hesabın var mı? giriş yap

  • ordubozan aşiretinin reisi. 1911 yılında çukurova'da doğdu, 1985 yılında kaza sonucu öldü. babası dino ordubozan aşiretinden. dino, dağıdık aşiretinin güzel kızı ummuhan'ı alır, cono doğar. ama aşiret de birbirine girer. kan davası başlar. dino, dağlara çıkar. aşiret kaçırılan kızlarını bulmaya and içmiştir. iz sürer ve sonanda bulurlar. ummuhan'ı geri alırlar. dino'ya da haber salarlar " sıkıyosa gelsin kadınını alsın!". dino düze iner. büyük bir ardebe yaşanır. iki aşiretin delikanlıları yenişemezler. araya girenler savaşı durultur. dağıdıklar şart koşar. ya ummuhan ölecektir ya da cono kan bedeli olarak onlara verilecektir. dino düşünür taşınır, cono'yu dağda bırakır, karısını alır gider. çocuk annesinin kanına rehin olarak dağıdıklarla büyür. çocuğa sahip çıkan dayı da adının yanına kendi adını etiketler. cono olur, cono ahmet. cono ahmet 15 yaşına girdiğinde babasının peşine bulgaristana gider. babasını bulamaz ama camızcılar aşiretinden bir kıza aşık olur. kızın adı mandacı. camızcılar kızlarının türkiye'ye gitmesini istemezler. ama cono, kızı kaptığı gibi bir yük gemisine biner ve yollara düşer. aylarca yürüyerek çukunova'ya geri döner. ilk çocuğu doğar, adını dovan koyarlar. düzü sevmeyen cono dağlarda yaşar. gün geçtikçe kalabalıklaşırlar. dağa çıkan , çıkını kapan yanına gelir. cono ahmet'e katılanlarınn bir kısmı kendilerine "aptal" diyen hırsızlardır. bunlar cono'ya çalmayı öğretir. cono çalar ama pek isteklideğildir. adil olmayı unutmaz.. çalınan mallar eşit dağıtılacaktır. öyle yapılır. kıtlık, yoksulluk, savaş bellerini bükmüş, cono'yu ucuz eşkiya etmiştir. bu arada cono'nun ünü başka şekilde de yayılır. uzun boylu kara yağız bir delikanlıdır cono. hangi kız görse aşka düşer. cono da karşılık vermekten geri durmaz. mandacı'nın üstüne gülo ile evlenir. gülo'dan sonra evli bir kadın olan meliki'yi kaçırır. bu durum yeni bir kan davası başlatır. cono karıları, çor çocuğu toplayıp suriye'ye kaçar. perzani aşiretine sığınır. o aşiret reisinin kızı hızma abayı yakar bu sefer cono'ya. reis kızıyla evlendirir. cono'nun bütün evlilikleri tanrı huzurunda yapılmaktadır. ve cono dürüst bir adamdır, bütün kadınlarına önceki evliliklerini söylemiştir. neyse.. cono, hızma'yı alır türkiye'ye geri döner. meliki'yi kaçıran ve canını kurtarmak için kaçan cono, geriye iki karılı döner. reisliğin şanındandır. bütün karıları bir arada yaşamaya başlarlar. adaletlidir ya hepsine gözü gibi bakar. kimseyi yarı yolda, naçar komaz cono. hatta, emir'e can borcu vardır ve kaçırılan küçük kızının peşine düşen cono, kızı bulur. oğlanı haşat eder.oğlan kavruk eşkiyalarındandır. kızı atının terkisine koyar, geri dönerken de emrin kızına... efendime söyleyeyim, cono ahmet bu git gellerden, kaç göçlerden o kadar yorulur ki, sonunda oniki karısını, çocuklarını, akrabayı, çiftini çubuğunu toplar 45 yaşında düze iner. gider çukurova'nın akıncılar mahallesi'nde iki göz bir odaya sığışır. komşuları, hay huy arasında bir türlü nüfusa kaydettirmediği çocuklarına "haymatloz" demeye başlarlar. cono'nun 49 çocuğundan biri ve 14. oğlu şahmeran'dır cono'nun ani ölümü üzerine aşiret reisi olmuştur. karısının nüfusuna "oğlu" olarak kayıtlanan şahmeran, yaşıyorsa bugün 53 yaşındadır.

    (bkz: cono)

  • bunlardan bir tanesi de benim.

    hatta bugün kontrol ettim, kaşlarımın bittiği yerle saçımın başladığı yer arasında baya bir boşluk varmış. bence o araya güzel bir reklam alınabilir.

    ulaş bana reis.

