ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
iktidara gelirseniz bizi vatandaşlıktan çıkarın
-
alişan’ın meral akşenere söylediği söz.
açıklama şöyle;
meral akşener "biz iktidara gelirsek o sanatçılara selam vermeyeceğiz" dedi. bence selam falan vermeyi bırakın. iktidara gelirseniz bizi türk vatandaşlığından çıkarın.
sırf bu yüzden meral akşener’e oy vereceğim. bir sebep daha çıktı bana.
kaynak
fareye lazer yerine top koyma projesi
-
hatta bu fareyi bi de kablo ile bilgisayara baglamak var. boylece farenin kaybolmasi da engellenmis olur.
le charme discret de la bourgeoisie
-
1972 yılı yapımı ispanyol yönetmen luis bunuel‘in oscar kazanan başyapıtı. burjuvazi ekseninde gelişen olayların karamizah tadında sürrealist bir bakış açısıyla yorumlandığı aşikardır. luis bunuel, burjuvazinin giz(em)li çekiciliği ismini kullanırken negatif bir yükleme değil olumlu bir başlık kullanıyor ve bu başlık altında kendi çiçeklerini sunmayı rahatlıkla başarabiliyor.
pazar fiyatlarının da çıldırmış olması
-
lokasyon: antalya
bugün pazara gittim arkadaşlar.
ıspanak: 20
havuç: 7
domates: 8
salatalik: 15
yeşil sogan: 20
karnıbahar: 7
çilek: 35
patlican: 20
yesil sivri biber: 25-30
roka, maydanoz: 3(bağ)
6lı yufka: 18
peynir: 70-80
bakla: 30
totalde 400 tl gitti. ben boyle tarım memleketinin de, fiyatların da, pazarin da, ekonominin de amina koyarim sevgili romalılar. saygılar.
imamoğlu'nun kamerasından 99 depremi
-
elazığ'da ne işi var? diyen ak itlerin yüzüne vurulası video. gambiya'ya, gabon'a mı gitseydi?????
(bkz: vatandaşı enkaz altındayken yurtdışına gitmek)
bayram namazına diye gidip dolanıp geri gelmek
-
senede iki defa gerçekleştirdiğim aktivite. ebeveynleri sevindirmek tek amacım. bitti herhalde, eve geçeyim artık.
edit: millet de bir garip he, ahlaksızlıkmış yaptığım. hırsızlık mı yapmışım, rüşvet mi almışım, faizcilik mi yapmışım, başkasının rızkını mı çalmışım.
edit 2: ne çabuk geldi lan bu kurban bayramı.. yine yollara düşmek amaçsızca..
edit 3: görüyorum ki kalabalıklaşıyoruz. parti kuralım mı?
doları biz basmıyoruz fiyatı biz belirlemiyoruz
-
iyi de tl'yi siz basıyorsunuz onun fiyatını kim belirliyor
sözlükçülerin yediği tarihi dayaklar
-
yıl 1978 niğde'nin bor ilçesinde lise öğrencisiyim o yıllar. yaz tatilinde kendi dükkanımıza gitmeden önce bir kırtasiyeci kasetçi abimiz vardı. onun gazeteleri motosikletiyle dağıtması için ben onun dükkanını 1-2 saat kadar beklerdim. bir gün benden yaşça büyük bir abimiz dükkana geldi tommiks, teksas, kaptan swing gibi resimli romanlardan üçer tane aldı. bende bu kitapların kim için aldığını sorduğumda " benim çocuklara " alıyorum dedi. bende "bu kitapların çocuklara bir yararı yok şiddete yönlendirir bence sen red kit almalısın hem red kit amerikan toplumuyla kapitalizmle dalga geçer eğlendiricidir " gibisinden bir sürü lüzumsuz laf ettim. adam sinirlendi " sana ne kardeşim, ne kadar bunların parası" dedi aldıklarnın parasını verdi gitti. ertesi gün gene kırtasiyeciye yardım için gittiğimde " aman gelme dün ülkü derneği başkanı dernekte milliyetçi mücadele öğrensinler diye kitap almak istemiş sen dalga geçmişsin red kit önermişsin sana çok kızmışlar aman evine git ortalarda gözükme seni dövecekler" dedi. yirmi gün kadar korku ile evde geçirdim. sonra okullar açılınca bu olayı unuttum bir gün okula giderken ensemden bir yumruk yedim. arkasından karnımdan yediğim yumrukla yere düştüm. bir anda etrafımda neredeyse 20 kişi vardı. tekme tokat öyle bir dayak yedimki gözümü bor devlet hastanesinde açtım. tedavi sırasında sigara içmeye koridoro çıktığımda doktor ve hemşireler başımdan geçeni öğrenmiş elimde sigara gördükleri için adımı red kit koymuşlardı. bu olayda fecaat olan ülkü derneklerinin milliyetçi mücadelenin nasıl olacağını öğretmek için resimli roman kullanmalarıydı.
