hesabın var mı? giriş yap

  • urunleri hakkında bir kimyager bakıs acısıyla yaklasıp, uygulayıcılarına saglık temalı bir iki nacizane oneri vermek istedigim uygulama. kesinlikle ne makyaj yapana ne de yapmayana elestiri icermeyen bir entry olucak. tamamen objektif ve teknik bir bakıs acısıyla yaklasıcam.

    1) amacınız sadece dudaklarınızı nemlendirmek, kuruyup catlamasını onlemek kısaca sadece bakımsa renkli her urunden uzak durmalısınız. makyaj malzemelerinin tumu katı/toz haldeki pigmentlerin cesitli yaglar ve sıvı cozuculer ile karıstırılması ile uretilir. isin icinde cok cılgın bir bilim ya da teknik donmuyor aslında. kullandıgınız renkli dudak urunu icerisindeki yaglar ve sıvılar zaman icerisinde deri tarafından absorbe edildikten sonra geriye katı renk pigmentleri kalır. renk pigmentlerinin cogu inorganic tuz ya da minerallerdir ve hemen hemen hepsi "hygroscopic" yani "su emicidir". dolayısıyla en iyi ihtimalle! 1-2 saat sonra, nemlendirsin diye surdugunuz urunden geriye dudaklarınızdan suyu emmeye baslayan katı maddeler kalır. aynı sey cilt urunleri icin de gecerlidir. agır yaglar kullanılarak bu olay geciktirilebilir fakat bu yagları cilt kolay kolay emmez bu durumda da "nemlendirici" etkiden bahsetmek sacma olur. ozetle;
    "nemlendiren ruj" "renkli dudak kremi" "tinted moisturizer/renkli nemlendirici" gibi urunler biraz yalan.

    2) makyaj malzemelerinizi, kremlerinizi ve parfumlerinizi serin ama daha onemlisi karanlıkta saklayın. bazen surdugunuz fondotenin, rujun, allıgın gun icerisinde renk degistirdigine sahit olursunuz. bunun sebebi urunun icerisindeki molekullerin oksijen ile tepkimeye girerek oksitlenmesi, tamamen farklı molekullere donusmesi ve renk degistirmesidir. bu tepkimeyi baslatan/hızlandıran ise cildinizden salgılanan kimyasallar ve uv ısıgıdır. aynı kimyasal tepkimeler elbette paket icerisinde de rahatlıkla gerceklesebilir. aynı baglamda makyaj urunlerini kapagı acıkken karıstırmak (su rimel fırcasıyla yaptıgınız karıstırma amaclı piston hareketi mesela) urune daha cok hava ve oksijen girmesine sebep olucagı icin dogru degildir.

    3) makyaj malzemelerinizi aile bireyleriyle bile paylasmayın. hele o magzalardaki testerları yuzunuze surmeyi aklınızdan bile gecirmeyin. makyaj urunlerinin cogunun icerisinde organik cozuculer bulunur bu da demek oluyor ki urun cildinizin uzerideki protein bazlı salgıları bile cozer. yani tester ruju denediginizde resmen tanımadıgınız birinin agzını agzınıza deydiriyorsunuz. fondoteni yuzunuzden bir ton daha koyu oldugunu akılda tutarak elinizin ustunde, ruju yuzuk parmagınızın ic ust kısmında, allıgı ise avuc icinizdeki alt yumusak kısımda deneyerek gercege yakın sonuc elde edersiniz.

    4) elbette her makyaj urununun son kullanma tarihi vardır ve genelde max 12 aydır (uzgunum durum bu). son kullanma tarihi bazen acıkca urunun paketinde yazar fakat cogunlukla pakette kucuk bir kapagı acık kavanoz resmi olur. bu resim uzerindeki 3m, 6m, 12m ifadeleri paket acıldıktan sonra urunu kullanabileceginiz max ay sayısını gosterir. bu surelere sagdık kalmakta fayda vardır. kullanma suresi en kısa olan urun hızlı bakteri birikiminden dolayı maskaradır. maskaranızı 3-4 ayda bir degistirmelisiniz.