  • çözümü çok basit olan sorunsal: arabayı satıp at almak. çünkü bildiğim kadarıyla bu konuda yasalarda bir boşluk var. hep merak ederdim a1 kapısına fırtına gibi esen doru atım üzerinde gelsem ne olur diye. yaptım, olacak! yok henüz yapmadım ama en büyük hayalim bu. "hocam öğrenci misiniz? yalnız sticker yoksa alamıyoruz." diyemezler çünkü kedi köpeklerin sticker'sız girip çıktığını biliyorum. atımı da dört nala bölüme sürdükten sonra dekanlık kapısı önünde şaha kaldırıp kişneterek en yakın iğde ağacına park edeceğim. trafik kilit takmaya gelirse taktırmaz, basar çifteyi. otostopçu da alırım gerekirse oturturum arkama. bir kişi bir kişidir. yaparım bilirsin.

  • uzun ve yorucu yolculuk ertesinde yaklaşık bir saat boyunca insan kaynakları çalışanlarının gelmesini bekledikten sonra mülakatte;

    - hmm.. biliyosunuz fransızca bilmeniz bizim için pek birşey ifade etmiyor. ?
    - hmm.. isabet olmuş bende sizin için öğrenmemiştim*

  • çeşitli içkilerin pahalılıklarının konuşulduğu başlıklarda 'ben evimde yapıyorum abi mis gibi oh siz de yapsanıza ne aptalsınız yav çok ucuza geliyor almayın tekelden saflar' şeklinde müthiş önerileriyle algılarımızı açan arkadaşların yardımlarını beklediğimiz pahalılık. ne alacağız şimdi kaju yapım kiti, su, tuz falan mı?

  • alnından öpülesi askerdir. umarım açığa alınmak, soruşturmaya uğramak gibi bir sıkıntı yaşamaz.adamlar alışmışlar çığırtkanlıkla, taşla, molotofla istediklerini almaya, alamayınca basıyor yaygarayı.yalnız bir ara sönme patlaması yaşıyor kadın, çığırtkanlık tavan yapıyor ve sonra askerimizin soğukkanlı tavrı ve kapak cümlesinden sonra istenmeyen davranış sönmeye başlıyor.böyle devam işte; yeter arkadaş, sen ezildiysen biz de ezildik, yokluksa yokluğun en alasını sizden başkaları da yaşıyor.payımıza kaç lokma düşüyorsa hakkını alırsın eşitçe, milletin tepesine çıkıp işemenin alemi yok.

  • hayatı boyunca hiç gidememiş bir kadınla, hayatı boyunca hiç kalamamış bir adamın öyküsü.
    birbirlerine, sanki hayatlarının son rötuşlarını yapar gibi dokunan iki insanın; sevmenin yaşı ve zamanı olmadığını gösteren bir aşkın filmi.
    4 günde yaşananların etkisinin bir ömür sürdüğü efsane bir içtenliğin senfonisi.

  • 3 aralık 1968 doğumlu oyuncu. bugünlerde the whale filmi için aldığı kilolar ve iyi oyunculuğuyla gündeme gelse de kariyeri pek parlak değildir. bunun sebebi de tacize uğradığını itiraf edip, sektör tarafından dışlanması sanırım. şu entry'de detaylıca değinilmiş.

    bu piyasada tacize uğradığını itiraf etmek, kendi ipini çekmek gibi bir şey. bir başka örneği corey feldman. her ne kadar metoo hareketiyle harvey weinstein 23 yıllık hapisle cezalandırılsa da sektör içerisindeki taciz gerçeği kapalı kapılar ardında devam ediyor ve bunu ifşa edenler sektörden dışlanıyor. hal böyle olunca kariyerini tehlikeye atmak istemeyen yıldızlar susmayı tercih ediyor. bu işin sadece hollywood boyutu olduğunu düşünmüyorum. avrupa ve ülkemizde de benzer vakalar vardır muhakkak. mesela kenan imirzalıoğlu, kıvanç tatlıtuğ, burak özçivit gibi isimlerin bile kariyerlerinin başlangıcında bu gerçekle yüzleştiklerini ve sustuklarını düşünüyorum. kanıtım yok elbette, sadece his.

    neyse, konu çok dağıldı. dilerim the whale filmi brendan abimiz için bir sıçrama tahtası işlevi görür ve kendisini beyaz perdede daha sık görürüz. bahtı açık olsun.

  • edit:

    gelen mesajlardan sonra anladım ki bu insanımsı varlıklara müstehak bir toplumuz. içimizdeki gerçekten iyi insanlar kusura bakmasınlar.
    bizim toplumumuz bu insanlıktan nasibini alamamış, görmemiş şempanzelere layık maalesef.

    diyorum ki su veren itfaiyenin hortumunu. pılımı pırtımı toplayıp en kısa zamanda defolup gideceğim buradan. aklınız varsa siz de yapın bunu.

    edit2: şunu da söylemeden gidemeyeceğim. "bana dokunmayan yılan bin yaşasın" kafasıyla olmaz. o yılan döner bir gün sizi de ısırır.

  • tiyatrosunu izleme fırsatı bulduğum, ellerini tutup "ne kadar güzel olduğunu anlatabildiğim" heyecandan bacaklarımı titreten çok, çok özel insan.

    çolpan hanım dediğimde "çolpan abla, çolpan abla" demişti gülerek.

    allah nur içinde yatırsın, en büyük aşkına kavuştu tekrar.