hesabın var mı? giriş yap

  • beygirler konusunda mütehassıs olan amcamın hala unutamadığı efsane. koca adam, bir yavuzhan bir de bold pilot lafı açıldığında duygusallaşıyor, gözleri doluyor. yavuzhan'ı sevmesinin nedeni de evleneceği zaman eşyalar alınmaya başlıyor, fazla para yok, nasıl etsem diye düşünürken ayın 15'inde çektiği maaşı olduğu gibi yavuzhan'a yatırıyor. ikiliyi tutturunca bütün düğün masrafları çıkıyor neredeyse. bu aslan parçası yuvamı kurmuştu lan benim diye hala duygulanır. gerçi başka atlar da yuvasını yıktı ama o ayrı mesele.

  • bu alternatiflerin anane, babanne, cicianne, haminne türevleri üstünde denenmesi tavsiye edilmez. ya da edilir lan, bi bakalım nası olucak.
    mesela:
    -ne zaman evleneceksin?
    +karnım belli olunca.

  • ataturk'ün dogdugu evin kundaklandığı haberi üzerine ve gazeteci huseyin cahit yalçın'ın uyan ey ehli vatan başlıklı provokatif yazısıyla galeyana gelen halkın 1955 yılında istanbul'da azınlıklara ait olan ev, işyeri mağaza vb.yi yağmalamasıyla oluşan olaylar ki bunlar türkiye genelinin ve istanbul özelinin azınlıklarımızın güvenini kaybetmesine ve akıllarına gelen ilk işin artık bu diyarlardan göç etmek olmasına yol açmışlardır. bu da tabii ki azınlıkların gündelik yaşama kattığı renkleri soldurmuş, azınlıkların kendilerine has kültürleriyle toplum hayatına getirdiği canlılığı, efendiliği, medeniyeti ve gelenekleri yok etmiş bugünkü maganda, kro arabesk, düşük seviyeli hayatı hak etmemize neden olmuştur

  • ''güven testi'' denen zımbırtının yeni moda olduğu ya da bizim yeni duyduğumuz, benimse ''hadi şimdi güven testi yapıcaz seninle, kollarını açıp kendini bırakıcaksın, ben de seni tutucam'' diyen arkadaş sayesinde ilk kez duyduğum zamanlarda, olayı yanlış anlayıp, kollarımı açıp arkaya değil de kendimi öne doğru bırakmak suretiyle kafayı gözü dağıtmak. güven testinde yüz üstü yere yapışan başka biri var mıdır merak etmiyor değilim.

  • bir tek benim dikkatimi çekmemiş bu detay..

    bu ne bereket? bu ne bolluk? yediniz, bitirdiniz, sömürdünüz lan ülkeyi!

    not: şu hareketi savunan da kusura bakmasın ama ağır eziktir.

  • çalıştığım şirkette mesai bittikten sonra
    özellikle kadınlardan oluşan 20-25 kişilik bir part-time temizlik ekibi vardı.
    personel gittikten sonra akşam 19.00 gibi gelir 21.30'a kadar temizlik yaparlardı.

    bir iki gün yoğunluk dolayısıyla geç çıkmak zorunda kaldım.
    ben bilgisayarda mail yazarken ellerinde bezlerle yanımdan geçip gittiklerini gördüm.
    işe gömülmüştüm önemli bir iş vardı yetişmesi gereken.
    büfeye gidip bir kahve alayım dedim.
    o esnada o muhteşem kahkahayı duydum.
    içten gülen, kahkaha atan insanları hep sevmişimdir.
    bir anda mutluluk aşılarlar insana.
    sahibini tanısanız da tanımasanız da...

    baktım temizlikçi kadınlardan biri.
    beni görünce sıvıştı.
    çekindi herhalde.
    ülkemizde, kahkaha atan kadın imajı sonuçta pek iyi gözle bakılan bir şey değil.

    ertesi akşam bu durumun bir benzeri yaşandı.
    yine aynı kahkahayı duydum ve yine gülümsedim.
    başka bir departmandan benim gibi mesaiye kalmış bir arkadaşım vardı.
    adı esin.
    o onlarla haşır neşir oluyordu.
    kız muhabbeti yapıyorlardı.

    kahkahanın sahibini sordum ona.
    esin anlattı;
    kadın mide kanseriymiş.
    kocası bir inşaatta çalışırken düşmüş felç olmuş.
    evde yatalak durumdaymış.
    o sene üniversiteye hazırlanan bir kızı varmış.
    kadın gündüz evlere temizliğe gidiyor akşam da bizim şirkette çalışıyormuş.

    bu kadar zor durumda olan, zor günler geçiren bir kadının bu şekilde kahkaha atması
    bana çok ilginç geldi.
    aradan günler geçti.
    esin bir gün beni ve birkaç arkadaşımızı toplantıya çağırdı.
    mevzu bizim kahkaha atan temizlikçi kadınımızdı.

    kadının kızı dershaneye gidiyormuş.
    dershane parasını da kadının evine temizliğe gittiği bir avukat kadın ödüyormuş.
    ilk 2 taksiti vermiş ama sonra avukata icra gelmiş ve ortadan kaybolmuş.
    dershane de, parayı ödemezsen gelemezsin diye kıza söylemiş.

    2000 tl civarı bir şey.
    esin ve ben şirkette çalışan herkese mail atıp durumu anlattık.
    1 hafta içinde 3500 tl gibi bir para toplandı.
    dershane parası ödendi üzeri de kadına verildi.

    aradan 2-3 ay geçti.
    kahkaha atan kadına bir yerden az buçuk maaş bağlanmış ama
    sigortalı bir yerde çalışırsa alamayacak.
    şirkete demiş ki ''ben yine çalışayım ama sigortasız olur mu?''
    haliyle şirkette hayır demiş olamaz.
    sigortasız çalıştıramayız.

    o günden sonra kahkaha atan kadınla yollarımız ayrıldı.
    aradan bir süre geçti.
    şirketin balkonunda sigara molasındayım.
    telefonum çaldı.
    açtım.
    - quente bey
    - buyrun benim
    - ben gülcan
    - gülcan?
    - kahkaha atan kadın ( ama bu sefer atmadı )
    çok şaşırmıştım.
    - buyrun gülcan hanım
    kahkaha atan kadın ağlamaya başladı.
    bir süre dinledim, anlaşılmıyor.
    arada sesi gidip geliyor ağlamaktan, hıçkıra hıçkıra ağlıyor.
    - hayrola dedim dur bir nefes al.
    - quente bey, benim kızım hacettepe üniversitesini kazandı, allah sizden, esin hanımdan
    diğer arkadaşlarınızdan razı olsun ...

    boğazım düğümlendi.
    ellerim titremeye başladı.
    hayatımda hiç görmediğim bir kız üniversite kazandı diye bunlar olur mu?
    ağlamıyorum, gözüme bir şey kaçtı...

  • görüldüğü üzre sadece ekşi sözlük entel takımı tarafından değil, ekşi sözlük şakirt takımı tarafından da unutulmamıştır.

    @ben smyrna uyardı, başıma kalmış buralar.

    unutmadık