hesabın var mı? giriş yap

  • 1. dere kenarında çamaşır vs yıkamak tek başına yapılan bir eylem değildi. kızlar küçük yaşlardan itibaren çalıştırılırdı.

    2. erkekler tarlalara giderdi yine küçük yaştan itibaren.

    3. çocuk yetiştirmek öyle çok da önemli bir şey değildi. o nedenle 8-10 çocuk yapılırdı zaten. önemli olan gerekli iş gücüydü.

    4. bu çocuklar verilen bu işler dışında genellikle orada burada rahat bir şekilde takılarak büyürdü. karakterlerine göre yönelimleri olurdu. kötüyse kötü, iyiyse iyi. özellikle erkek çocuklara aile gece nerede kaldın demezdi.

    5. eski insanların karnını doyurmaktan başka derdi yoktu. şimdiki insanlar yani bizler kapitalist sistemlerin kölesiyiz. her şeye sahip olmak istiyoruz. o nedenle çok yorgunuz. eski insanların bildiği tek şey kendi köyleriydi ötesini pek bilmezlerdi.

  • eddie vedder pearl jam konserlerinde neden yükseklerden atlamayı bu kadar seviyor olabilir?

    eğer konserlerini defalarca izlediyseniz, mutlaka gözünüze şu an irdeleyeceğim konu çarpmıştır. bildiğimiz üzere bu aşırı mütevazi abimiz, konser esnasında çok tehlikeli olmasına rağmen, inanılmaz yüksekliklere tırmanmayı ve seyircinin üzerine hiç düşünmeden atlamayı alışkanlık haline getirmiş. bu konu baya ilgimi çekti ve biraz araştırma yapmak istedim.

    bu tutkusunun pearl jam' den çok daha öncelere dayandığına dair verdiği sayısız demeç var. seyirci olarak çok fazla konsere ve tiyatroya gitmiş. ara verildiği zamanlarda ise her daim yukarıya baktığından, dekorlara tırmanmanın ve seyircilerin üzerine atlamanın ne kadar eğlenceli olacağını düşünmeden edememiş hâliyle.

    kendisi, sahne şovları arasında, sololarda vb grubu beklerken çok sıkıldığını ve zihinsel bir egzersize ihtiyaç duyduğunu, aslında önceleri böyle bir şans yakalamasının imkânsız olduğunu, ama eline geçen ilk fırsatta bunu denediğini ve sanki yıllardır bu anı bekliyormuşçasına heyecanlandığını sıkça anlatır dururmuş. görsel

    "herkesi, benimle beraber anı yaşamaya davet etmek istedim. içimdeki tutkuyu ancak böyle yansıtabilirdim. kimsenin hayatını tehlikeye atmak veya yaralamak istemedim ama şunu da itiraf etmeliyim ki, çoğu zaman da işe yaradı, kimsenin bir yerinin kırıldığına şahit olmadım" demiş :). görsel

    en meşhurunu ise 1992 yılında hollanda' da gerçekleştirilen pinkpop festivali' nde yapmış ve neredeyse ölümden dönmüş.

    özellikle porch şarkısında bu içindeki tutkuyu tamamen dışarı vurmak istemiş. şarkıyı daha önce dinlediyseniz eğer, size yansıttığı duygu, "sadece bir kez hayata geliyoruz ve her an her şey olabilir, o yüzden anın tadını çıkartacağız". zaten pearl jam' i pearl jam yapan şey de size neredeyse tüm şarkılarında bu duyguyu aktarmasıdır diye düşünüyorum.

    kendisini peal jam ile ilk kez sahnede bulduğunda kendisine engel olamamış :). görsel

    burada eddie abimizin en iyi tırmanışlarının derlemesi dahi var! :)

    yetişkin bir sanatçı ve bir baba olarak artık bu fiziksel riskleri almadığından da söz ediyor verdiği demeçlerde. 90' ları bu kadar çekilir kılan, bir çok anımızda bizzat imzası olan birisi için isabetli bir karar olmuş :).

    şuraya da bir best of listesi atarak kapanışı yapalım.

    düzeltme: linkler yenilendi.

  • "yeni tanıştığım kızdan telefon numarasını istedim. 0 900 esprisi yaptı, iş değil cep istiyorum dedim.. bir daha espri yapamaz sanırım."

  • bu kadını beğenir tamer karadağlıyı ise antipatik bulurdum, ödül töreninde kadın ödülü almadığı için nezaketen ödülünle konuşmanı tamamla diye incelik yapmış, at suratlı kadın noluyeaa deyince t.k tüm nezaketiyle kadının topuna girmeyerek ustaca beyefendiliğini korumuş, sözde feministler almış videoyu mağduriyet yaratma çabasına girmişler, bu n.y'da onların gazıyla kendini komik hallere sokuyor.

