hesabın var mı? giriş yap

  • bu hafta uykusuz dergisindeki "gelen kutusu" bölümünde servet turan imzalı müthiş bir karikatüre konu olmuştur.

    - ayrılalım ama arkadaş kalalım samet.
    - o zaman evlenelim!! evlilikte de bir süre sonra aşk bitiyomuş, arkadaş oluyomuşsun eşinle öyle diyolar.
    - ...
    - kabul et. kafan karıştı teklifime...

  • ollgunluk değil de, doygunluk denilse daha doğru ifade edilebilecek olgu. zira o olgunluğa erişmişseniz mezardan bir kaç yıl uzaktasınız demektir.

  • 7 liraya bardakta mısır satanından 15 liraya tavuk döner kesenine, 50 liraya hatıra fotoğrafı çekeninden tut ailesiyle nefes almaya giden garibanlara bir külah çekirdeği 5 liradan kitlemeye çalışan yankee'lerin kol gezdiği bir yer olurdu. bütün o sevimsiz arnavut kaldırımları çekirdek kabuklarıyla ve sigara izmaritleriyle dolup taşardı.

    giriş de 30 lira falan olurdu. içinde koccaman bir otopark olurdu, otoparkın 1 saati 20 lira falan olurdu. otopark, parkın 5'te birini kapsardı.

    alakalı alakasız her yere mevlana heykelleri dikilirdi falan.

  • elektrikli araçların emisyona yol açmadığı iddiası teoride doğru olmakla beraber pratikte o kadar da doğru olmayabilir. mamafih, kullandıkları elektriğin üretim şekline bağlı olarak bu iddia ya doğrulanabilir, ya da yalanlansa dahi konvansiyonel motorlardan daha az emisyona sebep oldukları şeklinde yorumlanabilir.

    1) kullandıkları elektrik eğer rüzgar, güneş gibi yenilenebilir elektrik kaynaklarından karşılanıyorsa bu söylem doğrudur. bu araçlar sıfır emisyonla çalışırlar.

    2) eğer kullandıkları elektrik standart doğalgaz çevrim santrallerinden veya nükleer santrallerden karşılanıyorsa da, içten yanmalı motor ya da gaz türbinli motorlardan daha az emisyona sebep oldukları öne sürülebilir. bunun nedeni, bu şekilde üretilen elektriğin kullanıldığı durumda dahi, elektrik santralleri hep en yüksek verimi sunan devir bandında çalıştıkları için daha geniş bir devir bandında operasyonel olarak çalışmak zorunda kalan içten yanmalı motorlara nazaran kullanılacak enerjiyi daha yüksek termal verimle üretmeleridir.

    ileri düzeyde optimize edilmiş bir kombine doğalgaz çevrim santralinde termal verim %60'ın üzerine çıkabilirken, herhangi bir içten yanmalı motorun verimi dizel motorda bile %50'yi zar zor geçebilir. bu da elektriğin üretim şeklinden bağımsız olarak, elektrikli araçları daha çevreci yapacaktır. bu konuyu otomobil özelinde daha önce incelemiştim.

    lilium jet firması ise olaya çok daha farklı bir yaklaşım getirerek, elektrikli hava taksi yapmak üzerine bir misyon ile yola çıkmış görünüyor. 4 sene önce tum'da okuyan doktora öğrencileri tarafından kurulmuş olan bir şirketin günümüzde 100 milyon dolarlık bütçeye ulaşması türkiye'den bakınca imkansız görünmesine rağmen, almanya gibi bir ülke için hiç de şaşırtıcı değil.

    şehir içi ulaşım ağı için yaratılan yollar, buna sebep olan trafik ve hava kirliliğini düşürmek ve insanları taksiden daha ucuza ve daha hızlı şekilde seyahat edebilir hale getirmenin kuşkusuz teknoloji deyince aklına savunma sanayinden başka bir şey gelmeyen bir ülkede çok da ciddi bir anlamı olmayabiliyor.

    araç aerodinamik olarak vtol* yani dikey iniş/kalkış yapabilecek şekilde kanat arkası flaplere entegre edilmiş ve elektrikle sürülen 36 tane elektrik motoruyla donatılmış bir şekilde tasarlanmış. seyir modundayken, gereken taşıma kuvvetinin yarısı kanatlarla diğer yarısı ise motorlardan elde edilen itkiyle sağlanırken, tırmanma ve/veya iniş modunda ise flapler dikey açı haline getirilerek vtol özelliği kazanmasına yardımcı oluyor.