    5) tamamen kokusuz urunler kullanmakta fayda var. gercek:
    eger bir kimyasalın kokusunu alıyorsanız o kimyasal icinizdedir. kokusu olan kimyasallar ucucudur, kolaylıkla gaz hale gecer, burnunuza girer, kokuyu aldıgınız an kimyasalın burunda reseptorlerden emildigi andır, oradan kana oradan doku ve organlara gecer. demiyorum ki makyaj urunu icerisindeki kokulu madde toksik ama yabancı bir kimyasalın saatlerce duzenli olarak vucuda alınması cok da saglıklı olamaz. ayrıca ne gerek var.
    kokulu urunler ile ilgili bir baska konu (ki bu daha cok yuzunuze surdugunuz urunler icin gecerli) ucucu kimyasalın cildiniz uzerinde birikerek gaz bir katman olusturup cildin hava almasını engellemesi. diyeceksin makyaj yapmısım ne havası, peki yuz kremi? ayrıca "boyle salakca olay mı olur?" diyenler, ornegin, yanmaz teflonun calısma prensibine bir baksın.

    6) bu daha cok cuzdanınızın saglıgı ile ilgili. cok pahallı "high-end" markalar ciddi para tuzagı. nedenini biraz farklı bir acıdan acıklayayım. bir cok lux kozmetik markası aslında kendi uretim tesislerine sahip degil cunku markanın temel urunu kozmetik degil. dolayısıyla daha ekonomik ama oturmus sistemleri olan bildik kozmetik firmalarının tesislerinde uretiliyorlar. ya da cogu lux kozmetik markası aslında bildik ve ucuz buyuk kozmetik markalarının yan markası. mesela lancome, ysl, cacharel, armani, ralph lauren da lorealin nyx, garnier, maybelline de lorealin. firmaların pahallı urunlerle ucuz urunleri ayrı ayrı uretmek icin tamamen farklı sistemler kurmasını tamamen farklı formuller kullanmasını beklemiyorsunuz heralde ;-) (burada takma kirpigim dusene kadar gozumu kırpıyorum farz et).

    7) son ve en onemli nokta. "kimyasal icermez" ifadesi dogru degil, teknik olarak bile mumkun degil. gunluk hayatta (bilim dunyasında boyle degil tabi ki) "kimyasal" terimi yanlıs kullanılıyor. su bir kimyasal, hava oksijen azot hidrojen gibi kimyasalların karısımı, glikoz kimyasal, c vitamini bir kimyasal, bizler yuruyen kimyasallar karısımıyız. "kimyasal icermez" ifadesi vakumlanmıs boslukta mumkun olabilir. yani endustri bu ifadeyi aslında "laboratuvarda uretilmis kimyasal icermez" anlamında kullanıyor. bu tabi ki de ifadenin gerizekalılıgını degistirmiyor. cunku portakaldan aldıgın c-vitamini ile laboratuvarda sentezlenmis tablete konmus c-vitamini arasında hicbir fark yooooooooooooooooook! senin maskendeki molekulun yosundan cıkarılması ya da laboratuvarda uretilmesi cildine yaptıgı etkiyi de-gis-tir-mez! cunku aynı sey.
    onemli olan bu kimyasallar nasıl test ediliyor, kullandıgın marka ne gibi hayvan, insan, isci hakları ihlali yapmıs. estee lauderi (ki bircok buyuk marka bunların) bir kurcala bakalım.
    yani dogal urun yok organik ruj falan bunlar hikaye. olaya saglıklı bir yaklasımda bulunmak istiyorsan neye alerjin, hasaslıgın oldugunu bil (cildini bil), riski istatistiksel olarak azaltmak icin kimyasal listesi kısmen daha kısa olan urunleri tercih et. saglıkla kal.

