ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
askerde tüfek uzatılınca hayır teşekkürler demek
-
tahminimce ekim 2015'de askeri hastaneden taburcu olmanızı sağlayacak süper olay.
william ellsworth robinson
-
"chung ling soo" ismiyle bilinen amerikalı efsanevi bir sihirbaz. efsaneviliği numaralarından öte canlandırdığı karakterden dolayı.
william ellsworth robinson izleyicilerin egzotik şeylere olan ilgisini keşfedip yıllarca çinli taklidi yapmış bir insan. üstelik sadece sahnede değil, gerçek hayatında da. öyle ki bir gün sahnede "mermi yakalama" numarası yaparken vuruluyor ve "my god, i've been shot!" (allahım, vuruldum!) diye bağırıyor. bu kendisinin 19 yıl boyunca söylediği tek ingilizce cümle. hayatını bir rol olarak yaşamış acayip, süper bi insan. öldüğünde 55 yaşındaymış.
fotoğrafı şurda: https://en.wikipedia.org/…a/file:chung_ling_soo.jpg
fabrika kızı
-
tam olarak sözleri:
gün doğarken her sabah
bir kız geçer kapımdan
köşeyi dönüp kaybolur
başı önde yorgunca
fabrikada tütün sarar
sanki kendi içer gibi
sararken de hayal kurar
bütün insanlar gibi
bir evi olsun ister
bir de içmeyen kocası
tanrı ne verirse geçinir gider
yeter ki mutlu olsun yuvası
dışarda bir yağmur başlar
yüreğinde derin sızı
gözlerinden yaşlar akar
ağlar fabrika kızı
oysa yatağında bile
birgün uyku göremez
ihtiyar anası gibi
kadınlığını bilemez
makineler diken gibi
batar hergün kalbine
gün batarken her akşam
bir kız geçer kapımdan
köşeyi dönüp kaybolur
başı önde yorgunca
fabrikada tütün sarar
sanki kendi içer gibi
sararken de hayal kurar
bütün insanlar gibi
cizre'den kaçan öğretmenlerin maaşı
-
devlet; devlet memurunun maaşını çatır çatır yatırmak zorundadır. aynı zamanda çalıştıkları bölgede güvenliklerini sağlamak zorundadır. bu yüzden adı devlettir. harç biterse yapı paydos eder.
debe editi: (bkz: guvendik ilk-orta okulu yardim kampanyasi)
amasya üniversitesi'nde yapılan bisiklet
-
yaptıkları tek şey suyu köpürtmek gibi geldi bana ama zaten beni en çok çeken arka tekerin suyu köpürtmesi oldu. anlayamazsınız.
telefona bakıp 14 kızdan mesaj geldiğini görmek
sokak ortasında gasp ve tecavüz
-
bu gaspçılardan, sapıklardan kendini korumak için biber gazı taşıyorsun, polis el koyuyor. yasakmış. böyle olayları görüp duydukça bisturisiz, çakısız sokağa çıkamaz oldum. onlar el koysun, ben yenisini alırım. ki bir gece vakti ara sokakta ufacık bisturi sayesinde artık tacizden mi tecavüzden mi ölümden mi kurtulmuşluğum var, adamın elini parçaladığım için gerisini yaşamadığımdan bilemeyeceğim. başka bir vakit de sustalının şak sesinden korkup depar atan piçin tekinden kurtulmuştum kaçmasa bıçaklardım ama normal gündüz saatinde de mi elimde baltayla mı gezeyim ne yapayım, bu ne biçim ülke? hayır bir de saldırgana kesici delici aletle karşılık verdiğinde ''orantısız güç'' bilmem ne geyiğine, cezayı sana veriyorlar. ulan benim etim ne budum ne? hayvan gibi adamla bilek güreşi mi yapayım yani bu mudur orantılısı?
hanımlar alın çakınızı yanınıza. özellikle kendinizi güvende hissetmediğiniz yerlerden geçerken, montun ceketin cebinde elinizde hazır bekletin. olur ya saldırıya uğrarsanız, soğukkanlılığınızı koruyabilirseniz eğer adamın dış bacak, kol, karın boşluğu gibi yerlerine saplayın çekin. o acıyla kıpırdayamaz zaten biraz. hemen kaçıyorsunuz. beklemeyin. çakınız büyük olmasın. beş-altı santimetrelik olanı yeterli. yaratık ölür mölür başınıza kalır sonra kıymetlenir, insan yerine koyup size ceza keserler.
edit: kalçanın riski ve olası mahkeme durumunda cezası daha azmış.
ayrıca şu da var, böyle bir insan zannetmiyorum ki gidip sizden şikayetçi olsun. ama diyelim ki şikayetçi oldu. birincisi sizi nasıl bulacaklar? ikincisi haydi kamera falan vardı, oradan buldular. adamın ne bok yemeye çalıştığı da ortada olacak zaten. ceza alınsa dahi paraya çevrilme ihtimali yüksekmiş, bana öyle bi bilgi geldi. ve şahsen tecavüze falan uğramaktansa ya da ölmektense mahkemelerde uğraşmayı tercih ederim.
yalnızlığın en çok koyduğu zaman
-
evde kendi nefes sesini duydugun an..
27.500 dolarlık mustang'in tr'de 490 bin olması
-
devletimizin harika vergilendirme politikası sayesinde gerçekleşen über zevkli olay.
abd'de vergiler dahil 27.500$, almanya'da yine vergiler ve ithalat maliyetleri dahil 38.000€ olan ford mustang; türkiye'de ithalat maliyetleri, ötv, kdv ve ötv'nin kdv'si sayesinde tam 140.000$'a, yani 490.000 tl'ye satılıyor.
daha acı olanı ise paylaştığım linkteki video yorumlarında hala "vergiler olmasa devlet nasıl geçinecek?" ya da "chp olsa ekmek kuyruğundaydınız halinize şükredin." diyerek bu olayı savunan oksijen canavarlarının olması.
edit: bu araç için abd'de yüzde 6, almanya'da yüzde 19, türkiye'de ise yüzde 206 vergi alınması olayı. videonun 13. dakikasından itibaren izleyebilirsiniz.
bir bilgisayar oyununda yapılmış en zalimce şey
-
sims'te iş yerinden tanıştığı genç erkeklerle kırıştırırken yakaladığım sevgilim havuzda yüzerken havuzun merdivenini yok ettim. can çekişirken de başkasıyla flört edip havuzun önünde öpüştüm. 2 gün falan sürdü ölmesi. psikopat değilim.
kaşağı'yı okuyup kahrolan nesil
-
içinde bulunduğum nesil. hem de biz bu kitabı derste işlemiştik o ızdırap haftalarca sürmüştü. artık üzüntüden derbeder olup kendimi meyve suyuna vermiştim. hatta bir tenefüs cinnet geçirip "kaç para ulan bi kaşağı!" diye sıraları yumruklayıp dağıtmıştım. üzüntüden ben de kuşpalazı olacaktım nerdeyse. bunun üstüne bir de şeker kız candy izlerken anthony'nin attan düştüğü bölümü izleyince ruhsal yönden büyük hasar almıştım o zamanlar. psikoloğa gidip çocukluğuma insek bu ikisi kabak gibi görünür. ah ulan ah bi at tarağı için değer miydi :(
24 takım arasından 24. olmak
-
24 takım arasında 24. olduk demeyelim de ilk 24'e girdik diyelim.