hesabın var mı? giriş yap

  • "1970'lerde doğmuş biri olarak, birçok hükümet gördüm. şu anki hükümet, ülkeye gelmiş en iyi hükümet. yaptıkları, yapacakları ve vaad ettikleri her şeyi, ayrıca izledikleri yolu beğeniyorum. akil insanlar heyeti, son derece doğru bir girişim. bundan önceki bütün hatalarımız için herkesten özür dilememiz lazım. yaralarımızın sarılması, bütün olduğumuzu hatırlamamız önemli; böyle düşünüyorum." diyerek kumarı, alkolü bırakıp, akp seçim mitinglerinde sahne almaya başlamak istediğinin sinyallerini vermiş.

    ahmet kaya'ya çatal fırlatmasına gönderme yaparak "gençlik hatalarımın farkına bile bu hükümet sayesinde vardım" diyebilecek kadar olmuş artık. valla bence toy serdar ortaç gitmiş yerine nihat doğan kırması yeni bir oğlan gelmiş.

    her zaman söylüyorum kraldan çok peşindeki soytarılardan korkacaksın.

  • romalılarla kartacalılar arasında yapılan savaşlar (i.ö. 264-146). romalıların güney italya'yı alarak sicilya'ya geçmeleri, burada kolonileri olan kartacalıları rahatsız etmişti. romalılar, güçlü bir donanma meydana getirerek batı akdeniz'e de egemen olmak istiyorlardı. bu durum kartacalıların çıkarlarına ters düşüyordu. bu nedenler savaşı hazırlayan en önemli faktörlerdir. pön savaşları, üç döneme ayrılır.

    birinci pön savaşı (i.ö. 264-241): savaş, kartacalıların sicilya adasındaki messina' nın içişlerine karışmaları yüzünden çıktı, karada ve denizde olmak üzere yirmi üç yıl sürdü. kartacalıların donanmaları, romalıların orduları güçlüydü. romalılar, denizciliğe de önem vererek büyük bir donanma hazırladılar. kartacalıları hem karada hem de denizde yenerek sicilya adasını ele geçirdiler. romalılar kartaca'ya bir ordu gönderdilerse de burada başarı sağlayamadılar. kartaca komutanı hamilkar barkas, romalılara karşı uzun süre savaştı. küçük donanmasıyla italya kıyılarını vurdu. romalılar, daha güçlü bir donanma yaparak kartaca donanmasını bu kez ağır bir yenilgiye uğrattılar. savaştan bıkan kartacalılar, sicilya adasını romalılara bırakmak ve savaş gideri ödemek koşuluyla barış imzaladılar. romalılar, kartaca’da çıkan karışıklıklardan yararlanarak sardinya ve korsika adalarını da ele geçirdiler.

    ikinci pön savaşı (218-291): kartacalılar, batı akdeniz egemenliğini romalılara bırakmak istemiyorlardı. bu sırada kartaca'da hamilkar'ın oğlu hannibal, ordu komutanı oldu. romalıları yok etmek isteyen hannibal, ispanya'daki toplulukları yönetimi altına aldı. güçlü bir ordu ile karadan italya üzerine ilerlemeye başladı. ordusunda filler de vardı. alp dağlarını aşarak italya'ya girdi. romalıları, ticinus, trebiâ ve trasimenus savaşlarında yenilgiye uğrattı. bu kez roma'ya doğru ilerlemeye başladı. romalılar bu durum karşısında korkuya kapıldılar. fakat kartaca ordusunda, şehir kuşatması için gerekli olan araçlar yoktu. hannibal, güney italya'ya geçti. romalılar, bir ordu daha hazırladılar. hannibal, kan (cannae) savaşında romalıları ağır bir yenilgiye daha uğrattı (216). bundan sonra güney italya'daki devletlerle birleşerek romalılarla savaşı sürdürdü. hannibal, kartaca'dan yardım alamadı. ispanya'da bıraktığı kardeşi hasdrubal, ordusuyla alpleri aşarak kuzey italya'ya girdi. fakat, romalılarla yaptığı savaşta yenildi ve öldürüldü.

    hannibal, ordusunun çok yıpranması üzerine daha da güneye çekildi. romalılar, kartacalıları barışa zorlamak için, skipion (scipio africanus) komutasında kartaca üzerine bir ordu gönderdiler. hannibal, kartaca'ya çağrıldı. roma ordusu, zama meydan savaşı'nda hannibal'ı yenilgiye uğrattı (202). kartaca, barış yapabilmek için, roma'nın bütün şartlarını kabul etmek zorunda kaldı. donanmasını, kolonilerini romalılara verdi. ayrıca büyük bir savaş gideri ödemeyi ve roma'nın izni olma-dan hiç bir devletle savaş yapmamayı da kabul etti. kartaca, bu savaşlardan sonra eski gücünü yitirdi ve roma'ya bağlı bir devlet haline geldi.

