hesabın var mı? giriş yap

  • hayırlısı olsun dediğim olaydır. dna onarımı üzerine yaptığı çalışmalar üzerine 2 kişiyle beraber ödülü paylaşmıştır.

    http://www.nytimes.com/…ancarn-nobel-chemistry.html

    edit: öncelikle başlığı benden önce açan arkadaşı tebrik ederim. new york times okurken resmen son dakika haberi düşer düşmez buraya yazdım ona rağmen ikinci olmuşuz. kendisi ödülü veren jurilerden biriydi herhalde.

    bununla birlikte aziz sancar ile ilgili çok önemli bir bilgi vermek istiyorum. kendisi mardin'in savur ilçesinde, okuma yazma bilmeyen 8 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak doğmuş. ailesi eğitime önem verdiği için okulunu okumuş, üniversiteyi kazanmış.

    işte aziz sancar gibi insanlara bakarak eğitimin ve cumhuriyetin önemini unutmamalıyız. herkese örnek olsun.

  • eksisozluk'te son zamanlarda gordugum en yararli filtre... bu varliktan sonunda kurtulabilmek harika olacak.. virus gibi kadindi, covid bile masum kalir insanlarda olusturdugu kin ve nefretin yaninda.

    edit: tekrar tesekkurlerimi iletiyorum, ublock'ta da ise yariyor filtre.
    edit 2: nasil ekleniyor diyen arkadaslar icin. ublock ayarlara girip my filters'a ekliyorsunuz yukarida arkadasin verdigi satiri ve bilgisayarda bu sahsin gectigi basliklar gorunmez oluyor. görsel

  • kadınların cadı diye yakıldığı ortaçağ karanlığından 500 yıl sonra ortadoğu bataklığında yaşanmış bir olayın nesnesi olmuş zavallı kadın.

  • televizyonda arap bir eleman sarki turku soylemektedir.

    - ne diyor bu eleman simdi?
    - arapca soyluyor, anlamiyorum.
    - e siz de arapca konusmuyor musunuz zaten?
    - yok, biz turkce konusuyoruz.
    - himm, arada pek fark yok ama degil mi?
    - yok, ikisi de diyaloglar vasitasi ile ve agiz yolu ile konusuluyor.
    - himm.
    - peki sen koyuncopluyonmu?
    - hö?
    - zzzztt... yok birsey devam et.

  • fakirliğin kokusu... nedense beni en çok bu etkiledi filmde. resmen aldım o kokuyu: ıslak yer bezlerinin ruhu üşüten çürüksü kokusu, ne kadar fırçalanıp temizlense lağım kokusunu hissettiren tuvalet, kavrulmuş soğan, haşlanmış lahana ve taşan sütten oluşmuş, evin ve yaşayanların her zerresine sinmiş o uğursuz koku. niye bilmem klozeti bile absürd yerde olan bu dehliz (cehennem?) ev içinde yaşayanlara ne kadar yıkansalar, parfüme bulansalar bile başka türlü kokma imkanı vermez hissi film boyunca lanet gibi ensemdeydi.
    sosyal tabakanın en altındaki hep aç, hep kokan fakirlerin birbirlerinin yerlerini almaktaki acımasızlığı ve zenginlerin çok da umursamaz ve farkında değilmişler gibi göründükleri fakirlere karşı tiksintisi, aslında en ufak yanlışlarını bile gözden kaçırmayan dikkatleri, bunların işlendiği sahneler son derece direkt, cesur ve sarsıcıydı.
    kısacası ben beğendim, mide bulandıran kore dizisi kavramından uzak, pek güzel bir film. neydi bu kavramın ana hatları: güney kore işi şaşırma efekti (hani ağız oooo yapılır, gözler sonuna dek açılır, kıçına hıyar kaçmış pokemona dönen şerefsizin cildi o kadar porselendir ki çoğu kadına on basar parlaklıkta, eşşoğleşşek), kadın erkek alayının uçuk pembe likit rujlu dudakları, tek gözü zinhar göstermeyen yandan sarkmış emo saçlar, dış görünüşe aşırı odaklı adeta karikatürize, karakter değil tip olabilen insanlar, biliyorsunuz işte.
    kahrolsun k-pop, kahrolsun orijinalı kore senaryosu olup "hayat treni", "eltimin görümcesi", "elma şekeri sokağı" gibi akla zarar ve düşük iq'lu çakma adlarla bizdeki seyirciye kakalanan tüm diziler der giderim. amerigan kültür emperyalizmi out, güney kore in. "midesi hasta olduğu halde donut yiyip acı kahve içen amerikan polisi 101" i alalı daha ne oldu ki zengin erkeğe aşık şaşkaloz ve anoreksiya nevroza hastası mı aşırı zarif mi karar veremediğimiz çırpı bacaklı kız bu denli hayatımıza girdi? neyse ki entriye konu film bizi her anlamı ile cilalı kore'den alıp yer altına indiriyor, orada da bırakıyor.
    tavsiye ederim. şiddetli olabilir hatta.

  • whatsapp, viber vb. uygulamalarin altina "program super ama internet olmayinca mesajlar iletilmiyor" diye 1 yildiz veren hatta imdb uygulamasinin altina "film izlenmiyor, insanlari kandiriyorsunuz" yazip 1 yildiz veren mallarin yaninda buna da şükür dedirten akıl fakirleridir.

  • enterensan olay.
    sebebi neymis ki?
    kriz mi var yoksa?

    edit : yahu gecen hafta turgut reisteydim. esnafin fiyatlari yine kol gibiydi. simdi sezlongu bedava yapmislar da bilmem ne. kardes 20 senedir bu isi yapiyorum diyorsun. umarim 20 senede kenara halktan aldiginiz fahis paralar karsiliginda biraz atmissindir. yoksa bu sene batar gidersin. ayrica kriz sana varsa, tatile gelen yazlikciya da var . tabi markete gider adam parasi yoksa virus ortaminda niye sana gelsin.

    gurbetci ya da yabanci turist meselesini de corona bitmeden ulkeyi acanlara soyle. ya da butun dunyayla kavga edip, biz gucluyuz diyenlere anlat.

  • verdiğiniz an ağzını beş karış açık bırakması gereken hediyedir. örnek vermek gerekirse;

    radyo programlarını kayıt edecek bir düzenek kurun. kız arkadaşınız ile beraber dinlediğiniz veya onun çok sevdiği şarkıları listeleyin. burası için kolay kısmı.

    oturun radyo başına geceden. istek çalan radyoları bulun. yerel radyolardan başlayın, ulaşması daha kolay olur. mehmet'ten zeynep'e diye isteyin ve kaydedin. farklı programcılar sizin hediyenizi anons etsin her şarkı başında. doldurun böyle bir cd.

    gerçi bunu en güzel kaset ile yapardınız. onla daha kolay oluyor. olmadı evde kayıt yapan teyp varsa kaset ile yapın kaseti cd'ye çevirtmek 5 lira.

    bonus: buda yapılabilecek bir süpriz. kız arkadaşınız eve film izlemeye gelecek olsun. önce filmi indirin. sonra divxplanetten altyazısını indirin. altyazı dosyasını notepat ile açın. karşınızda konuşmaları göreceksiniz. filmin en uygun olan diyalog sahnesine hayal gücünüzüde kullanarak ona olan sevginizi yazın. al pacino karşısındaki oyuncuya mehmet'in zeynep'i ne kadar sevdiğini falan söylesin.

    muhtemelen o film yarıda kalır.