hesabın var mı? giriş yap

  • banyodan çıktıktan sonra, kremler, kokular falan sürünüp tertemiz olduğumda, kendimi kokluyorum bazen, saçlarımı kollarımı falan. sapık değilim hayır. ama böyle anlarda bu temizliği biriyle paylaşamadığıma çok üzülürüm. birinin omzuna yatmışken onun burnuna gelen saçlarımın kokusunu alamamasına, sarılırken buram buram o kokuyu duyamadığına, o karşıdakinin kokumu içine çekerkenki halini göremediğime çok üzülürüm. onca temizlik boşa gitmiş gibi gelir.
    o nedenle belki de en güzel iltifatlardan biridir benim için ''çok güzel kokuyorsun'' denmesi. koku çıkmaz çünkü akıldan.
    manyaklık bedava.

  • bestseller hawking kafa karıştırmış.

    zamanda yolculuk büyük ölçüde duygusal bir kullanım. bir kere ortada yol cinsinden bir uzaysallık bulunmuyor. zaman, uzayla bütünleşik bir kavram. evet, nispeten iyi tanımlanmış, somut bir uzaya kaynamış zayıf ve hatta ölü bir kavramsallık —zihnimizin bir özelliği.

    bizim mevcut dünya algımız, bilim yapmaya (en azından bilim yapmanın amacına) uygun olmayan birtakım evrimsel avantajlar içerir. bunların en göz önünde olanı, nedenselliktir. biz nedenselliği, direkt zihnimizin bir özelliği olarak görebiliriz (evet, fiziksel dünyanın değil, zihnimizin bir özelliği). önce bazı koşullar tanımlarız; sonra da bu koşullar geçerliyken bir olayın ikinci bir olaya neden olduğuna inanırız. bu kısmi nedensellik tanımı şimdilik bize yeter.

    tanımlı şartlarda, yani elimizdeki bilimde, gelecekten gelen bir ziyaretçi figürü, nostaljik bir kuyruk acısına dayalı fantastik bir kurgudan ibarettir.

    hatta biraz daha ilerleteyim: zamanda geri dönmek fiziksel olarak mümkün olsa bile, geri dönüşü yapan özne, bunun sonuçlarını "zaman yolculuğu" olarak yorumlamayacaktır. insan zihni ve insan bilimi bunun böyle olmasının sebebidir.

    muhtemelen hippocampusun entegre çalıştığı birkaç sinir sistemi mekanizması, zaman algısıyla oldukça yakından ilişkili. bu tip düşünce deneylerinin, mevcut evren algımıza dayalı komik ihmallerimizi ve bunlardan ileri gelen görünmez bariyerleri içermesini kuvvetle muhtemel görüyorum. muhtemelen bir elli yıl sonra hawking'in bu düşünce deneyine bir tarafımızla güleceğiz.

  • hayret ettiğim haber. genelde bu tarz rezilliklerden sonra istifa bir yana dursun, “bayrak inmez vatan bölünmez uzun adamı en çok ben seviyom!!” paylaşımları olurdu

  • ben küçük bir çocukken "doğum günü kutlamak haram" derdi herkes. şimdi peygamberinkini kutluyoruz hem de bir hafta boyunca...

  • mantıklı olan doktordur.

    elinde tek bir yatak varsa eğer, seçimini cahil cühela bir tipten yana kullanmıyor oluşu takdir edilesidir.

  • ödül törenlerinde konuşma süreleri bellidir, ayrıca ödülünü alırsın konuşmanı öyle yaparsın. ben tamer karadağlı'yı linç etmek istemiyorum, alınan her ödülde dünyayı kurtaracakmışcasına her türlü konuya değinilmesini de saçma buluyorum, ödülünü al istanbul sözleşmesi yaşatır de geç madem ablacım, uzatıp uzatıp sus mu diyorsunuz diye algı yaratma. bu konuşmanın kesilmiş hali ve eğer başıma bir şey gelmeyecekse beni baydı.

