hesabın var mı? giriş yap

  • bu ülkede 5'te kalkıp 800 metre yer altına inip güneş görmeden en ağır şekilde çalışan ve belki de "kaza!" sonucu hayatına veda etme ihtimali olan, maaşını alamadan patrondan tekme yiyen birisini aklıma geliyor reklamda.

    futbolculuğu çok emek sarfedilen çok kutsal bir meslek gibi gösteren sermaye babaları ancak kendileri çalar kendileri oynar.

    halk sizin ne bok olduğunuzu çok iyi biliyor. dünyayı kurtarana verilmeyecek miktarda büyük paralar ile bir futbolcuya veriliyor. çünkü sermayenin asıl amacı toplumların gerçeği görmek yerine maç izleyerek tahtlarına saldırmamaları.

    bir maçta 40 tekme yiyormuş. halkın suratına nasıl bakıyorsunuz lan!

  • hırsızlık, cinayet, tecavüz mahkumu adi suçluların bulunduğu hapishane koğuşlarında pek bulunmazlar.
    ancak siyasi suçluların koğuşlarında bol miktarda bulunurlar diye tahmin ediyorum.

  • müthiş bir şeydir yav. düşünsene kız. kızzz.... ulan iliğim kemiğim kurur be.
    galiba bu yüzden bir kızla aynı evde yaşamıyorum.

  • yeğen (y, yaş 8), ben (b)

    yeğen ile evde baş başa yemek yemekteyken yeğenin ayranını masaya dökmesiyle başlayan diyalog.

    y: olsun dayı.

    ben cevap vermeden masayı silerken.

    y: olsun olsun.

    b: oğlum ayranı sen döktün, teselli için benim sana olsun demem lazımdı.

    y: olsun olsun.

  • nedense konuşulmayan konu.

    arkadaşlar hepiniz mi zenginsiniz? bu nasıl oluyor ya. ortalama bi depo 1000 liradan fazlaya doluyor artık. ulan hakkaten hepiniz 50k maaş mı alıyorsunuz. bu ne rahatlık.

    bi gündeme getirelim şu konuyu artık bir şey yapalım.

  • ülkemizde, kangalların boğduğu kurtlar genellikle oldukça küçük, zayıf, hasta, yaşlı veya yaralı kurtlardır. ayrıca zaten anadolu havzasında yaşayan kurtlar genelde ufak ve zayıf yapıda olurlar. bunlara çayır kurdu da denir. kangallar ise bu çayır kurtlarına nazaran çok daha iri ve besili olmanın yanında, çoğunlukla tek değil iki veya daha fazla kangal ile beraber kurtlara hücum ederler. bu yüzden kangalların bu kurtlar karşısında üstün gelmesi olağandır.

    ayrıca köpekleri yetiştirmek de zahmetli bir iştir. hiçbir hayvan sahibi, hayvanının boş yere ölmesini yahut yaralanmasını istemez. bu yüzden bu köpeklerin boyunlarına çivili tasma geçirilir. hatta vücut bölgesini koruyan zırh yaptıranlar dahi vardır. böyle bir beşeri avantaj karşısında kurdun şansı yoktur.

    ancak gerçek bir bozkurt karşısında, bire bir mücadelede bir kangalın başarılı olacağını düşünmüyorum. kurtların ne kadar dayanıklı, kuvvetli ve olağanüstü savaşçı, inatçı bir yapıda olduklarını bilenler bilir. çok güçlü çeneleri ve oldukça sivri dişleri ile, birkaç hamlede bile rakiplerinde ölümcül yaralar açabilirler. köpekler ise böyle değildir. ölümcül yaralar için oldukça ciddi mücadele vermeleri gerekir. kurt, tabiri caiz ise tek ısırışta dişlerini kemiğe kadar saplarken, köpek sadece ete zarar verebilmektedir. ayrıca kurtların, bilhassa kışın kalın kürklere sahip olduklarını unutmamak gerekir. çok hızlı hareket edebilmesi de bir başka avantajdır.

    kangalın ise kurt karşısında tek artısı iri cüssesi gibi duruyor. gerçekten de iri gövdesi ile kurda vuruşlar yapabilir. ama kurdun çok daha atik hamleleri karşısında çok dayanacağını zannetmiyorum. kangal, ancak ani bir hareket ile, boyundan tutar ve bırakmaz ise bir şansı olabilir.

