ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
gareth bale
-
100 etmez. ama araplar ve ruslar piyasayı böyle yoğurdu. e real madridin de gücü var. istedikten sonra alır. aldıktan sonra da 2 ay içinde çıkartır parasını. benim paramla 60 mio eder. he cebinde kaç para var diye sorarsan, 6.5 liram var. ama yarın maaşlar yatıyor akıllı olun lan. adam olun.
sahibinden.com'daki barok tarzı döşenmiş daire
-
müthiş bir görmemişlik ürünü. hayatımda gördüğüm en leş dekorasyona sahip ev. o dolaplar pahalı diye estetik olmak zorunda değil güzel kardeşim.
dürüme wrap demek
-
wrap wrap yapın da ass'inize sokun demek istediğim kelime.
allah cezanızı versin ulan. adam açmış bir kıytırık dürümcü dükkanı. dürüm değil de "wrap" yazmış. wrap ne lan wrap? dürüm derken varoş mu kaçıyor? dilinden bu kadar utanıyorsan ne diye bu ülkede yaşıyorsun ki?
hangi ara bu kadar küreselleştin de önünü yabancı müşteriden alamıyorsun a özenti gebeş.
oh be!
egemen bağış'ın +18 içerikli kaseti olduğu iddiası
-
egemen bağış'ın öyle bir imajı var ki, kendisiyle ilgili hiçbir videoya şaşırmam dediğim olay.
depresyon kırıcı olarak baba
ekşi itiraf
-
bugün benim için özel bir gün.
üniversite yıllarından tanıdığım biri ile çok uzaklardan görüşme fırsatım oldu. çocuk 20'li yaşlarının başlarında.
"cf" oldum, "cf'yim" tarzı bir şey dedi. dikkat bile etmedim. sonra baktım google'dan, cystic fiberosis(sp) diye bir şeymiş.
"akciğer nakli yaptılar bana" dedi. "geçen sene tam bugün saat 15:xx'te".
bir an şaşırdım, fotoğraflarını gördüm. çocuğun göğsünün altından boydan boya kesmişler. ameliyattan ~bir hafta sonra hastanede her tarafına borular bağlı iken çekilmiş fotoğrafları vardı. gülüyordu.
sormadım bile neden "bir yılı kutluyorsun" diye. dinledim sadece. ve sonra baktım google'a...
akciğer nakillerinden sonra 1 sene yaşama oranı %80, 5 sene yaşama oranı ise %25'lerde imiş.
çocuk nasıl derseniz, içi içine sığmıyor. nasıl tutunuyor hayata, nasıl değer veriyor her geçen saniyesine. ilk işini de kapmış, nasıl mutlu....allah değil 30'unu, 90'ını, 100'ünü göstersin diye dua ettim...
ve düşündüm, ulan iki gün öncesine kadar ufak ufak sorunlar yüzünden kendimi dünyalar şanssızı ilan eden ben değil miydim?
şehir fırsatını kaçırdı diye bütün gün ağlayan iş arkadaşım değil miydi?
şu an sol frame'de dikkat çeken başlıklardan biri sevgiliden ayrıldıktan sonraki ilk gece değil mi?
bazı şeyler beynimin içimde dolanıp durdu. hayatı sorguladım, hepimizin elinde olan ve dönüp bakmaya bile tenezzül etmediğimiz rutin "şanslar", "fırsatlar" o çocukta olsaydı neler yapardı diye sordum kendime.
utandım.
siz siz olun, kıymetini bilin sahip olduklarınızın. aşk acısıymış, şuymuş buymuş...değmez. insan böyle anlarda anlıyor işte.
ders dolu bir gün geçirdim.
18 kasım 2016 ak parti'nin saçmalaması
-
(bkz: lord eddard stark mı lan o)
hahahahah en sonunda kendi maaşlı troll'lerini bile delirttiler, ya da sümoş bunlara salık verdi gidin eleştiriyormuş gibi gözüküp iyi polis-kötü polisçilik oynayın diye de yemezler.
japonya başbakanının dua etmesi
-
adam nezaketen avcunu açmış dua etmiş. keşke bizimkiler de bu nezaketin altında kalmayıp karşılık olarak harakiri yapsalarmış ayıp olmuş adama.