  • finlandiya'ya gittiğimde ofiste ilk gün türkiye'nin hangi şehrinden olduğum sorulmuştu. sadece finler değil, almanlar ve amerikalılar da sormuştu. tipik insan merakını sadece türklere özgüymüş gibi düşünen ve bunun üzerinden milletini aşağılayan salaklara ne desem az. memleket nere diyen insan seni merak ediyordur. senle iyi veya kötü bir bağ kurma arayışındadır.

    debe editi: duygularıma tercüman olmuşsunuz diye bir sürü arkadaş yazdı. hepsini buradan ricalarımı iletiyorum. eskiden osmanlı sarayındaki devşirme tipler türkleri aşağılarmış, senelerdir de ab ve abd'den fonlanan batı köpekleri yapıyor bunu. kendinize, emeğinize, ülkenize sahip çıkmanız dileğiyle.

  • türk hava yolları'nın yaklaşık 40000 lira parama çökmesi rezaleti.

    olay mauritius isimli ada ülkesine taşınmaya karar vermemizle başladı. ada ülkesine vize almadan turist vizesiyle gelip buraları bir görüp beğenirsek kalacaktık, beğenmezsek dönecektik.

    turist olarak giriş yapacağımız için dönüş biletini de ibraz etmemiz gerekiyordu pasaport memuruna girişte.

    bu yüzden istanbul - port louis gidiş - dönüş bilet aldık 19 nisan 2023 tarihinde. gidişimizi "ekonomi-yarı esnek" seçtik. iptal ve iade söz konusu değil ya da kesintili iade olacak şekilde.

    dönüşümüzü ise iptal edilebilir / tamamı iade edilir şekilde seçtik. (ekonomi - esnek)
    kesintisiz iptal/iade seçeneğimizin olması için kişi başı extra 9000 tl kadar ödeme yaptık.

    bilete ait info mailinin gidiş uçuşu iptal/iade kısmı görsel
    dönüş biletine ait iptal/iade kısmı görsel

    görüldüğü gibi tamamı iade ibaresi mailde yazıyor.

    neyse adaya geldik 15 haziranda. beğendik. burada yaşanır dedik ve kalmaya karar verdik. türk hava yollarını aradım ve biletimi iptal etmek istediğimi söyledim. iptal/iade hakkım olmadığını, iptal etmem durumunda sadece 3000 tl geri alabileceğimi söylediler.

    bileti satın alırken geri dönüşümün kesin olmadığı için tamamı iade edilebilir bilet satın aldığımı ve bunun için extra ücret ödediğimi söyledim. neymiş efendim ücret kurallarına göre gidiş-dönüş uçuşların iptal/iadesi durumunda en kısıtlı ücret kuralına sahip biletin kuralları geçerli oluyormuş. yani gidiş uçuşum iptal/iade edilemez olduğu için dönüş uçuşumda da o bilete ait kurallar geçerli oluyormuş.

    birincisi bu bilgi biletin satın alındığı hiç bir aşamada verilmiyor. bu adımları az önce tekrar yaptım ve ekranı video olarak kaydettim. buradan videoya ulaşabilirsiniz. dilerseniz herhangi bir tarihte ıstanbul - port louis gidiş-dönüş bileti alma adımlarını kendiniz de deneyebilirsiniz. hiç bir aşamada bu bilgi verilmiyor. ücret kuralları gibi minicik gizli bir link bile yok.

    ikincisi madem böyle bir kural var, gidiş uçuşunu iade edilemez seçtiysem dönüşü alırken izin verme yazılımsal olarak ya da bana uyarı göster. de ki bak gidiş uçuşun iade edilemez dönüş uçuşunu iade edilebilir seçme.