  • kendimi gördüğüm video. küçükken babam da gözünü çaldım der ağlardım. lan görüyon nasıl çalmış olabilir. zaten küçükken tek hayali dolmuş şoförü olmak isteyen bir çocuktan ne bekleyebilirsin. bence o ara beynimi çalmış babam geri de vermemiş. :d

  • iki yıl kyk yurdunda kaldım (2017-2019). yeni açılan bir yurttu. 1000 küsur kişilik. yurtta bırak hemşireyi, sağlık görevlisini ecza dolabı bile yoktu ama imam vardı. diyeceğim o ki kyk yurtları direkt pamuk tıkamaya odaklı.

    t: her köşeye açılan imam hatiplerden mezun olan abileri açıkta bırakmamak için, bilim yuvası olması gereken yerlere perşembe gecesi pilavlı sohbet yapsin diye gönderilen 922 yeni kişiyi içeren haber.

  • ferran adria abimizin ortaya attıktan sonra bir daha yüzüne bakmadığı, ilgi çekici olsa da belli bir zaman diliminden sonra insanı gıcık eden ve çok sıkan bir alandır..

    ilk başlarda domates havyarından karpuz havyarına, kavun yumurtasından portakal spagettisine kadar hayal gücünüzün elverdiği şekilde uygulamak mümkün..

    çok kasarsanız kendinizi birinci sınıf misafirlerinizin olduğu * * * bir masada tatlıdan hemen önce getirerek ufak porsiyonlar halinde sunabilirsiniz. olaya biraz da nitrojen eklerseniz çok güzel olur.

    --- istek üzerine ek bilgi ---

    moleküler gastronomi mutfakta yiyeceklerin üstünde farklı pişirme tekniklerle kullanarak hazırlayacağımız yemeklerin hangi formda nasıl sunacağımıza konusunda bize yol gösteren tekniktir.
    o yemeğin ve tatlının özünde her ne varsa onları iyi yorumlamaktan geçiyor. meyvenin özü konsantre hale getirildikten sonra yine aynı meyveden elde edilen jel ile belli bir forma hapsediliyor. jelde kıvam artırabilmek için alginate isimli deniz yosunundan da yararlanılıyor. elde edilen sıvı bir şırınga yardımı ile içinde kalsiyum tuzu bulunan bir havuzda bağlanıyor. ortaya dışı jel içi konsantre sıvı olan parçacıklar çıkıyor. burada yaratılan formlar ve bunların arasındaki simetri ise yapan kişinin tecrübe ve ustalığına kalıyor.
    bazen sadece bir meyve veya sebzenin molekülleri ile ortaya çıkan lezzet olarak, bazen de herhangi bir yemeğin içindeki ürünlerin tek tek ele alınıp, farklı pişirme ve sunum teknikleri ile yeniden yorumlanışı olarak karşımıza çıkabiliyor.
    örneğin çok bildik bir yemeğin malzemelerinin bir kısmı köpük, bir kısmı dondurma bir kısmı da jel olarak bir tabağın içinde toplanabiliyor. tat yine o bildik tat, fakat daha konsantresi. dilin ve beynin tat alma noktalarına iletilen dijital birer mesaj gibi…

    --- istek üzerine ek bilgi ---

    fotograflar volkan çengel'e aittir efendim.

    peynir mus vişne havyarı
    kuşkonmaz çorba
    bal havyarı havuza dökme anı
    mini havyar sunumları