ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ayyıldız tim'in redhack'e inanılmaz cevabı
-
biri çıkıp ülkenin son 10 yılını özet geçer, biri de böyle sikimsonik -müzik demeye dilim varmıyor amk- şeyler yapar.
hayat ne tuhaf vapular filan.
kısıra bakmasınlar mercimek köftesini yedirmeyiz
-
yaptığı kötü kısırdan dolayı aldığı olumsuz yorumları iddialı olduğu mercimek köftesinde de duymak istemeyen ve mercimek köfteme laf yok demeye getiren bir ev hanımının beyanı.
ses çıkmasın diye tuvaletin kenarına işemek
-
kimsenin bir başkasından öğrenmediği, genetik kodumuzda bulunan içgüdüsel bir davranış..
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
x: adamın babası çok zengin belli
y: ingiltere'de doktormuş ya
x: hadi yaa
y: sen ingiltere'de doktor ne demek biliyor musun?
x: doc?
tek günlük resmi tatilin yarattığı cumartesi hissi
-
lirik şiirdir.
bugün 23 nisan,
neşe doluyor insan.
resmi tatil diye cumartesi sanma
çünkü bugün çarşamba.
yayılma yıllık izindeymiş gibi bre davar,
yarın kol gibi mesai var.
air jordan
-
1984 senesinde ilk olarak michael jordan tarafindan kirmizi-siyah modeli giyilmeye baslandiginda, diger tum ayakkabilar beyazdi. hatta tum kiyafetlerin benzer olmasi gerekliligi gibi sacma bir kurala* gore, nba maclarinda air jordan giymek yasaklanmisti. jordan, bu yasaga ragmen, mac basina 5000 usd ceza odeyerek ayakkabilarini giydi. sonuçta, o sene michael jordan en iyi caylak secildi, air jordan ise spor ayakkabi severler tarafindan yillarca bastaci oldu.
bir korku ögesi olarak bilimadamı günlüğü
-
bilhassa bazı bilgisayar ve konsol oyunları ile gerilim filmlerinin vazgeçilmez unsurlarından biridir bu. filmin ya da oyunun bir anında mutlaka kahramanlar bilim adamının kaydettiği günlüğe ulaşırlar. kaydettiği diyorum, çünkü bu üzeri tozlanmış ciltli bir defter de olabilir, bir dizi ses bandı ya da video kaydı da... yani sonuçta kimsenin kalbini kırmak istemiyorum. kültürün sanatın klişesi olacak tabii. hayat da zaten bir klişe yumağı değil mi kedi gibi oynadığımız ama hala içimizdeki boşluğa dokunan ve bizi alev alev üşüten? (la yörü git!)
burada beni rahatsız eden 2 şey var dostlarım:
1. ısrarla bu günlüğü okuyan insanların deneyin sonucuyla ilgili olarak şaşırmaları.
2. bilim adamının kaydın bir yerinde "hiç böyle yapmazlardı", "bugün tuhaf bir şey oldu" vs vs... deyip "kaçın lan kaçın arrrrrooooovvvv geliyle" diye bir dehşet mesajıyla olayı bitirmesi.
bakın bir örnek verelim:
3 aralık
bugün yıllardır süren araştırmalarımın ilk sonuçlarını almaya başlıyorum. koyun-tavuk-insan ve gergedan dna'larını karıştırıp arsenikte beklettim. üç ay boyunca düzenli olarak plütonyum ve uranyum zerkedip, radyoaktif ışınlara maruz bıraktım. sonuç şaşırtıcı... kuluçka evresi başladı.
19 ocak
aman yarabbi... bugün çok tuhaf bir şey oldu. bu "şey"... bu "şey"... ama hayır, artık onun bir ismi var. ona at serumu deneyinde kaybettiğim bacanağımın adını verdim... onun adı artık cengiz.
