ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yanlış gelen mantı yüzünden veganlığın bozulması
-
yanlışlıkla yerseniz bozulmuyor diye biliyorum. allah kabul etsin.
emine teyze'nin obamagillerle çekindiği fotoğraf
-
budur:
http://img.hurriyet.com.tr/_np/1980/26081980.jpg
olay türban falan değil. türbanı da aşan bir şeyler var burada.
(bkz: emine erdoğan estetiği)
buluşulan kızın buluşmaya mercedes'le gelmesi
-
görene kadar mercedes'i olduğunu hissettirmediyse, en asil duyguların kızıdır. devam.
zevk alınan ufak sapıklıklar
-
sokakta terlikle yürürken terliği ayakla 5-10 adım öteye fırlatmak. yalın ayak yürüyüp tekrar giymek.
bilinen en büyük asal sayı
-
benim gözümde en büyük asal sayı 2dir. hem çift olup hem de asal olmak kolay iş değil.
denizler altında nerden baksan 20 bin fersah
2. ordu komutanlığının harekete geçtiği iddiası
-
edit: haber yalanlandı, dolayısıyla sevincimiz, umudumuz da havada kaldı. yazık ki ne yazık...
kim bilir yok yere kaç canı feda ettik bu 30 saat geç alınan karar süresinde. bozuk televizyon gibi sırtına vura vura devlet çalıştırıyoruz.
arama kurtarma faaliyetleri için geç fakat güvenlik, koordinasyon, barınma, beslenme ve ulaşım sorunları için nihayet ordu görevinin başında.
haydi aslanlar toprağın altındakilere el uzatmanıza izin vermediler ama şimdi toprağın üstündekilere kol kanat germe vakti. kimsenin size suç bulduğu yok. bu geç alınan kararın vebalinin sahibi belli. sizlere güveniyoruz.
yol vermeyen arabayı tıra yem etmek
-
bu videodaki her bir kareyi izledim ve yol vermeyen şoför, sen haksızsın ibne. seni kınıyorum, ve sana laflar hazırladım.
ulan belki adamın acelesi var, yol ver çekil karaktersiz. yol vermeyince kendini adam sanan şerefsiz soylarının yurt dışı şubesi. "oo nasıl da yol vermedim ama" diye gerinirler bir de. iyi bok yedin. belki adamın karısı doğuracak, oraya yetişmeye çalışıyor; belki ailesinden biri ameliyat olacak, ona gitmeye çalışıyor.
videonun başında aradan geçmeye çalışmasına sinirlenip 2 kilometre peşinden sürüklüyor adamı şerefsiz. taş olsa çatlar.
yem eden abinin bu onurlu ve şerefli davranışında umarım başına bir şey gelmemiştir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bugün internet gitti 2 saat evdekilerle konuştuk güldük falan iyi insanlarmış.
counter-strike map'i olabilecek mekanlar
-
ankara kızılay metrosu.
doğma büyüme ankaralıyım neresi nereye çıkıyor halen öğrenemedim. ct takımı kızılay avm girişinde doğar t takımı da yüksel çıkışında.
üçüncü entry
-
despotluguyla bilinen bir ingiliz krali.
elektrik kesilince hortlayan edebiyat sevgisi
-
sadece bende mi var emin değilim ama çok büyük bir ruh hastalığı belirtisi olabilir bu. lan ne zaman elektrik kesilse kitaptı dergiydi bir şeyler okumak, çılgıncasına edebiyatla yoğrulmak istiyorum. öpesim geliyor o koca koca ciltleri, klasikleri. mum ışığında ya da aynı zamanda radyo da çalan pilli büyük ışıldağın ışığı altında kitap okumak... aman yarabbim. sanki bir dostoyevski oluyorum, romalı perihan oluyorum.
mum ışığı ve o ışıkta yazıp okuma çabasında olan ben.... elektirik kesilmeden önce de bir şeyler okuyor olsam neyse de... kesintiden önce hep öküz gibi meheheheh diye diye camış keyfiyle en güzel dizileri, üst bitmesine dua ettiğim la liga maçlarını seyrediyor olmam ilginç. ama elektrik kesildi mi... mum ışığı ve edebiyat... o ince stabilo kalemle kitabın altını çizmeler, akla gelen şiirler "yalnızlık vurdu bu akşam kapımı sözsüz soluğunun gri rüzgarlarında" derken elektriğin gelmesi ve ayı gibi mumu üfleyip tv'ye koşmak "anaa malaga üçüncüyü de yemiş la" şeklindeki isyanım. az önce proust olmuştum oysa ki, balzac'tım goriot baba'yı yeniden yazan...
bizim ailede bir sorun olabilir gerçi. normal tv izleyen aile elektrik kesilince adams ailesi gibi oluyor. annenin duygulanıp "yıllar geçiyor, ömür de geçiyor be" diye iç çekmeleri, babanın "televizyonun fişini çekin de elektirik gider gelir yanmasın alet" hassasiyeti, kardeşin içe kapanıp dertli dertli şarkı söylemesi... ve mum ışığında ben ve edebiyat... ama yine de elektiriksizlik kötü be.
not: bu entry'imi elektrik kesintisinde evde olduğu zamanlarda sürekli "elektriksiz yaşamak mı zor susuz yaşamak mı?" isimli söylev ve demeçlerini bizlerle paylaşan dayıma ithaf ediyorum. ve yıllardır içimde bir volkan gibi büyüyen şu cevabı veriyorum buradan ona: bence susuzluk. ama elektrik de ekmek su gibi artık çağımızda.