    neyse müşteri hizmetleri geri bildirim oluşturun siteden falan dedi yardımcı olmadılar. dönüşe 4 gün var ve geri bildirimin ortalama yanıt süresi 1 hafta. bilet yanacak. yurt dışındayım. sözde ücretsiz olduğu söylenen türk hava yollarını her aradığımda turkcell ayrı bir kitliyor. 10 kere arayıp 1000 lira fatura ödeyerek cevap alabildim geri bildirimime.

    tabi ki olumsuz. okumaya değer bir şey yok. bla bla görsel

    dönüşüme çok az süre kaldığı için çaresizce biletimi açığa almak durumunda kaldım. son 48 saat açığa alamayız falan derler param komple yanar diye korktum.

    açığa alınan bileti de öyle bedava kullanmak yok tabiki. kullanmak istediğimde kişi başı 130 dolar + ücret farkını ödeyecekmişim. ben bileti aldığımdan beri 20.000 lira artmış ücret. malumunuz dolar.

    bu konuda yapabileceğim bir şey varsa tavsiyelerinizi bekliyorum. hukuki yollara başvursam bir sonuç alır mıyım bilmiyorum.

    velhasıl thy böyle bir şirkete dönüşmüş. zaten buraya gelirkende bir ayıp ettiler. yolda perişan olduğum için ses etmemiştim. havalimanına saatler önce giriş yapıp erkenden check-in yaptım acil çıkış yanındaki koltukları alabilmek için. 10 saat uçuş sonuçta. neyse saat geldi kapı açıldı. tam girişte koltuk numaralarınız değişmiş deyip rastgele bir yere atmışlar bizi. normal koltuk numaralarımızın üstünü kalemle karalayıp (görsel
    ) başka koltuk yazıp yolladılar bizi. pilot bir arkadaşım bunun kesinlikle mümkün olmadığını söylüyor.

    yazıklar olsun thy. prestijli bir şirket bilirdik biz de seni. o parayı burada 4 ay ev kiram olarak kullanacaktım. gerçekten büyük bir mağduriyet yarattı.

    edit: ülkeye kaçak girmişim de burada kalacakmışım gibi bir yanlış anlaşılma yaşanmış. ülke zaten vizesiz 60 gün kadar. buna ek olarak ülke diyor ki eğer uzaktan çalışabileceğiniz bir işiniz varsa gelin ben size premium vize vereyim burada istediğiniz kadar kalın. premium vizeyi de burada hemen halledebiliyorsunuz. gelmeden önce uğraşmak istemedim sadece.

  • ulan biz musluklarımızdan bok akıyor diyoruz, bırak içmeyi, bırak meyve sebze yıkamayı, elini bile yıkarken lağım gibi kokuyor diyoruz, daşşağına kurban olduğum delikanlı bir dayı elindeki cihazlarla ankara'nın suyunun ne kadar rezil durumda olduğunu gösteriyor, anca işi gücü goygoy olan sözlük ergenleri de çıkmış yok nestle virali, yok dayı rizeli, yok çilek koymuş ehaha diye taşak eğlendiriyorlar.

    musluktan bok akıyor diyorum aloooo. silkin de kendine gel pezevenk. şu videoda görmen gereken adamın şivesi, suyun etiketi, çilek falan değil kafasına sıçtımın beyinsizi. azıcık da ciddi ol. insanlar ishalden kırılıyor bu suyu kullandığı için hıyar.

    sen gerizekalı olduğun için hangi su şişeden, hangi su musluktan onu anla, karıştırma diye çilek koymuş temiz suyun önüne ama onu bile anlamamışsın.

  • 5 yıldır içinde bulunduğum guruh.

    emin olun bir süre sonra sevgilisizlik alışkanlık yapıyor ve karşı tarafa nasıl davranacağını unutuyor insan. en basit yavşama cümlesi bile ağızdan çıkmıyor.

    bu kadar ağır eleştirmeyin lütfen. bizim de bir kalbimiz var. :/

  • su gencecik yasimda yaslandigimi hissettiren kiz. ulan dogdugun gunu biliyorum ne zaman paparazzilik oldun