hesabın var mı? giriş yap

  • altı ay tıbbi tanıtım temsilcisi olarak çalışmış biri olarak söyleyebilirim ki; bir doktorun egosundan daha büyük olan şey, iki doktorun egosudur. oldu gibi duruyor ama sanki olmadı gibi.

    (bkz: looney tunes)

  • her şartta hayatta kalabilme yeteneğine sahip fantastik hayvan.

    almanya'nın ikinci dünya savaşında batırılan en ünlü savaş gemisi bismarck'ın mürettebatlarından tuxedo bir kedi olan oskar'ın, nam-ı diğer unsinkable sam'in hikayesini öğrendiğimde iyice tatmin oldum.

    kariyerine* bismarck'ta başlayan oskar, hms hood'u batıran bu efsane gemide sadece 8 gün görev yapabiliyor. 27 mayıs 1941'de bütün ingiliz donanmasının saatlerce top ateşiyle dövmesine rağmen zorlukla batırılan, 2221 denizcinin hayatını kaybettiği bismarck'tan canlı şekilde kurtuluyor ve denizde bir tahta parçası üzerinde yüzerken ingiliz destroyeri hms cossack tarafından kurtarılıyor.

    hms cossack'ta kariyerine devam eden oskar, bu kez de 24 ekim 1941'de bir konvoya refakat ederken alman u-boat'unun saldırısına uğruyor. gemi ağır hasar aldığında batmasına kesin gözüyle bakılıyor ve cebelitarık'ın batısına, okyanusun derin yerine doğru çekiliyor. oskar sahil güvenlik ekiplerince kurtarılarak karaya getiriliyor.

    3. gemisi olan, uçak gemisi hms ark royal'e tayini çıkan oskar'a burada unsinkable sam adını veriyorlar. talihi burada da yaver gitmeyen oskar'ın gemisi malta'dan cebelitarık'a dönerken bir alman denizaltısı tarafından torpido saldırısına uğruyor ve ağır hasar alıp yatıyor. ağır ağır batan gemideki mürettebatı kurtarmaya gidenlerce bir tahta parçasının üzerinde sağ salim bulunuyor.

    kariyerini hms ark royal'de sonlandıran oskar görevlilerce cebelitarık valisine teslim ediliyor ve kendisinin sağ salim ingiltere'ye ulaşması sağlanıyor. emekliliğin tadını 1955 yılındaki ölümüne kadar mutlu mesut çıkarıyor.

    edit: 9 canının 3'ünü denizde bırakmış bu kahraman kedi için hazırlanmış şöyle güzel bir animasyonu da burada paylaşayım.

  • filmleri, bir film sahnesine ait bir fotografin altina yazilmis bir replik kadar taniyan,

    sair, dusunur yahut yazarlar hakkindaki fikirleri, sadece onlara ait bir cumle, dize ya da kisa bir paragraf kadar olan,

    arkadaslarla bir sey yapmayi, kahvenin adinin bile kahve olmadigi ucube mekanlarda karsilikli oturup telefonlara gomulmek sanrisi ile karistiran,

    baskalarinin dayattiklarini, hic suzgecten gecirme geregi duymadan dogru kabul edip icsellestiren ve bu sayede adim adim kendine yabancilasan,

    bu yabancilasma ve surekli poh pohlanma yuzunden, yedigi yemek, o an nerede oldugu, o gun ne giydigi, o hafta sonu kiminle oldugu baskalarinca gercekten onemseniyormus zannedecek kadar benzersiz bir ego sahibi olan,

    nihayetinde, tum bu sanrilarin kacinilmaz sonucu olarak oncelikli ihtiyaci 'ilgi' olan, tum hareket, davranis yahut soylemleri sadece ilgi cekmek adina olan, istedigi ilgiyi bulamadigi anda kendini dunyanin en mutsuz insani ilan eden, bambaskalasan bir nesildir muhtemelen.

    mutlulugu, 'oglen yemegimizzz kips kips' etiketi ile paylasilan bir fotografin toplayacagi 'like'ta arayanlar, mutsuzluga mahkumdur.

  • gelin itiraf edelim. okul bitti bir şekilde işe başladık. kimimiz kpss ile atandı aileden uzak şehirlere gittik kimimiz özel sektörün cazibesi ile uzak şehirlere, ülkelere çalışmaya gitti. ilk zamanlar her şey çok güzel. cepte para var, özgürlük var. bir kaç ay sonra yavaş yavaş sorumluluk binmeye başladı üstümüze. yemek yapmak, bulaşık yıkamak, ütü yapmak, ev temizliği vb. işler uzayıp gidiyor. bir sonu yok.

    o an işte hanginiz; "amk ben bunları yapmak için mi onca sene okudum!!!!" demedi? ben dedim. ama sonra evlendik barklandık. evin sorumluluğunu iki kişi paylaşmaya başladık. eşimizde çalışıyorsa çift maaş olduk. gelir seviyemiz ve yaşam standardımız yükseldi. ama aramızda bazı hayvanlar evin bütün sorumluluğunu kadına yükleme yolunu seçti. ana evi rahatlığını yaşamaya devam etti. halbuki o kadın onca sene öküzün birine hizmet etmek için mi okumuştu?

    bence boşanma davasındaki bazı laflar cımbızlanmış ve haber değeri taşıması için uğraşılmış. yoksa kimse "ben boğaziçi mezunuyum sarma sarmam" "ben odtü mezunuyum ütü yapmam" demez. sanmıyorum. bence "ben bunca sene bu öküze hizmet etmek için mi okudum" demiştir.

  • merak etmeyin bir gün annesiz babasız da geçireceksiniz; o gün bari hayatınızda sevdiğiniz birileri olmazsa, o zaman görürsünüz.

  • konu: kulüp başkanı hakemi arar mı?

    sinan engin: arar kardeşim. ben bile aradım. hocam bizi ezdirme deplasmanda, güzel maç yönet vs.

    ahmet çakar: yemini billah ediyorum, ben bir kez aranmadım.

    sinan engin: hocam sen hakemlik yaparken cep telefonu mu vardı?

    ahmet çakar: mavi ekran