hesabın var mı? giriş yap

  • 8 yasinda ki kizima sordugum sorudur.
    kendisi kalem dedi, bende bak cilek te olabiliyormus deyip haberde yapilan agac-yer aciklamasini yaptim, kalem plastik olabilir dedi, yarin amerikaya nasaya gidiyoruz, bill gates' ten randevu aldim.

  • kadınların daha zeki(!) olduğunu gösterir. senin atlamama ihtimaline önlem aldım der çıkar yine işin içinden. erkek her zaman olduğu gibi burda da plan yapmamış. kadın adam atlasa da açacaktı paraşütü.

  • (bkz: barkın'a o konuda ben de çok kırgınım)

    olum neyin kafasını yaşıyorsunuz ya? tamam ülkemiz bu konuda bir latin ülkeleriyle, iskandinav ülkeriyle yarışamaz belki ama erkekler konusunda da diğer ülkelere çok bir fark attığımız söylenemez. ne kızlar görüyoruz dibimiz düşüyor.* mağara da mı yaşıyorsunuz anlamıyorum ki. sokaklarda her şeyin olduğu gibi kadının da güzeli var çirkini var. siz görmek istediğinizi görüyorsunuz bence. bu yaptığınıza algıda seçicilik, seçicilikte kavga çıkarıcılık derler.*

  • sinsi değildir. sorunun kulüpler ile değil şahıslar ile ilgili olduğunu bilecek kadar olgundur.

    beşiktaş'ın ceza almasına neden olanların hiçbiri şu an beşiktaş'ta değildir.

    oysa fenerbahçe'nin başında hâlâ aziz yıldırım bulunmaktadır.

    şenol güneş gibi düzgün insanlara bile, fanatizm yüzünden gözleri kör olmuşlar tarafından çamur atılması çok vahim...

    not: galatasaray

  • 1954 yılında tarımda fungusit amaçla kullanılan haksaklorobenzen ile kontamine olan buğdaydan yapılan ekmekleri tüketen 4000 güneydoğulu vatandaşımızın bin kişilik kısmının başına gelen illet.
    bu olayda yaklaşık 560 kişi de ölmüştür. bu besini tüketen annelerin emzirdiği bebeklerin %95'i, 6 ay sonra çıkan kara yara hastalığından da 6-15yaş arası çocukların %10'u ölmüştür.
    20 yıl sonra bile bu bölgede yaşayan 32kişiyle yapılan bir çalışmada hala bu kişilerde porfirianın kaldığı görülmüş.
    insanlık ayıbı...
    1959da sağ olsunlar yasak etmişler hcb'i..

  • istediği dili konuşmakta özgürdür. mahkemeye çıkıp kendi anadilinde savunma yapabilir. bunları ayrı bir not olarak yazalım. ancak;

    tbmm, resmi dili türkçe olan bir ülkenin meşru meclisidir. bu nedenle; vekillerin yeminlerini türkçe etmesi ve meclis konuşmalarını türkçe yapması gerekmektedir. ingiltere'nin lordlar kamarasına giren bir türk ablamız vardı. onun çıkıp türkçe konuşma yaptığını gören oldu mu?

  • uzun süredir ilk buluşmamama karşın, ilk buluşmam dün gibi aklımdadır. eni boyu okulun çevresinde atılmış kıçı kırık tedirgin bir turdan ibaretti.
    sağındaydım sağ elinde bir defter vardı; ders değil tenefüstü.. solumdaydı, tedirgin sol elim ise cebimdeydi; hava sıcaktı.
    bahse konu her hafta kısalan etekli hatunla ilk ve son buluşma el tutmasız, yıllar sonra “keşke” anımsamalı geçti-gitti..
    biraz önce bir kız ve oğlan sahilde yürüyorlar. kızın elinde kitap, çocuğun eller ceplerde, arada rahat 15 cm.. ilk bulusmalari oldugu aleni..
    arada rahat 15 yıl.
    kıçı kırık turlamalar da, kızlar da, oğlanlar da, kitaplar da, cepteki eller de, mesafe de aynı. yine ders yok ve hava güzel.
    sen sen ol, al defteri elinden. çikar elini cebinden, tut elini. en fazla ne olabilir ki..?? olsa olsa karizmayı bir günlüğüne yemektir en büyük bedeli.
    keşke dersin sonra bak, benden söylemesi..

  • plazada çalışırken benim de böyle dertlerim vardı. ayda bir değil, ayda en az iki üç kez cicişlerden biri yaklaşıp "falanın doğumgünü ehehe" derdi, ben de para verirdim. para vermemin tek amacı da doğumgünü dolayısıyla oluşan kaos ortamından faydalanıp dışarı kaçmaktı. eski iş arkadaşlarım beni pek sevmezdi, allahı var ben de onları sevmiyordum, bazen iş yerinde insanlarla konuşmamak için köpekbalığı maskesi takıyordum ve bunun ölçüsüz avlanma protestosu olduğunu söylüyordum(insanlardan uzak durmak için yaptığım buluşlara inanamazsınız). hatta bir tanesi bana aşırı derecede uyuz olduğu halde alter egom olan isolde'yi çok seviyor ve yıllardır yazılarını paylaşıp övgüler yağdırıyor asdfdsas. neyse, sonra baktım ki bunlar benim doğumgünümü hiç kutlamıyorlar, pasta masta almıyorlar, ben de "ayşesu'nun doğumgünü için para topluyoruz :))" diyen tiplere 25 kuruş ya da 50 kuruş vermeye başladım. nötr olduğum kişiler içinse 1 tl veriyordum, ve inanın bunu yaparken çok eğleniyordum. şrfszler bi kez arkadaşımın doğumgünümde ofise gönderdiği pastamı daha ben yokken kesip yemeye başlamışlardı bile. mesela çok taş bir kız işe başlamıştı, tüm kan çükünde toplandığı için nasıl üniversite bitirip çalıştığına hayret ettiğim bir tip de bu kız işe başlayalı henüz 2 gün 3 saat olmasına rağmen canhıraş bir çabayla herkesten para toplayıp, üstüne de kendisi para koyup kıza 2 farklı pasta ve hediye almıştı. 2 ay sonra kızı maille taciz ettiği için işten kovuldu. böyle sikimsonik ortamlarda çalışıp her ay 50 tl doğumgünü parası toplama masrafına katlanan herkese sabır diliyorum.

  • kimsenin orhan pamuk'un kafasina silah dayayip "konus ulan konus!" deme niyeti yok, ancak kendisinin konusmama hakki varsa, benim de onu konusmuyor diye elestirme hakkim vardir. occupy wall street esnasinda hicbir amerikalinin cikip "stephen king neden konusmuyor lan?" dedigini zannetmiyorum ancak noam chomsky konusmasa elestirilirdi.

    orhan pamuk kitaplariyla, konusmalariyla politik olmayi tercih etmis bir yazardir. olmasaydi kimsenin diyecek birseyi olmazdi. su andaki sessizligini elestirmek insanlarin hakkidir. bu dakikadan sonra kendisini samimi bulmak cok zor olacaktir.

    not: noam chomsky ile orhan pamuk'u kiyasladim ya, allah da benim belami versin.