    üçüncü pön savaşı (t.ö149-146): ticaretle uğraşan kartacalılar, zamanla yeniden güçlenip zenginleştiler. bu durum, romalıların gözünden kaçmamıştı ve iki devlet arasındaki düşmanlık halen sürüyordu. roma ile ittifaka giren numidye (cezayir) kralının kartaca ya saldırması. üçüncü pön savaşı'nın patlak vermesine neden oldu. kartacalılar, numidye kralını yendiler. romalılar ise barış koşullarına aykırı davrandıklarını ileri sürerek kartacalılara savaş açtı. skipion emilyanus komutasında bir roma ordusu kartaca üzerine gönderildi. kartacalılar, şehirlerini cesurca savunsalar da romalılar, bu direnişi kırmayı başararak kartaca'ya girdiler. şehri yağmalayıp yıktıktan sonra da toprakları sürerek tarla haline getirdiler. başka bir teoriye görede tüm bölgeye tuz basıp temsili olarak kartaca'nın köküne kibrit suyu ektik dedikleri de söylenir.

  • evet ben bugün avm'ye gittim ve yine hayattan soğudum.

    allahım bu kadar sıkıcı, iç daraltıcı yerler olabilir mi? yemin ederim eve döndüğümde üstümden tır geçmiş gibi oluyor. fakat gözlemimi de yaptım, döndüm. kimdir bu avm'lerin özellikle haftasonları vazgeçilmez karakterleri? ne yer ne içerler? nerede yaşarlar? hepsi fely farkıyla sizinle;

    yüzü boyalı aptal çocuklar; avmler özellikle haftasonları onlarsız olmaz. avm'lerin gürültü yükünü çeken çilekeş tipler. avm'lerdeki fiks uğultuda onların payı büyük. kendilerine teşekkür ediyor, alkışlarla uğurluyoruz.

    oyun alanındaki asosyal çocuklar: bunlar da tam site-apartman, konut projesi çocukları. çocuk hayatında bakıcısından başka insan görmüyor ve avm'de oyun alanında başka insanların da olduğunu görünce tribe giriyor. annesinin yanından ayrılamıyor ve asosyalliğini vurguluyor. annesi de çocuğunu sosyalleştirmek derdinde.

    bakışmaya gelen ikili kız grupları: evet tek amaçları bakışmak. ne sevgili olmak ne birisiyle birlikte olmak. bakışmak. tek amaç bu. ne kadar bakışıldı o kadar kar. ikili olunca güvende hissederler. ayrıca yeni kıyafetlerini giyecekleri en uygun mekan. en fazla 30 tl harcarlar. 6 saat avm'de takılırlar.

    marco reus saçlı 3-4 kişilik erkek grupları: evet bunlar da olmazsa olmaz. avmye girmeden önce mutlaka sigara yakarlar. favori bölümleri defacto, lc waikiki, coton ve media markt tarzı teknoloji mağazaları. bunlar olmadan avm kepenk açmaz.

    direkt yemek katına çıkan beyaz yakalı: arabayı park etmiş garaja. tchibo'ya uğrar belki. ordan bi şeyler alır. ordan starbucks'a ya da gloria jeans'e geçip kahve içer. bambaşkadır bizim beyaz yakalı. hey yabancı buralar asıl benim triplerindedir.

    ilişkilerini avm'de yaşayan tipler: bunlar da olmazsa olmaz. sevgililik daha avm'nin dışına çıkmamış. ilişki daha dış havada oksijen görmemiş. burada sinemaya gidilmiş, burada kahve içilmiş. burda birbirinden sıkılıp cepten nete girilmiş, burda çekilen fotolar paylaşılmış.

