hesabın var mı? giriş yap

  • okumadiginiz seyler, bilmediginiz konular hakkinda bos bos yorumlar yapmayin.

    virgulden sonra bosluk tusunu kullanmayi ogrenin.

  • bakan: açık havada ve kapalı ortamda yeterli havalandırma varsa maske kalktı,
    türkler: maske kalktı
    kimse bundan sonra maske filan takmaz arkadaş

  • bardakçı: öğreneceksiniz, öğreneceksiniiiz, öpe öpe öğreneceksiniz, bu saaatten sonra bu iş geri dönmez, öğreneceksiniz, öğrenmeyen geçemeyecek, diploma alamayacaksınız, öğreneceksiniz...(bu böyle öğreneceksiniz kelimesinin tekrarıyla devam ediyor)
    ortaylı: e sen almışsın, redoksu öğrenmeden kimyadan geçmişsin.

  • anaokulunda yaşanmış hatırlanması genellikle zor olan anılardır.. benim de oldu.. anlatayım;
    hafızamın bir oyunu muydu yoksa gerçekten görmüş müydüm ya da sadece çocuktum ve gaza mı gelmiştim bilmiyorum ama çok heyecanlıydık 5-6 kişilik bir çocuk grubunun başını çekiyordum ve okul bahçesindeki çiçekliğin toprağına doğru yönelmiştik emir vermiştim* "kazın toprağı..!" diye, kazmışlardı eğilip elleriyle.. ve işleri bittiğinde iyice yere yaklaşıp baktığımda, toprağın içinde yürüyen bir astronot olduğunu gördüm dostlar..! boyutu, suya atılınca büyüyen garip oyuncakların suya atılmadan önceki halleri gibiydi.. ve diğer çocuklara gösterdim bazıları kaçmıştı korkup bizse sınıfa büyük bir zafer kazanmış edasıyla dönmüştük..

  • interneti yeni keşfettiği zamanlardı, bir de mail hesabı açmıştı kendine. ve ilk mailinin gittiği adres beyaz saray'dı, evet. george bush'a ırak savaşı yüzünden yükleniyor, oradan çıkın mesajını veriyordu. ingilizcemin elverdiği kadarıyla çevirmiştim, yollamıştık. aradan aylar geçti, hala heyecanla açar mail kutusunu, bir cevap bekler. eşe dosta da anlatır, bush'a ayarı verdim diye, helal olsun babama.

  • 2018 türkiye’sinde hala alaattin çakıcı, sedat peker gibi isimlerin konuşulmasında emeği geçen herkesin allah belasını versin.

  • zengin ile fakir'in en küçük ortak böleni coca cola , en büyük ortak böleni ıphone

  • maalesef "toplumsal histeri" yaratıp ciddi anlamda saçmalıyor artık. şurda anlatmaya çalıştım:

    ortada "milliyetçi hezeyana" veya "bir şeyi de beğenin" isyanına sebep olacak bir durum yok.

    insanlar şu farkı bir anlasın :

    -hastalığa karşı kotuyan ilaç. (aşı vb.)
    -virüsü öldürmek için kullanılan ilaç. (remdesivir)
    -virüs yüzünden hasta olanların semptomlarını gidermek için kullanılan ilaç.

    bu ilaç işte bu son gruba giriyor. şu ana kadar denenen başka bir çok ilaç gibi "hastalığı engelleme veya yok etme" gibi bir özelliği olmayan ama hastalığın yarattığı semptomları azaltması amacıyla "kullanılması önerilebilir".

    covid-19 hastaların bağışıklık sistemi karşı koymaya başladığında ciğerleri iltihaplanıyor ve orada biriken sümüksü/balgamsı yapı ciğerleri doldurduğu için nefes darlığı sıkıntısı başlıyor. eğer bu ilaç o iltihap sorununu çözebilecekse bir doktorun yapması gereken bunun için "deneme izni almak" ve bunu "akademik kurallara uyarak" yapmasıdır.

