hesabın var mı? giriş yap

  • jessie'nin kahraman, polly'nin ise anti kahraman olduğu oldukça eğlenceli dehşet çizgi film. jessie ileride büyük bir lider ya da çete reisi, winnie de onun sağ kolu olacaktır, ancak eğer olur da birgün yolları ayrılırsa jessie kendine yeni winnie'ler bulabilir, ancak winnie sudan çıkmış balığa döner. nancy kokoşun önde gideni olur. polly herhangi bir özel firmada herhangi bir makamda iş bulabilir, arkadaşsız ancak kendisinin en mükemmel olduğu kompleksleriyle mutlu mesut yaşar. bir süre sonra litvanya'ya döner ve ırkçı kafatasçı bir rejimle bir dünya savaşı başlatır. eyfel kulesi'nden bile litvanya mimarisi hakkında birşeyler çıkaracak kadar fanatik bir milliyetçi ne de olsa kendisi. freddy küçükken çekincen olup zamanla açılan, alemlerin p.çi olan biri olur, .m üstünde g.t s.ker, kafasına göre takılır. penny kesinlikle hayır kurumlarında çalışan, ömrünü birşeyler yapmak için geçiren biri olur, afrika'dan asya'ya, dünyanın tüm fakir ve yardıma muhtaç insanlarının olduğu yere gider. arthur bir batar bir çıkar, hallederiz kadir kıvamında birisi olur. sonra aradan yıllar geçer ve bunların hepsi facebook'tan birbirlerini bulurlar, bir iki buluşup hayatlarına devam ederler.

    edit: aradan yıllar yıllar geçti, birgün hastanelik olduk ve ne tesadüf ki oda numaram 402 oldu.

  • kahveyi bilmem de, bu "her sabah duş alıyorum" olayına kıl olan, amerikanvari bulan, entel kuntel işler olarak değerlendiren ampuller daha birkaç ay önce "metrobüste herkes ter kokuyor" diye şikayet edenler değil mi? her sabah duş alan adam amerikanvari, ter kokan adam pis türk. allahtan belanızı mı istiyorsunuz anlamadım ki

  • hayata erken atılmamı sağlayan oyun.

    önce milletin tırını sürerek işe başladım. sonra ne millete çalışacağım kendi tırımı alayım dedim. milleti zengin etmek manasızdı. borçla harça bir renault tır aldım paris'ten. bankaya 92000 euro borçlandım. neyse borç yiğidin amcasıdır dedim. yada öyle bir şeydi ama yine de devam ettim. fakat ehliyeti bakkaldan aldığım için malı teslim ettiğimde taşıdığım için aldığım para tırın tamirine bile yetmiyordu. borç katlanarak arttı.

    amacım sadece çocuklarıma daha iyi bir gelecekti. onlara çok belli etmesem durumu düzeltmek için çözümler arıyordum. ama ödeme zamanı geçtiği için faiz de binmeye başlamıştı. eve dönecek yüzüm olmadığı için artık uzun mesafeleri tercih eder olmuştum.

    artık arka fonda ahmet kaya çalar olmuştu. tırı satıp tekrar başkaları için çalışmayı düşündüm. kendime yediremedim. sürekli borcun durumuna bakıyordum. arada kırmızı ışıkta geçmesem de polis ışık ihlali cezası yazıyordu. namusumuzla bile para kazanmamıza izin vermiyorlardı.

    hırsla çalışıp borcumu kapatmaya çok uğraştım bunun için gecemi gündüzüme kattım. ama uykulu sürdüğüm içinde dünyanın cezasını yedim. şuan 150000 euro içerideyim. banka peşimde kara listeye alınmışım.

    şuanda brüksel çıkışındayım. sağa çektim bunları oradan yazıyorum. borcu ödemeden eve dönmeyi düşünmüyorum. tıra bankanın el koyması an meselesi. halil abi köln'de tırları parçalayan bir yer olduğundan bahsetti. birazdan oraya doğru yol alacağım. elime sıcak para geçince de artık bi işler kovalayacağım.

    pezevenk oyun ağır psikolojimi bozdu, silin şunu bilgisayarımdan.

  • ülkede deprem vergisi toplanıyor hükümet o vergiyi yola harcadık diyor ve harcadık dediği yollar depremde kullanılmaz hale geliyor.

    az bile söylemiş

  • binlerce sipariş var gün içinde,

    ondan sonra yetişmedi diye de ağlayan sizlersiniz anlamıyorum ki, ne oldu yani uykundan uyandıysan! azıcık karşı tarafında açısından bakın olaylara. rezalet olmayan rezalet başlık.

    ona göre personel çalıştırsın diyenler zaten hayatları boyunca hiç bir organizasyon yönetmemiş kişiler, işin operasyon kısmı öyle olmuyor. ama işte kime ne anlatacaksın!