ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
otuzluk abilerden genç sözlük erkeklerine öğütler
-
bir ormanın ücra köşesindeki çadırda bile elinden cep telefonunu bırakamayıp ekşi sözlük’te malumatfuruşluk yapayım diye çadır başında tespit kanırtmaya kasan sosyal medya müptezellerine kulak vermeyin.
askerde öğrenilmiş en önemli şey
-
türkiye senin yaşadığın il veya ilçeden ibaret bir ülke değil . cehalet senin bildiğin boyutların fersah fersah üzerinde bir kavram. halı çok güzel bir ev eşyası.
sevgilisinin kahvesine gülücük çizeni döven adam
-
barista: buyrun efendim :)
kız: oha sikseydin bari !!1!1
erkek: senin ano baco dızo
çocukluktan kalma uykuya dalma yöntemleri
-
(bkz: anne dayağı)
sonra bi hafifliyor insan, anlatamam.. huşu içinde gözümde yaşımla uyurdum, anne dayağı şart ama
uzaylıların dünyalılarla iletişim kurmaması
-
suskunluklarının asaletlerinden dolayı olmasındandır.
gözde solucanımsı bir şeyin uçması
-
uzun zamandır yaşadığım problem. eye floaters ya da vitreous floaters diye geçer. ailede çok olduğu için genetik yatkınlığım ve son yıllarda artış yaşamam sebebiyle göründüğüm doktorlardan edindiğim bilgileri faydalı olması umuduyla sizlerle paylaşmak istiyorum.
öncelikle ne zaman tehlikelidir ve ne zaman doktora gitmelisiniz:
- gözünüzün önüne sinek oturmuş, saç geliyormuş gibi görüyorsanız ve gitmiyorlarsa,
- kar yağması veya kül yağması gibi akan bir görüntü oluşuyorsa.
bu ikisi kanama demekmiş, hemen doktorunuzla görüşün.
- ışık çakmaları görüyorsanız. bir ara ışık çakması görüyorum da farkına varmıyor muyumdur diye korkmuştum ama hem yaşayanların hem de doktorların anlattığına göre bunu yaşayıp da anlamamak mümkün değilmiş. hatta bir doktor "çizgi filmlerde kafasına darbe yiyen karakterlerin başının çevresinde yıldızlar çizerler ya öyle bir şey" diye anlatması beni çok güldürmüştü.
gözün içindeki jelimsi sıvıya vitreous deniyormuş. gözün arka tabakası zamanla deri dökülmesi gibi ayrılıp dökülüyormuş. çoğu insanda bu dökülme uzun zamanda kendini hissettirmeden gerçekleşirmiş (bkz: vitreous dekolmanı). yaş aldıkça floaterlarımızın artmasının sebebi buymuş. ama bazen aldığımız sert bir darbe, düşme, aniden çok ağır kaldırma, aşırı zorlanma ya da ileri yaş gibi sebeblerden ötürü bu ayrılma hızlı olurmuş. hızlı olursa tabaka beraberinde retinayı da çekiştirebilirmiş. işte bu ışık çakmaları retinanın çekiştirildiğine işaret ettiğinden tehlikeliymiş. (bkz: retina dekolmanı) böyle durumlarda gözü büyütüp lazerle kalkan tabaka yerine yapıştırılarak ayrılma hızı yavaşlatılıyormuş. böylelikle retinaya zarar vermeden ayrılması sağlanıyormuş.
hızlı ayrılma sonucu oluşabilecek ilk iki tehlikeli durumda bahsettiğim kanamalar da olabiliyormuş. kanamalar ve retinanın çekiştirilmesine müdahalede geç kalındığı durumlarda göze perde inmesi denilen durum ortaya çıkıyor, bu da kalıcı görme kaybı demekmiş.
çok kaygı uyandırıcı şeylerden bahsettim biliyorum ama endişelenmeyin. anlattığım 3 problem de aküt yani ani gelişen durumlar. bunlar oluştuğunda zaten fark edersiniz ve yapmanız gereken de göz doktorunuzla görüşmeniz. doktorunuz durumu anlayıp sizi zaten yönlendirecektir. bir yakınımız haftalarca ışık çakmalarıyla dolaştığı halde perde inmesi gibi bir durum olmadı bir komşumuz da benzer bir hikaye anlatmıştı. yani öyle saatlerle dakikalarla yarışmıyorsunuz, panik yapmayın. (özellikle genç yaşta çevresel bir etki olmadığı sürece retina dekolmanı olma ihtimaliniz inanılmaz derecede düşük.) hali hazırda takibinde olduğunuz bir göz doktorunuz yoksa ya da ulaşamıyorsanız veya devlette olduğundan hızlı müdahale edilememesinden korkuyorsanız dünya göz hastanelerinin acilini arayıp bilgi alabilirsiniz. sizi muayene için yönlendirecekleri doktorun retinacı olduğundan emin olun.
benim dünya göz'de gittiğim doktorum vifly adında bir vitamin tavsiye etmişti. fark görebilmem için 6 ay- 1 yıl kullanmam gerekebilirmiş. çok umudum yok bu konuda. başka doktorlara da sordum, faydası olmasa bile zararı olmaz dediler. siz de doktorunuza danışabilirsiniz ama çok bel bağlamayalım bence. 6 ay sonra değişiklik olmazsa ananası denerim herhalde. en azından daha ucuza gelir. birkaç yıldır aşırı artması ve loş olmayan her ışıkta onları görmem sebebiyle en azından çözüm adına bir şeyler yapıyor olma hissi bana iyi geldiği için kullanıyorum aslında.
edit: göz doktorum gözümü büyütüp bakarken bu solucanları görüp göremediğini sormuştum. bunların insanların gördüğü gibi gri veya siyah görünmediğini, beyazımsı göründüğünü, dökülmeden dolayı vitreous jeline takılan protein liflerinin oluşturduğu gölgeden dolayı bizim gri veya daha koyu renkli gördüğümüzü söylemişti. floaterlerın göz damarlarıyla veya bakterilerle ilgisi yok, protein lifleri. vitreous jelinde olan farklılaşmalar ya da vitreous farklılaşması olarak da bahsediliyormuş.
2023 yılının kaybedeni
-
türk milleti
karadan gemi yürütüldüğünü görmeyen bizanslı gözcü
-
üstelik dolunay gecesi görmemiştir.
http://www.moonpage.com/index.html 21 nisan 1453
(bkz: senin gözlerine kurban)
işi gücü olmasa evden çıkmayacak olanlar kulübü
-
dahil oldugum kuluptur.
bir tuvalet
bir mutfak
bir adet tv
bir adet aşiri rahat cekyat
bir adet internet baglantili laptop
bir adet sevismek icin eş
sinirsiz gida
bu imkanlar saglanirsa disari cikani siksinler.
paraya ihtiyaç duyulduğunda satılacak ilk şey
-
şuraya tecrübe, işgücü falan yazan olmuş...
arkadaşlar ben sizin hayalgücünüzü seveyim ya...
azıcık gerçekçi olun. farz-ı mual aşırı derecede parasızsınız ve acilen para lazım. ne satıcan? tecrübenin ilanını mı vericen?
sabah sabah ya... tövbe tövbe
behzat ç.
-
iş için gittiğim ankara'da beni ergene bağlatan dizi.
"behzat ç.'nin evi buraya çok yakın. gidelim mi?" diyen arkadaşa "hayır" demek mümkün olmadı.
https://www.hizliresim.com/j0b0oeq
amirimin evinin son hali budur.. o koltuğu camdan görmek bile başkaydı.