çok gizli
-
gizli bir bilginin daha da gizli halidir. bundan daha da gizli olan türü vardır.
(confidential -> secret -> top secret -> codeword/sensitive compartmented information) peki zaten gizli olan bir bilgi nasıl çok gizli ya da daha da çok gizli olabilir? bakalım...
bilginin çok önemli bir hale geldiği günümüzde bir devlet sırrının gerçekte ne olduğunu anlamak önemlidir. bu tanımın siyasi bir tanımı aştığını kabul etmek de aynı derecede önemlidir. "gizli" (secret) nesnel bir terimdir ve abd bunu çeşitli sınıflandırma düzeylerinde tanımlar.
1) gizli (confidential)
yetkisiz ifşasının ulusal güvenliğe zarar vermesi "beklenebilecek" bilgilere uygulanan sınıflandırma düzeyi. bu, sınıflandırmanın en düşük seviyesidir.
2) gizli (secret)
orijinal sınıflandırmanın tanımlayabildiği veya tanımlayabildiği, yetkisiz ifşasının ulusal güvenliğe ciddi zarar vermesi beklenebilecek bilgilere uygulanan sınıflandırma düzeyi.
3) çok gizli (top secret) görsel
yetkisiz ifşasının ulusal güvenliğe "çok ciddi" zarar vermesi beklenebilecek bilgilere uygulanan sınıflandırma düzeyi.
4) codeword/sensitive compartmented information (sci):
top secret bilgilere erişimi olan kişilere sadece ilgili oldukları kadarı iletilen bilgilerdir.
abd ulusal istihbarat direktörü ofisinin, ekim 2015 verilerine göre (verinin güncellendiği son tarih) abd'de, confidential ve secret sınıflandırmalı bilgilere erişimi olan 2.885.570 kişi mevcuttur. buna ek olarak 1.363.483 kişi top secret sınıflandırmalı bilgilere erişim hakkına sahiptir.
bu hakka sahip olanların çoğunluğu devlet çalışanı olsa da 1.2 milyondan fazlası özel yüklenicilerin personellerinden oluşur. 2013 yılında nsa (national security agency) bilgilerini sızdıran edward snowden de bu özel yüklenicilerden birinin mensubuydu.
kaynak: britannica
freddie mercury
-
bi de şu var:
bu adam yüzünden hiç bir queen şarkısına cover yapılamıyor.
filmi çekilesi kitaplar
-
dublörün dilemması - murat menteş
korkma ben varım - murat menteş
tatlı rüyalar - alper canıgüz
oğullar ve rencide ruhlar - alper canıgüz
gizliajans - alper canıgüz
mümkünse murat menteşinkileri guy ritchie, alper canıgüzünkileri quentin tarantino çeksin.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"az önce düğün kasetimi geriye sardım, ne güzeldi lann... karım yüzüğü çıkarıyor, sülalesiyle arabalara binip gidiyorlardı."
çocukları vakumlu pompa gibi öpen akraba teyze
-
günlerdir bu anı bekliyorlar. hazırlandılar. yarın doğan güneşle birlikte sokaklara inecek ve buldukları tüm çocukları ıslak ıslak öpecekler. nice tazeler bayrama küsecek. nice canlar yanacak.
polislerle girilen ilginç diyaloglar
-
2018 ağustos bir pazar sabaha karşı gülbağ'dan motosikletimi çaldılar. 155 arandı. ekip gönderemeyeceklerini benim bağlı bulunduğum karakola başvurmam gerektiği söylendi. motosikletimi çalmışlar, psikolojim yerlerde, midem yanıyor. taksiye atlayıp soluğu karakolda alıyorum. meramımı anlatınca komiser yardımcısının odasına alıyorlar.
k: arkadaşlar dedi, motorunu çalmışlar.
d: evet komiserim, kapımın önünden çaldılar bla bla.
k: ben şimdi polis gönderemem, operasyon yaptık. senin ifadeni alsınlar, yazı verecekler onunla git çevreden kamera görüntülerini topla gel.
d: ben mi toplayayım komiserim?
k: sen topla, zaten polisimiz yok. çalınan motorlarla bulunmuyor. (gülerek) soğuk su ikram edin arkadaşa...
soğuk suyumu içtim ben. gözümden yaş aktı sinirden. 1 sene istanbul kazan ben kepçe aradım motosikletimi. bulamadım.
emeğimle aldım lan o motoru ben. yemedim para biriktirdim. aylarca borç ödedim.
yaşattığınız çaresizliği yaşayın sayın yetkili abiler.
sizin de emeğiniz çat diye elinizden alınsın. soğuk su ikram edenleriniz çok olsun.
diyanet işleri'nin 2014 bütçe ödenek teklifi
-
tübitak’a 1 milyar 890 milyon 467 bin lira , diyanet'e 5 milyar 442 milyon lira.
neredeyse 3 katı.
sonra da derler ki "türkiye ara eleman ülkesidir, mucit çıkaramaz".
alalala, neden acaba?