hesabın var mı? giriş yap

  • feminist değilim. feministlerin de birçok tutumunu eleştiririm, hatta pek de sevmem. lakin bunları ciddi ciddi söylüyor, daha önce bu tacizle hiç karşılaşmamış olamazsınız. galiba hiç otobüste bacağı açmak suretiyle kadınları okşayan şerefsizlerle karşılaşmadınız. bacağını size sürterek tahrik olan erkeklerle başkalarını bir tutmuşsunuz tebrikler. bacağını açan kadın ne ayrıca ya. sadece ben mi görmedim acaba bacağını hayvan gibi açıp yanındakine sürtünen kadın? toplu taşıma araçlarında elleyen, yaslayan, mıncıklayan, okşayan veya oturduğu yerden bacağını size sürten bir güruhun karşısına argüman olarak kilolu kadınları koymuşsunuz. sizin gibilerle aynı dünyada yaşamaktan utanıyorum, empati acizi sığırlar.

  • edit: güzide bir yazarımızın başlığı başıma kalmış!

    bi defa olur anlarım. var çevremizde böyle bir iki istisna. ama yazdığın gibi "birkaç" defa başına geldiyse demek ki sen erkeklerin sana ilgi duymasına aç, arkadaşlarınla arandaki mesafeyi belirleyemeyen bir ilgi şeysisin (sansürlü). hoşuna gidiyor erkekleri kuyruğunda gezdirmek.

    "onun yerinde olsa ilişki için arkadaşlığı çöpe atmazmışmış "(yazarın direk cümlesinden alıntı). bayılıyorum bu evrenin merkezindeyim sanrısında olanlara. adam sevmiş alooo adam arkadaş başlamış ama sonra sevmiş ya." çok samimiydik, hep birlikteydik,herkes sevgili sanıyodu bizi" diyerek belli etmişin kendini. çocuk sana yürümüş sen de hayvan gibi anlamışsın durumu hoşuna gitmiş ses etmemişsin. çekip de bi kenara kardeş bak bende böyle bi durum yok ona göre dememişsin. napsın açıldıktan sonra hala peşinde gezip egona hava mı bassın?
    bir de böyle tipler var mk ya. reddeder. günlük ilgi istihkakını alamaz rahatsız olur. "hayırdır küs müyüz?". ya neyiz, ilgi arsızı dallama. kanka mı olalım? adam nasıl nefret ettiyse senden artık nerdeyse okulu bırakacakmış... başlık sahibi uyuz olduğum kız tipi. bak bak daha ben reddettim de ondan oldu diyor.

    fav sonrası edit: umut kardeşimize umut olalım!(bkz: #66869149)

  • artık gerçekten katlanamayacağımız bir noktaya gelen durum.

    ülkedeki fakirler de alabilsin diye tüm ürünlerde önce gramaj düşüklüğüne gidildi yetmedi içerikleri maliyeti düşürecek şekilde kalitesizleştirildi ve sonunda istediğimiz kalitede bir ürün bulamayacak noktaya geldik.

    kardeşim artık şu ürünlerin kalitesini düşürmeyin! magnum 50 lira olması gerekiyorsa 50 lira olsun. benim imkanım varsa 50 lira verip alabileyim, imkanı olmayan da almasın. ama 50 lira verdiğimde de 3-5 sene önce yediğim kalitede yiyebileyim. magnum sadece bir örnek. sebzeden meyveye kadar neredeyse her üründe inanılmaz bir kalite düşüşü var. neden fakirler alamıyor diye biz de kalitesiz ürünlere maruz kalıyoruz.

    bu konuda bakanlığın gıdalarda katı sınırlar koyması gerekiyor. ben artık fakirler de alabilsin diye, yıllardır tüketmeye alışkın olduğum ürünlerin kalitesinin düşmesini istemiyorum.

  • konu mcdonalds'ın ürünlerinin sağlıklı olup olmaması değil. türkiye'de iş yapmanın sürdürmenin ve yeni yatırım yapmanın imkansız hale gelmesi.

  • polonya'nın torun şehrinde, zamanında kopernik'in de tırmanarak gökyüzüne baktığı kilisenin kulesine tırmanılır. kule o kadar yüksek ve basamaklar o kadar dardır ki normal bir insan 3-4 kere dinlenerek ancak çıkabilir. kulenin tepesine geldiğimizde duvarda bir yazı dikkatimizi çeker;

    "bacaklarım koptu aq, huzur islamda"

  • christina applegate'ın anne rolünü oynadığı film. hem de 18 yaşında bir elemanın annesini. yıllardır hiçbir filmini izlememiştim, herhalde bu yüzden aklımda hep kelly bundy olarak kalmış. bir anda anne olarak sahneye girince rainn wilson'un oynadığı geçmişte kalmış rocker'ın ruh haline yakın bir durumda buldum kendimi.
    filme gelince, rainn wilson'ın abartılı oyunculuğunu kaldırabilirseniz eğlenebilirsiniz. açıkçası beni zorladı biraz. ama 80'lerin hair rock'ı ile bu günün modern (doğru ifade bu mu emin olamadım) rock'ı arasındaki tarz farkını anlatışı görülmeye değer.