ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ailenin komik kısa mesajları
-
annemden gelen sms
"şu ayteni de boğcam habire benden gübre istiyo altı üstü b.k ama vermiycem"
(bkz: farmville)
süper kahramanların araba arkası yazıları
-
örümcek ağlarında değil, senin kollarında ölmek isterim (spider man)
lionel messi
-
xavi ile iniesta eski özelliklerini kaybedince ara pas atmayi da upgrade etti. bir kaç seneye kendine ara pas atmaya başlar.
yumuşak g'nin gereksiz bir harf olması
-
yıllarca bu düşünceyi savundum. türkçecilerle çatıştım hatta konu hakkında dergilerde uzun yazılar yazdım.
gagavuzca'da modern diller arasında "ğ" sesinin olmadığı konusu ile iddialarımı delillendirmeye çalıştım.
ne işe yarıyordu aslında g sesi ile alakası olmadığı halde adına yumuşak g dedilen bu ses ya da sessiz? ne yapıyordu bu densiz?
kendinden önce gelen sesli harfi ikiletiyor ya da iki buçuk nefes uzatıyordu. peki biz de bunu yapsak olmaz mıydı?
mesela daaa, yazsak dağ yerine.
ya da yaaamur, yazsak.
aaaa, yazsak ağ yerine...
saaalık, yazsak sağlık yerine.
aaaalama yazsak ağlama yerine...
olmadı. yıllar sonra anladım ki "ğ" arap harflerinden vazgeçerken türk dilcileri tarafından bulunmuş en müthiş ses ya da sessizliktir. söylemekten çok yazmayla ilişkilidir. gagavuzca yerine anadolu türkçesi ile ilintilidir. orta asyadan getirtdiğimiz gırtlağın türküyle, deyişle harmanlanmış halini yazıya geçirirken sağlıklı geçirme biçimidir.
çölün hırıltılı sert gırtlağından yumuşak gırtlağa geçişin, dil evriminin kanıtıdır. kendinden önce gelen sesli harfi uzatmakla kalmaz hafifçe de keser. hiç bir zaman daaa ile dağ aynı yumuşaklık ve kesinlikte değildir mesela.
feridun düzağaç şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
"sözcükler bekleme benden
başkalarına söylenen
tekrar olmak istemezsen "
bursa'da taksici ve galericilerin kavgası
-
polis ve ambulanstan önce imamın gelmiş olması ile diyanetin sürekli eleştirilen bütçesinin boşa harcanmadığını, acil olarak intikal edecek seviyeye geldiklerini gösteren kavgadır.
pazar fiyatlarından memnun olan türbanlı bacılar
-
yağmuru veren allah bunlara beyin vermeyi unutmuş.
sandra blokları
-
otoparkları marlon brandaları ile kaplıdır.
sadece ankara'da olabilecek şeyler
-
bebe kelimesinin "article" ile söylenmesidir. (bkz: la bebe)
the act
-
digitürk'te denk geldim. çok sevdiğim ve cidden hiç boşu yok denen oyunculardan (bkz: patricia arquette)'yi de görünce direk izlemeye başladım. henüz 3 bölüm oldu ama çok etkilendim. gerçek hikaye olması inanılmaz bir şey. bölüm sonlarında "gerçek olaylara dayansa da abartılı sahneler mevcuttur" diye uyarı geçmesine rağmen, o abartılar olmasa da olayın gerçekliği sizi ürpertiyor.
bu kadar az entry girilmesine şaşırdım açıkçası. 2019 un son güzel dizisi olabilir. o ne muhteşem oyunculuklar. gipsy'yi oynayan (bkz: joey king) de döktürmüş cidden. bizde otizmli doktoru, gözlerini boş boş bir yere dikerek iyi oynadığını zannedenlerin izlemesi gerekir.
yiyişmek için sanat filmine gide gide entel olmak
-
benzer bir edim için: (bkz: askerden kaçarken akademik kariyer yapmak)