ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
17 şubat 2015 akp'li vekillerin çekiçli saldırısı
-
şöyle biraz geçmişe gidiyorum, birkaç bin yıl kadar önce iskandinav ülkelerinde thor da muhaliflerine çekiçle tepki gösteriyor.
(bkz: ileri demokrasi)
polisin ceza kestiği bir başbakana oy vermek
-
ben verirdim.
sen ve seningibiler yüzünden 20 yıldır memleket bu halde.
lanet size...
güzellik hariç erkekleri aşık ettirebilecek şeyler
-
cilve.
helikopterden inen insanlara duyulan hayranlık
-
böyle dutududutududutududutudu diye iniyor helikopter, çevresinde bir toz bulutu, içinden adamlar iniyor kafalarını eğerek, yanlarına bir sürü adam koşuyor böyle, herkesin kravatı uçuşuyor... abovvvv.
bıkmadım arkadaş. bıkmadım yıllardır. bıkmam da... yahu ana haber bülteninde görsem de bıkmam, en tırto holivut aksiyonunda görsem de bıkmam. bu nasıl bir sahne ya. böyle helikopter iniyor ama pervanesi dönmeye devam ediyor dutududutududutududutudu diye. böyle pilot mikrofondan bir şey diyor, helikopterin çevresine arabalar geliyor. helikopterden inen evrak çantalı adamı arabalarına alıyorlar. kel korumalar var, görevliler falan... diline, dinine göre kah misafirimiz geldi diyorlar; kah efirmetiv, racır det gibilerinden anladık-tamamdır gibi bir şeyler söylüyorlar.
bazen de operasyon için swat timi falan iniyor, abbbbbbaaaaaavvvvv. vay... vay....vay. o da bambambaşka bir alem. biri ipten iniyor, öbürü aşağı merdiven sarkıtıp iniyor, aşağıdakileri de alıp geri çıkıyor, go go go diye binanın tepesine iniyorlar. vay ki ne vay.
hayranım arkadaş. helikopterden inan insanlara hayranım. atraksiyonlu insin, atraksiyonsuz efendi gibi insin hiç fark etmez. hay-ra-nım... işte o kadar. parkta otururken yanıma boeing 757 inse dönüp bakmam yeminle. ha çok gürültü çıkarsa belki şöyle bir "bismillah" der, doğrulurum o kadar. ama helikopter inse işte ona bayıla bayıla bakarım. içinden inen insanlara da hayran olurum. ha ama olur da bir ufo falan inerse de hemen gaçarım. huyunu suyunu bilmiyoruz sonuçta. temkinli olmakta fayda var.
liseyi sevgilisi olmadan bitiren insan
-
a) ders çalışmaktan kafasını kaldıramamış insandır.
b) millettin saçma sapan kur yapma şekline bakıp, boşver lan ne uğraşıcam bunlarla, demiş insandır.
c) hele bir üniversiteye gideyim de, sevgili falan da yaparız yea, şimdi bulsam birini nasılda üniversite zamanı bitecek, ne gerek var, diye düşünmüş insandır.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
bornova küçükpark'ı mesken tutmuş, doğulu, boyacı çocuklardan biriyle girilen diyalogdan alıntıdır:
...
m.o.k: sesin güzel mi senin, bi şarkı söyle bakayım bize
boyacı: söliyim abi, sorı sorı'yı** sölliyim mi abi?
m.o.k: söyle bakiyim
boyacı: sorrı sorrı, kimin yoorı, en güzeali, beanim sorıı. nasıl abi?
m.o.k: ehehe, aferim. bi de mavi mavi'yi söyle bakalım
boyacı: *biraz düşünür* moovi moovi, kimin yoorı, en güzealii, beanim sorıı, yok moovi..
m.o.k: puhaha, lan ibrahim tatlıses'in mavi mavi'sini bilmiyo musun sen
boyacı: *kendinden emin bir şekilde* abi o moavi moavi diilki mosmavi..
leyla ile mecnun
-
erdal bakkal;
41° 8'49.75"k
29° 2'47.91"e
google maps erdal bakkal
mecnun'un evi;
41° 8'46.89"k
29° 2'47.90"e
google maps mecnunun evi
mecnunla ismail abi'nin sahilde konuştuğu yer;
41° 9'0.10"k
29° 2'38.38"e
google maps sahil
sahildeki kafe;
41° 8'54.47"k
29° 2'50.32"e
google maps kafe
dizinin geçtiği diğer mekanları merak ettiğim efsane dizi. bulanlar yeşillendirsin
edit: linkler düzeltildi
bekir bozdağ'ın mehmet şimşek'e cevap vermesi
-
bekir bozdağ: ilahiyatçı, yozgatlı, iyi derecede arapça bilmektedir.
mehmet şimşek: ekonomisttir, ingilterede yüksek lisans yapmış, eski merril lynch başkanlarındandır, iyi derecede ingilizce bilmektedir.
bu şartlar altından bekir bozdağ'ın öngörüleri bana daha sağlam gelmektedir. evet ab batıyor ve biz avrupa'dan yüz çevirerek müthiş bir devlet olabiliriz.
edit: bu arada adamlar mars'a seyahat planı falan yapıyorlar. komik işte :(
cağ kebabı
-
pişirme tekniğine yeterince önem atfedilmeyen ama dönerle arasındaki en önemli farklardan biri buradan gelen et pişirme şeklidir.
şimdi bu kebapta kuzu ya da keçi/oğlak eti kullanılması elbet başlı başına fark. etin marinasyonu, baharatlanması vb. de performansında çok önemli ama ;
etin yüzeyini ateşe belli mesafede pişirdikten sonra doğrudan ince kesip yemek yerine şişe dizilecek kalınlıkta kesmek, cağ kebabındaki parçaların daha sulu olmasını sağlar. tabi ikinci pişirme süresi, parça boyutu kritik parametreler ama özetle ikinci pişirmede de parçalar kurutulmazsa ki iyisini yapanlar elbet bunu yapmaz çok lezzetli bir şey olur.
yani iri parçaları şişleme ve tekrar pişirme başlı başına performansına etki eden son derece başarılı bir pişirme tekniğidir. bu kebabın bu kadar hararetli tartışıldığı bir mecrada bu konuya daha çok değinilmesi gerekir. hatta aramızda varsa ustaları etin içeriğine göre, baharat durumu, parça büyüklüğü, ateş kuvveti, mesafesi yorumları yapsa sabaha kadar okurum tadından yenmez.
bu kadını uzak tutun cumhurbaşkanımıza aşık olur
-
angelina'nın yakınlarına "ona hırsız diyorlardı, doğruymuş kalbimi çaldı" dediği öğrenildi..