    5 kişilik yolcu taşıma kapasitesi ile 300 km maksimum menzile ulaşan aracın vtol özelliğine sahip olması özellikle istenen hemen her yere iniş kalkış yapabilmesi nedeniyle olmazsa olmaz bir özelliktir.

    elektrikli hava araçlarının tasarımındaki en zorlayıcı nokta ise enerji yoğun bataryaların geliştirilmesinde yaşanan temel sıkıntılardır. burada iki temel sorun vardır.

    1) öncelikle enerji yoğunluğu düşük batarya daha çok ağırlık demektir ve ağır bir tasarım ise daha yüksek bir taşıma kuvvetine ihtiyaç duyarak daha fazla enerji gerektirecek ve faydalı yük/toplam yük oranının düşmesine yol açacaktır.

    2) enerji yoğunluğu arttıkça bataryalardan geçecek akım da artacağından dolayı bataryalarda aşırı ısınma sorunlarıyla karşılaşılacaktır. bu sorunu aşmak içinse, ya yüksek sıcaklığa dayanımı olan malzemelerin geliştirilmesine çalışılarak ya da bataryaların soğutma sistemlerini geliştirmek üzerine çalışılacaktır.

    aslında bu konuya uzak birisi bile bugün bu sorunu akıllı telefonlarının şarj süresi üzerinden yaşamaktadır. telefonların çok uzun sürede şarj olmasından birçok kullanıcı şikayet etmektedir. şarj aletinin üzerindeki yazıları okursanız, orada çıkış akımını gösteren bir değer bulursunuz. daha yüksek çıkış akımına sahip bir şarj aleti kullanırsanız, telefonunuzun daha çok ısındığını ama daha kısa sürede şarj olduğunu görürsünüz. bu durum başta hoşunuza gidebilir ama birkaç haftaya kalmaz şarjınızın daha çabuk bittiğini fark edince iyice canınızı sıkabilir. bunun nedeni üzerinden daha yüksek akım geçmesi sonucu daha çabuk ısınan bataryanın ömrünün azalmasıdır.

    elektrikli araçlarda da aynı şekilde benzer sorunlar farklı sistemlerde yaşanmaktadır. bugün elektrikli hava araçlarının önündeki en önemli engel olarak enerji yoğun batarya üretiminde karşılaşılan sorunlar görülmesi ile telefonların şarj olma süresinin fazla uzun olmasının temelinde aynı gerçek yatmaktadır. hatta küçük hacimli aşırı beslemeli motorların yaşadığı sorunlarda hemen hemen aynıdır.

    küçük hacimli bir sistemden daha çok enerji elde etmeye çalışmak her zaman için soğutma sorunlarını da beraberinde getirecektir ve bize buna söyleyen termodinamiğin kurallarıdır. bu nedenle, insanların daha rahat bir hayat yaşaması için gösterilen bütün çabalar özelinde bu kuralların içindeyken nasıl bir gelişim mümkün olabilir sorusu içinde gösterilebilir.

    lilium jet firması ise, sahip olduğu vizyonla evinizden havaalanına ulaşımınızı taksiden ucuza ve çok daha kısa sürede mümkün kılmaya çalışarak hayatınızı kolaylaştırmanın yollarını bulmaya çalışmaktadır. kuşkusuz bu startup başarılı olur da bunu hayata geçirirse, sistemi iyileştirmek için çok daha fazla yatırım yapılmasının önü daha büyük bir yatırım ivmesiyle açılacaktır.

  • -beşiktaşta, kimsenin tencere tava çalmadığı bir sokakta tek başına bir çocuğun pencereye tüneyip bir elinde cezve bir elinde kaşık "sık bakalım sık bakalım biber gazı sık bakalım" ritmini tutması.

    -çarşı'nın açıklamasını dinlerken parkın karşısındaki bir evin balkonundaki tencere çalan yaşlı teyzeyi fark etmem, herkese gösterip teyzeye "beyaz" çektirmemiz.

    -binlerce kişi yürürken, balkondan tencere tava çalan bir dedenin gaza gelip tencereyi kafasına koyup öyle çalması.

    -aynı yolda kafamızın üstünden peçete koleksiyonunu döken küçük kız. maske, gözlük, limon, karbonatlı su atan amca.

    -arkadaşımın gaza gelip "tayyip yeter titriyorum bana biber gazı yolla müptezel oldum" diye çığlık atması. aynı arkadaşımın biber gazı kokuları gelince "komşular uyumayın maske atacağınıza parfüm sıkın şu sokağa" diye bağırması.

    -yolun sonunda çevik ve tomalarla karşılaştığımızda "çevik kuvvet beyaz desene" sloganları atmamız, "kırmızı" diye bağırdığımızda, "beyaaz" cevabını alamamızın üstüne "amirim izin ver beyaz desinler" diye bağırmak değil höykürmemiz.

    gülümseten, gurura gark eden, unutulmaması gereken detaylardır.