya yeniliyorlar. (kaynak)

    2017 yılı :
    -------------
    fenerbahce, cska ve real madrid'in ardından 3. en büyük bütceya sahip takım.
    fakat burada bir parantez açayım. bu sene fb 23m ile üçüncü. onu 21 ile barca, 20 ile daruşşafaka, 19 ile milan takip ediyor. bütçeler çok dengeli. bu sene fener şampiyon oluyor. (kaynak)

    2018 yılı :
    ------------
    bu seneyle ilgili net rakamların verildiği bir kaynak bulamadım fakat aşağıdaki linkte, fb ve real'in bütçelerinin cska ve khimki ile boy ölçüşemeyeceği yazılıyor. kaynak sağlam. fb ; cska, khimki ve real'in ardından 4. gibi gözüküyor. (kaynak) bu sene fenerbahce finalde eleniyor. en yüksek bütceli cska 4. oluyor...

    2019 yılı :
    -------------
    real şampiyon olunca kesenin ağzını açıyor. bu sene en yüksek bütce real'de, fener de barca ve cska'nın ardından 4... bu sene bütce olarak 9. sıradaki anadolu efes ile fener final four'a kalıyorlar ve efes fb'yi yenip finale çıkarak cska'ya eleniyor. fener de 4. oluyor. (kaynak)

    2020 yılı :
    -------------

    bu sene fenerbahce bütce olarak 6. sırada ve başarısız oluyorlar. (kaynak)

    bakın ben fb'li olmadığım halde yazıyorum bunları. umarım bu saatten sonra "o para hangi koça verilse şampiyon olurdu" geyiği, en azından bu başlıkta son bulur.

    edit : 2017 'ye "21 ile barca" yazacağıma real yazmışım.

  • müşteri gelir,
    m:merhaba
    o:merhaba buyrun hosgeldiniz
    m:selami akgün
    o:aleykümselâm
    m:!!!
    m: adımı söylüyorum.

    tüm şube -başlığa atfen söylüyorum- yarıldı. herkes masanın altında, ben de gülmek istiyorum ama yemiyor tabi adam kızgın bir boğa gibiydi
    hayır gelip adını neden söylüyorsun. adın madem bu kadar ofsayt söyleme kardeşim. sonra da sinirlenmenin ne alemi var..
    bu olayı test edebilirsiniz, birine selami akgün diye seslenin.