hesabın var mı? giriş yap

  • benim bildiğim: saf sodyumu keçe ile sarıyorsun. üstünü zifte buluyorsun. ateşe verip bir gemiye attığında düşman elleşmezse ziftin yanmasından ötürü yakıyor gemiyi. söndürmek için üzerine su dökersen bu seferde keçe suyu emdiği için su, sodyumla tepkimeye girip patlıyor. yani gemi yine yanıyor. yapılması gereken atılan keçe topacı bir maşa vb yardımı ile alıp denize geri atmak. ama tabi o dönemde bunu bir gemi tayfasına anlatmak anlamasını sağlamak ve o heyecan ve fecir halinde iken sakince bir maşayla o topacı tutup denize atmasını sağlamak çok zor.

  • hikaye şu:
    almanya kendi vatandaşının evini 40 polisle basıp özel uçakla mahkemesiz veya vatandaşlıktan çıkartmadan sınırdışı etmiş. erdoğan'ı destekliyor diye

    işin en acı tarafı
    buna inanan gerizekalılar var.

  • okulda verilen eğitim seviyesi seçme ögrencilere göre olduğundan, yerleştirilen öğrenciler mevcut düzene uyamayacak ve öğrencilikten başka herşeyi yapacaklardır.

    basit gibi görünse de akp'nin sadece bugüne değil türkiye'nin geleceğine saldırmasının bir diğer şeklidir.

  • 454tl hasılat elde etmiş. hepsini oyuncular paylaşsa 16tl eder. filmden kazandıkları parayla filme gidemezler. ya da belki promosyon ile hafta içi gidebilirler.

  • on üç yaşında yoldaki bir taşa bakıp bu taşı kaç yıl hatırlıycam bakalım deyip hala hatırlamak.

    edit: ocakta 45 olucam. hala hatırlamak zorunda mıyım arkadaşlar :))

  • mahalle mektebi (selanik)
    - şemsi efendi okulu (selanik)
    - selanik mülkiye rüştiyesi ( selanik)
    - selanik askeri rüştiyesi : 1893 – 1895 ( selanik)
    - manastır askeri idadisi: 1895 – 1899 (manastır şehri makedonya)
    - harp okulu: 13 mart 1899 - 10 şubat 1902 (istanbul)
    - harp akademisi: 1902 - 11 ocak 1905 (istanbul)

    yeterli sanırım.

  • sabah otururken farkettim. amcanın biri denizde ellerini birbirine yapıştırmış. " bak böyle kenara kollarını açacaksın aynı zamanda ayaklarını da çırpacaksın" diye kollarını aça aça yanındaki kendi yaşlarındaki teyzeye yüzmeyi anlatıyor. öğretmeye çalışıyor kendince ama teyze maalesef beceremiyor, batıyor batıyor çıkıyor.
    yarım saat kadar sürdü bu çaba , çok büyük uğraşıların ve teyzenin beline kadar gelen suda bi kaç boğulma tehlikesi atlatmasının ardından "amaaaan bişey öğretmiyorsun sen" diyerek çıktı denizden duşa gitti teyze, amca da çıktı ardından gülümseyerek geldi yandaki şezlonga oturdu bi sigara istedi. verdim bi tane çıkartıp, yakarken de,
    - eşiniz mi hanımefendi ? dedim
    + evet dedi.
    - yüzmeye merak saldı heralde dedim gülerek,
    +evet ama yeni değil 51 yıl oldu merak salalı dedi...
    meğer amca evlendikleri sene dubalara kadar yüzmüş sonra küsmüş teyze buna, beni bırakıp gittin diye, amca da gönlünü almak için sen gidebilene kadar ben de gitmiycem artık dubalara demiş. öpüşmüş barışmışlar. 51 yıldır yaz tatilinde oldukları her allah'ın günü teyzeye yüzme öğretmeye çalışmış. teyze yüzmeyi öğrenememiş, amca da bi daha dubalara gidememiş hiç.
    51 yıl.
    sabırla. öyle kenarda teyzeyle yüzmüş.
    hiç sıkılmadınız mı diye sordum. döndü duş alan teyzeye baktı.
    - sıkılmaz mıyım da, baksana şuna, dubalara gidersem gene küser diye korkuyorum dedi gülerek...
    olm aşk diye bişey var lan. buluyo insanlar. nerde bilmiyorum ama var. moralimizi bozmayalım hiç...

  • nükleer enerjiden vuralım dediler, adamın üniversite tezi ‘nükleer enerji’ konulu çıktı, bu da olmadı hdjdjdhdhd gülmekten çıldırıyorum