    şu anda bu tartışmaları çıkartan doktorların hepsi ercüment ovalı gibi "onkoloji uzmanı". yüksek miktarda c vitamini takviyesini tavsiye eden prof dr mutlu demiray'da onkoloji uzmanı.

    bu insanlar kanser tedavisi üzerine çalışan uzmanlar. yani hayatları "bütün bilinen tedavi yöntemlerinin işe yaramadığı ve müdahale edilmezse ölüme gidecek" hastalarla geçiyor. bu nedenle bu uzmanlar belli protokolleri takip ederek "deneysel" veya "etkinliği kanıtlanmamış" tedavi yöntemleri deniyorlar hastalığın son evresindeki hastalara.

    diğer uzmanlar ile onkologlar arasında bugünlerde alevlenen tartışma da bu nedenle. onkologlar "artık çaresi kalmamış hastalarda" denenebilecek fikirler öne sürüyorlar.

    farmakologlar ve diğer uzmanlar ise bir sürü cahil insanın "hah bu ilaç covid-19 hastalığına kesin! çözüm buluyormuş" şeklinde yanlış bir inanca kapılmasını engellemek için itiraz ediyorlar.

    yaşı yeter hatırlar, bir zamanlar bir doktor çıkıp zakkum ektresinden kanser ilacı elde ettiğin iddia etmişti. zehirli bir bitki olan zakkumu kaynatıp içen vs bir sürü insan boş yere ölmüştü bu ülkede.

    şu anda bir sürü insan "madem çözümü bulunmuş, bari bir an önce covid-19 olayım da bağışıklık kazanayım" veya "artık ilacı olduğuna göre korunma kurallarına uymasak da olur!" gibi salakça fikirlere kapılıyor bu açıklamalar yüzünden.

    toplum sağlığı "bu tarz kanıtlanmamış fikirlerle" tehlikeye atılmayacak kadar önemli bir konu. ercüment ovalı'nın sürekli yaptığı kişisel reklam ve kanıtlanmamış umut pompalama kampanyalarının yaratacağı sonuçlar da çok tehlikeli. özellikle "bir kere de türk doktoruna güvenin", "bu sorunu da bizimkiler çözsün" tarzı iyi niyetli olan ama çok saçma sonuçlara yol açabilecek yaklaşımlar da bu nedenle çok tehlikeli.

    artık aradaki şu farkı anlayın. ercüment ovalı eğer gerçekten bir "buluş" yapsa bile bunu twitter kampanyaları ile yapması saçmalığın daniskası. elindeki bulgularla gerekli yerlere başvuruyu yapar, izinleri alır, başka uzmanların fikirleri alınır, bilimsel kurallara uygun olarak klinik denemeler yapılır, sonuçlar tıp camiasına sunulur, herkes bu konuda fikrini belirtir vs.

    modern tıp dünyası bu şekilde ilerliyor. bunu yapmayıp da insanlara yanlış umut verenlere "üfürükçü" diyoruz biz. kimse de hayatında hiç görmediği bir adama sırf profesör diye güvenip de "gönüllü taraftarlık" ile onun hatasına ortak olma hatasına düşmemeli.

  • sevgiliye göre şekil değiştirenlerden. arda'yla birlikteyken hiç bir toplumsal olaya karışmayan, nikahına recep tayyip erdoğan'ı çağıracak olan biri iken, arda'yla ayrılınca "berkin elvan ölümsüzdür :(" paylaşımları ayyuka çıktı.
    en sevmediğim ve asla saygı duymadığım kadın tipi bunlar ya.
    mesela, gülben ergen mustafa erdoğan'la evliyken kürt'tü, boşandı türk oldu, erhan çelik'le evlendi muhafazakâr oldu.

    debe edit'i : minik eymen için

  • yaşları hakkında ziyadesiyle bilgi sahibi oldum;

    -ilkokuldayım. sarp apak geldi. naber dedi. çok utandım.

    olm yumurtadan çıkar çıkmaz sözlüğe mi geliyonuz nedir bu amk