hesabın var mı? giriş yap

  • her hafta birilerine ''izlemeyin kardeşim'' diyen murat bardakçı da bu lafı duydu*

    m. bardakçı: nurhan hoca minyatür anlatmasın, konuğun sözünü kesme, konu dışına çıkmayın, erhan bir sus konuşayım, işimin gücümün arasında sizi izliyorum.

    e. afyoncu: izleme kardeşim, otur kitabını yaz.

  • 11.000 tl maaş alan biri nasıl kadıköy veya çevresinde oturabilsin? galiba patron olunca böyle oluyor, çalışan kesimin maddi sıkıntılarını göremiyor, anlayamıyor, fark edemiyor oluyorsunuz. ayrıca neden kadıköy? günümüzde artık ulaşım kolay, avrupa kıtasından bile gelmek max 1.5-2 saat.
    neyse daha da yazardım da başlık bariz bir şekilde troll başlık olduğunu belli ediyor :)

  • osmanlı imparatorluğu yerini türkiye cumhuriyetine bıraktıktan sonra eğitim, hukuk, insan hakları, vergi politikaları gibi pek çok konuda yeni yollar çizildi. sanat da yolu yeniden çizilen alanlardan biriydi. çağdaşlık ve millilik ana prensip olarak belirlenerek sanat konusunda batı tarzına kapılar açılmış oldu. bu bir diğer anlamıyla yenilik demekti. bu bağlamda pek çok adım atıldı. bunlardan bazıları; milli kütüphanenin açılması, devlet tiyatrolarının kurulması, dolmabahçe sarayı içerisine resim heykel müzesi'nin açılması, ankara'da devlet konservatuvarı'nın açılması, ayasofyanın ve topkapı sarayı'nın müze olarak halka açılması, türk dili tetkik cemiyeti'nin kurulması gibi.. bu listede sıralananlar, türkiye cumhuriyeti vatandaşlarını güzel sanatlar ile buluşturmanın ilk adımıydı. tüm bu adımlar mimaride, resimde, heykelcilikte, tiyatro, opera ve müzik gibi sahne sanatlarında karşılık buldu ve türk eserleri batı ile harmanlanarak yada batı’dan devşirilerek türkiyeye yepyeni eserler kazandırıldı.

    işte taksim cumhuriyet anıtı da o çizilen yeni yolun ilk sonuçlarından biriydi. çünkü osmanlı yönetimi ve halkı bazen dini, bazen örfi nedenlerle heykelcilikten hep uzak durdu. her ne kadar sultan abdülaziz ilk adımı atmayı denemiş olsa da kendisi bile halkın tepkisinden çekindiği için kendisi için yapılan heykeli gün yüzüne çıkartamadı.

    işte taksim cumhuriyet anıtı bu kısıtlı bakış açısını yıkmak için de yapıldı.

    heykeli zaten kabaca bilmeyen yok sanırım. genelde hep önünde bekleniyor ama pek incelenmiyor kanımca. taksim'in ikinci en popüler buluşma noktasında. her istanbullunun önünden en az 1 kere beklediği ama çoğunun hakkında pek fikrinin olmadığı anıt heykel.

    heykel 1928 yılında pietro canonıca tarafından roma'da yapılmış. heykelin kendisi bronz, kaidesi ise mermerden. kaidesi ile birlikte yaklaşık 4 metre uzunluğunda.

    heykel bildiğiniz üzere 4 cepheden oluşuyor ve her birisinin farklı bir anlamı var.

    birinci yüzde ülkenin düşmanlardan kurtulunmasından sonrası tasfir edilmiş. bu yüzden eserde mustafa kemal atatürkün halkın ve askerlerin arasında gösterilmiş.

    ikinci yüzde cumhuriyetin ilanı bir grup ile tasfir edilmiş. mustafa kemal atatürk sivil bir kıyafet ile cumhur başkanı olarak görünmekte.

    üçüncü ve dördüncü yüzlerde zaferi ellerindeki bayraklar ile ilan eden askerler bulunmakta. aynı zamanda bir yüzünde yüzü kapalı, diğerinde ise yüzü açık kadın bulunmakta. biri türkiyenin cumhuriyetten önceki halini, diğeri cumhuriyetten sonraki aydınlık yüzünü ifade ediyor.

    devletin imkanlarını kullanmamak için istanbul bedeliyesi önderliğinde bankalar, şirketler ve esnaftan bağış toplanarak italyada yaptırılan heykele bir de mimar sinan güzel sanatlardan yarışma sonucunda karar verilerek sabiha ziya isminde stajyer bir öğrenci eşlik etmiş ki heykelin en tepesindeki yuvarlak içinde minik bir portresini görmeniz mümkün.

    heykelin yapımı 1.5 yıl sürmüş ve istanbula getirilerek 23 günde taksim’deki yerine yerleştirilmiş. anıtın içine oturacağı havuz mali sıkıntılar nedeniyle inşa ettirilememiş. anıt 1928’da dönemin tbmm başkanı kazım özalp ile yaklaşık 30.000 kişinin eşlik ettiği bir tören ile açılmış.

    https://seyler.eksisozluk.com/…et-anitinin-hikayesi

  • türk halkının telefon kılıfı, ekran koruyucu, v.b. ürünleri 1 dolardan aşağıya hatta çoğu zaman 50 centten aşağıya aldığı yıllardı. sonra berat albayrak içinde ne olursa olsun gümrükten geçen her kargoya vergi koydu. türk halkı şimdi de o 1 dolarlık telefon kılıflarını kullanıyor ama artık 3-5 liraya doğrudan çin'den alamıyor, aynı ürüne 100 lira vererek aradaki ithalatçı firmayı zengin ediyor.

  • ekşi sözlük bu sene de tıp öğrencilerinin oylarıyla turkmsic "yılın en beğenilen sitesi" ödülünü aldı. törende "ama gök yeleli bozkurt hariç" diye de not düştüler.

  • serander cafe'de istemeden duyduğum diyalogtur.

    -bu herif küçükken dikili'nin en salak çocuğuydu.
    +hadi lan ne yaptım da salak oldum?
    -sen değil miydin şirinleri görücem diye ormanı yakan? aga dinle bak. bu salak almış eline kibriti çalılıkları yakmış, plan da şöyle, çalılar yanınca şirinler dumandan boğulup ortaya çıkacak bu da şirinleri görecek. dikili'nin en büyük orman yangınını çıkardı.

    edit: imla