  • ust edit 2: para bank of america'daki hesaba iade edildi. subedeki görevlilere ve elbette asıl burada destek veren tüm arkadaslara cok tesekkur ederim.

    edit: biraz önce şubeden aradılar. oldukça kibardılar, kendilerine teşekkür ediyorum. sorunun yarın, ya da saat farkı dolayısıyla en geç pazartesi çözüleceğini ve paranın hesaba geçeceğini söylediler. şube müdürü hanımefendiye ve yardımcısı beyefendiye nezaketleri ve ilgilerinden dolayı tekrar teşekkür ediyorum. umarım dedikleri gibi yarın ya da en geç p.tesi sorun çözülür. ona göre yine editlerim burayı.
    ama asıl teşekkürü burada destekleyen ve attıkları mesajlarla bana yol göstermeye çalışan tüm suser arkadaşlara ediyorum. özelden yazıp önerdikleri çözümler çok yerindeydi. umarım bir daha böyle bir sorun yaşanmaz ama yaşanırsa o öneriler çok yardımcı olacak, orası kesin.

    bu sene bankalarla sınanıyorum.
    teb'in bank of america ile anlaşması var. günlük 1000 dolar limitle teb atmlerinden bank of america banka kartıyla para çekebiliyorsun.
    14.12.2023'te teb çiftehavuzlar şubesi'ndeki atm'den 1000 dolar çekme işlemi yaparken makine bir anda arızaya geçti ve parayı vermedi. ama para bank of america'daki hesaptan da düştü.
    şubeye söyledik, "müşteri hizmetlerini arayın, talimat versinler atm'yi açalım" dediler. müşteri hizmetlerini aradık, "bizle ilgisi yok şubeyle halledin" dediler. tekrar şubeye gittik, bu defa dilekçeyle başvuru aldılar.
    dün de telefonla arayıp durumu sorduğumuzda, "evet atm'de yapılan kontrolde 1000 dolar fazla çıktı. ama parayı size ödeyemeyiz. hesabınıza geri de yatıramayız. siz bank of america ile probleminizi halledin" dediler, iyi mi?
    paraya senin makinen el koymuş, "fazla çıktı evet" deyip bunu kabul ediyorsun ama parayı bana vermiyorsun, hesaba iade de yapmıyorsun, "git amerika ile sorununu çöz" diyorsun. benim problemim bank of america ile değil ki, senle!
    benzer problem yaşayıp, sorununu mahkemelik olmadan çözen prosedürden haberdar bir arkadaş varsa ve yardımcı olabilirse çok makbule geçer.

  • hayatta kalanlara çok odaklanıp, başarısız olanların neden başarısız olduklarını gözardı etmek. insanoğlunun doğru düzgün istatistik bilmemesinden kaynaklanan bir akıl yürütme/mantık hatası.

    mesela, şöyle bir örneği var: ikinci dünya savaşı sırasında bomba uçaklarımız düşmesin diye uğraşan amerikan hava kuvvetleri, operasyonlardan başarılı dönen uçaklara bakıyorlar ve mermi deliklerinin en çok kanatlarda, gövdede ve kuyruk kısmında olduğunu görüyorlar ve hemen sazan gibi atlayıp, heh uçaklarımız en çok buralardan vuruluyormuş öyleyse buraları zırhlandıralım diyorlar. fakat o sıralarda amerikan savaş matematiği departmanında* çalışmakta olan ünlü matematikçi abraham wald, "efendiler durun, bunlar zaten sağ salim dönen uçaklar bunlar vurulmuş dönmüşler, sorunun nerede olduğunu görmek için esas düşen uçaklara bakmak gerekir" demiş ve günü kurtarmıştır.

    ben örneği buradan aldım, burda konu daha detaylıca işlenmiş.

  • "içme o ilaçları, seni mala çeviriyor. hem oraya gidip anlatacağına bana anlat. bir de dünya para veriyorsun."

    - mala çevirmezse damarlarımı dikine keseceğim.
    - ora dediğin yer benim doktorum. bir iki cümlemden bile kafamın içinde neler döndüğünü anlıyor ve hem ilaç veriyor hem terapi yapıyor. sen ise sinirlerimi daha çok bozuyorsun.
    - tedavi oluyorum ve karşılığını ödüyorum.