hesabın var mı? giriş yap

  • endüstri meslek liselerinin rutinlerindendir. 1800 kişilik okulda 20 kız olunca sıkıntı oluyor haliyle, ancak 18 az olmuş, bizde sadece bir taraf en az 18 oluyordu. görenler sağ sol kavgası sanıyordu, o derece iştiyakla vuruyorduk hasımlarımıza.

  • bir an önce faaliyete geçmesini istediğim uygulamadır. verilen haklı veya haksız cezalar bir yana böyle bir uygulama verilecek en güzel ceza olacaktır ceza almaya sebebiyet veren taraftara.

    alacaksın aynı 30.000 kişiyi işinden gücünden alıkoyacaksın yasaya uygun bir hale getireceksin. dikeceksin stadyumun önüne saat 3'te normal maça gider gibi. 5'te açacaksın kapıları. 19'da topu koyacaksın santraya. 90 dakika izlettireceksin yeşil sahayı. sonra stadyum çıkışı geniş geniş açmayacaksın çıkış kapılarını. dar olan taraflarını açacaksın öyle bırakacaksın herkesi evine. bak bi daha yapıyorlar mı ?

  • çikolata sever misin?

    edit: sorular editlenebiliyormuş. şimdi ben çikolatayı değiştirip "başka bir şey" yazsam, alttaki çok cevabı aynı yerinde dursa, bunun vebali kime kalır ey sözlük yönetimi?

  • ''19. yüzyıl, kapitalist etikte yeniliğe yol açmadı. avrupa'yı kasıp kavuran sanayi devrimi, bankerleri ve sermayedarları zenginleştirdi ama milyonlarca işçiyi sefalet içinde fakirliğe mahkum etti. avrupa kolonilerindeki durumsa daha da kötüydü. 1876'da belçika kralı 2.leopold, bir sivil toplum kuruluşu kurarak orta afrika'yı keşfetme ve kongo nehri civarındaki köle ticaretiyle savaşma amaçlarını duyurdu. kuruluş aynı zamanda bölgede yaşayanların hayatını iyileştirmek için yollar, okullar ve hastaneler yapmakla görevliydi. 1885'te avrupalı güçler bu kuruluşa kongo havzasındaki 2.3 milyon kilometrekarelik toprağı vermek konusunda anlaştılar. belçika'nın 75 katı büyüklüğündeki bu topraklara, o zamanlar özgür kongo devleti deniyordu. bölgede yaşayan 20-30 milyon insanın fikrini soransa olmamıştı.
    bu insani yardım örgütü, kısa bir süre içinde gerçek amacı büyüme ve kar olan bir şirkete dönüştü. okullar ve hastaneler bir kenara bırakıldı ve kongo havzası çoğunlukla yerel halkı acımasız bir şekilde sömüren belçikalılar tarafından yönetilen madenlerle ve çiftliklerle dolduruldu. kauçukendüstrisi özellikle çok vahşiydi. kauçuk hızla önemli bir sanayi ürünü haline geliyordu ve kauçuk ihracatı kongo'nun en önemli gelir kaynağıydı. kauçuk toplayan afrikalı köylülere giderek daha yüksek hedefler konmaya başladı, bu hedeflere ulaşamayanların da ''tembelliklerinden'' dolayı, vahşice cezalandırılıp kolları kesiliyordu, zaman zaman da köylerin tamamı katlediliyordu. en ılımlı tahminlere göre, 1885 ve 1908 yılları arasında büyüme ve kar sevdası yaklaşık 6 milyon insanın yaşamına mal oldu(kongo nüfusunun en az yüzde 20'si). hatta bazı tahminler bu rakamı 10 milyon'a kadar çıkarıyor.''
    yuval noah harari, sapiens, kapitalist itikat, kapitalist cehennem, sayfa 327

  • ifadesinde 'çocuğumuz olmayacağı için üzüldüm, stresten yaptım' demiş. senin çocuğunun olmaması insanlık için daha hayırlı olacak zaten allahın cezası. bu caniyi iyi halden serbest bırakan hakime ne demeli peki? bu hayvan hakları yasası boşuna mı var?hangi hayvanı koruduğunu gördük bugüne kadar. yazık günah masum canlar bu caniler tarafından katlediliyor.