  • kütüphanesinde yüzlerce batman çizgi romanı bulunan, dijital olarak çok daha fazlasını okumuş biri olarak söylüyorum; robert pattinson fiziksel olarak ne bruce wayne kimliğiyle ne de batman kimliğiyle uyumlu.

    2008'de bruce wayne "öldüğünde" (aslında zamanda kaybolduğunda) dick grayson birkaç yıl batman kimliğini üstlenmişti, eğer fiziksel açıdan birine benzetmek gerekirse ona benzetebilirim. bununla beraber batman kostümlü hali biraz da batman'in alternatif bir köken hikayesi olan earth one halini andırıyor. orada da yeni batman olmuş, batman kostümünü tam üzerinde ağırlığıyla taşıyamayan bir bruce wayne vardı.

    dick grayson batman 1

    dick grayson batman 2

    batman earth one

    "batman'in gençliğini anlatıyor o yüzden bruce wayne tıfılize" denebilir ancak batman'in köken hikayelerindeki bruce wayne'in de robert pattinson'la alakası yok. burada kaslı ve iri olmaktan bahsetmiyorum tabii ki, batman'in olayı kas gücü kadar hız ve çevikliktir. o yüzden zaten kas yığını bir batman beklemeye gerek yok, ama bruce wayne'in heybeti, ağırlığı robert pattinson'da yok.

    ancaaak, gelelim madalyonun öteki tarafına.

    bunların hiçbiri önemli olmayabilir. warner bros, disney'in formülünü tutturamayınca dc karakterleri ile farklı ve deneysel işlere girmeye başladı ve ben bundan çok şikayetçi değilim açıkçası. örnek vermek gerekirse joaquin phoenix'in the joker filmi de orijinal batman mitolojisinden tamamen uzaktı. ne hikaye tutuyordu ne de filmdeki joker fiziksel olarak alışıldık joker'e benziyordu. ama bir çizgi roman uyarlamasında gördüğümüz gelmiş geçmiş en iyi performanslardan birine ve mükemmel bir filme şahit olduk.

    zaten beyazperdede batman'i defalarca izledik, joker'i de izlemiştik. dolayısıyla böyle farklı yorumlamaları, ortaya kaliteli bir iş konulduğu takdirde, reddetmeye gerek yok. çizgi romanlardan "paralel evrenler" konseptine aşinayız, dc bunu sinemada da uyguluyor şu an. matt reeves planet of the apes ile ortaya başarılı işler koyabileceğini ispatlamış bir yönetmen ki hangover'ın yönetmeni joker'le ağzımızı açık bıraktıysa matt reeves'e de biraz güvenebiliriz. robert pattinson da parlak vampirden bu yana çok yol katetti.

    tek şikayetim matt reeves'in batman'i için dc sinema evreninin terk edilmesi ve yine solo evrenlere dönülmesi olurdu ama son haberler bunun olmayacağını gösteriyor. dolayısıyla alternatif ve özgün bir batman yorumlaması görmenin kimseye zararı olmaz. ortaya iyi iş çıkarsa ne güzel, kötü iş çıkarsa yokmuş gibi davranırız.

  • yıl 2005-2006 falan, üniversitede sınava yetişmeye çalışırken bu hatta yolcu kaptırmama yarışı yüzünden yaşadığımız stresle şemsiyeyle şoföre dalmak suretiyle sonuçlanan bir teröre maruz kaldım. sonra ben bunu süründürürüm diye bir hezeyanla , sınav çıkışı ibb nin sitesinden bulduğum ulaştırma müdürüne ait maile plakayı, her gün yaşadığım bu terörü ve hangi noktalarda bekleme yapıp trafiğin *mına koyduklarını tek tek döktürdüm. yaklaşık 1 ay kadar sonra dilekçemin emniyete , trafik şubeye ve bir yere daha iletildiği; belirttiğim plakaya ait aracın şoförünün ceza alarak minibüsün trafikten çektirildiği ve söylediğim bölgelerde duraklama yapılamaması için önlemler alınacağına dair bir mail düştü. ekinde de dilekçemin ulaştığı birimlerin imzalı yanıtları bulunmaktaydı. bu mailin gelmesinden 1 ay sonra da maltepe minibüs caddesinde şikayet ettiğim noktalara bariyerler çekilerek "duraklama yasaktır" tabelaları asıldı.

    sonra anneannem adamın ekmeğiyle oynadın diye vicdan yaptırmaya çalıştıysa da hiç üzülmedim. çünkü önce benim sonra araçtakilerin, sonra sokaktaki adamın canıyla oynarken 1 dakika bile tereddüt etmeyen bu tarz insan müsveddelerine üzülebilecek kadar hümanist değildim.

    not: o bariyer çekilen noktaları artık kimse sallamıyor.