    kendini mila kunis sanan kozmetikçi ablalar: bunlar da ayrı bir tür. lan yüzündeki o makyajı atsan bildiğin yıldız tilbe'sin ama hava mila kunis. bir gerine gerine yürüme. bir odaklanarak, karşıya bakarak yürüme. dandirik kozmetik mağazasında 1300 tl'ye çalışmıyor da, new york borsası'nda çalışıyor sanki. sizi de eledim.

    avm'ye gidip gözlemini ekşi'de yazan tipler: bu da ben oluyorum. kendimi de kategorize edeyim :) herkese b.k attık kendimize de atalım. bunlar da sanki toplumdaki genel kitleden çok farklıymış gibi gelir ekşi'de entry yazarlar. sanane millet istediği gibi takılsın. öyle mutluysa öyle devam etsin işte.

    lan cidden benim ne işim vardı avm'de? :)

  • eskiden bize şımarınca "piç kurusu" der bir güzel döverlerdi, şimdi yok hiperaktif, yok çok asabi. geçen halaoğlu bir şeyler söylüyor oğluna, çocuk dünyanın postasını koydu buna, bu hala "bizim oğlan çok asabi". ne asabisi lan, beş yaşındaki adamın ne asabiyeti olacak? biz de asabiydik, anam terlikle bir girişir, alırdı bütün sinirlerimizi, köftelik kıyma gibi kalırdık öyle. şu an karşınızda gördüğünüz bu eşsiz nesil böyle yetişti.

  • benzer bir tacize ben de maruz kaldım zamanında. korkumdan polise gidemedim. çünkü gidip anlatmak zor inanın. oturup yorganın altında 2 saat ağlamışımdır.

    helal olsun. pr sa pr. reklamsa reklam olsun bu cidden. cezayla hapisle olmuyor bu işlerin cezası anladım ben. taksici kızıyım ya bir de ben. düşünün. 35 yıldır takside çalışmış ömrünün son 3 ayı hariç taksiden para kazanmış babam bile artık bıkmıştı meslektaşlarından. tacize uğradığımda babamı aramıştım ilk, plakayı istemişti, sonra bir telefon daha bana. kızım biz bunlarla başedemeyiz, belalı demişti. nasıl üzülmüştü.

    teşekkür ederim imamoğlu, bizim yerimize uğraştığın için. tıpkı olması gerektiği gibi.

  • üşenmedim okudum. iyi ki okumuşum*

    otobüste yanımdaki kız feci osurdu benden başka
    kimse anlamadı onun osurduğunu çünkü yan
    yanaydık ve kendi kıç bölgemde titreşimi hissettim.
    çok güzel kızdı aslında böyle bir şey yapması beni
    üzmüştü. daha sonra koku hafiften yayılmaya ve
    kız da bunun farkında olduğu için kızarmaya başladı.
    tabi ben hiç durur muyum ? hemen camı açtım ve
    ayağa kalkarak; hanımlar beyler, az önce talihsiz bir
    şekilde minibüsün içine osurdum. burnunuza çürük
    kavun kokusu gelebilir, aldırış etmeyin. siz hiç
    osurmadınız mı ? sen şoför amca, akşam televizyonun karşısına yatıp ntv sporu açtığın
    zaman, burnunu karıştırırken hiç inletmedin mi
    ortalığı? çocukların odada gülmedi mi hiç ? sen,
    şişman olan kız. sen hiç deprem etkisi yaratmadın
    mı zeminde ? klozeti parçalamadın mı hiç ? beni hor
    görmeyin arkadaşlar, evet osurdum, ama bilinçli değildim. sadece, osurdum. diyerek gözyaşlarımla
    beraber oturdum. yavaştan bir alkış sesiyle beraber
    yıkıldı minibüs. şoför deli gibi kornaya basıyor ve
    herkes zart zurt osuruyordu sonra yanımdaki kızla
    göz göze geldik. gözlerini kapatıp bana doğru
    eğildi. heyecandan kalbim çıkacak gibi olmuştu. ben de gözlerimi hafif kapatıp eğildim. ağzını uzattı
    hafif araladı, yaklaştık.. gargh diye bi geğirdi amk
    kevaşesi kendimden geçtim. direkt gömdüm
    kafayı, müsait bi yerde indim. iyi yapmışmıyım
    beyler ?

  • ardından bi sonunu dinle sonunu, adam gibi dinlemiyosun ki diye serzenişte bulunursanız çocuğun da hak vereceği çıkışma. vermezse tekme de atın, belki o zaman hak verir.