27 ocak
doğalı bir hafta oldu ama şu an cengiz'in vücut fonksiyonları 38 yaşındaki bir adam, 4 yaşındaki bir gergedan, 14 aylık bir tavuğunkine eş değer. koyun kısmıyla ilgili yaş tahmini yapmak istedik ama sonuç olumsuz. en sonunda cengiz'in döş kısmından bir numuneyi vedat milor'e gönderdik. "erzurum civarında otlamış 6 aylık yağlı kuzu bu... kekremsi, güzel..." diye mail attı. o kısımları komple kesip kavurma yaptık. şu an cengiz'in döş kısmı yok.
4 şubat
hiç böyle yapmazdı... koyun kısmını yediğimiz için artık otla besleyemiyoruz. sanırım bir canavar yarattım, bugün asistanım erkan'a kendi yumurtalarını atmış. sanırım artık aman allam yo yo yooooodoooooooo....
*
yooooooo tabii... ne bekliyordun, ne olacaktı? bayrama el öpmeye mi gidecektin cengiz'le, düğünde halay mı cekecektin? yoooooo tabii.
işte bu noktada video görüntüsünün aniden bulanıklaşması, ses kaydının bozulması ya da günlüğün ilgili kısmının cardattanak yırtılmak (kan iziyle birlikte) suretiyle "kayıp" olması çok olağandır. ama dediğim gibi beni asıl sinirlendiren bu günlükler ulaşan insanların tepkileri: "burda ne olmuş böyle tanrım..." lan ne olmuşu var mı, deney adı altında binbir mahluku karıştırıp aşılaya aşılaya hayvan etmişler, canavar etmişler hepsini. ne bekliyordun ki? deneyse en güzel deney gregor mendel'in bezelye deneyidir kardeşim. biliyorsunuz deney sonunda mendel, bezelye'nin yanında giden en güzel şeyin pirinç pilavı ve ayran olduğu sonucuna vardı. bakın üç yüz yıldır yiyoruz, bakliyatçı çiftçinin de yüzü gülüyor. allah razı olsun. geçenlerde mendel'in günlükleri çıktı yky'den. okudum. ziraat bankası tarım kredisine başvuran çiftçi günlüğü gibi günlüğü. ne bir fevrilik var, ne bir aşırılık. bezelyeler kıvama geldi diyor, mavi gözlü sedat yanımdaydı diyor bilme ne. bilimse bu da bilim, günlükse bu da günlük işte.
unutulmaz sanayi esnafı lakapları
-
ayarcı nuri ( lpg ayarı yapar konya'da)
metreci yaşar( bu da arabaların kilometresini düşürür)
yapbozcu sedet ( bunu tanımayan yok, sözlük yapar, bozar)
obur kanzuk (hakkında avukat derler ama daha çok yöresel lezzetler durağı yapımcısı)
leyla ile mecnun
gaspçı öldüren üniversitelinin hapse girmesi
-
kendisi ölmeliydi ki kendisi hukuk şehidi olmalı gaspçı ise 21.dosyası ile hayatına devam etmeliydi. evet neden çünkü hukuk. evet hukuk.
edit:düzeltme
hukuk değil guguk olduğu konusunda yoğun mesaj aldım.
haklısınız arkadaşlar evet guguk
kardeşlere yapılmış anlamsız eziyetler
-
abimin bana yaptığı eziyettir. annemle babam evde yokken bööööö diye yavaş yavaş üstüme gelip psikolojik gerilim yaratıyordu, altıma sıçıyordum. ulan ne korkutuyorsun de mi. korkuyoruz işte. sonra gelip seviyordu manyak mısın lan ne korkuyorsun diye, iki dakika sonra yine böölüyordu. hayır yani amacın ne kardeşim? korkuyoruz da korkmuyoruz mu dedik? ha gerçi aynısı ben de minik kuzenime yapıyorum o da altına sıçıyor. babadan oğla nesiliz herhalde.
90'lı yıllara özgü problemler
-
okulların açıldığı hafta defter ve kitapları kaplamak. böyle bir saçmalık artık yoktur sanıyorum.