ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
şehir dışına okumaya giden kızın asıl amacı
-
okumaktır.
edit: başlık başa kalmış...
10 km uzaktan selektör yapan bmw'li
-
kendisinden daha hızlı giden bir ferrari arkasına yaklaştığından yol yermeyen bmw'dir.
edit: herif 160-170 ile gidiyor, arkasına yaslandığım halde sağ şeride geçip yol vermiyor. ulan sol şerit sollama şerididir senin ne işin var 160-170km hız ile sol şeritte.
biri bizi gözetliyor'dan akılda kalanlar
-
en akılda kalıcı şey tarık'ın of deli gönül şarkısı olsa gerek. az söylememiştik okulda..
az kişinin bildiği muhteşem kitaplar
-
millet dayısının, amcasının, mahallesindeki apaçi ergenin bilmediği kitapları "az kişinin bildiği kitap" olarak telakki etmiş. arkadaşım şu tepede, az kişinin bildiği muhteşem kitaplar diyor, sen buraya oblomov gibi klasikleri yazıyorsun. oldu olacak suç ve ceza yaz tam olsun.
m. kemal'in attan düştüğü için gazi unvanı alması
-
"konunun uzmanı değilim ama"
ne güzel söylemişsin...
neden pahalı olduğu anlaşılamayan şeyler
-
(bkz: mustafa pektemek)
yaran diyaloglar
-
süleyman demirel anlatıyor;
"39 yaşında başbakan oldum. ana muhalefet lideri ismet inönü idi. yeminle söylüyorum, onunla görüşmeye giderken dizlerim titrerdi. ben alt tarafı çoban sülü, o ise garp cephesi kumandanı, cumhuriyet’in ikinci adamı idi..."
seçimlerden %50 oy alarak başbakan olan demirel, meclisin ilk günü meclis binasında ismet inönü ile karşılaşır. inönü sorar;
"meclisin kaç merdiveni var, süleyman biliyor musun?"
"bilmiyorum!" diye cevap verir, demirel.
beklemediği bir soruyu yanıtsız bırakan demirel içten içe bozulmuştur. birkaç gün sonra yine mecliste inönü'nün yanına giden demirel kulağına eğilerek;
"efendim, meclisin 220 merdiveni var!" der.
"kime saydırdın?" diye sorar inönü.
"bizzat ben saydım efendim!" der, demirel.
ve bunun üzerine inönü'den tarihi bir söz duyar;
"bak süleyman, lider odur ki zor işlerle uğraşsın. lider basit işleri kendi yapmaz. bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. sana saydırdım..."
yusuf yerkel'in oğlunun yoğun bakımda olması
-
üzülmedim. üzülmediğim için de üzgün değilim.
edit: çocuk ölmüş, binlercesi gibi ve artık acı çekmiyor. ama onun tekmelediği babanın çocukları acı çekiyor. o yüzden babasına üzülmem için bir neden göremiyorum.
pazar sabahı erken kalkmak
-
yıllar sonra ilk defa büyük bir keyifle çizgi film izlerim diye kaltım ama, lan öyle bir çizgi filmler var ki 20 dakika izledim, mevzuyu anlamadım amk? çakmaktaşlar nerde lan şerefsizler!!!11
ilkokulda siyah önlük giymiş nesil
-
- sayma fasulyeleri gerçek fasulyeydi.
- fişlerle okumayı söktüler.
- sert plastikten beslenme çantaları vardı renk renk. bir dilim ekmek, bir dilim peynir ve 5-6 zeytin fiks menü. en zengin beslenmede sarma olurdu, öğretmene bile ikram edilirdi. bir de beslenme çantalarına kumaş peçete konurdu. selpak mı vardı?
- 1 lira harçlık alırlardı çok şanslılarsa babalarından.
- bakkaldan un kurabiyesi alırlardı tenefüslerde.
- basmalı kalemleri yoktu. kurşun kalem ve sivretgeç kullandılar hep.
- arı maya'lı silgiler çıktığında ilkokulu bitirmişlerdi.
- 23 nisan'larda ront oynamak için bir örnek ront elbiseleri diktirirlerdi. bayram gerçekten bayramdı.
- kedi merdiveni yapmayı iyi bilirlerdi.
- pazartesileri mendil ve tırnak kontrolü yanında bit kontrolü de olurdu.
- ünite dergileri ilkokulu bitirmeye yakın çıktı, renkli renkli ne güzellerdi.
- tebeşirler kare idi, yuvarlak tebeşir bile yoktu.
- müzik dersinde flüt ve melodika çalmayı, çok iyi mandolin çalan öğretmenlerinden öğrenmişlerdi.
- beslenmeye muz koymak ayıptı, muz herkesce ulaşılabilir bir meyve değildi çünkü.
- karnelerini hala saklarlar.
- şimdi korkarım ki "orta yaşta" diye anılıyorlar.
selçuksportshd
-
buraları okuyorsa, her maçın devre arasında (bkz: erdil yaşaroğlu) karikatürlerini paylaşmasını istediğim yayıncı. rica ederim lütfen yap bunu.
maksat kudursun dursun.