ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'deki tepkisizliğin temel sebebi
-
kendimden biliyorum... yoruldum arkadaş yoruldum, çok yoruldum. insanlara doğruları anlatmaktan, gerçekleri açıklamaktan, kanıtlar göstermekten yoruldum. yaşım 31, 15 yıldır başımızdaki haramzadelerin apaçık ülkeyi parsel parsel sattıklarını görüp buna hala inanmayan bir toplumun olduğunu görmek benim umutlarımı bitirdi. yetmezmiş gibi bu kör olan toplum çoğalarak devam ediyor. bu süreçte cehaletin gerçekten mutluluk olduğunu öğrendim. bu son seçimler de benim geleceğe dair umutlarımın yıkıldığı bir gün oldu. o tarihten itibaren artık ne olursa olsun modundayım zerre umrumda değil. benim tuzumun kuru olmasına rağmen başka insanları düşünüp her yerde onların sesi olmaya çalışırken savunduğum insanların gidip celladını seçmiş olmaları beni bitiren nokta oldu. ne haliniz varsa görün...
aklımdasın cevapsız çağrısı
-
yaşanmış hikayedir. telefonların lisede yaygınlaşmaya başlamasının ardından bu çağrı atma olayı meşhur olmuştu. bir akşam tüm aile yemek yerken montumun cebindeki telefonum çaldı ve sustu. annem ''telefonun çalıyo'' dedi, ben de ''çağrıdır'' dedim.annemden gelen soru mavi ekranlara sebep oldu.
sinirli bir şekilde ''çağrı kim?''
bu da böyle bi anı işte.
piri reis'in harita çizdikten sonraki ilk cümlesi
-
-şuradan bir dere aksın mı?
+eveeeet!!
-köpek gibi akacaaak!!
çiftlik bank mağdurları için şiirler
-
oyun sanma adi ponzi
bunca insan salak mi ki?
salak hem de sigir hepsi
uruguay'a selam olsun!
sigir, tavuk hepsi yalan
allah, kitap dilde her an
tosuncuk da pek bi yaman
uruguay'a selam olsun.
koyun varsa gudeceksin,
keriz varsa s.keceksin,
kacmayi da bileceksin,
uruguay'a selam olsun.
san francisco caddelerinde bayır aşağı yürümek
-
(bkz: driver oynamış efsane nesil)
yoklukta gideri var'ın ingilizcesi
eti negro'nun isminin eti nero olarak değişmesi
-
(bkz: tarihe geçen efsane duyarlar)
edit ek: ispanyolcadan da çıkartılsın "negro" sözcüğü. montenegro'nun adı da montenero olsun. illa bir şey yapacaksan "esmer" falan yap ayrıca, "nero" ne?
misafirlikte sadece oturup nefes alan çocuk
-
benim çocukluğumdur. böyle bir çocuğunuz varsa, biraz yaramazlığa teşvik edin ev sahibine çaktırmadan.
çocuk azcık piç olsun, yoksa benim gibi özgüzensiz, sikko bi eleman olur çıkar.
istanbul'da hastaneye randevu bulamama skandalı
-
suriyeliler ve afganlar'ın talebini karşılamaktan sağlık sistemi artık üzerine binen yükü kaldıramıyor. ondan olsagerek.
engellere inanmam
-
işitme engelliler olimpiyat şampiyonu ve rekortmeni yasin süzen’in sloganı. yasin 24 yaşında, engellere inanmıyor, bunun yerine kendine ve yapabileceklerine inanıyor.
“ben sınırlara inanmıyorum ve insanların kafasındaki limitleri yıkmak için koşuyorum. spor bence herkese eşit. sabreden kazanıyor. sadece inanmak yeterli değil, çok çalışmak gerekiyor. başarmayı seviyorsan çıkıp koşmalısın. ben kendimi ispatlamak istiyorum. önce kendime, sonra herkese. sizi duymuyor olabilirim ama kendimi dinleyebiliyorum. sonra kendimi koşarken buluyorum. sen de engelleri yıkmak istiyorsan çık oyna.”
megalodon
-
çenesinin ebatı şöledir -----> http://image.hotbikeweb.com/…127/megalodon-jaws.jpg
allahtan soyu tükenmiş yoksa direk sıçtıydık.
22 şubat 2015 genelkurmay açıklaması
-
genelkurmay başkanlığı şah fırat operasyonu ile ilgili açıklama: link
"uluslararası antlaşmalar ile türk toprağı olan süleyman şah saygı karakolu’ndaki manevi değeri yüksek ecdat yadigârı emanetler, suriye'de ortaya çıkan güvenlik sorunları ve askerî zaruretler nedeniyle, haklarımız saklı kalmak üzere geçici olarak yine suriye topraklarında bulunan suriye eşmesi köyüne taşınmak üzere getirilmiştir.
geride değerli emanet bırakılmamıştır. suriye eşmesi'nde naaşın nakledileceği bölge birliklerimiz tarafından kontrol altına alınmış, bayrağımız göndere çekilmiştir. "şah fırat" operasyonu sırasında herhangi bir çatışma yaşanmamış, başlangıç evresindeki intikal esnasında bir personelimiz geçirdiği bir kaza sonucu şehit olmuştur.”
geride değerli emanet bırakılmamıştır diyerek en değerli şey olan vatan toprağı ile haysiyetinizi bıraktınız, daha ne olsun !!!
vedat milor'un rakıya giydirmesi
-
kendi ağzından dile getirdiği tezidir. yazının ana teması rakı balık uyuşmazlığıdır.
.......................
rakı yüzde 40 veya üstü olan yüksek alkollü bir içecek. ayrıca aromatik açıdan çok fukara. örneğin iyi bir şarapta aşağı yukarı 200 civarında aromatik not veya nüans var. rakıda ise iki veya üç. yüksek alkollü ve tekdüze bir içki. damağı uyuşturuyor ve mideyi kazındırıyor. bu durum meyhane ve balıkçıların işine geliyor tabii. müşteriler ne yediklerinin pek farkına varmıyor rakı içince. özellikle de soğuk ve sıcak mezelerden sonra sıra balığa geldiğinde, müşterinin damağı hiçbir nüansı anlayamayacak durumda oluyor. ezine peyniriyle rakıya eyvallah. ama yemekle içki içecekseniz şarap, yoksa mineral açısından zengin doğal kaynak suyu derim...
edit:
1– biraz aşağıda verilmiş ama kaynak vedat beyin hürriyetteki köşesidir.
2– "giydirme" kelimesi sırf başlık ilgi çeksin diye değil özellikle rakıseverlerin algısı ve rakıya bağlılığı düşünülerek tercih edildi. biraz fanatik bence rakıseverler.
3– rakı senede bir kere içerim sağlam olacak şekilde. şarap ise iki yılda bir belki bir kadeh içerim. iki içkinin de fanatiği değilim. naçizane alman ve belçika biralarını severek tüketirim.
4– babam şarap yapar. posa halindeki, sıkımı bitmiş üzümü komşumuz alır rakı yapar. bu, bilenler için rakıyı ikinci derece içki konumuna düşürebiliyor nedense.
5– yazar haklı,katılmamak mümkün değil. ama yazısının hiç bir yerinde rakı ve içenlerini lanetlemiyor. bundan maada türk biraları hatta türk pizzaları için yaptığı sert eleştirilerde de son derece haklı bence.